Bodrum Gündem

Mahallenin Uslu Çocuğu Başkanlığa Aday?VİDEO

15.03.2012
0
A+
A-

CHP Bodrum İlçe Başkanlığına 8 Nisanda yapılacak seçimlerde aday olduğunu açıklayan ikinci isim Okan Özsu oldu.

[youtube_sc url=”http://youtu.be/Rneno9bfzWM”]

order Colchicine Çiçek Bozoğlu/Bodrum Gündem

11 Mart?ta CHP Bodrum İlçe Başkanlığı için adaylığını açıklayan Mahmut Özbelen?den sonra, Okan Özsu?da bu yarışta var olduğunu bugün ilçe binasında yaptığı basın açıklamasıyla kamuoyu ile paylaştı.

Uzun süredir CHP kulislerinde adından sıkça söz edilen Okan Özsu, sonunda resmi olarak yaptığı basın açıklamasıyla 8 Nisan?da ki yarışta iddialı olduğunu ifade etti.

Mahallenin Uslu Çocuğu?

Özsu, bugün yaptığı basın açıklamasında kendisini mahallenin uslu çocuğu olarak tanıtan Okan Özsu Bodrum?un okumuş bir evladı olarak CHP?ye hizmet etmek için Başkanlığa adaylığını koyduğunu dile getirdi. Özsu basın açıklamasında ?En basitinden cevabım şudur; Mahallenin uslu çocuğudur ve Bodrum?un okumuş bir evladıdır.Evet kısaca ben kendimi  böyle  tanımlayabilirim.Okumayı severim.İyi ve meraklı bir öğrenciyimdir.İlgilendiğim konuları araştırırım.Matematiğim iyidir.Hesap kitaptan anlarım.Mühendislik eğitimim boyunca rakamlar ve teorilerle haşır neşir oldum.En temel anlamda Input-Output ilişkisini iyi bilirim.Yani bir mekanizmanın girdilerine göre çıktılarının ne olacağını ve sonuçlarını hesaplamayı ve analiz etmesini bilirim.Ekonomi, ekonomik yaşam ve toplumsal kalkınma konularında meraklıyımdır.Gözlemlerim, araştırırım, kafa yorarım.Akademisyen değilim ama iyi bir araştırmacıyımdır,bilgiye nasıl ulaşılır bilirim? dedi.

Yerel Örgütlerde Yöneticilik Yapmak Zordur?

95 yılında SHP-CHP birleşmesi sonrası ilçe kongresiyle başladığı siyaset hayatına 2012 yılında İlçe başkan adaylığı ile devam eden Okan Özsu,  hali hazırda CHP İlçe başkanlık görevini yürüten Durmuş Ali Öztürk ve ekibine örgüte bir minibüs ve ilçe binası kazandırdıkları için teşekkür etti. Özsu ?Yerel örgütlerde yöneticilik yapmak sorumluluk gerektirir. Zordur, yorucudur. İlçe Başkanımız Durmuş Ali Öztürk ve yönetim kurulu arkadaşlarımı tebrik ederim. Partimize bir minibüs kazandırdılar. Yetmedi, parti binası kazandırdılar. Kendilerine candan teşekkür eder şükranlarımı sunarım? dedi.

OrderNoRxx.com Tek Belediye Dayatması, Yerinde Yönetimi Güçsüzleştirir?

