Bodrum Gündem

DÜNYA ÖLÜYOR?

DÜNYA ÖLÜYOR?
04.07.2012
0
A+
A-

Bir an için nefes alacak hava, içecek bir yudum su ve doyacak kadar yiyecek bulamadığımızı düşünelim. Ne kadar korkunç değil mi? Paranın-silahın-gücün fayda etmediği, insanların yaşayabilmek için birbirini öldürdüğü çılgın bir dünya?

Üzerinde yaşadığımız bu kürenin imkanlarının sınırlı olduğunu, onu korumamız gerektiğini ve bunu tüm insanlar olarak bir ?yaşam tarzı?  haline getirmemiz gerektiğini hep unuturuz.
Dünya nüfusu bu hızla artmaya devam ederse, tarım alanları korunmaz ve geliştirilmezse, küresel ısınma bu hızla devam ederse  ve insanlar hala felaketin farkında değillerse, açlığın ve yokoluşun hızla yaklaşması kaçınılmazdır.
Tüm gelecekbilimcilere göre; Küresel ısınma sebebiyle 2025 yılından itibaren dünyadaki su kaynakları en önemli hedef haline gelecek ve  bu kaynaklara sahip olanlarla, olmayanlar arasında ciddi çatışmalar olacaktır.

Havasızlık, açlık ve susuzluk. Bunların olması, adı dünya bu gezegende hayatın son bulması, insanlığın ve dünyanın ölmesi demektir?  Hükümetlerin, Siyasi Partilerin, Üniversitelerin ve Sivil Toplum Kuruluşlarının dikkatlerini bu olaya çekmek hepimiz ve gelecek nesiller için bir insanlık görevidir.

Çin-Hindistan-Pakistan gibi yüksek nüfuslu ve gelişmekte olan ülkelerde gıda krizi yetersizliği şimdiden yaşanmaktadır. Bu gıda krizi ülkemizi de etkilemektedir.
Gıda yetersizliği krizinin başlıca sebepleri;
*Tarım alanlarının, Sanayi ve konut sektörleri tarafından saldırıya uğraması,
*İnsanların kendilerine verilen ve gelecek nesillerin emaneti olan bu armağanı, hoyratça ve acımasızca kullanmalarının artması,
*Bilinçsizce yapılan sulama ve ilaçlama sayesinde toprağın veriminin azalması,
*Enerji talebindeki artışın, enerji fiyatlarını arttırması ve gıda fiyatlarının da paralel olarak artması, gösterilmektedir.

Dünyada yaşanan gıda krizi sebebiyle UNESCO, ?yaşayabilmek için tarım sektörünü geliştirmeliyiz? diyor. Bu tavsiyeden en çok yararlanması gereken ülke Türkiye?dir.

Bizde tarımın verimi zaten düşüktü. Uygulanan hatalı politikalarla daha da düştü. Avrupa Birliğinin baskıları sonucu, tarımdaki destek oranlarının ?sıfır? noktasına çekilmesi, tabii gübre yerine kimyevi maddeler kullanılması, bu maddelerin dışa bağımlılıktan pahalı oluşu, akaryakıt fiyatlarının çok yükselmesi ve diğer etkenlerle beraber kârlılık oranı düşünce, halk deyişiyle tarımla uğraşmak, ?karın doyurmayıp? üstelik ?yük? haline gelince, tarımdaki nüfus başka alanlara kaydı.

1927 de aktif nüfusumuzun %80?i tarımda çalışıyordu. 1980?li yıllarda %60?a, günümüzde ise  %30?a inmiştir.

İdeal olanı, tarımda makineleşmeyi ve modernizasyonu  teşvik edip, planlı olarak tarımda çalışan nüfusun sanayi?ye kaydırılmasıdır?

AKP?nin uyguladığı tarım ve sanayi politikaları sayesinde, tarımdan kaçan nüfusun, sanayi?ye gitmediğini görüyoruz;
İSO?nun verilerine göre, 1993 yılında Türkiye?nin ilk 500 Büyük Sanayi Kurulunda(kamu+özel)  çalışan sayısı: 626.701 kişi idi. 2008 yılında ise (artan nüfusa rağmen) bu rakam: 543.857 kişiye düştü.
2011 yılında bu sayı daha da düşük !…
Yani tarımdan para kazanamadıkları için bu sektörden kaçanlar hem işsiz sayısının artışına sebep oluyorlar, hem de tarımda üretim azalması yaşıyoruz.

Tarım politikamızı gözden geçirip, köklü değişiklikler yapmalıyız. Dünya tahıl stoku, bilinen en düşük seviyesinde. İklim değişiklikleri sebebiyle krizlerin devam edeceği, hatta daha da derinleşeceği tahmin edilmektedir.

Tarımdan geçimini sağlayan insanların bundan kopmaları çok zordur. Biz yanlış politikalarla zoru başardık. Şimdi ise  daha zor olanı başarıp, her türlü özendirici tedbirleri alarak, insanımızı  köyüne, toprağına döndürmek zorundayız.

Gıda yetersizliği krizinin sebepleri ve sonuçları ekonomi ile sınırlı değildir. Krizi önleyecek, köye toprağa dönüş ile sosyal boyutta elde edilecek kazanımlar, geleceğimizi teminat alına alacaktır.
Elbette ki bir ülkenin sanayileşmeden kalkınması, insanına mutluluk vermesi mümkün değildir. Fakat tarımı ihmal etmeden, sürdürülebilir kalkınmayı ve bu arada tarıma dayalı sanayii de mutlaka desteklemeliyiz.

AKP, bunları yapabilir mi?   İşte bu hiç mümkün değil?

Sağlık ve başarı dileklerimle

04 Temmuz 2012
Valtrex no prescription [email protected] buy Retin-A buy esomeprazole
twitter.com/rifatserdaroglu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.