Bodrum Gündem

Ümit Kocasakal: Anayasayı Değiştiremeyecekler ve Yenilecekler

24.02.2013
0
A+
A-

Cumhuriyet Kadınları Derneği Halikarnas Şubesi ile Muğla Barosu Bodrum İlçe Temsilciliği?nin ortaklaşa organizasyonu ile Bodrum?daki Bodrum Belediyesi Nurol Kültür Merkezi?nde düzenlenen ?Cumhuriyet ve Hukuk? konulu konferansa konuşmacı olarak  Galatasaray Üniversitesi öğretim görevlisi ve İstanbul Baro Başkanı Avukat  Do.Dr.Ümit Kocasakal katıldı.

Fatih Bozoğlu/Bodrum Gündem-23 Şubat 2013

Doç.Dr.Kocasakal?ın konuşmacı olarak katıldığı, CKD Halikarnas Şubesi ile Muğla Barosu Bodrum İlçe Temsilciliği?nin birlikte düzenlediği konferansa Cumhuriyet Halk Partisi, Bodrum Belediyesi, Bodrum Ticaret Odası, Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi, BESİAD, bazı belde belediyeleri de katkı sağladılar. Konferansta sağır ve dilsizler için bir görevlinin olması ise oldukça dikkat çekerken, konferansı 10 sağır ve dilsiz engellinin de bu şekilde izleyebildiler.

Konferansın başında İstiklal Marşı hep bir ağızdan okundu. İzleyicilerden gelen talep üzerine sunumu yapan Av.Feriştah Dişçi saygı duruşu ve İstiklal Marşı yeniden okunmasını sağladı. Ardından Muğla Barosu Başkanı söz alarak, saygı duruşu sırasında Amerikan yat borusu çalındığı için saygı duruşunda bulunulmadığını, ancak izleyicilerden gelen talep nedeni ile Amerikan yat borusunu yeniden dinlenildiğini söyledi.

Muğla Baro Başkanı Mustafa İlker Gürkan, Muğla Barosu Bodrum Temsilcisi Av.Cavidan Karaöz Özyiğit ve CKD Halikarnas Şubesi Başkanı Dr.Bedriye Gürkan?ın ev sahipliği yaptığı konferansa, Muğla CHP Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir,  CHP İlçe Başkanı Okan Özsu, KOnacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun, Prof.Dr.Özer Ozankaya ile yaklaşık 800 kişinin izlediği konferansın açılış konuşmasını Bedriye Gürkan yaptı.

GÖZLERİNİ KAPATTILAR ATATÜRK?Ü DÜŞÜNDÜLER?

Gürkan izleyenlerden gözlerini bir dakika kapatarak Cumhuriyeti, Ulusu, Atatürk?ü, Türk Bayrağı?nı düşünmelerini isteyerek başladığı konuşmasında ?Cumhuriyet?e yönelik tüm saldırılara Atatürk?ün bize emanet ettiği Cumhuriyet ilkelerinden asma ödün vermeden mücadelemizi sürdüreceğiz, bun nedenle sabırla ve inatla bu mücadeleyi sürdürün Atatürk ilkelerinden ödün vermeyin? dedi.

BENİM SESİM ANCAK DOĞAL YOLLAR İLE KISILABİLİR?

İstanbul Baro Başkanı Av.Doç.Dr.Ümit Kocasakal, konuşmasının başında rahatsızlığı nedeni ile sesinin kısıldığını kaydederek ?Benim sesim ancak bu yolla kısılabilir, yani doğal yollar ile. Başka türlü kimse sesimi kısamaz? dedi. Biraz hasta olmasının önemi olmadığını önemli olan ayakta durabilmek olduğunu, gerçekleri anlatmanın bir vazife olduğunu da sözlerine ekledi.

BU DAVADA SANIK OLMAKTAN ONUR DUYARIM?  

