Bodrum Gündem

9. Uluslar arası Gümüşlük festivalinin ardından

03.10.2012
0
A+
A-

9.Uluslararası Gümüşlük Klasik müzik Festivalinin açılışı için T.C Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleriyle Gümüşlük Belediyesi tarafından belediye çay bahçesinde organize edilen kokteylde, konser öncesinde bir araya gelen sanatseverlere konuşan Gümüşlük Belediyesi Başkan Vekili Mehmet Rüştü Tuncay, ?Burada kendi beldemizdeki kültürel değerleri koruma ve yaşatma anlayışımıza ve vizyonumuza paralel olarak bu önemli festivali gelecekte de desteklemekten onur duyacağız. Türkiye?nin 3 aya yayılmış en uzun soluklu ve kapsamlı festivalleri arasında yer alan Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali ulusal ve uluslararası birçok müzisyeni ve sanatseveri ağırlayacaktır. En önemlisi Gümüşlük?te 400 yıllık Ortodoks şapeli Eklisia?daki eşsiz akustik ve romantik ortamda bir kez daha müziğin evrenselliğiyle buluşacaktır? dedi. Ardından konuşma yapan Festivalin Sanat Danışmanı Piyanist Gülsin Onay ise bu yıl ilk kez gerçekleştirilecek olan 1. Ahmed Adnan Saygun Bodrum Piyano Yarışma yarışmasına değinerek, ?Bu yarışma ile genç piyanistlerimizi, değerli hocam Ahmed Adnan Saygun?un müziğiyle tanışma fırsatı sağlamış olmak hepimiz için gurur vesilesidir. Ülkemizi dünyada da en iyi şekilde temsil edeceklerine inandığım yetenekli gençlerimize, yarışmada ve parlak geleceklerinde başarılar diliyorum? dedi.

Konser öncesinde sahneye gelen Gümüşlük aşığı tiyatro sanatçısı Nejat İşler, festival organizasyonu adına bir konuşma yaparak, 2 aylık festival maratonunda sahne alacak sanatçıları, Eklisia Yaz Müzik Okulu ve 1. Ahmed Adnan Saygun Piyano Yarışması hakkında bilgi vererek, güzel bir yaz ve güzel bir festival dönemi dileklerinde bulundu.

9. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, Gümüşlük Kültür ve Sanat Derneğinin bir girişimi olarak, T.C. Başbakanlık Tanıtma Fonu, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gümüşlük Belediyesi, Bodrum Belediyesi ve Bodrum Ticaret Odasının resmi sponsorluğunda; Bosch, Denizbank, Hollanda Büyükelçiliği ve Hollanda ? Türkiye Diplomatik İlişkilerinin 400. yılı etkinlik sponsorluğunda başladı. Festivalin ilk konseri Devlet Sanatçısı Piyanist Gülsin Onay?ın solist olarak katıldığı Şef Işın Metin yönetimindeki Bilkent Senfoni Orkestrasının konseriyle başladı. Sanatseverler tarafından ilgiyle karşılanan konserde solist Gülsin Onay ve Bilkent Senfoni Orkestrası programın ilk yarısında E. Grieg?in ?Piano Concerto in A minor, Op. 16? adlı eserini seslendirdiler. Gecenin ikinci yarısında orkestra Dvo?ák?ın ?Symphony No. 9 in E Minor ‘From the New World? adlı eserine yer verdi. 500 civarında klasik müzikseverin ilgiyle izlediği konserin sonunda, sanatçılar, izleyenler tarafından ayakta alkışlandı.

