Bodrum Gündem

SİYASET Mİ POLİTİKA MI?

03.06.2012
0
A+
A-

“Siyaset” ve “Politika”, günümüz Türkçesi’nde aynı anlamda kullanılan iki farklı kelime.  Temel olarak “icraya hakim olma mücadelesi” olarak tanımlayabiliriz. Siyaset/Politika yapanlar, muhtarlıktan başbakanlığa kadar çeşitli kademelere yerleşerek yönetimi ele almak isterler. Bazen de çeşitli dernekler, vakıflar ve benzeri yapılanmalar ile yönetimin ne şekilde olacağına dair fikir beyan ederler, yönetimdekileri etkilemeye çalışırlar.

Türkiye olarak hem ülkemizi üzerinde kurduğumuz topraklar açısından hem de bu toprakların bize verdiği kültür açısından hem batılıyız hem doğulu, ne batılıyız ne de doğulu. Hem iki yönle de iyi anlaşıyoruz, hem tartışmamız, kavgamız bitmek bilmiyor.

Yönetimsel işler için kullanmakta olduğumuz kelimelerden bunu rahatlıkla gözlemleyebiliriz. “Politika”, Grekçe kökenli bir kelime. “Polis-” kökünün, şehir, devlet, vatandaşlık, hükûmet gibi anlamları var. “-ikos” eki ise takıldığı kelimeye hem “ev” anlamı veriyor hem de “-ile ilgili, ilişkin” anlamı katıyor. Grekçe “politikus”, Türkçe’deki tabiri ile “politika”, “devletle ilgili, yönetimle ilgili” gibi anlamlara geliyor.

“Siyaset” kelimesi ise Arapça kökenli bir kelime. Türkçe’de de kullanılan ve “at bakıcısı” anlamına gelen “seyis” kelimesinden türemiş. “Siyaset”, seyisin yaptığı işe verilen iş, yani at bakıcılığı demek. Zamanla devleti yönetme işine de “siyaset” ismi verilmiş.

Devlet yönetim anlayışında doğu ile batı arasındaki fark açıkça ortaya çıkıyor. Aynı iş için batı kafası “şehri yönetmek” gibi bir tabir kullanırken, doğu kafası “at bakmak” gibi bir tabir kullanıyor. Doğu kafasına göre insanlar, aynı atlar gibi bakım isteyen, kendileri için neyin iyi neyin kötü olduğu bakıcıları tarafından tayin edilen yaratıklar olmaktan öteye gitmiyor.

Bu bakış açısı o kadar içimize işlemiş ki, 1918 ekim ayında Mondros Ateşkesi imza edildikten sonra, Sultan Vahdettin Rauf Bey ile bir görüşmesinde “ortada bir millet var, koyun sürüsü. İdaresi için bir çoban lazım, o da benim,” diyebilmiştir.

Bugün varolan kürtaj tartışmaları, RTÜK, sansür ve benzeri tartışmalara bu çerçeveden bakıldığında sanıyorum daha anlamlı gelecektir yaşananlar.

Türkçe de bir de “siyaset etmek” diye bir tabir vardır. “Asmak, ipe çekmek, ölüm cezasına çarptırmak” anlamına gelmektedir. Bir padişah biri hakkında “siyaset edin şunu,” dediği zaman kişi alınır, bir kenarında çeşme olan “siyaset meydanı”na götürülür, kellesi uçurulur ve kelleyi uçuran kılıç meydandaki çeşmede temizlenirdi.

Artık modern dünyada yaşıyoruz. Demokrasi ile yönetiliyoruz, yöneticilerimizi kendimiz seçiyoruz. Ama seçilen yöneticilerin maalesef çoğunluğu kendilerini halen “politikacı” yerine “siyasetçi” olarak görüyorlar. “Siyaset etmek” ise padişahlık döneminde kalan bir uygulama. Artık kelleler kılıçlarla alınmıyor.

Sahi, Bodrum!dan uzaktayım, sizin oralarda çeşmeler akıyor mu? Hayır, kılıç sesleri duyuyorum, turist karşılamaları için kılıç kalkan ekibi gösteri yapıyor herhalde, ellerini yüzlerini yıkamak isteyenler olabilir, o yüzden soruyorum.

ETİKETLER:
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.