Bodrum Gündem

SİZİN HİÇ RUHUNUZ PARÇALANDI MI?

15.09.2012
0
A+
A-

Ateş böcekleri sevgililerini, içerilerinden çıkardıkları ışıkla bulurlar. Sevgiliye yaklaşınca ışığın ritmi değişir, sıklaşır ve hızlanır. Bu istenç dışıdır; tasarlanmış, planlanmış bir eylem değildir. Hangi yürekte, aşka yaklaşıldıkça fener lambalarının çakarları sıklaşmaz ki? Yürek karanlık gecelerde yolunu ve limanını o çakarlarla bulabilir. Onun kirpiklerinin gölgesine sığınmış ışık olmasaydı dibe doğru savrulurdu bu gemi. Ruhunuzla birlikte;  gülüşleriniz, yaşama sevincinizde parçalanırdı suyun en karanlık dehlizinde.

Ruh parçalanırken önce dalga kıranlarını yitirir, geceye salar rengini. Yürek denli  kırılgandır bundan gayrı parçalanan ruh. Makaslanmış rüyaların kanaması durulmaz, üzerine umutsuzluk basılı yürek ise asla iflah olamaz. Oysa aşk küçük bir dalgada saklanmıştır. Kendisini göstermek için beyaz köpüğe ihtiyacı vardır. Deniz kabarmadan aşkın kör-ebesi nihayetlenemez. Martılar kanat çırpsa dahi, çığlık çığlığa şarkılar akamaz sevgiliye. Hiç bilmediğin şehirlere; uzakların hayaliyle çekip gitmek istediğindeyse denizin çekilir, dizlerin dermansız kalır. Bir şey var seni halen bu kentin çekim etkisinde tutan?

Ateş böcekleri ışık saçtıkları gibi, kendilerinin dışındaki aydınlığa da tutkundur. Bu yüzden çok ateş böceği, gece lambalarına çarpa çarpa vedalaşır yaşam ve sevgiliyle. Ateş ve ışık çeker çünkü onları. Kendilerinden öncekilerin, hazin sonunu bildikleri halde ışıktan vazgeçmez ateş böcekleri. Ama toprağa cansız bedeni düşene değin de içindeki koru eksiltmez. Boşluğa hüzme düşürmeye devam eder ve bir içim aydınlık için kendinden vazgeçer. Her düşen, aslında sevgiliye ?Senden senin için vazgeçiyorum. Seni senden kopacak denli seviyorum? da der. En ince duygular üzerine doktorasını yapmış bilim insanının dahi toparlayamayacağı bir ruh parçalanmasıdır aslında yaşanan?  Dengesi, ölçüsü, terazisi yoktur hayatın o saatten sonra. Ayar bir kez kaçmıştır. Sualsiz ve yanıtsız bir sürece doğru çoktan evrilmiştir  artık zaman?

Gereği düşünüldü den sonra ki; kırılan kalemlerin hesabı tutulmaz. Biriktirdiğin özlemlerini yüklediğin uçurtmanın, takıldığı dallarda sallanmaktadır mavi düşlerin. Hayat hiçbir daim, kalender yüzünü göstermez bu düş yorgunu olduğun anlara. Masumiyetin yapraklarını kurutuyor;  lal olmuş, sözsüz vedalar. Serkeş hüzün esintisini ayak parmak uçlarına değin hissedersin. Göçebe kalır notalar her tınıda. Ne Farid Farjat?ın ağlayan kemanı, ne de memleketinin içli sesi Edip Akbayram?ın ?Bu yıl benim yeşil bağım kurudu? türküsü kifayet etmez sana. Senin içindeki notaların parçalanmıştır artık, tıpkı ruhun gibi? Son ateş böceği de, son sevda da düşmüştür geceden.