Festivalin ikinci gösterisinde ise  Alman Bremerhaven Stadttheater Bale Topluluğu vardı. Eklisia?nın açık hava sahnesinde Carl Orff?un Carmina Burana?sını sergileyen topluluk sanatseverler tarafından ilgiyle izlendi.Sanat yaşamını 20 yıldır Almanya?da sürdüren Rus asıllı Koreograf Sergei Vanaev, daha önce birçok kez dansçı olarak Türkiye?ye gelmiş bir sanatçı ancak Bodrum?a ilk kez geldiğini ve Gümüşlük?ü çok sevdiğini söyleyen Vanaev, 8 yıldır Bremerhaven Stadttheater Bale Topluluğunu çalıştırıyor. Çok yetenekli dansçılarla çalıştığını belirten usta koreograf daha çok modern bale gösterileri sergilediğini söylüyor. Gösteri öncesi bir konuşma yapan Festival Direktörü Lon Briet, Alman Bale topluluğu ve sergileyecekleri eser hakkında konuklara bilgi verdi ve sponsorlara teşekkür etti. Carmina Burana, Carl Orff?un ilk kez 1937?de temsil edilen, 20.yy?ın koro için yazılmış en beğenilen eserlerden biri. Özellikle eserin başlangıcında, koronun seslendirdiği güçlü ?O Fortuna? cümlesi eserin en bilinen bölümlerindendir. Eser, 11. ve 12. yy?a ait ortaçağ Latince ve Almancasıyla yazılmış şarkı ve tiyatro metinlerinden bir seçmedir. Kaderin aşılmaz gücü, zamanın uçuculuğu, hayat ve aşkın faniliği gibi güncelliğini yitirmeyen konulara değinir.Bremerhaven Stadttheater Bale Topluluğunun yorumuyla sahneye gelen Carmina Burana?nun mizansen, koreografi ve kostümlerini tasarlayan Sergei Vanaev?e dekorda Johannes Bluth eşlik etmiş.

9. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali kapsamında Cumhuriyet tarihimizin en büyük bestecilerinden Ahmed Adnan Saygun anısına başlatılan yarışmada, 2 ayrı yaş kategorisinde yarışan yetenekler 23 ve 24 Temmuz akşamı verdikleri konserin ardından ödüllerini törenle aldılar.

1. Ahmed Adnan Saygun Bodrum Piyano Yarışmasında 18 yaş üstü A sınıfında birinci Eren Yahşi, ikinci Doruk Görkem Tokur ve üçüncü Buğra Yüksel seçildi. 18 yaş altı B sınıfında birinci Cem Esen, İkinci Güneş Oba ve üçüncü Ege Ulu oldu.

20 ? 24 Temmuz tarihleri arasında Bodrum Belediyesinin de destekleriyle 18 yaş altı B sınıf ve 18 yaş üstü A sınıfında yarışan birbirinden yetenekli 18 genç piyanist, Gümüşlük?teki Eklisia Sanat Merkezinde Ahmed Adnan Saygun?un adını yaşatmak için tüm hünerlerini sergilediler. İzleyiciye açık gerçekleştirilen yarışma ve ardından verilen konserler de yarışmaya olan ilgiyi arttırırken, genç piyanistler, Devlet Sanatçımız Piyanist Gülsin Onay?ın başkanlığını yaptığı jürinin kararından ayrı olarak izleyici oylamasıyla da değerlendirildi. Yarışmada izleyici oylaması, jüri kararıyla aynı çıktı. Her iki gecenin sonunda yarışmacılar ödüllerini ve sertifikalarını Gülsin Onay?ın elinden alırken yarışmayı başından beri ilgiyle takip eden Gümüşlük Belediye Başkanı Mehmet Tire de dereceye giren yarışmacılara birer plaket vererek, başarılar diledi.Yarışmanın jüri başkanlığını yapan Gülsin Onay, seçmekte çok zorlandıklarını belirterek, ?Ahmed Adnan Saygun adına böyle bir yarışma ülkemiz ve müzik dünyamız için çok iyi oldu. Yarışmacılarımızın hepsi harikaydı. İleride her birini konser salonlarında hayranlıkla dinleyeceğiz inşallah. Hepsi çok yetenekli, yürekten kutluyorum, hepsine sanat hayatlarında başarılar diliyorum? dedi. Onay, sponsorlara ve emeği geçen herkese teşekkür ederek konuşmasını bitirdi.

