Bodrum Gündem

Haftanın Fıkrası, Şarkısı, Şiiri ve Sözü

Haftanın Fıkrası, Şarkısı, Şiiri ve Sözü
04.03.2013
0
A+
A-

Bu hafta “Haftanın Fıkrası, Şarkısı, Şiiri ve Sözü” köşemize seçtiklerimiz…

HAFTANIN FIKRASI

BAKAN ve BASIN

Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti.Ne yapsa makbule geçmiyor, basın her gün kendisiyle uğraşıyordu.Nihayet :
-Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve basın bildiri ile gazeteciler davet edildi:
-Pazar günü saat 10’da denizin üzerinden yürüyerek geçeceğim.
Pazar sabahı saat 10’da tüm basın mensupları toplandılar. Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı. Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti. Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.
Ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu :
-Bakan yüzme bilmiyor!

treating male impotence HAFTANIN ŞARKISI buy brand Levitra

Hafız Burhan Sesyılmaz, (1897-1943) Türk ses sanatçısı, imam, müezzin, hafız, mevlithan, bestekar ve gazelhan. Cumhuriyet?in ilk yıllarının en etkili ses sanatçısı.
23 Mayıs 1897?de, 2. Abdülhamit?in muhafız alayından bir askerin oğlu olarak İstanbul?da doğdu. İlkokul yıllarının ardından Muallim İsmail Hakkı Bey ve Lem’i Atlı’dan kısa süreli dersler aldı. Genç yaşta Mızıkay-ı Hümayun’a girdi, mevlithanlığı ve gazelleriyle beğeni topladı bu arada pek çok beste çalışması yaptı.
1925-26 yıllarında Kolombiya Plak firması için art arda 100 kadar plak doldurdu ve gazelleriyle bir anda üne kavuştu en fazla satan ve kazanan plakların sahibi Hafız Burhan özellikle besteleyip okuduğu ?Makber? ile uzun yıllar dillerden düşmedi. Birçok Türk filminin müziğini de hazırlayan Hafız Burhan 18 Nisan 1947?de Ankara’da bir mevlüt sırasında fenalaşarak vefat etti.

[youtube_sc url=”http://youtu.be/YSuHKx_3oyE”]

Xenical pills HAFTANIN ŞİİRİ

Bu hafta Türk Şiirinin en önemli şairlerinden biri olan Orhan Veli’den seçtik şiirirmizi. 13 Nisan 1914 yılında İstanbul?da doğan Orhan Veli, 1932 yılında Ankara Gazi Lisesi?ni bitirdi. Daha sonra 1935’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü?ndeki öğrenimini yarıda bıraktı, Ankara?ya giderek PTT Umum Müdürlüğü?nde çalıştı (1936-1942), Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu?na memur oldu (1945), oradan ayrılınca (1947) Yaprak Dergisi’ni çıkardı (1 Ocak 1949?dan 15 Haziran 1950?ye kadar 28 sayı çıktı, Son Yaprak adlı özel bir sayı ölümü üzerine arkadaşları tarafından çıkarıldı).
14 Kasım 1950 tarihinde beyin kanamasından öldü ve Rumelihisarı Mezarlığı’na gömüldü. Kişiliğini belli eden ilk şiirlerini arkadaşları Oktay Rıfat ve Melih Cevdet?le birlikte Varlık Dergisi’nde yayımlamaya başladı, büyük bir ilgi gördü; sağlığında kendinden çok bahsettiren şair oldu. Şiiri bir takım kalıp ve klişelerden, şairanelikten, yıpranmış benzetmelerden kurtararak, daha kısa daha basit bir şekle soktu; yalın bir halk dili kullandı, gündelik sözlerle zaman zaman, büyük yergi ve espriden faydalanarak, gündelik yaşantılar üzerine yazdı

Ciğerci Kedisi ve Sokak Kedis

uyuşamayız seninle yollarımız ayrı;
sen ciğercinin kedisi ben sokak kedisi;
senin yiyeceğin kalaylı kapta;
benimki aslan ağzında;
sen aşk rüyaları görürsün, ben kemik
ama seninki de kolay değil, kardeşim;
kolay değil hani;
böyle kuyruk sallamak tanrının günü.
cevap
-ciğercinin kedisinden sokak kedisine-
açlıktan bahsediyorsun;
demek ki sen komünistsin.
demek bütün binaları yakan sensin.
istanbul’dakileri sen
ankara’dakileri sen…
sen ne domuzsun, sen!

HAFTANIN SÖZÜ

Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenemeyen bir şey olduğunu anlayacak.

ETİKETLER: ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.