Bodrum Gündem

Suyumuza Sahip Çıkalım, Geç Kalmayalım?

19.03.2012
0
A+
A-

Kanun Hükmünde Kararnamelere karşı haklarımızı koruyalım konulu söyleşi Bodrum Ticaret Odası Konferans Salonunda gerçekleşti.

Çiçek Bozoğlu/Bodrum Gündem      Plavix buy online

Yıldız Teknik Üniversetisi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün, Türkiye Sosyal Bilimler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Fuat Ercan ve Avukat Ergin Cinmen?in konuşmacı olarak katıldıkları söyleşide, ortak kullanım alanlarının metalaşması sonucunda gittikçe yoksullaşacağımız ifade edildi. 

Peynir Çiçeği Gündoğan Gönüllüleri, Torba Koyu Derneği ve Mavi Yol Girişimi ile ortaklaşa organize edilen söyleşiye CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Muğla Barosu Başkanı Mustafa İlker Gürkan, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlardan yoğun bir katılım oldu. 

Where to buy Viagra Order Natrexone Alınan Bu Kararlar 90?lı Yıllarda Birleşmiş Milletler Tarafından Hazırlandı?

Prof. Dr. Beyza Üstün söyleşide yaptığı konuşmada, bütün doğal alanlar sermaye birikimlerinin eline teslim edildiğini ve bu kararların Birleşmiş Milletlere ait konseyleri tarafından 90?lı yıllarda kapitalizmin krizlerinin ilk sinyallerinin verildiği yıllarda aldıkları kararlar olduğunu ifade etti.  Prof.Beyza Üstün Sürdürülebilir Kalkınma ve Suyun Metalaşması üzerine alınan kararların 2009 yılında suyun metalaşması üzerine Dünya Su Konseyi toplantısının 5.sini Türkiye?de gerçekleştirdiğine dikkat çekerek ?Bu toplantıdan birkaç yıl önce bütün dereler iki bini aşkın şirkete su kullanım anlaşmalarıyla  teslim edildi. Suyun dolandığı bütün havzalarda sermayenin farklı farklı birimleri (termik santraller, maden aramalar, maden işlemeler, çimento fabrikaları v.s.) hızlıca yaşama geçmeye başladı? dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Şirketlere 2 Ayda Yetki Veriyor?

Bu yaşama geçiş sırasında bir takım kamu kurumlarında dönüşümle ilgili plan ve plan yetkileri el değiştirdiğini kaydeden Prof. Beyza Üstün, Çevre Orman Bakanlığının bu süreçte  ikiye bölündüğünü söyledi. Prof.Üstün?Bu bölünme kanun hükmünde kararname ile yapıldı. Çevre ve Şehircilik, Orman ve Su İşleri Bakanlığı olarak böldüler. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütün bu uygulamaların plana sokulması ve ruhsatlandırılmasıyla yetkili tek kurumdur.  Bu İdari yapı bu planı yapma ve uygulama yetkisini 648  sayılı KHK ile aldı. Bunları yapan şirketlerin imar izinleri ve ruhsatları yine bu Bakanlık tarafından veriliyor. İlgili İdareye şirket baş vuracak, eğer belgeyi alamaz ise Bakanlık kendisi 2 ay sonra kendisi verecek? dedi.

Suyumuza Erişemediğimiz İçin Fakirleşip, Öleceğiz?

Artık sermayeye sunacakları alanların özel projeler olarak bu kararnamelere eklendiğine değinen Prof. Beyza Üstün?Kentsel dönüşüm ve 3. köprü de bu kararnameden yola çıkılarak yapılıyor. Koruma statüsündeki  alanları bu kararnamelerle yok ediyorlar. Sit alanları, milli parklar ya da herhangi bir doğal alan daha önce verilen izinlerle de artık tamamen kullanıma açıyorlar. Bütün canlılar metalaşma sürecine giren suya erişemedikçe yoksullaşacaklar ve ölümlere kadar giden bir yokluk söz konusu? dedi. 

Yıldız Teknik Üniversetisi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün son 5 yılda baraj ve santral yapımında çalışan 100’e yakın işçinin hayatını kaybettiğini, 150’ye yakın işçinin de yaralandığını belirtti. Demokratik kitle örgütleri olarak bölünmeden mücadele edilmesi gerekliliğinin önemini vurgulayan Prof. Üstün ?Çünkü saldırı ve kararlar son derece hızlı yaşama geçiyor? dedi..

KHK?ları Üniversite Hocaları Yaptı?.

Kanun Hükmünde Kararnamelerin aslında üniversitelerdeki hocalar tarafından yapıldığını dile getiren Türkiye Sosyal Bilimler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Fuat Ercan “Aslında en büyük hatalardan biri de bizlerdedir. Devlet bu kanunları yaparken, en büyük desteği üniversitelerden almaktadır. Hocalara giderek, ‘Bana şu kanunla ilgili yönetmelik’ sistemini oluştur’ demektedir. Hocalarımızda oturup kendilerine göre güzel gördükleri kanunları yazmaktadır. Son zamanlarda bedenimiz üzerinde muazzam bir müdahale vardır. Nerede bir mavilik varsa, hepsine projeler yaptılar. Bu projeleri de vakit kaybetmeden uygulamaya geçirdiler. Aslında çok iç karartıcı konuşmak istemiyorum. Türkiye’de mücadele eden çok iyi yerel örgütler vardır. Nerede bir baraj veya santral kurulmak istense müdahale eden bir grup vardır” dedi.

ETİKETLER: ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.