25 Temmuzda  9. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, klasik müzik dünyasının yakından tanıdığı dünyaca ünlü Rus piyanist Lilya Zilberstein’i konuk etti. Lilya Zilberstein, 1987 yılında Busoni Uluslararası Piyano Yarışması birincilik ödülünü kazandıktan sonra dünyanın en iyi piyanistlerinden biri olarak anılmaya başladı. Dünyanın en önde gelen senfoni orkestralarıyla sahne alan Zilberstein, Lugano, Peninsula, Chautauqua, New York ve Japonya’daki Mostly Mozart festivali gibi saygın festivallerin de önemli konukları arasında yer alıyor. Konserin etkinlik sponsorluğunu ise Mimar Yasemin Aysan ve Mimar Suha Özkan üstlendi.Konser öncesinde basın mensuplarına röportaj veren Lilya Zilberstein, Eklisia?yı çok beğendiğini, tarihi bir mekânda konser vermekten çok memnun olduğunu belirtti. Festivalin dünya çapında bir üne kavuştuğunu da belirten sanatçı ?6 yıl önce İstanbul?a bir konser vermek için gelmiştim. Gümüşlük?te bir klasik müzik festivali olduğunu da önceden duymuştum, haberim vardı, davet gelince memnuniyetle kabul ettim? dedi. Eklisia?nın genç müzisyenlerin yetiştirildiği bir okul olduğuna da değinen Zilberstein, ?Ancak ben bir eğitimci değilim ama görüyorum ki burada öğrenciler, çok önemli müzisyenlerden çok özel dersler alıyor ve geleceğin müzisyenleri Eklisia?da yetişiyor? şeklinde konuştu.

28 Temmuz?daki Konser öncesinde basın mensuplarına 400 yıllık Hollanda ? Türkiye diplomatik ilişkileri hakkında açıklama yapan Karst de Jong, iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesinde büyük anlam taşıyan böyle bir organizasyonun parçası olmaktan çok mutlu olduğunu belirterek, ?Başbakanınız Tayyip Erdoğan Bey, Hollanda?ya gelene kadar böyle bir şeyden haberim yoktu. Hollanda ve Türkiye gerçekten çok uzun yıllardır diplomatik ve kültürel ilişkilere sahip iki ülke. Lahey Kraliyet Konservatuvarında en az 4 Türk öğrencim var, özellikle bir tanesi sayesinde Türk kültürünü tanıma fırsatı buldum. Davet gelince çok sevindim ve kabul ettim? dedi. De Jong, Ahmed Adnan Saygun?un müziğinden de çok etkilendiğini belirterek, ?Günümüzde klasik müziğin bir açılıma ihtiyacı var. Bu nedenle bir doğaçlamacı olarak Saygun?un müziğini tanımak benim için çok değerli oldu. Farklı kültürlerin müziğini tanımak çok güzel? şeklinde konuştu. Sanatçı, Gümüşlük?ü de çok sevdiğini söyleyerek, ?Gümüşlük büyüleyici bir yer, bozulmamış olması ve özellikle sahilinin korunmuş olması çok önemli? dedi.

9. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali kapsamında sürdürülen Eklisia Yaz Müzik Okulu?nda devam eden Piyano Masterclassına eğitimci olarak da katılan Karst de Jong, 2003 yılından beri Barcelona?da bulunan ESMUC (Escola Superior de Musica de Catalunya)?da doğaçlama ve kompozisyon teknikleri profesörü olarak görev yapıyor. Karst de Jong, solist olarak ve farklı enstrüman kombinasyonları ile hem klasik hem de caz doğaçlamaları ile düzenli olarak konserler veriyor. Avrupa ve Japonya’da çeşitli ülkelerde konserler gerçekleştiren sanatçı, doğaçlama ve müzik teorisi üzerine çeşitli makaleler yayınladı.

9. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivalinde 01 Ağustos akşamı, dünyanın en iyi Liszt yorumcuları arasında gösterilen ve eleştirmenlerce ?Muhteşem Mûza? olarak adlandırılan Litvanyalı Piyanist Mûza Rubackyté?yi vardı.

Litvanyalı Piyanist Mûza Rubackyté, Eklisia?yı dolduran yerli ve yabancılardan oluşan 300 kişilik klasik müziksever dinleyicisine müzikal değeri tartışılmaz bir gece yaşattı. İzleyiciler, Mûza Rubackyté?nin, olağanüstü duyarlılık ve teknikle icra ettiği eserler karşısında sanatçıyı tekrar sahneye çağırarak bis yapmasını istedi. Sanatseverleri kıramayan Litvanyalı piyanist, bu defa ülkesine ait iki kısa halk ezgisini seslendirdi.