buy Lamisil Hiçbir sevdalı ateş böceği, geceden düşen sevgilisini gözünden ve gönlünden düşürmez. Yüreğinden ırak etmez onun ışığını. Aşk gibi apaydınlık yaşama devam ederler. Kalanın her verdiği ışıkta; biraz da aydınlığa ulaşırken, toprağa düşen sevgilisi vardır bu yüzden. Giden mi suçludur, yoksa kalan mı sorgusu çok bir mahiyet taşımaz onlar için. Aşkını ışığıyla yaşatmanın, kahrolası erdemini taşır yaşayan sevgili. Kıvılcımı ateş topuna dönüştürebilmenin de becerisi bundandır ateş böceğinin. Bakın aşağıdaki resimlerde bu konudaki hüneri görülecektir ateş böceğinin. Bu ışığı ancak ruhu parçalanmışlar verebilir. Sahi, sizin hiç ruhunuz parçalanmadı mı? Son ateş böceği uğrağınızdan hiç geçmedi mi? Resimlere son ateş böceğinin ruh yakarışı adına bir kez daha bakalım. İlk bakış sonrası önemli. Önyargıların atomdan önce parçalandığı zamana denk düşer sonrası. Her bakış bizi biraz daha ateş böcekleriyle buluşturur. Bodrum?un ateş böcekleri ise limanın uzantısı mendirekte uçuşur. Fenerin her çakışında ise ayrı bir dansa ritim verirler. Onların Bodrum Kalesi?nin Kuzey Hendeği?nden savrulan melodilere ihtiyacı yok. Onlar müziklerini, ışıkları gibi içlerinde taşıyorlar.

DÜN SABAHA KARŞI
Dün sabaha karşı, kendimle konuştum.
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum.
Yokuşun başında bir düşman vardı,
Onu vurmaya gittim, kendimle vuruştum?
Özdemir Asaf

BİR BİR
Seni bende, beni sende arıyorlar,
Beni senden, seni benden tanıyorlar,
Bir bir birim gibiyiz tümünün gözünde,
Yarımlarımızı bütün sayıyorlar?
Özdemir Asaf

2=1

Kim o, deme boşuna?
Benim, ben.
Öyle bir ben ki gelen kapına;
Baştan başa sen.
Özdemir Asaf

ALTINCI GÜN

Benim söylemek için çırpındığım gecelerde,
Siz yoktunuz.
Özdemir Asaf

Accutane online

YÖN

Sen bana bakma,
Ben senin baktığın yönde olurum.
Özdemir Asaf

Natrexone Buy

[email protected]

ETİKETLER: ,
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Selvinaz Pülümür dedi ki:

    Evet.Benim bir kez ruhum parçalandı.Bu yazıda olduğu kadar derinlikli olarak bu duygunun insanı ne kadar tükettiğini aktaramam.Ruhu parçalanan insanın kendisine dönebilmesi yeniden kendisi gibi olabilmesi çok zor.Ben halen bunu başarabildiğimden emin değilim.Şapkam olsa bu güzel yazıya çıkarırdım onu.Ama maalesef yok.Gönülden okuduk oda olur herhalde.

  2. gökay dedi ki:

    Sevgili Kardeşim,
    yazını okuyunca bu topraklara aşk eken Mevlana geldi aklıma . Paylaşayım dedim. Eline sağlık

    Ateş ateş olmuş, dökülmüştür Ney’e,
    Cebesi aşkın karışmıştır mey’e.
    Yardan ayrı dostu Ney dost kıldı hem,
    Perdesinden perdemiz yırtıldı hem.
    Kanlı yoldan Ney sunar hep arzuhal,
    Hem verir Mecun’un aşkından misal.
    Ney zehir, hem panzehir; ah nerde var,
    Böyle bir dost, böyle bir özlemli yar?
    Mevlana

  3. Aslıhan Çepni dedi ki:

    Çok duygulanarak okudum yazıyı.Yazıdan sonra ateş böcekleri aramaları yaptım googledan.Ne müthiş ve sevimli yaratıklarmış ateş böcekleri.Daha önce onlar hakkında fikrim ve zikrim olmadığı için kendimden utandım.Sayın Karahan’ı tebrik ediyorum.Ayrıca beni ateş böcekleri ile tanıştırdığı içinde tebrik ediyorum.Ateş böcekleri hayatımızda hep olsunlar.

  4. Nurperi dedi ki:

    Yazıyı tıkladığımda harika bir uyumla karşılaştım.Yazarın fotoğrafı, yazının kendisi, ateş böceği fotoğrafları ve Özdemir Asaf şiirleri. Son zamanlarda dört şeyin bu kadar birbirine yakıştığına şahit olmamıştım. Aşk diye buna diyorlar galiba. Henüz bizim gezegene uğramadı da ondan galiba diyorum.

  5. Emin Göcek dedi ki:

    Ayhan abi kalemin her zamanki gibi.En baba yiğit ulusal yazarlar halt etmiş senin kaleminin yanında.Yalnız abi anlamadığım sol yumruğunun altında boşlukta duran bir kadın ayağı var. Abi olmassa çekil kenara doğru kafana düşmesin. Anlamadığım o ayak orada nasıl durmuş. Saygılar abi.

