Bodrum Gündem

BİR ANLATABİLSEM YAVRUM…

26.04.2012
0
A+
A-

Bir anlatabilsem yavrum/ şu kısacık görüş anında sana/ tel örgülerin anlatamadığını/ taş duvarlar gerisinde babanın/ nasıl öfkesinden yatamadığını/ niye öter gardiyanın düdüğü zamansız/ellerimizdeki bu kelepçe, tutsaklık neden/ niye öpemem kara gözlerinden/ niye okşayamam saçlarından/ bir anlatabilsem yavrum????..

        Böyle başlayıp sonunda da, anlaşıldı ben anlatamıyorum/ bari sen anlayabilsen/ bilsen nasıl sevinirim/ büyüdün, anladın beni diye/ ama yok sen yine de çocuk kal/ bu yaşta bu kadar büyümek niye/ bir anlatabilsem yavrum ?. diye biten bir şiir yazmıştım sana, 12 Eylülün o karanlık günlerinde.

        Daha sen dört yaşındaydın ve tel örgülerin ardından görüştüğümüz bir gün, kibrit çöplerinden yaptığım kalem kutusunu tam da sana uzatırken gardiyan düdüğünü çalmış, ben sana kutuyu uzattığımda o insan azmanı çavuş elime vurmuş ve kutu yere düşmüştü.

        O an hissettiklerini düşündüğümde, inan hapiste olmaktan daha büyük acı vermişti bu olay bana ve günlerce kendime gelememiştim. İşte o duygu yüklü günlerimde yazmıştım bu şiiri.

        Şimdi aradan otuz yıl geçti kızım ve bu güzel ülkenin başka yerlerinde yine çocuklar senin çektiklerini, hissettiklerini çok daha ağır şekilde yaşıyorlar. Slogan attılar, pankart astılar diye gencecik insanlar cezaevlerine atılıyor, okullardan kayıtları siliniyor, gelecekleri karartılıyor.

        Oyun yaşında çocuklar gelin ediliyor, devletin himayesinde olduğunu sanan çocuklara cezaevlerinde, okullarda tecavüz ediliyor, yetmedi savcılar onlarca yıl ceza istiyorlar.

Otuz yıl önce olduğu gibi bu günde ben, yine anlatmakta zorluk çekiyorum kızım. Geleceğimizin güvencesi diye büyüklerin diline sakız olmuş çocukların gençlerin o umutsuz, umarsız hallerini; gözlerindeki hüznü, yüzlerindeki acıyı gördükçe bir kez daha kahroluyorum.

buy diflucan

        Daha yakın zamanda 14 yaşında Uludere? li Erkan?ı bombaladı uçaklar, aynı köyden 34 kişiyle birlikte. Oysa Erkan daha çocukluğunu yaşayamamış, komşu köylerden başka yer görmemişti. İlk işinden alacağı elli liranın keyfini bile yaşayamadan vücudunun her bir parçası bir yerlere savrulmuş, bir çuvala doldurulmuş cesedi at sırtında getirilmişti anasının önüne.

        Uludere? li Erkan?ın niye öldürüldüğünü şimdi nasıl anlatayım sana, niye hala ?çok sevdiği için? insanlar sokak ortasında eşlerini öldürür, aynı dili konuşmuyor diye niye insanlar birbirini öteler, yok sayar, düşmanlık eder, nasıl anlatırım sana!

        Benim güzel yüzlü, hüzün gözlü kızım, şimdi sen benden yine bu kadar uzaklardayken, bir sahil kasabasında baban yine geçmişte yitirdiklerimizin yasını tutuyor.

        Sana, bana, bize onca acıyı çektiren darbeciler yargılanıyor şimdilerde. O senin çok sevdiğin eski devrimci kimi amcalar, teyzeler geçmişte ? 12 eylülcüler yargılanamaz? derken, şimdi 12 eylülcülerin davasına müdahil olmak için sıraya giriyorlar.