Olağanüstü yorumculuğunun yanı sıra, SSCB döneminde tüm kişisel ve siyasi engelleri başarı ile aşmasıyla bilinen ve eleştirmenler tarafından ?Muhteşem Mûza? olarak anılan Litvanyalı sanatçı, 7 yaşındayken piyano ile Haydn’ın Re Majör Konçertosunu icra etmek üzere, profesyonel olarak sahneye çıktı. 13 yaşındayken, ünlü Moskova Çaykovski Konservatuvarına kabul edilmesini sağlayan, Litvanya Ulusal Genç Sanatçılar yarışmasını kazandı. Mezun olduktan sonra, Sovyetler Birliği’nin “All-Union” yarışmasında birinci oldu ve ?Sovyetler Birliği’nin en iyi piyanistlerinden biri? olarak tanındı.

Günümüzde Paris?te yaşayan sanatçıyı, Litvanya hükümeti, olağanüstü müzikal başarıları nedeniyle, 1998 yılında, Sir Yehudi Menuhin ile birlikte, ülkenin en yüksek kültür ödülü olan ?Liyakat Madalyası? ile onurlandırdı. Lyrinx etiketi ile 2004 yılında piyasaya çıkan, Liszt’in ?Annees de Pelerinage? (Hac Yılları) adlı eserini seslendirdiği, toplam üç bölümlük albümü uluslararası alanda övgü dolu yorumlar aldı.

09 Ağustos akşamı ise  9. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali kapsamında konser veren Finlandiyalı Akordeoncu Harri Kuusijärvi, enstrümanıyla harikalar yarattı.  Festival mekânı Eklisia?da sahne alan sanatçı konserde Phillip Glass, Pat Metheny, Pekka Pohjola, Gyorgy Ligeti, Ville Vokkolainen gibi modern bestecilerin yanı sıra Johann Sebastian Bach?tan da eserler seslendirdi. Harri Kuusijärvi, 2 saat süren performansının ardından seyircinin yoğun isteği üzerine tekrar sahneye gelerek Pat Metheny?den ?Letter from home? adlı parçayı seslendirdi.26 yaşındaki Kuursijarvi, genç yaşına rağmen birçok ulusal ve uluslararası yarışmada başarılı bir şekilde yer almış ve 2011 yılında dünyanın önde gelen yarışmalarından biri olan ?Arrasate Hiria?da ikincilikle ödüllendirilmiş bir sanatçı. Çağdaş akordeon eğitimini Helsinki?de bulunan ?Sibelius Akademisi?nde alan Kuursijarvi, solo kariyerinin yanı sıra oda müziği, tiyatro müziği, halk müziği, pop müzik, caz ve doğaçlama müzik yapan farklı birçok grupla aktif bir şekilde müzisyen ve besteci olarak da çalışmaktadır.

12 Ağustos akşamı Gümüşlük, bir usta piyanisti daha tarihi mekân Eklisia?da konuk etti. Eleştirmenlerce ?sıra dışı devasa bir müzikal zihin? olarak nitelendirilen İngiliz Piyanist Jonathan Plowright?ın 9. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali kapsamında verdiği konser, sanatseverler tarafından ilgiyle karşılandı.

Klasik müziğin piyano için derlenmiş seçkin eserlerinden örnek sunan İngiliz Piyanist Jonathan Plowright, programda J.S Bach – F Busoni, Schumann, Josef Suk ve Brahms?tan eserlere yer verdi. Konserin sonunda iki kere bis yapan Jonathan Plowright ilk önce Paderewski?nin ?Nocturune? adlı eserini seslendirdi, izleyicilerin yoğun talebi üzerine tekrar sahneye gelen İngiliz Piyanist bu defa F. Chopin?in ?Re bemol walls?ini çaldı. Konserin sonunda sanatçıya Gümüşlük Belediyesi yetkilileri çiçek ve bir plaket verdi.

Kraliyet Müzik Akademisi tarafından altın madalyayla ödüllendirilen Plowright, Avrupa Piyano Yarışmasında da birincilik ödülünün sahibi olmuş, Fulbright Bursu sahibi ve birçok yarışmada ödül kazanmış bir sanatçı olma özelliğine sahip. Ploweight, müzik yaşamı boyunca gerçekleştirdiği çok sayıdaki ulusal ve uluslararası gösteri için sayısız övgü almış, dünya çapında aranılan bir solist olarak, başlıca orkestralarla birlikte konserler vermiş ve sayısız radyo yayınına katılmış. Chopin parçalarından oluşan popüler albümünün yanı sıra, Paderewski?nin parçalarından oluşan olağanüstü bir toplama yaptığı ilk kayıt ile sanatçı, ?Paderewski Anısına? Vakfından aldığı davetle, Varşova?da yapılan, Polonya Parlamentosu’nun 2001 ‘Paderewski Yılı’ kutlamalarında kapanış resitalini verdi.