  6. Hüsnü Köymen dedi ki:

    Anahtar
    Konuşmak susmanın kokusudur.
    Ya sus-git, ya konuş-gel, ortalarda kalma.
    Yalan korkaklığın tortusudur.
    Dürüst kaba ol, eğreti saygılı olma.
    Benden başka Özdemir Asaf hayranı olan birisini görmek beni çok mutlu etti.Yazıyla Özdemir Asaf çok uyumlu olmuş.Yazıda şiir tadında.Üstadın bu vesile ile sevdiğim bir şiirini paylaşmak istedim sizlerle.

  7. ayhan ongun dedi ki:

    Sevgili Adaşım,
    Senden beklenen böyle yazılar, bence bu tarzından vazgeçme!

  8. ŞEREF GÜRBÜZOL dedi ki:

    Ayhan hatırlarmısın üniversite yıllarımızda çok okurduk bu şiiri. Rahmetli Özdemir Asaf’ta buna itiraz etmezdi sanırım. Nazımdan bir şiirle selamlıyorum seni kardeşim:
    Abe şair,
    bizim de bir çift sözümüz var
    «aşka dair.»
    O meretten biz de çakarız
    biraz..

  9. hayati sarsılmaz dedi ki:

    yazını ilk okuyorum.eline sağlık ayhan kardeş.bizide es geçmemişsin saol kardeşlik.okuyacaz artık seni.sen yaz biz okuyalım iyimi

  10. Emre Dökmeci dedi ki:

    “Hiçbir sevdalı ateş böceği, geceden düşen sevgilisini gözünden ve gönlünden düşürmez. Yüreğinden ırak etmez onun ışığını. Aşk gibi apaydınlık yaşama devam ederler. Kalanın her verdiği ışıkta; biraz da aydınlığa ulaşırken, toprağa düşen sevgilisi vardır bu yüzden. Giden mi suçludur, yoksa kalan mı sorgusu çok bir mahiyet taşımaz onlar için. Aşkını ışığıyla yaşatmanın, kahrolası erdemini taşır yaşayan sevgili”. Burası bende filmi koparttı. Yazı baştan ağlatmıştı zaten beni. Ağlayalım bunda kötü bir şey yok.

  11. Salih Gürsel dedi ki:

    Yazıda geçen ateş böceklerini Tayland’da görmek lazım.Ben bunu gören şanslı kişilerdenim.Geceleyin Chao Praya nehrinin vadisinden yukarısına gece bakmaya doyamazsınız.Sanırsınızki orman yanıyor.Yazar konuyu güzel ve can alıcı damarından yakalamış.Tebrikler.

  12. Baki Erdoğan dedi ki:

    Yazıda “Bakın aşağıdaki resimlerde bu konudaki hüneri görülecektir ateş böceğinin.” denmiş.Belki ayrıntıdır ama böyle güzel bir yazıyı insan kusursuz istiyor.Aşşağıdaki resimler yerine yandaki resimler ifadesi daha doğru olacak gibi.

  13. Celal Toker dedi ki:

    Tanrım bugünleridemi görecektik?Oh be sayın Ayhan Karahan’dan içinde Mehmet Kocadon geçmeyen bir yazı okuduk.Demekki içinde Kocadon geçmeyen yazıda yazılabiliyormuş.Bu haliyle yorumlardanda anlaşılacağı gibi fenada olmamış yazı.Okur sizden Kocadon’suz yazı istiyor sayın yazar.

  14. En duyarlı ve yoğun aşk şiirlerinin yazarı olan ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN nın şiiriyle yazara katkı koymak yerinde olacak dır.
    Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
    Mavi denizlere mor dağlara karşı
    Bildiğim bir şarkı var onu söylüyorum

    Bildiğim bir şarkı var onu söylüyorum
    Bütün şarkılar gibi kederli
    Sokaklar, caddeler, evler bomboş
    Yokluğun sırtıma saplandı bir bıçak gibi

    Yokluğun sırtıma saplandı bir bıçak gibi
    Akıtır taşa, toprağa kanımı
    Dünya seninle aydınlık ve güzeldi
    Şimdi bin güneş doğsa götürmez karanlığımı