Kocasakal, İstanbul Barosu?na yönelik darbe girişimi yapıldığını belirterek ? Ortada tamamen hukuksuz bir dava ve ona bağlı olarak, İstanbul Barosuna yönelik bir darbe girişimi var. Ama başarıya ulaşamayacak. Hukuka, Cumhuriyet?e ve değerlerine sahip çıkmamızı, akıllarınca bedelini ödetmeye çalışıyorlar. Ama biz 17 Mart?ta aldığımız olağanüstü kongre kararı aslında bir meşru müdafaa hakkının kullanımı yanında, bu saldırılara karşı mücadele, savaş ve seferberlik ilanıdır. 17 Mart?ta hukuk camiasının avukatların, baroların verdiği yanıtı hep beraber göreceğiz. 17 Mayıs?ta da biz yargılanmayacağız. 17 Mayıs?ta yargı kendini yargılayacak, yada kimin kimi yargılayacağını göreceğiz.  Ben ve arkadaşlarım bu hukuksuzluk sistemi içinde, böyle bir davada sanık olmaktan onur duyarız. Bu davayı açanlar düşünsünler.? dedi.

KOCASAKAL ?TÜRKİYE ZİHİN İŞGALİ ALTINDA?

Doç.Dr.Kocasakal daha önce Kazım Karabekir?in kızı ile birlikte bir konferansa katıldığını orada gösterilen bir slaytta İstanbul işgalinden bir manzarayı anlattı. Doç.Dr.Kocasakal  günümüzdeki işgallerin artık top ile, tank ile değil, önce zihinlerle yapıldığını söyleyerek ?Önce zihinler işgal ediliyor, ardından o toplunun değerleri, genleri, kimyası ile genetiği değiştirilerek tek bir kurşun dahi atmadan ülke işgal edilmiş oluyor. Bu işgaller yapılırken bildik taktikler uygulanıyor. Kurdun üzerine kuzu postu giydiriliyor. Demokrasi, özgürlük, barış ve kardeşlik değerleri kullanılarak bu işgaller gerçekleşiyor. Türkiye şuanda işgal altında bir ülkedir. İşte bu işgali, bu değerlerin kimyasını bozarak genleri ile oynayarak yapıyorlar.? Dedi.

MUHAFAZAKAR DEĞİLLER, KAR MUHAFAZA EDİYORLAR?

Doç.Dr.Kocasakal muhafazakarlık konusunda da çarpıcı değerlendirmeler yaptı. Toplumun muhafazakarlaştığının söylendiğini, ancak toplum muhafazakarlaşmıyor, bunlar toplumu muhafazai-kar?laştırdıklarını kaydetti.  Doç.Dr.Kocasakal ?Benim anladığım muhafazarkarlık bir takım değerlerin korunması, örneğin aile başta olmak üzere, bu ülkenin değerlerinin muhafazası konusunda, ben bunlardan daha muhafazakarım? dedi. Kocasakal konferansı dinleyenlere, her bir dizinin içine ustalıkla ve ahlaksızca yerleştirilmiş tecavüz sahneleri ile mi bu ülke muhafazakar olacak? sorusunu sordu. Türk değerlerinin dizilerde değil, eski siyah beyaz Türk filmlerinde olduğunu da ifade eden Kocasakal ?Belgin Doruk, Filiz Akın, Ayhan Işık?lardadır. O filmlerde ?seni ömrümün sonuna kadar bekleyeceğim? repliği ile dalga geçenler, Oskar ödüllü Titanik filminde, esas oğlan esas kıza pruvada tükürmeyi öğretirken çok romantik oluyor. İşte bizi getirdikleri durum budur? dedi.

purchase cheap Sildenafil

KAHRAMANLAR HAİN, HAİNLER KAHRAMAN HALİNE GETİRİLDİ?