Ventolin price

        Biraz mahcup, biraz utangaç ama her zamanki pişkinlikleriyle Ergenekon, balyoz gibi davaları itibarsızlaştırmaya çalışan 68 lileri sana nasıl izah edeyim.

        İnanıyorum ki sen yine anlamakta zorlanıyorsun.

        O çocukken yaşadıklarını şimdi otuzunu aşmış yaşında, yine yüzlerinde o çocuk gülümseme, gözlerinde hüzün, unutmaya çalışırken; bize yeni acılar yaşatmak isteyenlere inat, sen yine de çocuk kal kızım.

        Bu gün 24 Nisan kızım ve biz 1915 yılında öldürülen, sürülen, yerlerinden, yurtlarından edilen Ermeni yurttaşlarımızı yıl dönümünde anmak için bile ne zorluklarla karşılaşıyoruz.

Retin-A online
        Bir anlatabilsem yavrum?????

[email protected] 

24 Nisan 2012  BODRUM

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. osman öztürk dedi ki:

    BİLGİLENDİRMEDİR,,,
    Kamu emekçileri sendikal mücadelesinin kurucusu ve sözcüsü olmanın verdiği sorumluluğun bilinciyle hareket etmeyi ilke edinen KESK?in boş ve ucuz polemiklere itibar etmediği tüm kamuoyu tarafından bilinmektedir. Diğer taraftan, son günlerde, 28 Şubat tartışmalarına ilişkin yazılı ve görsel medyada yapılan değerlendirmelerin bazılarına KESK?in adını karıştırarak hadlerini aşanların mesnetsiz açıklamaları karşısında suskun kalmamızı beklemeye de kimsenin hakkı yoktur.

    Öncelikle 12 Eylül faşist cuntasının işkence tezgahlarından geçen onurlu insanlar tarafından kurulan KESK?in gerekçesi ya da yöntemi ne olursa olsun darbelerin asıl hedefinin emekçiler olduğunun ayrımında ve bilincinde olanların mücadele örgütü olduğu gerçeğinin altını bir kez daha çiziyoruz. KESK, örtülü veya aleni, postallı veya postalsız, modern veya post modern hangi sıfatla tanımlanırsa tanımlansın; tüm darbelere, darbe girişimlerine karşı olmuş, tutumunu sadece kuru sözle değil, her zaman halkın, emekçilerin yanında saf tutan pratiğiyle de ispatlamıştır. Bu nedenle KESK?e yapılabilecek en büyük haksızlık adını darbecilerle, darbeye destek verenlerle birlikte anmaktır.

    Çünkü KESK, sonradan ?gömlek değiştirmekten? gurur duyanların aksine ne 28 Şubat muhtırası sürecinde, ne öncesinde ne de sonrasında yönünü esen rüzgârlara göre tayin etmemiş, ?dün dündür bugün de bugün pragmatizmine? kapılmadığı gibi postal yalayıcılığına da soyunmamıştır. O dönem özellikle Kurucu Genel Başkanımız Sayın Siyami Erdem?in kamuoyuna yaptığı açıklamalar başta olmak üzere KESK adına yapılan tüm açıklamalar hala hafızlarda ve arşivlerdeyken, KESK?i 28 Şubat darbesini destekleyen yapılardan birisi olarak göstermeye çalışmak öncelikle halkın toplumsal belleğini yok saymaktır.

    KESK, demokrasiden hak ve özgürlüklerin genişletilmesi mücadelesinde her zaman taraf olmuştur. Bunun için de emek ve halk düşmanı çevrelerin hedefinde olmuştur. Bu dün de böyleydi bugünde böyle. Emek ve demokrasi mücadelemizi sindiremeyen tüm iktidarlar gibi AKP iktidarının mücadelemize yönelik tahammülsüzlüğünün kaynağında da bu yatmaktadır. KESK?in sürdürdüğü mücadele nedeniyle çeşitli biçimlerde baskılara maruz kaldığı bilinmektedir.