    Şimdi bin güneş doğsa götürmez karanlığımı
    Yanmaz elinin değmediği ışıklar
    Gel, o şarkıyı beraber söyleyelim
    Tut ellerimden beni aydınlığa çıkar

    Tut ellerimden beni aydınlığa çıkar
    Yumdum gözlerimi seni düşünüyorum
    Mavi denizlere, mor dağlara karşı
    Bildiğim bir şarkı var onu söylüyorum
    Yazar : ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

  15. Veysel Sayarı dedi ki:

    Ruhu hiç parçalanmamış insan normal değildir.Onlar kendilerini ruhu parçalanmışlara göre güçlü ve olağan hissederler.Oysa onlar hissetmesini bişmedikleri gibi aşkıda tanıyamazlar.Aşka uzak insan yaşamlada bağlantı kurmakta sıkıntı yaşar.Onların bu yazıdan etkinebileceklerini ve yazının içeriğini kavrabileceklerini düşünemiyorum.Aşk varsa acıda,ruhun parçalanmasıda olacaktır.Aşk yaşamaktır çünkü.Ve yaşama aittir.

  16. Dilara Ergün dedi ki:

    Celal bey yorumunuz garip, yazıyla ve konuyla hiç bir alakası yok. Üstelik de dil ve üslup olarak o sizin rahatsız yazıların çok dışında bir yazıya yapıyorsunuz bu yorumu. Ayrıca o yazıların nesinden rahatsız oldunuz çok anlayamadım. Bütün Bodrum’un okuyup beğendiği yazılardı. Hatta o yazıların bir tanesi de okunma rekoruda kırmıştı Bodrum yerelinde. Demekki Bodrum giderken Mersine siz gitmişiniz tersine.

  17. Seyfi Çetin Aydur dedi ki:

    Duran’ın Ümit Yaşar katkısına bende bir katkı koymak istedim. Şairin en sevdiğim dörtlüğünü paylaşıyorum.
    Çaresizliğin en amansız olduğu yerdeyim şimdi
    İlk defa sevmenin tarif edilmez korkuları içindeyim
    Uykusuz gecelerin yorgun sabahlarında seni düşünüyor
    Ve korkularla yine sana doğru koşuyorum
    Bu şiirin bestelenmiş halinide Ceyhun Yımaz’dan dinlemenizi tavsiye ederim.Saygılarımla.

  18. Derya Zenger dedi ki:

    Yazar o büyük kazayı yaşadığında hepimiz çok üzülmüştük.Bu dünyaya ışıklı,aydınlık bakan gözlerin; bu duygu zenginliğine sahip hassasiyetin,ve bu kadar üretken aklın daha sorumlu olması gerekmezmi?Elbette önce en yakınlarına karşı sorumluluk ama hayata karşıda bu sorumluluğun hissedilmesi gerekir bana göre.Sayın yazarın bizlere bir daha kötü şakalar yapmayacağını dileyerek bu diğer güzel üretimleri için kendisini tebrik ediyorum.

  19. Recai Haktan dedi ki:

    Bu yazıdan sonra bu akşam mendireğe çıkıp 2 bira içmek şart oldu.Yazar bizi kötü alışkanlıklara sevkediyor.Ama olsun.Biz halimizden memnunuz.Gece yıldız ve ayda olacak.Ateş böcekleri de çıkmtımı ohhh değmeyin keyfimize.Şimdiden hepinizin şerefine ateş böcekleriyle dost olabilenler.Öyle bakmayın.Gelmek isteyen davetlimizdir.Ama gelen kendi içkisini alıp gelsin.Çünkü bakkal oraya uzak.

  20. Halit Demirkol dedi ki:

    Biz dün mendireğe gittik.İki kötü haberim var. Dün gece ateş böcekleri sanırım ruhları parçalandığı için hiç görünmediler. İkinci kötü haberim mendireği saat 22’de boşaltıyorlar. Ama olsun bizde kadehlerimizi bizim gibi ruhu parçalanmış ateş böceklerine kaldırdık. Denize doğru onları yad edişimizi duymuşlardır mutlaka. Dalgalar onların selamını getirdi bize çünkü.