Türkiye?de hainlerin kahraman haline getirildiğini ve toplumsal benliğe format atıldığını belirten Doç.Dr.Kocasakal ?Öyle bir propogandaki bu sanki biz rüya görmüşüz. Sanki bu ülke hiç işgale uğramamış, hiç kurtuluş savaşı olmamış, Çanakkale hiç olmamış. Hatta öyle bir noktaya vardırıyorlar; biz öyle bir milletiz ki herkesi kesmişiz, sanırsınız ki Yunanlılar buraya pikniğe gelmişler mangal yapıyorlarmış bizde gitmişiz bunları kesmişiz. Çanakkale?de birilerini kesmişiz, Kurtuluş Savaşında kesmişiz. Adını anmaktan hicap duyacağım o zat, kurtuluş savaşında Yunanlıları kesmişiz. Anzak?ları da böyle gösteriyorlar. İşgale uğrayan ülkenin verdiği kurtuluş mücadelesini, şehitlerini unutturmaya çalışıyorlar. Sanki bunlar hiç yaşanmamış. Değer erozyonu ile bu ülkeyi, bu hale getirdiler. Bu süreç tabi ki yeni başlamadı. Bu binlik bir puzzle benziyor, parçaları yıllar önce birleştirmeye başladılar. Bunların bütünü ortaya çıktığında yüz yıllık bir hesaplaşmanın gerçekleştiği ortaya çıkıyor. 100 yıllık bir tasfiye yapılıyor. Cumhuriyet düşüncesini oluşturan köklerle bir hesaplaşma var. Cumhuriyetin ilanı ile karşı devrim başlamıştı. Burada bizlerin de hatası var. Buna karşı bizler, Cumhuriyetçiler ise yattık uyudu. Meğer bu kan uykusuymuş.? dedi. Doç.Dr.Kocasakal bütün bunların nedeninin Cumhuriyet Devriminin yarım kalmasından kaynaklı olduğunu vurgulayarak; ?Çok partili hayata erken geçilmiştir bana göre. Fransız Devrimi 80 yıl sürmüştür. Siz 20-30 yılda bu unsurları temizleyemezsiniz.? Dedi.

ATATÜRK SEÇİLMİŞ BİR BAŞKAN DEĞİL, O BİR DEVRİMİN LİDERDİR?

Doç.Dr.Kocasakal halkımızı büyük bir yalan ile kandırdıklarını belirterek ?Atatürk diktatördü. Demokrasiyi getirmedi? diyorlar. 2012 bilgisi ve değerleri ile 1920?leri değerlendiriyor. O dönemde Avrupa Faşizmin pençesi altında inliyor. Kimi kandırıyorsunuz siz. Üstelik Atatürk sıradan seçimle gelmiş bir devlet başkanı değil, o bir devrimin lideridir.? Dedi. Doç.Dr.Kocasakal ?Atatürk?e diktatör demenin, Sümerler?de internet kullanımı zayıftı demek kadar abestir? diyerek, zaman kavramlarını değerlendirmeye almadan  milleti kandırdıklarını söyledi.

SOLCULAR TUZAĞA DÜŞTÜ?

Projenin çok eski olduğuna dair ipuçları vereceğini ifade eden Doç.Dr.Kocasakal 141-142 ve 163 maddelerin kaldırılması ile ilgili çarpıcı bir yorum yaptı; ?Yıl 1991, ortada fol yok, yumurta yok. Şu anda yürürlükte olan 3713 Terörle Mücadele Kanunu yürürlüğe girdi. Bazı kanunlar ve bazı maddeler yürürlükten kalktı. İlki eski ceza kanunundaki Kominizim ile mücadeleyi öngören 141 ve 142.maddeler ve irtica ile mücadeleyi öngören 163. Maddeyi kaldırdılar. Orada solcularımız büyük bir tuzağa düştü. Özgürlük adına, çok gerekli olan 163.maddeyi kaldırarak rejimi korumasız bıraktılar. Bu bir gerçektir. Bununla beraber Cumhuriyetin 2 numaralı kanunu kaldırıldı, sessiz sedasız. Hıyanet-i Vataniye Kanunu. Neden peki. İleride işlenecek olan ihanet fiillerinin cezalandırılmaması için. Derdiniz nedir bunu kaldırmak için?  Doç.Dr.Kocasakal 12 Eylül darbesinin de, 24 Ocak kararlarının uygulamaya sokulabilmesi için yapıldığını da sözlerine ekledi. Doç.Dr.Kocasakal açıklamalarındaki en çarpıcı sözlerden birisi de; bu süreçte hiçbir suçu olmayan kesimin ?Halk? olduğunu söylemi oldu. ?Karnını doyuramadığını, eğitemediğiniz halktan nasıl bir bilinç bekliyorsunuz. Okumuşundan, aydınından ne gördünüz ki, halktan ne bekliyorsunuz? Bu değerlendirmenin ardından salonda büyük, coşkulu bir alkış tufanı yükseldi.

BU HALKTAN UMUDU KESMEDİM?