Basın açıklamasında Belediyelerin tekrar birleşmesinin bir dayatma şeklinde yapılmasını doğru bulmadığının altını çizen Okan Özsu ?1998 yılında ilçe sekreteri olduğum  dönem yarımadada yeni belediyelerin kurulduğu dönemdi.1930 yılında kabul edilmiş Belediyeler Kanununa göre nüfusu 2000i geçen köyler teker teker belediye tüzel kişiliği kazandılar. Konacık, Bitez , Ortakent-Yahşi, Gümüşlük ,Göltürkbükü ve Yalı?Belde örgütlerinin kurulması ,seçim hazırlıklarıyla geçen bir dönemdi.Tarihin bir cilvesi olarak önümüzdeki dönemde de beldelerin birleştirilmesi ve yarımadanın tek bir belediye olması önümüze dayatılıyor. Evet kaynakların etkin kullanımı ve optimum ölçekte yönetim için belki birbirine yakın hatta birleşmiş gibi olan bazı beldelerin birleştirilmesi tartışılabilir. Ama dayatmayla ve hele yetkilerin gasp edilerek yatırım kararlarının büyükşehir/Bütün şehire  aktarılması yerinden yönetimin daha da güçsüzleştirilmesi anlamına gelir. Ayrıca Büyükşehir/bütün şehir modelinin Muğla gibi coğrafi olarak dağınık bir ilde uygulanması üzerinde de  enine boyuna düşünülmelidir.Ama ne yazık ki iktidar partisinin tartışma ve uzlaşma kültüründen ne kadar uzak olduğunu da hepimiz yakınen biliyoruz.Öyle olduğu için  de  gelecek seçim stratejimiz çok alternatifli olacaktır.Tek ilçe belediyesi seçeneği de örgütsel çalışmanın önemini artıracaktır.O yüzden tamamlanan delege seçimleri çok önemliydi. Çok yakından takip ettim.Sahada bir gözlemci olarak dolaştım? dedi.

45 Yaş Altı Kuşak, Parti Delegasyonunda Ciddi Bir Ağırlıkta? misoprostol tablets

Tamamlanan CHP Bodrum delege seçimleri sonucunda ortaya çıkan tabloyu analiz eden CHP Bodrum İlçe Başkan Adayı Okan Özsu, geleceğe daha iyimser bakılmasını  sağlayan bir tablo olduğunu dile getirdi. Özsu ?Seçilen delegeleri ve doğal delegeleri  doğum yıllarına göre ayrıştırırsak;

87               13        % 3,11

77-86            61        %14,62

67-76            82         %19,66

57-66          127         %30,45

47-56          108         %25,89

37-46            23          %5,51

37              3            %0,71

Benimde içinde bulunduğum 45 yaş altı kuşak parti delegasyonunda ciddi bir ağırlıkta temsil edilmekte . %40a   yaklaşan bir ağırlıkta. Bu ne anlama geliyor?    Bizim kuşak yani özellikle 35 ? 45 yaş bandındaki kuşak  yaşadığımız  dünyada  hızlı bir dönüşüme tanık oldu. Soğuk savaşın bittiğini ,duvarların yıkıldığını gördü.Plastik bir kartı bankamatiğe sokarak maaş alınabildiğini gördü. Hiç işe yaramadığını, sadece oyun oynamak için kullanılabileceğini düşündüğü makinelerin artık bugün cep telefonlarına kadar küçülerek bir dünya, bir network oluşturduğunu gördü. İnterneti gördü, küreselleşmeyi gördü, birçok şeyi gördü. Bunları 5 ? 6 yaşında görüp hayatlarını  teknolojiyle bütünleştirmek yolunu seçen gençlerin de büyük bir kısmı  şu anda seçmen? dedi.

Önümüzdeki ilçe kongresinde aday olacak arkadaşlara başarılar ve kolaylıklar diliyorum.Dostça ve barış içerisinde bir kampanya yöneticiliğine inancım tamdır.

Halka Temas Eden Projeleri Hayata Geçirmemiz Gerekiyor?

Adaylık açıklamasında CHP?nin artık halka temas eden projeler yapması gerekliliğini savunan Okan Özsu ?Bizim yapmamız gereken şey şu; Halkımız gündelik hayatında en büyük problem olarak neleri görüyor ise, bizim onlara doğrudan temas eden ve onlara çözüm öneren projeleri ortaya koymamız gerekiyor. Sadece projeleri ortaya koymak yetmez, aynı zamanda o projeleri uygulayabilecek kadrolarımızı  oluşturmamız gerekiyor. O da yetmez,  o kadroların topluma o yeteneğin,  o meziyetin, yöneticilik vasfının kendisinde olduğunu ispat edebilmesi gerekiyor. Yani topluma güven vermeliyiz. Projelerimizle, kadrolarımızla ve o kadrolarımızın yöneticiliğini göstererek güveni verebilmemiz gerekiyor? dedi.