  21. KAAN SOYKAN dedi ki:

    Sayın Karahan’ın adaşı olduğunu söyleyen bir yorumcu arkadaş SANA BÖYLE YAZILAR YAZMAK YAKIŞIYOR demiş.Şimdi önce ne münasebet?O zaman siz yazarın klavyesinin başına oturun ve onun adına yazın derler adama.Bende tersine yazarın felsefi politik makalelerini beğeniyorum.Ama şu anda okuduğum yazısınıda çok beğendim.Kimse başkasını kategorize edemez.Sayın yazar size her türlü tarzda yazmak yakışıyor.Biz sizi her farklı üslup ve dilinizle seviyoruz.Ama size en çok kırmızı yakışıyor.Açıkçası üzerinizdede çok yakışıyor.Ben buradayım diyor.Saygılar.

  22. Nuri Dağgez dedi ki:

    Bu yazı ruhu olan herkese yazılmış.Ruhu olanın parçalanır o en hassas tarafı.Ruhu olmayanlar hiç böyle sorunlar yaşamazlar.Bunu tüm materyalist kimliğimle rahatlıkla ifade edebilirim.İyiki ruhumuz var.Ne yapalım?Parçalanmasa iyiydi ama.Kader demiyoruz.Hayatın acı bir gerçeği diyelim.Hayat hep güzel şeylerden ibaret değil sonuçta.Acılar olmasa güzellikler olmazdı.Kıymeti anlaşılmazdı.Diyalektik bir karşıtlık.

  23. Zeyyat Darnel dedi ki:

    Gençliğimizin hit bir şarkısı vardı.Atilla Taş’a aitti. Sözleri,
    Gençlik başımda duman
    İlk aşkım ilk heyecan
    Kovalakça kaçan
    Ateş böcegim misin?
    Gibiydi sözleri.Bu yazı beni düğün salonlarında bu şarkıyla oynadığımız yıllar öncesine götürdü.Gençliğimizin başımızdaki dumanı eksik olmasın.

  24. SUNA ANKA dedi ki:

    yatağıma uzanmışım, dışarda rüzgar karanlığın ortasında
    ıslık çalar yalnızlığa… sokakta üç-dört sarhoş nara atar korkusuzca
    beyinlerde alkolden bir rahatlama dil özgür, kafa da dumanlı hani…
    umrunda değil duysun aşkın yalın hali… Eline sağlık çocuk.Ayhan muck.

  25. Bodrumlu dedi ki:

    Ayhan Karahan başımıza iş açtın.Her gece ateş böceği avına çıkar olduk bu yazıdan sonra.Av derken yakalamak yada öldürmek için değil.Göz bebeklerimize almak için.Mendireğe gittik bizde.Oradada bulamadık onları.Artık iş sana düşüyor.Bize ateş böceklerinin adresini ver hemen.Yada ateş böcekleri bir şehir efsanesiydi,aslında yoklardı diye basın açıklaması yap.Yazı güzel olmuş.Bende sevdim.

  26. Oğuz Savran dedi ki:

    Yorumlara baktım genel olarak yazarı beğenmiş okurları.Evet gerçektende yazar çok güzel bir dille iyi bir konuyu bizlere akratmış.Sıkılmadan okuyor insan.Yalnız ben başka bir açıdan bakacağım duruma.Yazarın eski yazılarınada baktım.Garip bir gerçeği farkettim.Yazar hiç şehitlerle ilgili yazı yazmamış.Şehitler bu vatan için canlarını feda ettiler.Onlar canlarını feda etmeseydiler yazarda bu yazıları yazamayacaktı.Teröristler her güm vatanımızda Mehmetçik’lerimize kıyarken buna yazar olan birisinin ilgisiz kalmasını anlamak güç.Burada güzel yazılıp yazılmamasının önemi yok.Neyin yada nelerin yazıldığı önem taşıyor.Yazarın bu eleştiriyi dikkate alacağını zannediyorum.Her şey iyi yazmakla bitmiyor.

  27. Emin Göcek dedi ki:

    MİLLİYETÇİLER VE FAŞİSTLER BU YAZIDAN UZAK DURSUN.OĞUZ KARDEŞİM SENİN BU YAZIYI ANLAMAN İÇİN BİR ÇUVAL İNSANLIK YEMEN VE HAZMETMEN GEREK.ZATEN ATEŞ BÖCEKLERİNİ ANLASAYDI U ÜLKEDEKİ MAKAMLAR BU KADAR ÖLÜ OLMAZDI.BARIŞI BU TOPRAKLARA GENE ATEŞ BÖCEKLERİ GETİRCEK.YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ.