Chichester Üniversitesi Tuşlu Çalgılar Bölümü Başkanlığı ve İskoçya Kraliyet Konservatuvarı Tuşlu Çalgılar Fakültesi Başkanlığı görevini halen sürdüren Jonathan Plowright, uluslararası konservatuvarlarda ve yarışmalarda masterclass çalışmaları yapmak, danışma dersleri vermek ve seçici kurulda yer almak üzere sık sık davetler alıyor.

16 Ağustos?ta 9. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali kapsamında düzenlenen 2. Gümüşlük Caz Günleri, Piyanist Erol Erdinç?in Eklisia?da verdiği konserle başladı ve Bodrumlu caz severlere 2 saatlik bir caz şöleni yaşattı.

1998 yılında Devlet Sanatçısı ilan edilen Piyanist Erol Erdinç, müzik eğitimine Ankara Devlet Konservatuarında A. Adnan Saygun’un kompozisyon sınıfında başladı. Erol Erdinç, kariyerini klasik müzik alanında yapmış olmasına rağmen, TRT’de müzik yapımcısı, sanatçı ve besteci olarak çalıştı. Türk modal müziği, popüler stiller, caz ve kendine öz müzik dilini de içine katarak, çok sayıda orkestra, koro, senfonik caz ve çocuklar için eserler yazdı. Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde orkestra şefliği, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın daimi şefi ve müzik yönetmeni olarak görev yaptı. Dünyanın dört bir yanında konuk şef olarak konserler verdi. Belçika’da Kraliyet Konservatuvarına, Portekiz’de Porto Devlet Müzik Fakültesine ve Brezilya’da Londrina Festivaline konuk profesör olarak davet edildi. Üç yıl boyunca Kültür Bakanlığında Artistik Danışmanlık yaptı. Ardından Türk Hükümeti tarafından Devlet Sanatçısı payesi verildi. Erdinç, halen Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Kompozisyon ve Orkestra Şeflik Ana Sanat Dalı Başkanı olarak görevini sürdürüyor.

18 ve 19 Ağustos akşamları büyülü sesiyle caz müziğinin ülkemizdeki önemli temsilcileri arasında yer alan Sibel Köse, grubuyla sahne aldığı Eklisia?da, müzikseverlerin karşısına caz klasiklerinden oluşan bir seçkiyle çıktı.  Sibel Köse?ye gitarla Neşet Ruacan, davulla Cem Aksel ve basgitarla Erdal Akyol eşlik etti. Yerli ve yabancı cazseverin izlediği konserde Sibel Köse Grubu, programda klasik caz standartlarının yanı sıra Fransa ve Brezilya?dan caz parçalarına da yer verdi.

Konser öncesi basın mensuplarıyla bir araya gelen Sibel Köse, Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivalinde yer almaktan mutluluk duyduklarını belirterek, ?Türkiye?de caz müziğinin daha çok tanınması ve yaygınlaşması açısından klasik müzik festivali içinde bir caz günlerinin olması çok olumlu, diğer taraftan Gümüşlük gibi bir yerde konser vermek bizim için de oldukça ilham verici? dedi.  Straterra online buying buy Cialis online
purchase Sildenafil

24 ve 25 Ağustos akşamlarında ise  ?Gümüşlük Caz Günleri?nin bu defaki konuğu Ayşe Gencer ? İmer Demirer Grubu oldu.

Gümüşlük Caz Günlerine konuk olan Ayşe Gencer ve İmer Demirer?e piyanoyla Serkan Özyılmaz, kontrbasla Matthew Hall ve davulla Onur Alatan eşlik etti. Grup gecede caz müziğinin klasikleşmiş eserlerini seslendirirken, farklı projelerde ve ekiplerle de daha önce bir araya gelmiş olan grup caz standartları ve düzenlemelerle keyifli bir repertuarı seslendirdi.