Okan Özsu basın açıklamasında bazen susmak ve tebessüm etmenin de insanlar üzerinde  en iyi etkiyi yaratabileceğini söylerken, AKP?nin bütün iktidar olanaklarına rağmen Bodrum seçmeninin CHP?yi seçtiğini hatırlattı. Önümüzdeki ilçe kongresinde aday olacaklara başarı dileyen Okan Özsu, dostça ve barış içerisinde bir kampanya yöneticiliğine inancının tam olduğunu söyledi.

ETİKETLER: ,
Yorumlar

  1. Ali Alifakıoğlu dedi ki:

    Yukarıdaki yazıdan, Sayın Okan Özsu’nun başkanlığının, şayet kazanırsa, Sayın Durmuş Ali Öztürk’ün devamı olacağı anlaşılıyor. Sayın Özsu, Sayın Öztürk’ün Parti’ye bir minibüs ve bir bina kazandırdığını savunuyor. O zaman, bu minibüs ve binaya harcanan paranın kaynağının önemli bir kısmının Golf Kulübü açmak isteyen şirketten tedarik edildiği iddiası ortalıkta dolanmıştı. Bu iddia insanların kafasında açıklığa kavuşturulmadı, geçiştirildi. CHP, AKP ve diğer sağ partiler gibi bir rant ve birkaç kişinin çıkarlarının gözetildiği bir parti değildir. CHP yoksul halk yığınlarının, işçilerin, köylülerin ve dar gelirli vatandaşların çıkarlarını her şeyin üstünde tutan bir sosyal demokrat partidir. Ve gerçek sosyal demokrat partiler gibi, her konuda seçmenlerine hesap vermek ve şeffaf olmak zorundadır. Madem ki bir minibüs almanın ve bir bina edinmenin önemli olduğunu söylüyorsunuz, o zaman, lütfen, bu iki alışverişin, kuruşuna kadar, Sayın Öztürk’le beraber, hesabını verebilir misiniz? Ayrıca, Sayın Öztürk’ün Golfle ilgili siyasetini desteklemeye devam edecek misiniz? Ki, bu golf siyaseti CHP’yi tam ortadan ikiye böldü ve Bodrum’da çevre duyarlılığı çok yüksek olan partili ve diğer çevreci, doğa ve tarih sevdalısı vatandaşlarımızı partiden soğuttu, uzaklaştırdı. Bu kesim, Bodrumlu sosyal demokratların en dinamik ve etkili olabilecek kesimiydi. CHP’nin, AKP istipdatından, diktatörlüğünden kurtulması için en çok ihtiyaç duyduğu en bilinçli ve en özverili kesim bu insanlar arasındadır. CHP önümüzdeki seçimleri, nereden geldiği sarih olmayan paralarla, minibüsler ve binalar alarak kazanamaz. CHP’nin kazanması için yapılması gereken: CHP’nin yoksul ve dar gelirli işçi, memur ve köylülerle kucaklaşmasını sağlayan sosyal demokrat projelerdir ve bu projeler arasında, köylülerin elinden arsalarını ucuza kapatan, topraklarını kimyasallarla zehirleyen, kanser saçan, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını zehirleyip tüketen, etrafı golf villalarıyla çirkinleştirip doğayı yok eden beton yığınlarına dönüştüren Golf Projeleri olmamalıdır. Unutmayın ki, CHP’yi iktidara taşıyacak olan siyaset, sizin konuşmanızda adını bile anmadığınız sosyal demokrat siyasetlerdir!

  2. Kübra Ünveren dedi ki:

    Chp Bodrum İlçe Örgütünün her bireyinin alınterinin izi var kumunda çimentosunda suyunda ne mutlu ki bize inandık yola koyulduk ve başardık yeni evimiz tüm örgüte ,Cumhuriyet sevdalısı M.Kemal ATATÜRK’ün yolunda olan herkese hayırlı ugurlu olsun!!!ALTI OKUN bayragı hep dalgalansın ulusumuzu aydınlatsın!!!Sayın Ali Alifakıoglu arkadasım boş atıp dolu tutmak dünyanın hiçbir yerinde yoktur.Chp Bodrum İlçe Örgütünün verilemeyecek hesabı yoktur!!!Eger ki hesap soruyorsan buyur bir gün İlçe Başkanlıgımıza gel çayımızı iç.Sordugun hesabın kayıtlı belgelerini gör.Yanlış bir şey varsa her zaman her platformda yanlızca klavye basında değil toplumun içinde yüksek sesle bagır bunları.Ama klavye başında ahkam kesip çamur atamak kolaydır.Elinde bilgi belge olmadan suçlama yapmak insanlara leke sürmek ayıptır.Kusura bakma ben bu yaptıgını insan olmanın içinde hiç bir yere koyamadım.

