Bodrum Gündem

Devrimci Avukat Gülçin Çaylıgil Bodrum’da Toprağa Verildi

12.04.2013
0
A+
A-

gulcin_cayligil_cenaze (6)Yaşamını adalet, hukuk, demokrasi ve fikir özgürlüğü için adamış onurlu ve mücadele dolu bir yaşam süren ve 10 Nisan Çarşamba günü yaşamını yitiren, Devrimcilerin Savunmanı Avukat Gülçin Çaylıgil Bodrum Adliyesinde yapılan törenin ardından, Bodrum’da toprağa verildi.

Fatih Bozoğlu/bodrum Gündem/11 Nisan 2013

1925 doğumlu Gülçin Çaylıgil, meslek yaşamına 1952 yılında başladı. Özellikle “Düşünce Suçu” davalarında müdafi sıfatıyla savunmanlık yapmıştı.12 Mart darbesinin ardından Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın İstanbul davaları, Deniz Subayları, Aydınlık, Madanoğlu, TKP, THKP-C, davalarında,12 Eylül döneminde de TİKP, DİSK, Aydınlar Dilekçesi, Devrimci Sol davalarında avukatlık yapan Gülçin Çaylıgil, Harun Karadeniz, Adnan Benk, Orhan Apaydın, Doğan Avcıoğlu, Çetin Altan ve oğulları Mehmet ve Ahmet Altan kardeşlerin,Vedat Günyol, Server Tanilli, Yalçın Küçük, Talat Turhan, Uğur Mumcu, Okay Gönensin gibi birçok devrimci, demokrat, aydın, yazar gazeteci ve sanatçının avukatlığını yapmıştı.

İLK TÖREN BODRUM ADALET SARAYINDA…

Onurlu ve mücadeleci yaşamı ile meslektaşlarına da örnek olan Gülçin Çaylıgil için ilk tören Bodrum Adliye Sarayı önünde yapıldı. Yaklaşık 60 avukatın katıldığı törende konuşan Muğla Barosu Başkanı Mustafa İlker Gürkan hukuk dünyasının çok değerli bir evladını kaybettiğini kaydederek “Hukuk dünyası başka bir anlatımla ışığını, bir kılavuzunu kaybetmiştir.Ama onun idealleri adalet, hukukun üstünlüğü ve sosyalizm için yürüttüğü mücadele daima saygı ile anılacaktır. Uzun söze gerek yok, özgürlük, hukuk ve adalet, Gülçin Çaylıgil buydu. Anısı önder olsun. Işıklar içerisinde yatsın.” dedi. Muğla Baro Başkanı Gürkan meslektaşlarından helallik isteyerek konuşmasını tamamlarken oldukça üzgündü. Çaylıgil, Muğla Barosu Başkanı Gürkan’ı da 6.Filo davasında savunmuştu.

ARKADAŞLARI ADINA AV.BAHRİ BELEN KONUŞTU…

Bodrum Adalaet Sarayı önünde Gülçin Çaylıgil için yapılan törende, arkadaşları adına bir konuşma yapan Av.Bahri Belen, Gülçin Çaylıgil’in devrimci bir avukat olduğunu ifade ederek başladığı konuşmasında şöyle konuştu; “Bu gün bazı gazetelerde onun girdiği davaları, onu suçlama vesilesi olarak göstermişler. Ama Gülçin Çaylıgil devrimci avukattır. O mesleğimizin hak arama özgürlüğü mücadelesinin, evriminin başladığı 1975 ve 1976 yıllarında düşünsel ve eylemsel öncülerdendir. O ve onun gibilerin avukatlık anlayışları, bugüne de ışık tuttu.”

Avukat Belen son dönemde savunmaya, hak arama temsilcilerinin özgürlüğüne yönelik baskıların yoğunlaştığına da dikkat çekti. Gülçin Çaylıgil’in 12 Mart, 12 Eylül ve sonrasındaki DGM’lerde yaptığı ve savunduğu avukatlık anlayışının bu gün ne kadar yaşamsal olduğunun bir göstergesi olduğunu ve genç avukatlara deneyimlerini aktaran bir öğretici olduğunu da vurgulayarak sözlerini tamamladı.

ALKIŞLAR EŞLİĞİNDE UĞURLANDI…

Adliyede yapılan törenin ardından cenaze namazı kılınmak üzere Bodrum Adliye Camiine getirilen Gülçin Çaylıgil’in cenazesine İstanbul Barosu Başkanı Doç.Dr.Ümit Kocasakal, İzmir Barosu Başkanı Sema Pektaş, Muğla Barosu Başkanı Mustafa İlker Gürkan, Muğla Barosu Bodrum Temsilcisi Cavidan Özyiğit, TKP İl Başkanı Ahmet Aksüt, CHP Bodrum İlçe Başkanı Okan Özsu, ÖDP İlçe Başkanı Osman Öztürk, avukatlar, ailesi, yakınları ve yurttaşlar katıldılar.

Cenaze namazının ardından Çaylıgil’in cenazesi Gümbet Karaburgaz mezarlığına götürüldü. Gülçin Çaylıgil’i mezarına yakın dostu, Cumhuriyet Gazetesi geçmiş dönem Yazı İşleri Müdürü Fikret İlkiz yerleştirirken oldukça üzgün olduğu görüldü. Çaylıgil’in defnedilmesinin ardından ailesi ve yakın dostları taziyeleri kabul ettiler.

Yorumlar

  1. Bülent dedi ki:

    Bakalım Münker ve Nekir’e onun devrimciliği fayda verecek mi?İnsan devrimcilikle değil
    İslamla hem bu dünya da hem de ahirette hayat bulur.

  2. Serdar Anlağan dedi ki:

    Öncelikle burada bizi üstü kapalı olarak tehdit eden, soyadını dahi buraya yazamayacak kadar korkak ve aşağılık bu faşiste, bu zamana kadar kalkıp da yanıt veren tek bir “devrimci” dahi çıkmamasına ne kadar üzüldüğümü yazarak başlıyorum. Bir merhumun arkasından kötü söz söylenmemesinin islami bir akide olduğunu hatırlayan ve burada islamın, merhuma küfür ile kirletilmesine tepki gösteren tek bir müslümanın dahi çıkmaması ayrı bir üzüntü. Gülçin’e yakın birisi olarak iki görevi de yerine getiriyorum :

    “Devrimciler” adına :
    “…hassiktir ulan ordan yobaz pezevenk!” diyorum,

    “müslümanlar” adına,
    “…edep ya hu!…tövbe estağfurullah” diyorum.