  28. Meltem Karahan dedi ki:

    Çocukluğumun en güzel hetırları arasındadır ateşböcekleri.. Cevizağaçlarının arasından ışıklarını saçar koşarak yakalayacağımı düşünerek merdivenleri iner aralarına dalardım ama nafile. Hep yok olurlardı. Ama onlar ordaydı biliyordum.. Ama yıllar geçtikçe çingene arkadaşlarımın evimizin arkasına kurdukları çadıların yok omasıyla,, ceviz ağaçlarımızın yok olmasıyla ateşböcekleri de yok oldu ve bir daha hiç ateşböceği görmedim… Şimdi gidip mendireğe baksam biliyorum ki orda da yoklar.. Boşuna ümitlendirme Ayhan abim…

  29. Canan Örstok dedi ki:

    Meltem hanım Bir zamanlar dört bir yanından fışkıran mutluluk ve saadet, içinden taşan mânâ ve ruh, çevresini saran huzur ve nurlarla, daha çok ayları, yıldızları hatırlatan o gelin endamlı eski evlerimizi şimdi hülyalarımızda yakalamaya çalışıyor; onların rüyalarıyla teselli oluyor ve o tatlı rüyaların bir kere daha gerçekleşmesi arzusuyla yaşıyoruz. Bizimde eskiden Nurosmaniye’deki evimizde geceleri ateş böcekleri uykuya yollardı bizi,sabahları ise guguk sesleriyle kumrular günaydın derdi.Şimdi evimizin etrafındaki ağaçlar kesildi.Yerlerine apartmanlar dikildi.Ne ateş böceklerinin ışığı nede kuşlar kaldı geriye.Ne mutlu siz Bodrum’da halen ateş böceği görebiliyorsunuz.Kıymetini biliniz.Saygılarımla ve kıskançlıkla.

  30. Sarper Cengiz dedi ki:

    Evet kapitalizm ateş böceklerinide,kuşlarıda hayatımızdan çaldı.Modernite adına bize dayattığı vahşi sistemle aslında kapitalizm bizim kendi hayatımızıda bizden çalıyor.Yazarın kardeşi sayın Meltem Karahan’ın evlerinin arkasındaki ceviz ağaçlarının ve çingene çadırlarının yok oluşuna birazda bu gözle bakmak gerek.Şimdide kapitalizm kentsel dönüşüm projesi ile kalan güzelliklerin tamamını yok etmenin peşinde.Ateş böceklerini de,kuşlarıda hayatımızın,rüyalarımızın içinde saklamamızı istiyor paraya doymaz arsızlar.Kızılderilinin dediği gibi “Son Irmak Kuruduğunda ,Son ağaç Yok Olduğunda,son Balık Öldüğünde,BEYAZ ADAM paranın yenmeyen birşey Olduğunu Anlayacak”.

  31. Bülent Serdönmez dedi ki:

    Yazı gerçekten yürekten yüreğe yazılmış.Bakıyorumda okurlardan yazardan aşşağı kalmamış.Buna yazar okur uyumu deniyor zannımca.Çok güzel yorumlar var.Onları okumam yazıyı okumamdan dört katı zamanı aldı.Evet bizden sadece ateş böceklerimizi,kuşlarımızı,anılarımızın olduğu eski sıcak evlerimizi,delice koşturduğumuz sokaklarımızı almadılar.Rüyalarımızda kabus olup düşlerimizide çaldılar.Niye?Sadece ve sadece para için.Ama kendileride paranın esiri oldular.Asıl köle onlar.Bizi muıtsuz ettiler ama kendileride mutlu olamadılar.Garip değilmi?

  32. Bülent Serdönmez dedi ki:

    Ya Unuttum hay Allah kusura kalmayınız.Mendireğe ateş böcekleri gecenin belli saatlerimi,ayın belli günlerimi,yılın belli dönemlerimi uğruyor?Bir bilen bu konuda tüyo verebilirse memnun olacağım.