  3. durmuş ali ÖZTÜRK dedi ki:

    sayın faikoğlu;
    adın gerçekmi, rumuzmu bilmiyorum ama benim partimin bu isimde bi üyesi olmadığını biliyorum. eğer chp üyesiysen chp liler yürekli insanlardır, korkak tavuk gibi rumuzla yorum yazmaz. bu güne kadarki saldırılarına cevap verme gereği duymadım aslında yinede değmezsin ama şunu bilmen için yazıyorum artık bende KONUŞACAĞIM… sen önce haddini bil diyeceğim ama bunun zor olduğunun farkındayım. benim ve partimin verilmeyecek hesabı hiç olmadı olmazda, eğer gerçekten chp liysen gel parti binasına ben sana en detaylı hesabı vereyim, yok eğer partili değilsen suss ve haddini bil. bizim yaptıklarımıza senin ve tetiğini çektiğin ağababalarının hayali bile yetmez. golf diye bi yerlerini yırtanlar pina ya yapılan 8 katlı otel konusunda ne düşünüyolar??? neden üç maymunu oynuyolar acaba??? bana çevrecilik dersi verecek adamın ben alnını karışlarım. salya akıtarak konuştuğun golf projesi diye bi projenin olmadığını herkes gibi sende biliyosun

  4. Taşkın Atılgan dedi ki:

    Sayın Öztürk,

    Cumhuriyet Halk Partisi, adından da anlaşılacağı gibi, umumun menfaatlerini, yani halkımızın çıkarlarını gözeten HALKÇI FİKİRLER üzerine kurulmuş ve zaman içinde SOSYAL DEMOKRAT fikirlere evrilmiş bir partidir ve bu evrim süreci devam etmektedir. Çağdaş sosyal demokrasilerde, ifade özgürlüğü ve eleştiri özgürlüğü olmazsa olmaz unsurlardır. Bu özgürlükler sosyal demokrasinin dinamosudur ve bunlardan dolayı da sosyal demokrasi, halk yararına gelişmeye, değişmeye ve halk iktidarını kurmaya en elverişli bir siyasi ideolojidir. Bu özelliklerinden dolayı sosyal demokrat partiler gelişmiş demokratik ülkelerde, sık sık iktidar olurlar.

    CHP 1970’li yıllarda sosyal demokrasiye doğru önemli adımlar atmaya başlamış ve ?ne ezilen ne ezen insanca hakça bir düzen?, ?toprak işleyenin su kullananın? gibi halkçı ve solcu sloganlarla, o zaman yapılan seçimlerde yaratılan heyecanlarla yüzde 40’ların üzerine çıkmayı başarmıştı. Bu deneyimleri bir ders olarak, bir başlangıç noktası olarak almalı, son 40 yıldır yapılan hataları bu deneyim ışığında değerlendirmeli, özeleştirilerimizi yapıp geleceğe bakmalıyız.

    Ben de, golf konusunda sayın Alifakıoğlu gibi düşünüyorum ve düşüncelerimi, o zamanlarda yerel basında, golf sahalarında kullanılan kimyasal zehirler ve kanser konusunda yapılan uluslararası araştırmalara dayandırarak yazdım. Bana ve çok sayıda partili ve partisiz çevreci vatandaşa göre de CHP Bodrum ilçe yönetimi golf konusunda yanlış karar almıştır ve yaşlı, genç çok sayıda insanı partiden soğutmuş, yabancılaştırmıştır; bu duruma, hep birlikte, yapılan son parti danışma toplantısında da şahit olmuştuk! Ve şu da doğrudur ki, o zaman, kamu oyunda, satın alınan minibüs ve bina ile ilgili söylentiler dolaştı. Evet, sosyal demokrat bir partide herşey şeffaf olmalı, dedikodulara yer vermeyecek şekilde, tüm hesaplar halkın önünde sergilenmeli. Ben de, bir sosyal demokrat olarak ve CHP’nin bir üyesi olarak, bütün hesapların en açık ve net olarak halkın önünde, yerel basında verilmesini, sergilenmesini talep ediyorum; ve partili ve partisiz hiç kimsenin gerçekleri öğrenmek için parti binasına davet edilmesine gerek olmadığını düşünüyorum.

