Bodrum Gündem

KADIN OLMAK DEMEK

KADIN OLMAK DEMEK
08.03.2013
0
A+
A-

Kadın olmak demek, sürekli görünmez tartılarla ölçülmek, karşılaştırılmak, imkan ve mantık sınırları dışındaki, yazılmamış yargılarla acımasızca değerlendirilmek, ve her gün ama her gün önyargılarla mücadele edip, fiziksel olmasa da, bunların yarattığı duygusal şiddetle yüzleşmek demektir.
Çocukken hep daha çalışkan, daha başarılı olmamız hedefleriyle bizi kamçılayarak büyütenler, gün gelip de güçlü ve başarılı birer kadın olmayı başarabildiğimizde, bizi bu sefer de ” ama güzelim senin başarın, bağımsızlığın erkekleri korkutuyor. “mutlu”olmak istiyorsan, bu kadar da iddialı olma” diye küçültmeye çalışırlar.
Her “Merhaba”dan sonra, “aaaa kilo mu verdin sen” yoksa “aaa evet biraz kilo almışsın ama gene de iyi görünüyorsun canım” gibi, gözlerini baskül bürümüş insanların yorumlarıyla mutlak ama mutlak bir tartılırsınız. Hep merak ederim, bu insanların bana kilom kadar altın borcu var da, verdiğim her gram onları bu yüzden mi ferahlatıyor diye.
İş hayatına ilk girdiğinizde, kadın sesinizin odadaki sineğin vızıltısından farkı yoktur. Sizi duymamak ve dinlememekte gösterdikleri azim, sizi kamçılar, bu hırsla tüm zorluk ve haksızlıkları aşar, işinizde yükselir, başarılı olursunuz. Ama bu sefer de toplum der ki, “kadın yönetici zordur, acımasızdır, sağı, solu belli olmaz.”
Haaa, bir de siz istediğiniz kadar iş hayatında çalışın didinin, arkanızdan yapılacak dedikoduların temelinde sadece ve sadece bekar ya da evli olmanız yatacaktır. Uzatmalı bekarsanız da, ya orospu olmuşsunuzdur artık, ya da bekarlığınızın sebebi o kadar problemli olmanızdan sebeptir ki kimse sizinle birlikte olmaya tahammül edemiyordur artık. Unutmayın ki kimse toplumdaki erkekleri değerlendirmez; sorun hep yumurta veren tavuktadır.
Bir de şu cinsel özgürlük çıkmıştır başımıza geçen yüzyılın sonunda ki, hala oramızla ne yapacağımızı bir türlü çözememişizdir. Türk toplumu gibi sevmek kelimesinden türemiş sevişmek kelimesi yerine ticaret misali “vermek” kelimesini kullanan bir toplumda, verseniz kaşar, vermezseniz kaprisli prenses olursunuz. Bugün çevreme baktığımda, bu gerçek anlamı anlaşılamamış, sindirilememiş, doğru yorumlanamamış, sağlıkla uygulanamayan ?cinsel özgürlük? iddiası sonucunda, daha kadın olamadan toplumca ?kaşar? mertebesine layık görülmüş genç kızlarla, duyguları içine tıkanmış, nasıl kullanacaklarını bilemedikleri bedenlerine küsmüş, duyguya dargın kadınlar görüyorum her yerde.  Ve sonunda hepimiz, mutsuzluk seviyemiz aynı olsa da, evlenilecek kızlar ve eğlenilecek kızlar olarak ikiye ayrılıyoruz acımasızca.
Amma velakin, size ne kadar haksızlık ya da terbiyesizlik yapılırsa yapılsın, siz sakın ola ki buna tepki vermeye, yapılan haksızlığa benzer örnek vererek dikkat çekmeye çalışmayın. Hakkını koruyan, yapılan adaletsizliklere dikkat çekmeye çalışan kadın, en hafif ithamla agresif ve huysuz, en cömertler tarafındansa seviyesiz olarak eleştirilir. Kendinizi savunmaya, hemcinslerinizi savunmaya çalışırken, etrafta efendi çocuk gibi gezinen ama içlerinde birer kadın düşmanı barındıran sahtekarlar olduğu gerçeğini asla göz ardı etmeyin. Onlar ortalıkta kadın bir çiçektir derler ama çiçekleri ayakları altında çiğnemekten hiç çekinmezler ya da farkına bile varmazlar. Gelin görün ki, bizim de bunca yıldır mücadelemiz bir çiçek değil de birer kadın olduğumuz ve onlarla aynı hak ve fırsatlara sahip olmamız gerektiği yönünde değil midir?
Tüm bunlarla kafanız kazana dönmüşken, trafiğe zaten hiç çıkmayın. Trafikte kadın sürücü olarak sorgusuz sualsiz, trafik için bir tehlike yaratan aptal ve beceriksiz sürücüsünüzdür. Size yol vermemek, önünüzü kesmek ve sonrasında da oturdukları yerden size el kol hareketi yapmak için her türlü fırsatı kullanacaklardır.
Eve geldim, biraz dergi karıştırayım hiç demeyin. Dergileri açarsınız, hayatlarının körpesinde, en iyi makyöz, ışıkçı ve fotografçıların elinde fotograflandıkları yetmezmiş gibi bir de fotoşoklanmış genetik mirası zengin bebelerin yarattığı o ulaşılmaz güzellik standartları karşısında kendinizi iyice ufacık ve sıradan hissedersiniz.
İşin acı ve ironik tarafı da, erkekler o dergilerde gördükleri sahte kadınları idolize edip, onların mükemmel görüntülerinin gölgesinde mükemmelliklerinin hayalini kurarken, sizin yaptıklarınız hep yetersiz kalacaktır.
Kadın olmak demek her gün bir takım baskılarla, önyargılarla, beklentilerle ve tezatlarla mücadele etmek demektir. Bunların hepsini yazmaya, sıralamaya makale paragrafları yetmez. Bazıları Dünya Kadınlar Günü olarak anılan bu günü, sadece ve sadece kadına uygulanan fiziksel şiddete indirgiyor. Oysa kadın, her gün bin bir türlü duygusal şiddetle başetmek zorunda. Bunları gerçekten farkettiğimiz, kabul ettiğimiz ve kadın erkek demeden düzeltmek için çaba gösterdiğimizde, zaten her gün kadının günü olacaktır.

buy Cialis online

Bilge Alpay

cheap Proscar
buy Strattera 40 mg

08.03.2012

ETİKETLER:
Yorumlar

  1. Dilek Cebeci dedi ki:

    Sizi yürekten kutluyorum Bilge Hanım. Böylesine güzel anlatılmadı şimdiye kadar kadına olan baskı. Daha önceleri de yazdınız mı bilmiyorum ama bundan sonra mutlaka yazmalısınız ve yazmanızı bekleyeceğim. Sevgiyle kalın