Doç.Dr.Kocasakal bu halktan hiçbir zaman umudunu kesmediğini dile getirerek ?Bu halk, bu ulus ne olup bittiğini anladığı anda, atacağı tokat Brüksel?den de, Washington?dan da, Pensilvanya?dan da duyulur. Göreceksiniz. Bu ülkeye başka bir halk mı ithal edeceksiniz? Batarsak ta bu halk ile, çıkarsak ta bu halk ile çıkarız? dedi.

CHP?YE HEM ÖVGÜ, HEM ELEŞTİRİ?

?Cumhuriyet Halk partisi uyuyan bir çınardır bir devdir, bu dev bir uyanırsa önünde kimse duramaz.? Diyen Doç.Dr.Kocasakal şöyle devam etti; ?CHP bir uyanırsa kaçacak delik arayacaklar. CHP?nin bu güne gelmesindeki en büyük etken, 6 okun en değerlisi olan halkçılık okunu yitirmiş olmasındandır. Ülkenin içinde bulunduğu durumu halka çok iyi anlatmalıyız. Şu anda panikteler çünkü; topluma verdikleri narkoz etkisi geçmeye başladı, halk uyanmaya başladı. Bu uyanmayı da provokasyon diyerek adlandırmaya çalışıyorlar. Uyananlar ve siz uyumaya devam edenlere gerçekleri yalanları anlatın?  dedi.

BAŞÖRTÜYÜ KULLANIYORLAR?

Doç.Dr.Kocasakal başörtüsünün Anadolu?nun bir kültürü olduğunu ve her başörtülünün Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı olarak görülmemesini vurgulayarak ?Onlar bunu pompalıyorlar, ayırımcılık  yaparak besleniyorlar. Anadolu?da böyle bir durum asla yok? diyerek ?Cumhuriyetin din ile tek bir sorunu asla olmamıştır, tam tersine, Cumhuriyet din simsarları, din tüccarları ile uğraşıp, din özgürlüğünü halkın kendisinin eline vermiştir. Benim derdim din ile değil, din baronları iledir.? görüşünü paylaştı.

TÜRKİYE TAM BİR AYDIN İHANETİ YAŞIYOR

?Türkiye tarihte görülmeyen en büyük aydın ihanetini yaşıyor.? şeklinde konuşan Doç.Dr.Kocasakal, çarpıcı açıklamalarına şöyle devam etti;  ?Benim bir deyimim var GDA?lar. Genetiği Değiştirilmiş Aydınlar. Ben aydınları ikiye ayırıyorum. Biri organik aydınlar, yani bu toprağın değerleri ile beslenmiş, katkı maddeleri ile değil. Diğeri de GDO?lu aydınlar. Bunlara bol miktarda F vitamini zerk edilmiş durumda. F vitamini bütün genetiği değiştiriyor.?

BU MİLLET HUKUKÇULARI SUSUP OTURSUNLAR DİYE Mİ YETİŞTİRDİ?

Doç.Dr.Kocasakal mensubu bulunduğu hukukçulara yönelik eleştirilerde de bulundu. Doç.Dr.Kocasakal ?Bu ülkede 103 hukuk fakültesi 103 dekan var. Bu kadar hukuksuzluk varken, bu hukuk fakültesi dekanları ne yaparlar. Bunlar cübbelerini giyseler ve ?Kendinize gelin? deseler, bütün olay biter. Bu millet sizi, bu hukuksuzluklarda susup oturasınız diye mi yetiştirdi? Hepsine yazıklar olsun. Bunlar ile uğraşırken birde GDS?ler çıktı başımıza, Genetiği Değiştirilmiş Solcular. Solcuları da ikiye ayırıyoruz, biri organik solcular, diğeri ise GDS?ler.  Genetiği değiştirilen solcular ise emperyalizmin ve Amerika?nın adını alamaz, ABD?nin Ortadoğu?ya barış ve özgürlük getirdiğine inanır, yetmez ama evete meyil eder. Bir suçlu grupta bu GDS?lerdir.? dedi. Doç.Dr.Kocasakal bir diğer katagorinin de güce bakan katogorisi olduğunu ve bunların ideolojilerinin olmadığını, güç neredeyse oraya döndüklerini söyledi.

YAPILANLAR SİYASİ İKTİDARIN AKLI DEĞİL?