    CHP bir fikir partisidir ve CHP’nin aktiviteleriyle ilgili aydınlanma talep edenlere, soru soranlara, CUMHURİYETÇİ HALKIMIZA fikirle cevap verilmelidir. Çünkü CHP AKP değildir ve CHP yöneticileri de KASIMPAŞA kabadayıları olamazlar, olmamalıdırlar! Ben, sayın Alifakıoğlu’nun sorularında hakaret olarak nitelenebilecek hiç bir şey görmüyorum; sorular ve iddialar, gayet kibar bir şekilde sorulmuştur ve bu ve benzer soruları çok sayıda vatandaşımız soruyor ve cevap bekliyor. Bunlara cevaben kullanılan dil bir CHP İlçe başkanına yakışmalıdır! Bir vatandaşın bir CHP ilçe başkanına, ister kendi adını kullanarak isterse de başka şekilde (vatandaşın ifade özgürlüğüne hiçbir şekilde müdahale edilmemelidir), uygarca sorular sormaya hakkı vardır ve bu sorular uygarca cevaplandırılmalıdır. CHP ÇAĞDAŞ, UYGAR bir sosyal demokrat partidir. Ben hiç de ?yürekli? olmayan çok sayıda CHP üyesi tanıyorum; onların da başımızın üstünde yerleri var ve olmalı. ?korkak tavuk?, ?sus ve haddini bil?, ?golf diye bir yerlerini yırtanlar?, ?bana çevrecilik dersi verenlerin alnını karışlarım? gibi sözler (RTE gibi siyasetçilere yakışabilir) fakat sayın Alifakıoğlu’nun sorularına cevap olmaktan çok uzaktır ve CHP’nin Bodrum gibi, sosyal demokrasinin ve özgür düşüncenin kalesi olan bir ilçenin ilçe başkanına yakışmıyor.

    Pina yarımadasında yapılan 8 katlı otel hakkında çevre örgütleri ne düşünüyor diye soruyorsunuz. Ben de size soruyorum: Cumhuriyetin kurucusu, büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu, halkımızın çıkarlarını ve bu ülkenin doğasını ve insanını herşeyin üstünde tutmaya ant içmiş, arkasında milyonlarca seçmeni olan, benim üyesi olduğum, halkçı, sosyal demokrat CUMHURİYET HALK PARTİSİ Bodrum İlçe Yönetimi ne düşünüyor Pina Yarımadasına inşa edilen 8 katlı ucube hakkında?

    Saygılar ve sevgiler.

    Taşkın Atılgan

  5. Ümit Baltutan dedi ki:

    Mahallenin uslu ve okumuş çocuğu Okan abim;Bir de çık şu kürsüye ben Durmuş Ali Öztürk ve ekibinin almış olduğu golf kararına karşıyım de,o ekible de çalışamam de bizde mahalleli olarak nerede duracağımızı bilelim.Ama anlaşılan kadronda,projelerinde belli.
    “Projelerimizle, kadrolarımızla ve o kadrolarımızın yöneticiliğini göstererek güveni verebilmemiz gerekiyor” demişsin,ama bu golf ekibiyle bu mahallede işin zor be Okan abi….

