Bodrum Gündem

Misafirperverlik Yoksa Paraverlik mi Oluyor?

Misafirperverlik Yoksa Paraverlik mi Oluyor?
30.03.2012
0
A+
A-

Mehmet Billorer
TURİZMCİ-EĞİTİMCİ

Turizm gerçekte ülkemizde önemli bir sektördür. Bu sektörümüzü tanıtırken de hep misafirperver olduğumuzdan bahseder ve övünürüz. Bu övünç kaynağımızın ise en önemli öğesi ise hiç kuşkusuz insandır. Bizim sektörümüz insana insanla hizmet veren farklı mozaikleri içinde barındıran farklı bir sektördür. Böyle bir sektörde çalışanlar yani turizm personeli çok özel bir duruma sahiptir. Nedir bu özel durum; Toplumun üst seviyelerinde yer alan gelir seviyesi yüksek insanlarla iç içe olan konforlu ortamlarda ise hizmet veren bu insanlarla sürekli etkileşim içinde olan bir konuma sahiptir. Ama bu konfor ve şatafatın içinde kendisi ve çevresine aynı imkânı sağlama imkânı ne yazık ki çok zayıftır. Başka bir bakışla da bir anlık bile olsa aynı olanakları sağlaması birkaç günün alabileceği gibi hiç karşılayamaması da olanak dışı değildir.

Tabiki etkenler sadece bununla sınırlı değildir. Şöyle bir baktığımızda en önemli başka bir etkenin sektörün çok istikrarsız olması hep gelecek kaygısını da beraberinde getirmektedir. Sektörün diğer bir özelliğide emek yoğun bir çalışma sistemine sahip olmasıdır. Bu neden de beraberinde uzun çalışma saatlerinin olmasına yol açmaktadır. Dahası düzensiz ve izinsiz çalışma ile aile yaşantısının bitmesi maddi yetersizliklerle isteklerin karşılanamaması sonuçta ailelerin parçalanmasına dahi neden olmaktadır. Tüm bu olumsuzluklara iş deki sorunların da eklenmesi sektördeki olumsuzluklarda sektörün çalışan kesimini olumsuz etkileyen nedenlerdir.

Emek yoğun ve uzun çalışma saatleriyle karşı karşıya olan sektör çalışanları herhangi bir kanunun koruması olmaksızın zor şartlarda mesleklerini sürdürmektedirler. Sezon sonu işini kaybedeceğinin belli olması borçlu olan personeli iyice sıkıntıya sokmaktadır. Tesisin kalitesi çalışanların kalitesi doğru orantılıdır. Bu nokta hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir. Müşteri sadece oteli görmek veya denizden yararlanmak için ülkeye gelmez. Sıkıntılı çalışanlar bunu ne kadar sağlar?

Peki, durum işletmeciler için nasıl? Bununda iyice irdelenmesi gerekir. Sadece personel devir hızının bile hızlılığı göz önüne alındığında bile ortaya nasıl bir keşmekeş çıkar sizin takdirlerinize bırakıyorum. Ayrıca personelin para kazanma kaygısı yüzünden en önemli zamanlarda tesisler arası personel çalma gayretleride işleri sekteye uğratmaktadır.

Tesislerini hizmete açan ve sektöre arzı oluşturan işletmeciler bu rekabetçi ortamda en büyük düşünceleri doğal olarak kar etmek olacaktır. Buda ilk olarak maliyetleri düşürme çabasını meydana getirecektir. Sabit maliyetlerin düzenli bir şekilde artması yanında girdi maliyetlerinde ki ciddi artışlara ek olarak vergilerdeki artışlarda eklenince maliyetleri azaltmanın da hiç de göründüğü kadar kolay olmadığı ortaya çıkmaktadır. Maliyet kalemlerinden en önemlisi hiç kuşkusuz personel maliyetleridir. Bunu düşürmek için ise işletmeciler çeşitli stratejiler gerçekleştirmektedirler. Buda kalitesizliği ve çalışana değer verilmemesini aynı zamanda da kayıt dışılığı beraberinde getirmektedir.