?Bu siyasi iktidar bir taşeron ve bir figüran. Burada senaryo yazarı ve yönetmeni önemli.? şeklinde konuşmasına devam eden Doç.Dr.Kocasakal çarpıcı söylemlerine devam ederek iktidara yüklendi. Doç.Dr.Kocasakal ?Atlantik ötesinin bir planıdır bu. Bunlar taşeron. Bunlar gelen senaryoyu uyguluyorlar. Bunlar şimdi hafriyatı gerçekleştiriyor. Bu yapılanlar bu siyasi iktidarın aklı değil. Bunlar önce kendi zenginini yarattılar. İhale kanununda 23 kez değişiklik yapıp, Cumhuriyetin oluşturduğu bütün değerleri yandaşlarına peşkeş çekerek, kendi zenginini yarattı. Ardından da kendi devletlerini yarattılar. Buna doktrinde parti devleti denir. Bunun tarihteki en iyi örneği de Nazilerdir. Valiler artık devletin valisi olmaktan çıkıp, partinin bir temsilcisi ve görevlisi haline gelir. Türkiye?de bir parti devleti yarattılar. Ama gelin görün bir engel kaldı. Oda yargı. O sözde referandum ile daha önce kuşattıkları yargıyı, tamamen tutsak aldılar. Şu anda Türkiye?de bir bağımsız yargı olmadığı için kimsenin Hukuk güvenliği kalmamıştır. Halka yargıyı bitirirken kullandıkları enstrümanı anlatmak gerekir? diyerek milli irade yalanını anlatacağını kaydetti.

MİLLİ İRADE YALANI?

Yalanların anasının milli irade deyimi olduğunu söyleyen Doç.Dr.Kocasakal konuşmasının bu bölümünde, oldukça sert açıklamalarda bulundu; ?Milletimiz böyle teveccüh gösterdi, vay sen milli iradeye karşımı çıkıyorsun? Yalanlarını söylediler. Başbakanın söylediklerini hatırlayınız. 411 milletvekilinin yani milletin iradesini 11 kişi nasıl ortadan kaldırır? Biz millete gideriz onlar Anayasa Mahkemesi?ne giderler? diyorlar. O zaman ne algılanıyor? Bir millet var, birde 11 kişiden oluşan bir mahkeme var. Yalanın başı burada. Eğer yüzde 47 Milli İrade ise, yüzde 53 ne oluyor peki? Milli İrade ünlü filozof Jan Jacgue Russo?nun bir teorisidir ve son derece totaliterdir. Bu milli irade de yüzde 49?a yaşama şansı yoktur. Bu teori Hitler ve Mussolini?ye hizmet etti.? dedi.

HALKI NASIL KANDIRIYORLAR?

Doç.Dr.Kocasakal Anayasa?dan örnekler vererek açıkladığı ?Milli Egemenlik ve Milli İrade arasındaki farkı şöyle açıkladı; ?Madde 6: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Egemenlik meclisindir demiyor. Bunlar nasıl çarpıtıyor? 411 milletvekilini milletin iradesi diyerek. Maddeyi okumaya devam ediyoruz; Türk milleti egemenliğini, Anayasa?nın koyduğu esaslara göre yetkili organları ile kullanır. İşte bu yetkili organlardan birisi meclistir, yani yasama, birisi yürütmedir, diğeri de yargıdır. İşte bunu adına da kuvvetler ayrılığı denir. Milletin egemenliği de budur. Millet bu egemenliğini kullanırken tek bir güce vermemiş, üçe ayırmış dengelemiştir? Doç.Dr.Kocasakal muhalefete bunları net olarak açıklamadığı için kızdığını belirterek ?Bunları benim mi söylemem gerekir, muhalefet dururken? dedi.

ANAYASAYI DEĞİŞTİRECEKLER?