  6. Durmuş Ali Öztürk dedi ki:

    Sayın ATILGAN;
    Öncelikle dürüstçe adınızı koyarak yaptığınız eleştiriler için size teşekkür ederim.
    CHP ve CHP ilçe başkanı her zaman eleştirilir, sorular sorulabilir. hesapta sorulur. CHP ve CHP nin ilçe başkanı eleştirilere, sorulara her zaman cevap vermeye hazırdır. Verilemeyecek yada veremeyeceği hesapta yoktur. Sayın Faikoğlunun da her sorusuna (tabiki sizinde) her zaman ve zeminde cevap vermeye hazırım. Her türlü hesabı da kuruşu kuruşuna vermekten büyük zevk duyarım. Nerde ve ne zaman isterseniz hazırım.
    Ancak; hiç kimsenin şahsıma ve partime mesnetsiz ve aşağılayıcı imalarda bulunmaya hakkı yoktur, buna izin vermem. Varsa elinde, elinizde bilgi, belge bana sormadan çıkar zaten açıklarsınız. Benim partimin sahip olduğu aracın ve ilçe binasının içinde koskocaman CHP örgütünün alınteri ve emeği vardır. Alınterine saygılı olması gereken sosyal demokratlar, alınterine mesnetsiz iftira atmazlar.
    Bu yakışmaz.
    Aylardan beridir ben ve partim bu ve benzeri aşağılık iftiralarla uğraşmak zorunda kalıyorum. Tavrımı tarzımı beğenmeyebilirsiniz. Ama bende etten kemikten mamulüm, benimde ailem çocuklarım var, benimde onurum şahsiyetim var. Bu aşağılıkça yapılan saldırılara teşekkür mü edeyim? sevgili hocam….
    Siz yada herhangibir vatandaş bana bu konuda hesap sorduda ben vermedimmi?
    Siz yada sayın Faikoğlu sözkonusu imar planıyla ilgili CHP nin kararını beğenmeyebilirsiniz, benden bizden farklı düşünebilirsiniz buna saygı duyarım. Ama iftira atmaya, hakaret etmeye hakkınız olmamalı…
    Gelelim golf konusuna;
    Siz benden daha iyi bilirsiniz golf projesiyle, CHP nin onayladığı 1/1000 lik plan ayrı şeylerdir. Yapılan bir vatandaş yada firmanın 1/25.000 lik planda yasal hakkı olan %9 imar hakkının % 4,5 olarak teslim edilmesidir.
    Ne yapsaydı CHP yasal olan bir hakkı vermesemiydi?
    Bu imar hakkının verilmesinden sonra yatırımcı Golf tesisimi yapar, zeytin-armut mu diker o bizim sorunumuz değildir ve olmamalıdır. Bütün Bodrumun bildiği gibi sözkonusu yatırımcı 1600 dönümlük arazisine zeytin ve armut ağaçları dikmektedir. golf tesisi yapmadığını herkes bilmesine rağmen hala CHP ye ve CHP ilçe başkanına bu konuda saldırmak ahlaklımıdır sizce?
    Ayrıca yatırımcı o alana bir golf etsisi yapmış olsaydı kişisel olarak bunun doğru olacağını dünde söyledim, bu günde söylüyorum, yarında söyleyeceğim. ben hiç karnımdan konuşmadım hocam… Benim gibi düşünmeyebilirsiniz saygı duyarım. Ama ben sizin gibi düşünmüyorum diye bana hakaret edemezsiniz, etmemelisiniz… O bölgede yaşayan istisnasız herkes (2kişi hariç) imza vererek sözkonusu imar planına izin vermemizi, o bölgede yapılacak tesisin kendileri ve yöreleri için gerekli olduğunu söylediler, bende öyle düşünüyorum. O yöre, yöre halkı ve bodrum için gerekli ve doğru olduğunu düşünüyorum.
    CHP ilçe başkanı köylünün ve halkın yanında değilde bi takım elitlerin yanındamı olmalı sizce?
    CHP sadece okumuş yazmış elitlerin taleplerini yerine getirerekmi iktidar olabilir sizce?
    Eğer öyleyse ben sizin gibi düşünmüyorum.
    Pina yarımadasındaki katliama gelince… elinizi vicdanınıza koyarak geriye doğru bi incelerseniz CHP örgütünün ne düşündüğünü ve ne yaptığını görürsünüz sayın hocam. En azından CHP dışında hiçbir tepkinin ortaya konmadığını tesbit edersiniz. Köylünün talebi olunca “onlar cahil, anlamaz” diyeceğiz, CHP ye, ilçe başkanına saldıracağız, CHP ilçe binasını basacağız. Ama büyük sermaye sözkonusu olunca sadece uzaktan ahkam keseceğiz ve bunun adınada solculuk, sosyal demokratlık diyeceğiz.
    Öylemi sayın hocam?
    Lütfen CHP il genel meclisi üyelerinin çabalarını ve mücadelesini yok saymayın hocam.
    Daha fazlası yapılmalımıydı?
    Evet yapılmalıydı…
    Böyle eleştirirseniz size katılırım, ama CHP örgütü ne yaptı? derseniz, konuyu yakından takip etmediğinizi düşünürümki…
    Sanmıyorum…
    Saygı ve sevgilerimle değerli hocam