    En demokratik eylemleri bile şiddetle bastırılmaya çalışılan KESK?in mücadelesini engellemek için yönetici ve üyeleri nezdinde sürdürülen gözaltı ve tutuklamaların en üst boyuta ulaştığı bir dönem yaşandığı açıktır. Bu koşullarda, hiçbir veriye ya da bilgiye dayanmaksızın darbe tartışmalarına KESK?in adını karıştırmaya çalışmanın sürdürülen baskının ve karalama kampanyasının değirmenine su taşımaktan başka bir anlamı yoktur.

    Bilerek ya da bilmeyerek bu sürecin parçası olan kişilere, kurumlara soruyoruz :

    Hangi araştırmalar, bulgular üzerinden KESK?i ?darbe destekçiliği? ile itham etme cüretinde bulunuyorsunuz?

    28 Şubat sürecinde derin devlet yapılanması olan Susurluk olayının üzerini örtemeye çalışan, sürekli aydınlık için bir dakika karanlık eylemlerine atfen ?fasa fiso, mum söndü oynuyorlar? gibi aşağılamalarda bulunan, toplumun laik-anti laik cepheleşmesine iten yüzlerce açıklamaya, eyleme imza atan dönemin koalisyon hükümetini eleştirmemiz ne zamandan beri darbe destekçiliği oldu?

    28 Şubat?ta yapılan MGK toplantısı sonucunda hükümete tavsiye diye sunulan önerilerin gerçekte bir muhtıra olduğunu tüm açıklığıyla ifade edenlerin başında KESK?in yer aldığını unutturabilir misiniz? T

    oplumda yaratılmaya çalışılan laik-anti laik çelişkisine, ekonomik sosyal ve siyasal sorunlarımızı demokrasiyi gerçekleştirerek aşmak gerektiğine, çözümün darbelerde değil demokraside olduğuna vurgu yaptığımız gerçeğinin üzerini örtebilir misiniz?

    Bizi ve yıllardır kararlılıkla yürüttüğü onurlu mücadelemizi çok iyi bilen kamuoyu, darbelerin asıl hedefinin KESK?in sürdürücüsü olmaktan gurur duyduğu gelenek olduğunun da ayrımındadır. Bu temel gerçekliğin üzerinden atlayarak yapılan değerlendirmeler deyim yerindeyse lafı güzaftır. Çünkü bugün darbelerin ürünü olanların yanı sıra darbe karşıtı postuna bürünenlerin 12 Eylül ve 28 Şubat darbeleri sürecinde aldıkları pozisyonlar ortadadır. Başta bu çevreler olmak üzere, KESK?i ?darbe destekçiliği? gibi ağır bir ithamla suçlamaya kalkmak hiç kimsenin haddine değildir.

    KESK?i ?darbe yanlısı? gösteren açıklamaları ile yaşanan gerçekliği çarpıtma girişimine alet olan tüm bu kesimlerin başta 235 bin üyemiz olmak üzere tüm kamuoyundan özür dilemeleri için henüz geç değildir. Darbe karşıtlığı adına AKP?ye payanda olanlar, önce kendilerini gözden geçirmeli, KESK?i bu tür temelsiz ithamlarla suçlayarak nasıl bir sürecin parçası olduklarının artık farkına varmalıdırlar.

    Darbelerin ürünü olanların darbeden hesap sorması beklenemeyeceği gibi, gurur duyduğumuz tarihimizi, mücadelemizi yok sayarak yaptıkları mesnetsiz açıklamalarını düzeltmeyenlerin KESK?in hafızasından asla silinmeyeceğini bilmelerini isteriz.

    YÜRÜTME KURULU

    Kurucu Genel Başkanımız Siyami Erdem’in 6 Mart 1997 Tarihli Basın Açıklaması