  33. Özkaplan dedi ki:

    Merhaba.Meltem kardeşim mendirekteki ateş böceği tartışmasına şöyle bir açıklık getirmek isterim.Ben Ayhan ile sınıf arkadaşlığı yapmış birisi olarak iyi tanıdığımı söyleyebilirim.Ayhan okulun Öğrenci Temsilcisiydi.Ayhan ne zaman kırmızı kaşkolunu rüzgarda savura savura okula gelse bilirdikki o gün okulda boykot olacak.Şimdi gene değişik bir şey yok.Ayhan ne zaman kırmızı tişörtünü yada gömleğini giyse bileceğizki o gün Bodrum’da bir eylem var.O gün bugündür değişen bir şey yok.Ve hep Bodrum için güzel şeyler olsun diye mücadele etti.Ayhan iyi bir örgütçüydü okuldayken.Gene o özelliğinden bir şey kaybetmemiş.Benim annemi 69 yaşından sonra örgütlemiş bir kardeşimdir Ayhan.Mendirekteki ateş böceklerinide örgütlemiştir Ayhan.Ayhan’ın gittiği saatte çıkıyordur ortaya onlarda.O yüzden Ayhan’ın mendireğe gittiği saati gözetip bizde belli etmeden peşine takılmalıyız.Saygılar.

  34. Esma Seymen dedi ki:

    Bu yazıyı duymuştum,okumuştum.Ama ben daha küçüktüm.Okuduöm,anladım,büyüdüm.Ateş böcekleriyle erişkin oldum.Ne güzel ışık saçıyorlar ve büyüyorlar.Tıpkı ben.

  35. Güliz Serçek dedi ki:

    Ayhan Karahan kalem sana yakışıyor. Dilin, dilim dilim oluyor. Yürek ruh ile parçalanıyor. Acı çekmekte varmış kaderde. Çekeceğiz artık. Yazını çok sevdim kardeş.

  36. O Sen Değildin dedi ki:

    Biliyorsun o ateş böcekleri durduk yerde ateş vermez.Karanlığa muhtaçlar ateşlerini gösterebilmek için.Karanlık göründü.

  37. Selen Parlak dedi ki:

    Bu yazıyı 3. defa okuyuşum.Aşk ve bağlılık, aşk ve göze alınabilenler üzerine son dönemde okuduğum en güzel yazı.İnsanın içi ürperiyor.Ama aşkta buna benzer bir şey.Bir sıçradım,iki sıçradım.Üçüncüsünde yorum yazmak zorunda kaldım.Bu yazıların devamını bekliyoruz sayın yazardan.

  38. İlayda dedi ki:

    Ruhu parçalanan iki kişi gerçekten birbirlerine aşık olmayı sürdürüyorlarsa onlar artık aşk ikizidirler.Dünyanın hangi köşesine,bucağına giderlerse gitsinler birbirlerini bulurlar.Onlara ayrılık haramdır.

  39. Üvey Aşık dedi ki:

    Ben bir şeye inanmıyorum.Aşk diye bir şey yoktur insanlar birbirlerini ve kendilerini kandırıyorlar.İlayda kardeş senin dediklerin doğruysa bizim durumumuz nedir?Biz üvey aşıkmıyız sence.

  40. İlayda dedi ki:

    Aneee yorumum yayınlanmışmı diye bir bakayım dedim.Yorumum yayınlanmış.Bide yorumumun üzerine yorum yapılmış.Bak kardeşim Talip,Üvey Aşık rumuzu ile yazmışsın.O sensin biliyorum.Benim adımı ağzına bile alma.Sen aşktan ne anlarsın.Aşka üvey bile takılamazsın.Bir daha adımı ağzına alma rica ediyorum.

  41. İlayda dedi ki:

    Benim yorumum niye yayınlanmadı.Yorumdan çok cevap hakkımı kullanmıştım.Çünkü gereksizin birisi haddi olmayarak adımı ziktretmişti.Yorumumda hakaret olduğunu sanmıyorum.o zaman isteyen kişi istediği yorumcu hakkında istediğini söylesin.cevap hakkıda engellensin hakkında yorum yapılanın.Oh ne ala.Tavşan kaç tazı tut oynanıyor burada.iyi oldu öğrendiğimiz.

  42. Emir sancaklı dedi ki:

    Heeeyyy İlayda yada üvey aşık yada Talip siz ne yapıyorsunuz?Burayı chatkanalına çevirmişsiniz.Gidin kardeşim işinizi başka yerde çözünüz.Pekibuyazar yazmasaydı konuşmayacakmıydınız.Siz bu yazıyı anlamamışınız kardeşim.okuyarak boşa kürek çekmişiniz.Çek kayıkçı kürekleri yalan aşklara.Sevgili olamıyorsanız kanka olun.kötü bişi değil.Ben eski sevgilimle kankayım artık.daha mutluyuz böyle.