Bodrum Gündem

BİRBİLEN

06.03.2013
0
A+
A-

Premarin 0.625mg

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, pireler berber iken, develer tellâl iken, uzak diyarların birinde Birbilen adlı biri yaşarmış. Musluk mu patladı? Hemen Birbilen?i çağırırlar, o tamir edermiş. Biri sünnet mi olacak? Birbilen en uzman sünnetçi! Çatı aktarmak da Birbilen de, dolma sarmak da. Çok şey bilirmiş bu Birbilen çok..!

İnsanlar da memnunmuş aslında bu durumdan. Her işlerini Birbilen?e yaptırdıkları için, ne usta parası verirlermiş ne de uğraşırlarmış. Seslenmeleri yetermiş;

?Birbileeen..! Evin süpürülmesi lazım ama iyi süpüremeyiz diye endişeleniyoruz…?

Herşey iyiymiş hoşmuş, köylünün her işini yapıyormuş, ama ah bir de her işe maydonoz olmasa şu Birbilen, ne de iyi olurmuş. Herşeyi en iyi o biliyor ya, köy kahvesine çöreklenip bol keseden atıp tutar olmuş;

?Ben olmasam var ya, bu millet oturup kalkamaz bile…!?

Köylü artık hiçbir istediğini yapamıyormuş. Kadınlar örgü öremiyorlar, çocuklar ip atlayamıyorlar, köyün erkekleri iki el tavla atamıyorlarmış.

            ?Alsana kardeşim şu penç kapısını..!?

buy Retin-A

Köylüler her türlü pis işlerine kullandıkları için ses de etmiyorlarmış Birbilen?e.

Gel zaman git zaman, köyün ağasının oğlu bir kıza gönül vermiş. Kız da bir güzel ki sormayın; kar gibi beyaz tenli, kiraz gibi kırmızı dudaklı, altın gibi sarı saçlı bir içim su! Kızı istemişler babasından, kırk gün kırk gece düğün yapmış ağa oğluna. Kuzular çevrilmiş, kazan kazan pilavlar pişmiş. Börekler, çörekler, baklavalar açılmış, şerbetler dökülmüş.

Yine atıp tutmaya başlamış bizimki kahvede;

            ?Ben olmasam var ya, o sümsük oğlan hayatta o kızı bulamazdı.?

            ?Aslansın..!?

            ?Ben olmasam var ya, ağa zor gidip isterdi kızı.?

            ?Kaplansın..!?

            ?Ben olmasam var ya, pilavlar zor pişer, baklavalar zor açılırdı.?

Tam o sırada kahveden içeri ağa girivermiş;

            ?Herkese benden çay..! Dede oluyorum, dede…!?

            ?Ben olmasam var ya, zor koyardı çocuğu o sümsük oğlan..?

            ?Ne diyorsun lan sen….!!!?

Zavallı Birbilen fena halde dayak yemiş. Ağa yine de acımış haline, cebine üç beş lira koyup köyden sürmüş. Birbilen ?Ne çektimse ismimden çektim,? diyerek ismini değiştirmiş ve bir sahil kasabasına yerleşmiş.

En son yerel bir gazetede ?Bayhan? ismi ile köşe yazıları yazıyormuş diye duydum. Huylu huyundan vazgeçmez derler, kalemini yüksek perdeden oynatarak ona buna akıl veriyormuş yine. En sevdiği şey ise sabahları penceresini açıp derin derin nefes almakmış. Gerçi yandaki mezbahadan kan kokusu geliyormuş, ama iyiniyetli olmak başka bir şey, arkadaş kan kokusunu çiçek kokusu sanıyormuş…

buy Colchicine

Ben sahil kasabalarından uzaklardayım, bilemem. Var mı Bodrum?da böyle bir bilen? Kimdir sahi bu ?Bayhan??

Başar C.MÜNİR

27.02.2013

ETİKETLER: ,
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Ali Candan Büyükçelen dedi ki:

    Ben de size bir hikaye ile katkıda bulunmak istedim…
    Bilgi ve para?
    DENKLEM
    SORU: Neden ilkokulu zor bitirmiş bazı işadamları, ünlü profesörlerden fazla para kazanırlar? Bakın nasıl olduğunu açıklayayım.
    Birinci hüküm: Bilgi, güç?tür.
    İkinci hüküm: Zaman, para?dır.
    Şimdi bu iki hükme itirazınız var mı?
    YOK
    O zaman devam… Fizik biliminde kanıtlanmıştır ki:
    Güç = iş/zaman
    Bilgi = Güçtür (birinci hükme göre)
    Zaman = para (ikinci hükme göre)
    Bunları denklemde yerine koyalım,
    Bilgi= iş/para olur.
    Buradan parayı çekersek… Para = is/bilgi
    Bu formülde bilgi sıfıra yaklaşırsa para sonsuza doğru gider.
    SONUÇ:
    “Ne kadar az bilirsen o kadar çok kazanırsın” ya da,
    “sabit bir para, bir maaş alabilmek için, bilgin ne kadar fazlaysa, o kadar fazla iş yapman gerekir”.
    Sonuç 2: Boşuna okumuşuz…

  2. rezzan şebin dedi ki:

    Sayın Münir;
    Sizi ne tanırım, ne bilirim. Ama, ?Bayhan?ı , yani ?birbilen?i tanırım. Aslında sizin de tanımanız lazım. Bu sitenin yazarıdır kendisi.
    Yazınızı okuyunca, sizi de tanır, bilir gibi oldum. ?Hani şu kan kokuları hiç bitmesin, aman çiçekler kokmasın, aman umut olmasın, barış mı..Yoksa memleket bölünür? diyenlerdensiniz. Ben de bilindik bir fıkra ile bitireyim yorumumu?1980 döneminde askeri hakim bir kürt tutukluya sorar ?Türkiye?yi bölecekmişsin? Sanık kürt cevap verir ?memleket hıyardır, bölek???..
    İnadına barış?