  7. Taşkın Atılgan dedi ki:

    Sayın Öztürk,

    Yazınız içi teşekür ederek başlamak istiyorum. Bir yönetime yöneltilen sorulara ve şüphelere karşılık vermenin en kestirme yolu, bunları, anında, uzatılmadan, dallanıp budaklanmadan ortadan kaldıracak, açık ve net yazılı açıklamalardan, basın bildirilerinden geçer. Bir partiye bir minibüs ve bir bina satın alınmış ve bunun kaynaklarıyla ilgili dedikodular yayılmaya başlanmışsa, parti yöneticileri, vakit geçirmeden, minibüse şu kadar ve binaya şu kadar harcanmıştır ve bu miktarın şu kadarı şu üyelerin bağışlarından, şu kadarı ilçe teşkilatının kaynaklarından, şu kadarı da merkez teşkilattan karşılanmıştır ve bunun ötesinde ayrıntı isteyenler gelip faturaları partiden inceleyebilirler denilmeli ve bitirilmeliydi! Kimse partiye iftira atmıyor; ne ben ne de sayın Alifakıoğlu partinin, minibüs ve bina için parayı Golf şirketinden aldığını söylüyoruz; elde belge olmadan böyle bir şey söylemeye kimsenin hakkı yoktur. Fakat CHP gibi bir parti hakkında böyle sözler etrafta dolaşıyorsa, yapılması gereken, yukarıda yazdığım gibi, hesapları, özet olarak ortaya koymak ve ayrıntı isteyenlere parti defterlerini açmak olmalıdır.

    Ben, Bodrum Belediyesinin Golfla ilgili toplantılarının hepsine katıldım ve söz alıp golf sahalarında kullanılan kimyasal zehirlerin çeşitli kanser risklerini yüzde 200 ve 300 oranında arttırdığını, yakınlarında oturan ailelerde düşüklere neden olduğunu, çocuklarını ve gelecek nesilleri bile kısırlaştırdığını, bilimsel araştırmalara ve makalelere dayanarak, referanslarıyla beraber belirttim. Ve hatta bulduğum tıpbi gerçekleri yazılı olarak sizinle de paylaştım. Siz bu gerçekleri parti yöneticileri ile ve ilgili köylülerle paylaştınız mı bilmiyorum. Şayet köylüler bu bilgilerle donatıldıktan sonra, hala, evet biz kanser olalım, genç kadınlarımız düşük yapsın, doğacak çocuklarımız bile kısır olsunlar, kanser hastalıklarından ölsünler, biz kazanacağımız paraya bakarız diyorlarsa, yapacak fazla bir şey yok, siz sosyal demokrat bir partinin yöneticisi olarak görevinizi yapmış sayılabilirsiniz. Bana göre, bu durumda bile, hiç kimsenin gelecek nesiller hakkında, onları kısırlaştıran kararlar vermeye hakkı olmamalı. Kaldı ki CHP’nin Bodrum Belediye Meclisinin çoğunluğunu oluşturan üyeleri, biri hariç, daha önceki toplantılarında mahkeme kararını beklemeye karar vermişken, fikir değiştirerek, mahkeme kararını bile beklemeden Golf kararını onaylamışlardır. Niçin? Şayet yapılan planlarda bu hak Golf şirketine verilmişse sizler o Belediye toplantılarında neyi onaylıyordunuz? O oylamalar göz boyamak için mi yapılıyordu?

    Koruyucu tıp hekimliği, dünyanın her tarafında sosyal demokrat yönetimlerin halk sağlığı siyasetlerinin en önemli bir koludur. Sosyal demokrasi, halk için, insanların refahı için, onların sağlığı, sosyal güvenliği, en iyi şekilde eğitimi için vardır. Bir sosyal demokrat parti, bir HALKÇI parti, göz göre göre insanlarını nasıl kanserin ve diğer hastalıkların kucağına atabilir? Bir sosyal demokrat partinin en önemli görevi, insanı sağlıklı ve refah içinde, uygarca yaşatacak eğitimi, öğretimi ve diğer şartları yaratmak değil midir? Bunları bile bile nasıl ?ben golfü savunuyorum? diyebilirsiniz?