Çalışanların durumlarını gören müşteriler ise personelin yorgun olmasını, isteksizliğini ve memnuniyetsizliğine yaklaşımı bir taraftan duygusal diğer taraftan ise konuşabilmek için personele yanaşmakta, böylece personel de ister istemez tesis ve yönetim aleyhinde maaş, fazla mesai, sosyal haklar konularında konuşabilmektedir. Bunun doğal sonucu olarak da marka olmaya çalıştığımız sektörümüzde yönetim ve insana verilen önemin yetersiz olduğu kanısı hasıl olmaktadır.

Bir başka konuda stajyerler konusudur. Stajyer çalışma hayatına yeni başlarken birçok umutla birlikte başlamaktadır. Ama maliyetler kaygısıyla işletme sahipleri normal eleman gibi çalıştırmakta ve çok fazla stajyer alarak işleri bu şekilde yürütme arzusunda olmaktadırlar. Böylece sektöre yeni gelen personel adayları çok fazla sektörden soğumaktadır. Normal personelin %10 unu geçmemelidir. Ayrıca personel alınırken işe göre adam mı adama göre iş mi mutlaka belli olmalıdır. İşletmeye verimli olacak insanlar alınmalı ve her zaman fayda düşünülmelidir. Onun adamı bunun tanıdığı işin içine girdikçe personelin işletme sadakati denilen olgusu ortadan kalkacaktır.

Turizm Türkiye?nin dışa açılan en büyük markası ve gelir kaynağıdır. Bunu oluşturan temel öğe ise Türk misafirperverliği?dir. İşletmelerde markayı oluşturan ne patron, ne de işletme yöneticisidir. Sadece planlar ve girişimlerde bulunabilirler, ancak marka ve toplam kalite yönetimi çalışanlarla ve çalışanlarının bunu uygulaması ile gerçekleştirilebilir. Burada arzın artmasından da korkmak yerine personelin durumundan korkalım.

Bu nereye kadar böyle gider? Daha ne kadar kalifiye ve turizme gönül vermiş, turizme bel bağlamış personelimizi sektörde tutabileceğiz? Bu yıl otellerimizin yaşadığı krizin temel nedeninin personel olduğunu artık kabullenmeliyiz. Personelimizin isteksiz, eğitimsiz, yetersiz, düzensiz, yorgun ve mutsuz olduğunu görüyoruz. Bu şikâyetler gitgide artış kaydediyor. Avrupalı misafirlerimiz bazı güzide tesisimiz dışında yıllardır keyifle tattıkları Türk konukseverliğini artık yeterince görememenin rahatsızlığını dile getirmektedirler.

Turistik tesislerin istihdamı artırıcı etkisi göz önünde tutularak vergilerde gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Ayrıca çalışanların özlük hakları da mutlaka teminat altına alınarak sonradan doğabilecek olumsuzluklar mutlaka ortadan kaldırılmalıdır. Bu insanların durumları ve kaderleri hiçbir zaman otel sahipleri ve yöneticilerin insafına ya da iki dudağının arasına kalmamalıdır. Bazı işletmeler personeline gereken önemi ve değeri vermemektedir. Fiziksel kalitesinin yeterli olacağını sanmaktadırlar. Oysa en önemli öğe unutulmamalıdır ki insandır, personeldir.

Tesisleri yöneten insanlarında burada ki sorumlulukları yadsınamaz. Yönlendirme ve yönetim çoğu zaman ellerindedir. Ancak gerekli donanıma sahip olamayan yöneticilerin aldıkları yanlış kararlar hep işletmeyi hem de personeli çoğu zaman sıkıntıya sokmaktadır. Yüksek maaşla çalışan bu kesimin bu paraları neden aldıklarını bilemedikçe sorun herhalde çözülemez. Burada mutlaka yönetici ve personeli denetleyen bir üst kurumun olması bakanlık eliyle de bu denetimlerin yapılması önem arz etmektedir.

