İNTİKAMIN TADINI İLK KEZ ALIYORDUM

?İNTİKAMIN TADINI İLK KEZ ALIYORDUM; Baclofen without prescription Dapoxetine

KENDİMİ ZEHİRLENMİŞ GİBİ HİSSEDİYORDUM.?

Geçenlerde tivit attım (twitter mesajı);

?İdeolojiden önce insan gelir; insan olmaz ise yaşam olmaz. Yaşamın olmadığı yerde ideoloji hiç olmaz?? diye.

Mesajın felsefesini kavrayanlar için anlam yerini buldu! Peki, anlamın yerini bulması önemli mi?

Evet, önemli, hem de çok önemli! Böylesine hassas bir dönemden geçerken, acılardan beslenenlerin kol gezdiği, çatışma ve nefret uzmanlarının gün içerisinde bir değil birkaç köşe yazısı yazarak akıl karıştırdığı ortamlarda benim kısa ve öz mesajımın yerini bulması gerçekten çok önemli?

Merak ediyorum ruhları zehirli, düşünceleri kirli-kinli bu insanlar acaba bir gün gelir müptelası oldukları çatışma ve kan yolunu reddedip, Mevlana?nın ya da Yunus?un yoluna gelirler mi?  Çok zor, gelmeyecekleri kesin. Bu insanların yazdıklarını, tüm önyargılarınızdan ve sizlere öğretilmiş taraf olma halinden arınıp okuyun, söylediklerine bir bakın, kanı şarap, intikamı meze yapmışlar. Birden, Charlotte Bronte?nin meşhur Jane Eyre romanından bir cümlesi aklıma geliyor:

?İntikamın tadını ilk kez alıyordum; yudumladığımda tadını hoş kokulu bir şaraba benzettim, ılık ve ıtırlı; daha sonra ağzımda metalik bir pas tadı kalacaktı, kendimi zehirlenmiş gibi hissediyordum.?

Colchicine online

Evet ideolojilerin böyle bir yanı vardır; özellikle kendisinden farklı olanların yaşam hakkı ve özgürlükleri konusunda takıntılı olan, tek tipçi ve hoşgörüsüz her ideolojinin, düşüncenin, yaşam algısının, insanda bıraktığı sarhoşluktan sonra ruhu kaplayan metalik bir yanı vardır. O metaller, yeşerecek umutlara, barışa karşı silahtır, kurşundur! Sökmez, bu defa sökmeyecek o kurşunlar, o kuşandığınız silahlar! Hangi kurşun, ne tür silah ?İNSAN? olmak kavramının zırhını delip geçebilir ki? Bugüne kadar zırhı deldiyse de bu defa yenilendi, güçlendi, birleşti bu millet, zırhını İNSAN?dan, haktan, adaletten ve özgürlüklerden yana kuşandı bu millet, tüm Türkiyeliler?

ODTÜ Sosyoloji Bölümünde yüksek lisans çalışması yapan akademisyen Burcu Şentürk, şehit ailesi ve dağda çocuklarını yitirmiş olanlarla, iki tarafın aileleriyle yüzyüze görüşerek bir çalışma yapmış. Çalışmasını, ?İki Tarafta Evlat Acısı? adlı kitapta yorumlamış. Şentürk araştırmasını anlatırken bir değerlendirmede bulunuyor ?Bu çalışmada nelerle karşılaşacağımı çok merak ediyordum. Aslında bir takım tahminlerim, ön yargılarım vardı, olmaması mümkün değil zaten. Klasik sosyal bilimler metodolojisi araştırmacılara istediği kadar ön yargılardan, kabullerden ve değerlerden sıyrılması gerektiğini söylesin, bu ne mümkündür ne de olması gereken. Zira araştırmacı olarak algılarımız, gündemimiz, yaşadığımız toplumun sorunlarıyla, içinde yetiştiğimiz toplumsal kesimin özellikleriyle şekilleniyor. İlk önce, bu çalışmanın bana öğrettiği, kendi özel hayatıma da sirayet eden şey, gösterilen ve tek tipleştirilen kimliklerin aslında ne kadar çeşitli olduğu ve o tek tipin egemen olanın ağzından çıkarak yansıtılmış olduğuydu. Yine hem Kürt sorununa ve diğer toplumsal meselelere bakışımı hem de kendi hayatımda karşılaştığım bir takım olaylar karşısında aldığım tutumları değiştiren şey, en anlaşılmaz durumları bile, o durumun çelişkileri içinde yeniden sentez ederek yeniden anlamaya çalışmayı öğrenmek oldu, çünkü insana dair hiçbir şey anlaşılmaz değildir.? NE DOĞRU BİR TESPİT!

İnadına ağzından hiddet ve savaş salyaları akanlara rağmen, şükür inadına ?insan? diyenler var!!! Kitabı okumanızda fayda var?

Zor bir süreç olacak, barışın yoluna içeriden ve dışarıdan mayınlar yerleştirecekler var. Sevgiye, huzura, geleceğe inanmayanlar, şüphe ile yaklaşanlar olacak; ama bu defa barış kazanacak; BAŞKA YOLU YOK!!!