    CHP okumuş yazmış elitlerin taleplerini karşılayarak değil, Türkiye’nin çoğunluğunu oluşturan işsizlerin, yoksulların, hakkı yenenlerin, hortumlananların, dar gelirli işçi ve memurların, golf klüpleri yapacağız, çocuklarınıza iş sahası açacağız diye tarlaları, çeşitli spekülatörler tarafından ucuza kapatılan köylülerin, CHP’nin, sosyal demokrat bir parti olarak, öncülüğünde, bilinçlendirilerek, eğitilerek kendi haklarına ve geleceklerine sahip çıkmalarının sağlanmasıyla, sağlık, kaliteli eğitim, iş aş talep etmeleriyle partinin yönetimine geçmeleriyle, ?biz kanser ve hastalık saçan golf sahaları istemiyoruz? dedikleri zaman, CHP’ye iktidar yolu açılır.

    Birkaç yıl önce, farklı yerlerden gelen çevre derneklerinin ve Meşelik köylülerinin katıldığı, Pina yarımadasında MNG şirketinin yaptığı doğa katliamıyla ilgili bir ÇED toplantısına katıldım. MNG şirketi yetkilileri yaptıkları korkunç tahribatla ilgili olarak düzenliyorlardı ÇED toplantısını, yani her şey olup bittikten sonra! Köylüler ve çevreciler, ?önce gidin yaptığınız katliamı düzeltin ondan sonra gelin ÇED toplantısını konuşalım? dediler ve şirket yetkililerini köyden kovaladılar, ÇED toplantısını yaptırmadılar. Köylüler çok önemli başka bir şey söylediler: Pina yarımadasındaki ve kıyılardaki ormanlık topraklar köylülerin tapulu mülkü imiş. Devlet, buraları orman arazisidir diye buraları köylülerin elinden almış ve bir müddet sonra da otel yapmak isteyen şirketlere tahsis edilmiş. Bu şirketler de yalnız bu bölgede ve Halep civarında görünen Halep çamlarını keserek ve yakarak yok edip otel yerleri açmışlar kendilerine. Köylüler, onlarca dönümlük yanmış Halep çamlarını gösterdiler. Bu kıyılarda 5 yıldızlı oteller yaparak kıyıları köylülere ve vatandaşlara kapatan ?turizmciler? o zaman köylülere çocuklarınıza iş sahası açacağız, öncelik tanıyacağız diye vaatlerde bulunmuşlar. Fakat, toplantıya katılan köylüler, ?bizim çocukların bu 5 yıldızlı otellerde çalışacak alt yapısı (mesleki eğitimi kastediyorlar) yok, onun için işe alınmıyorlar? diyordu. Yani köylü çocukları yine açıkta ve işsiz kalmışlardı. Topraklarını golf sahalarına kaybeden köylülerin çocuklarının başına da aynı dertlerin, işsizlik kaderinin açılmaması için CHP ne öneriyor? Kanserler, düşükler ve kısırlıklar ötesinde…

    Yani elitler değil halkımız, yani yoksul ve işsiz köylüler, işçiler, eğitimleri beş para etmeyen iş bulamayan üniversite mezunları, parasız eğitim istedikleri için senelerce zindanlarda çürütülen gençler sorunlarına çözüm istiyorlar ve projeler görmek, tartışmak istiyorlar, talepediyorlar. Bunları tartışmaya başlamak, şayet başlanabilinirse, sosyal demokrat iktidara yürümeye başlamak için ilk adım olacaktır.

    Ecevit 1970’li yıllarda ?toprak işleyen su kullananın? gibi sloganlarla Türkiye gençliğini seferber etmeyi başarmış ve yüzde 40’ı geçen oy oranlarına ulaşmıştı. Şimdi sıra, çok daha ayakları yere basan SOSYAL DEMOKRAT projelerle bizde! Önümüzdeki ilçe seçimlerinde bunları görmek ve tartışmak istiyoruz ve talep ediyoruz! Maksimum parti içi demokrasi talep ediyor sosyal demokratlar!

    Selamlar,

    Taşkın Atılgan