Otel yöneticisi denildiğinde akla köprü olan kişi gelmelidir; otel sahipleri ile personel arasında, seyahat acenteleri ile otel arasında, misafir ile otel arasında, çevre ile otel arasında, devlet ile otel arasında bir denge olmak zorundadır. Bu kurulmuş olan denge kesinlikle birilerinin menfaatine olmamalıdır tersi durum söz konusu olduğunda ise adı yöneticilik ya da idarecilik olmaz. Emek yoğun çalışılan sektörde emeğin karşılığı hakkıyla verilmelidir.  Çünkü emek kutsaldır.

Burada ki amaç kesinlikle birilerinin savunuculuğu değilidir. Burada anlatılmak istenen sadece personel, sadece yöneticiler ya da patronlar değildir. Ve ya bir kesimi karşımıza almak da değildir. Gerçekte görülmeyen ya da çeşitli sebeplerden dolayı görülmek istenmeyen bazı noktalara ilgi çekmektir. Burada konukseverlik olgusunun önüne geçmek üzere olan paranın kaybettirebileceği şeylerin kazanılan paradan bile daha çok para harcayarak geri getirilemeyeceğidir. Bu nedenle Patron yönetici müşteri ve personel arasındaki etkileşimi doğru kanalize edip maksimum faydayı sağlayarak müşteri memnuniyetinin en üst seviyelere çekilmesidir.

Gastrointestinal

Sonuç olarak devletin mutlaka bu sektöre elini atması gerekir. Gerekli düzenleme ve kanunların bir an önce çıkarılması işi hızlandıracaktır. Meslek yasasının da en iyi düzenlemelerle çıkması gerekir. Azami önemin personel eğitimine verilmesi bazı sorunları kökünden halledecektir. Böylece sosyal haklarda iyileşme sağlayan personelde misafirperver tutumlar sergileyecek ve kalite otomatik olarak artacaktır.

buy Aciclovir

Tüm turizmcilere iyi bir sezon geçirmeleri dileklerimle?

treatment with Viagra

[email protected]

ETİKETLER: ,
Yorumlar

  1. Mehmet Bey,

    Turizm Sektöründeki temel sorunları çok güzel çözümü ile birlikte kaleme almışsınız.
    Umarım bu sorunun farkındalığında ve hissiyatından ziyade uygulamasındaki eksiklikleri gören Otel Yöneticileri gerekli önlemleri almayı deneyecekler, en kötü ihtimalle *ki umarım* (gereklilik duyulmaması yönündeki temennimi de belirtmeden geçmek de istemiyorum) belirttiğiniz gibi uygun bir denetleme mekanizması neticesinde bu sorunun çözümüne yönelik bir çalışma yapılması gündeme getirilecektir.

    Saygılarımla..
    İyi çalışmalar dilerim.

  2. TURİZM MAĞDURU dedi ki:

    TURİMDE OKUYUPTA GELECEĞİM BNM BURDA DİYEN GÖRMEDİM.ACABA BU SENE Mİ ? ŞÜKÜR BU SENEDE KALDIM ACABA SENEYEMİ ÇIKIŞIM ?DİYEN ÇOK PERSONEL VAR.VE YILLARINI VERİP OKUYAN TÜRİZMCİ EŞLERİN BODRUM PAZARINDA PORTAKAL SATTIKLARINA TANIK OLDUM. YILLARINI VERİP OKUYAN İNSANLAR ŞİMDİ PORTAKAL SATIYOR.BU MU NORMAL OLAN? YOKSA OKUDUĞU BÖLÜMÜ İSTİKRARLI SÜRDÜREN TURİZMCİ Mİ?

  3. Ahmet dedi ki:

    Mehmet Bey,
    Gün yüzü gibi ortada olan sorunları dile getirdiğiniz için.Ağzınıza sağlık.Tebrik ederim.Aslında herkes bu acı gerçeklerin farkında ama bu ne acıdır ki bunu dile getiren Mehmet gibi kaç kişi var.45 yaşıma geldim.15 sene Ne istikrarlı bir hayatımız ne de işimiz oldu..