Anayasanın yenilenme tuzağının da iyi görülmesini savunan Doç.Dr.Kocasakal neden yeni bir Anayasa yapma gereği duyulduğunu sorarak konuşmasına şöyle devam etti; ?Anayasa?yı değiştirebilirsiniz. Zaten bir sürü maddesi değişti. Anayasalar ne zaman yapılırlar dikkat edin. Yeni Anayasa yeni bir devlet kurulurken, rejim değişirse, bir devrim yada karşı devrim olduysa. Ne oldu peki? Demek rejim değişikliğine gidiliyor. Cinlik burada işte. Yeni sözcüğünden çok korkuyorum. Yeni TCK, eyvah eyvah, yeni TTK eyvah eyvah. İşte cinlik burada; yeni bir Anayasa yapılması için, o değiştirilemez maddeleri de dışarı çıkaracak.? Muhalefetin Anayasa?nın 175.maddesini bilmediğine dikkat çeken, Doç.Dr.Kocasakal yeni Anayasa çalışmalarının başarıya ulaşma şansının olmadığını belirterek  ?Yeni Anayasa Atatürk?e Cumhuriyet? e ve demokrasiye veda anayasası olacak. Üniter devlete veda Anayasa?sı olacak. Yapamayacakla, ama yaparlarsa bir gün, biz o Anayasa?yı Serv gibi buruşturup tarihin çöplüğüne atarız. Hazırladıkları Anayasaya ?Yeni? diyerek cinlik yaptıklarını sanıyorlar, bunun farkındayız ve direneceğiz? dedi.

Buy Orlistat BAŞBAKAN IRKÇILIK YAPIYOR?

Başbakan?ın üst kimlik olan Türk Milleti kavramını etnik bir yapıya indirgeyerek ırkçılık yaptığını söyleyen Doç.Dr.Kocasakal ?Fetihler dönemini biz başlatmadık. Fetihler çağından buyana her devlet, devleti kuran kurucu milletin adı ile anılır. Orada başka millet yaşamadığı anlamına gelmez. Kimse kusura bakmasın, Türkiye Cumhuriyetini Türk milleti kurduğu için adı da Türkiye Cumhuriyeti Devleti, uyrukluğu da, milliyeti de Türk Milletidir? order Professional Viagra dedi. Bu söyleminin ardından salon coşku ile Doç.Dr.Kocasakal?ı ayağa kalkarak uzun süre alkışladı. Kürt problemini çözerken, çok ciddi bir Türk problemi yarattıklarını da sözlerine ekleyen Doç.Dr.Kocasakal, Türkiyeli diye bir acayip kavram çıktığını söyleyerek, bu ifadenin sadece coğrafi bir aidiyeti gösterdiğini kaydetti.

BOŞUNA UĞRAŞIYORLAR, YENİLECEKLER?

Konuşmasının son bölümünde, tarihte hiçbir diktatörlüğün baki kalamadığını ifade eden Doç.Dr.Kocasakal, ?En küçük bir umutsuzluğum yok, bunların başarma şansı yok, başaramayacaklar. 90 yıldır olduğu gibi yine yenilip gidecekler. Tarihte hiçbir diktatörlük baki kalmamıştır. Bu Cumhuriyetin kolonları sağlamdır. Yarım kalmış Cumhuriyet devrimini tamamlamak gibi kutsal bir görevini üstleneceğimiz için ne mutlu bize.? dedi.  Bu halkın gereğini yapacağını söyleyen Doç.Dr.Kocasakal ?Vahdettin nasıl gemi ile gittiyse, bunlarda uçakla gidecekler? diyerek konferansını tamamladı.

Konferansa kısa bir ara verildikten sonra, ikinci bölümde de dinleyenler eksilmeden yerlerini aldılar. Dinleyenlerden gelen sorularına yanıt veren Doç.Dr.Kocasakal konferansı 3 saatten fazla sürdü. Doç.Dr.Kocasakal bu güne kadar bu kadar uzun bir konferans vermediğini ifade ederek, bu kadar kalabalık ve coşkulu bir katılımdan dolayı Bodrumlulara teşekkür etti.

Konferansın sonunda Muğla CHP Milletvekili Prof.Nurettin Demir?de söz alarak Doç.Dr.Kocasakal?a teşekkürlerini iletti. Prof.Demir Doç.Dr.Kocasakal?a çiçek verirken, Muğla Baro Başkanı Av.Mustafa İlker Gürkan bir plaket verdi. Muğla Barosu Bodrum Temsilcisi Cavidan Karaöz Özyiğit ise Bodrum anısı olarak ünlü Dalyancı Kolleksiyonun?dan bir parça hediye etti.

ETİKETLER: ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.