Yılların deneyimini ustalığa dönüştüren müzisyen çift Ayşe Gencer ? İmer Demirer çifti, solo çalışmalarının yanı sıra birlikte hayata geçirdikleri proje ve konserlerle de Türkiye?de caz sahnesinin en bilinen ve sevilen ekibi olma özelliğine sahipler. Gümüşlük Caz Günlerinde sahne alan grup, gecede vokalist Ayşe Gencer?in son çıkan albümü ?But Beautiful?da yer alan parçalardan, I Didn’t Know What Time it Was, Don’t Explain, Just Friends, I’ve Got World on a String, For Heaven’s Sake, Give Me the Simple Life, The Man I Love, Pennies from Heaven, Luiza gibi eserlere yer verdi. Albüm dışında da caz standartlarını seslendiren Gencer?in grup üyelerinin konser başında ve sonunda yaptıkları jam session da büyük alkış aldı.

26 Ağustos akşamı Caz müziğinin Türkiye?deki önde gelen temsilcileri arasında yer alan ve birçok projeyle caz dünyasında adından sıkça bahsettiren İlhan Erşahin Gümüşlük?e ?İlhan Erşahin İstanbul Sessions? projesiyle geldi.

Saksafon ve Rhodes ile yarattığı harikalarla dünya çapında markalaşmış olan İlhan Erşahin’e, Alp Ersönmez’ın groovy bası, Turgut Alp Bekoğlu’nun güçlü davulları ve İzzet Kızıl’ın kıvrak ritimleri eşlik ediyor.

1965?te İsveç?te doğan İlhan Erşahin, müzik yaşamına oldukça geç başlamış. 16 yaşında ilk kez tenor saksafonu eline almış, 19 yaşında ciddi olarak etüt etmeye başlamış ve bugün başarıyla sürdürdüğü profesyonel müzik kariyerinin ilk tohumlarını atmış. İlhan Erşahin, 20’li yaşlarında New York’ta müzik kariyerini sürdürmeye karar veriyor ve ünlü müzik okulu Berklee?den aldığı bir burs ile Amerika Öyküsü başlıyor. ?İsveç çok fazla hayal gücüne imkân vermiyordu. New York farklı, eğer müzik söz konusuysa New York?la hiçbir şehri karşılaştıramazsınız? diyen sanatçı, ayrıca bu şehirdeki rekabetin gücünü de vurguluyor. Berklee Müzik Okulundaki eğitiminden sonra İtalyan usta Joe Lavano ile çalışmalarına başlayan sanatçı, ardından Wallace Rooney, Jeff Williams, Cameron Brown,Victor Lewis, Eddie Henderson ve Valery Ponomarev gibi ünlü isimlerle sahneyi paylaşarak kariyerine devam ediyor. İlhan Erşahin?in Türkiye?de sahneye ilk adım atışı, tatil için Bodrum?a geldiği ve izleyici olarak bulunduğu bir caz kulübünde oluyor. Sahneye çıkıyor ve Nüket Ruacan, İmer Demirer, Tuna Ötenel ve Nezih Yeşilnil?e eşlik ediyor, daha sonraları yaz tatillerinde sık sık Türkiye?ye gelerek The Marmara ve Roxy?de çalıyor ve 1994?te 4. Uluslararası Akbank Caz Festivalinde dinleyicisi ile asıl buluşmasını gerçekleştiriyor. Ardından, 1996?da 3.Uluslararası İstanbul Caz Festivali’nde çalıyor. 1997?de ise Eddie Henderson ile Cemal Reşit Rey Konser Salonu?nda basından ve izleyiciden büyük bir ilgi gören konserini gerçekleştiriyor.

31 Ağustos ve 1 Eylül akşamlarında ise Sarp Maden Grubu tarihi mekân Eklisia?nın terasında cazseverlerle buluştu. Gümüşlük Caz Günlerinde sahne alan Sarp Maden?e piyanoyla Serkan Özyılmaz, saksafonla Engin Recepoğulları, kontrbasla Matthew Hall ve davulla Derin Bayhan eşlik etti.

Gümüşlük?te düzenlenen, bir solo konser ve 4 grubun katıldığı ve toplam 8 konserin gerçekleştiği caz günlerindeki konserleri bu yıl geniş bir cazsever kitlesi izledi. Bayram dolayısıyla da oldukça dolu geçen konserler için Bodrum?a tatile gelen caz hayranları bu yıl da Eklisia?nın bahçesini doldurdu. Geçtiğimiz akşam hayranlarının karşısına çıkan Sarp Maden ise gitar tekniğiyle ve grup üyeleri de jam sessionlarıyla dikkat çekti. Sarp Maden Grubu, Eklisia?daki gecede özgün eserlere ve kendi bestelerine yer verirken izleyicilerden büyük alkış aldı.

9. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, Devlet Sanatçısı Piyanist Gülsin Onay?ın tarihi mekân Eklisia?da 07 Eylül akşamı verdiği muhteşem konserle sona erdi. Dünyaca ünlü virtüözümüz Onay, festivalin kapanış konserini, geçtiğimizin yıl Aralık ayında kaybettiğimiz, genç viyolonselci Benyamin Sönmez?e ve Cumhuriyet tarihimizin en önemli bestecilerinden Ahmed Adnan Saygun?un doğum günü nedeniyle, bestecinin anısına ithaf etti.

Rachmaninov ve Chopin yorumlarındaki olağan üstü başarısı ve hocası Ahmed Adnan Saygun?un dünyadaki en iyi yorumcusu olarak, sadece yurtiçinde değil, dünya çapında adından söz ettiren piyanistimiz Gülsin Onay, tarihi mekânda 2 saati aşkın bir süre sahnede kaldı. Klasik müzikseverlerin sevgilisi haline gelen sanatçının hiçbir konserini kaçırmayan hayranlarının doldurduğu Eklisia?da kapanış konuşmasını da yapan Gülsin Onay, festivalin her geçen yıl biraz daha güçlendiğini, daha fazla ilgi gördüğünü ve dünya çapında bilinen, saygınlığa sahip bir festival haline geldiğini belirtti. Sanatçı,  ?Festivalimiz her yıl çok güzel oluyordu ama sanki bu yıl biraz daha güzel oldu? dedi. Onay, ayrıca festivale destek veren resmi sponsorların, kurum ve kuruluşların isimlerini sayarak tek tek teşekkür etti. Genç yaşta kaybettiğimiz Benyamin Sönmez?in klasik müzik camiası için çok büyük bir kayıp olduğunu da söyleyen Onay, ?Benyamin, bulunmaz bir yetenekti, aramızdan ayrılışı bizi derinden sarstı? dedi.

Gülsin Onay, konseri aynı zamanda hoca Ahmed Adnan Saygun?a da adadığını belirterek, ?Unutulmaz bir besteciydi, bugün hocamızın 105. yaş günü, kendisini saygıyla anıyoruz? şeklinde konuştu. Onay yaptığı konuşmada, geçtiğimiz gün Afyon?da meydana gelen patlama sonucu hayatlarını kaybeden askerlerimizin ailelerine de baş sağlığı dileyerek, üzüntüsünü dile getirdi.

Bodrum yarımadasında tarihi ve doğal güzellikleriyle turistlerin her zaman tercih ettiği belde Gümüşlük, sanatsal etkinliklerle de bu yıl yüz binlerce ziyaretçinin uğrak yeri oldu. Bu yıl, 9. kez düzenlenen Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, 7 Eylül Cuma akşamı Devlet Sanatçısı Piyanist Gülsin Onay?ın, Denizbank?ın etkinlik sponsorluğunda verdiği konserle son bulurken konseri, 400 civarında klasik müziksever izledi. Aralarında birçok emekli bürokrat ve Gümüşlük Belediye Başkanı Mehmet Tire?nin de bulunduğu davetliler arasında geçen yılın sonunda 28 yaşındayken kaybettiğimiz viyolonselin dahi çocuğu olarak adlandırılan Benyamin Sönmez?in annesi Fatma Sönmez de bulunuyordu.

Konser sonunda izleyicilerin yoğun alkışlarıyla sahneye geri gelen Gülsin Onay bis yaparak, F. Chopin?den ?Nocturne? adlı eseri seslendirdi. Gecenin sonunda Gümüşlük Belediye Başkanı Mehmet Tire, festivalin Sanat Danışmanı Gülsin Onay ve Festival Sanat Yönetmeni Piyanist Eren Levendoğlu?na birer plaket ve çiçek vererek, Gümüşlük?e armağan ettikleri bu değerli organizasyon ve beldenin sanat yaşamına katkılarından dolayı minnettarlığını dile getirdi.

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.