Bodrum Gündem

Kılıçdaroğlu?na Parti İçinde Darbe Yapılırsa Aleviler CHP?den Soğur

27.04.2013
0
A+
A-

 

Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahhatin Özel, Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği?ni ziyareti sırasında gündeme dair özel açıklamalarda bulundu.

Çiçek Bozoğlu/Bodrum Gündem Haber 28 Nisan 2013

1983 yılından bu yana Alevi örgütlenmesinin çalışmaları içinde yer alan ve bugün Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanlığı görevini yürüten Selahhatin Özel, Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği?ni ziyaret etti. Ziyarette dernek başkanı avukat Cem Yalçın, dernek yönetim kurulu üyeleri ve dernek üyeleri yer aldı.

Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahhatin Özel, derneğin kuruluşundan bu yana takip ettiklerini ve Bodrum?daki Alevi canlara yönelik yapılan birbirinden güzel organizasyonların farkında olduklarını kaydetti. Selahattin Özel?e Türkiye?deki cem evlerinin durumu, çözüm süreci, hükümetin başında olan iktidar partisinin ve cumhurbaşkanının Alevilere bakışını, CHP?nin Alevi olan Genel Başkanı  Kemal Kılıçdaroğlu?nun parti içindeki durumu hakkında sorular yönelttik. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahhatin Özel?le yaptığımız söyleşinin detayları ;

Cem evi Alevi inanışının olmazsa olmazı mıdır?

Cem evi inanışımızın içindedir.  Cem evi Alevilerin ibadet yeridir, tanımlama budur.  Tahtacı Alevileri, Çepni Alevileri Hubyar Alevileri ve benzerleri gibi çeşitli Alevilerimiz olsa da hepsinin ortak özelliği cem evlerini ibadet yerleri olarak tanımlamalarıdır. Aleviliğin özünde ibadette zaman ve mekan mefhumu yoktur. Kural gereği köylerde en uygun evimiz cem evi olarak kullanılırdı ama köylerden kente yerleşim başlayınca insanlar ortak bir yer arayışı içine girdiler. Cem evleri de bu ihtiyaçtan doğdu.  Yoksa bizim inanışımızda üç can bir araya gelip cemini tutup ibadetini yapabiliyor.

BU ÜLKEDE BİR TEK KÜRTLERİN SORUNU YOK

Çözüm Süreci İle  Ve Akil İnsanlarla İlgili Sizin Duruşunuzu Öğrenebilir miyiz?

Akil insanlarda usul ve yöntem konusunda sorun var. Akil insanları hükümetin belirlemesi doğru olmadı. Bu işe gönüllü insanlar çıkabilirdi, sivil toplum örgüt mutabakatı olması gerekirdi. Zaafiyet gösterildi, sonuçta  kavganın ve akan kanın durması, şehit cenazelerinin gelmeyişi önemli bir adımdır. Ama bu yeterli midir?  Hayır yeterli değildir.  Türkiye gerçekten laik, demokrasiye kavuşmadığı sürece yeterli olmaz. Bu ülkede sadece Türklerle Kürtlerin sorunu yok. Bu ülkede emeklinin sorunu var, işçinin sorunu var, sağlıkçının sorunu var, Alevilerin sorunu var, hiç inanmayan ateistlerin bile sorunu var. Diyanete sekiz bakanlığın bütçesinden fazla bütçe veriliyor. Bu doğru bir yaklaşım değil. Devlet dinde taraf olmaz. Devletin görevi vatandaşının özgürce ibadetini yerine getirmesini sağlamasıdır. Ne yazık ki Türkiye?de öyle değil. Devlet sünni devlet. Bir dinin, bir mezhebin taraftarı olmuştur.  Bu ülkede kaldı ki inanmayan insanlar var, saygı duymak gerekir. Bu güne kadar ateist diye bilinen toplumun, inançlı insanlara saldırıp da inancından dolayı öldürüp katlettiklerini görmedim. Her ne hikmetse hep şu veya bu inancın temsilcileri katliam yaparlar. Allah adına ve inandıkları için yaparlar. Ama inançsız diye, Allahsız diye, ateist diye lanse ettikleri insanlar inançlarından dolayı kimseyi ayıplamaz, kınamaz ve katletmezler. Bunların da hakkı var.  Bütçeye vergi, veriyorlar, onun bütçesiyle inanmadıkları dini bir inancın imamını, müftüsünü besliyorsunuz. Yani baştan sona yanlış. Siz barıştan yana mısınız diye Alevilere kimse bu soruyu soramaz. Aleviler katledilmelerine rağmen barışçıl olmayan yollara tenezzül etmediler ve girmediler. Ellerine silah almadılar, bir başkasını gidip intikam ateşi ile öldürmediler. Dolayısı ile Alevilerin inancı barış, adı barış, soyadı barı, her şeyi barış. Böyle bir topluma barışta taraf mısın diye bir soru sorulmaz.  Onun, tarafı olmayanlara gidip sorulması gerekir. Eline silah alanlara ya da devlet adına katliam yapanlara sormak gerekir.

ALEVİLERE HAKKINI OLANI VERSELER, TÜRKİYE?NİN BÜTÇESİ YETMEZ

En Son Mersin?de Belediye Meclisi Kararı İle Cem Evlerinden Su Parası Alınmaması Karar Bağlandı.

Kimse bize bir bağışta bulunmuyor. Kimse bizi ihya etmiyor, cebinden de para vermiyor. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana diyanet Alevilerin verdiği vergilerden besleniyorsa, bundan maaşlar alınıp dağıtılıyorsa Alevilere hakkı olan verilse Türkiye?nin bütçesi yetmez. Dolayısıyla bize de para verin, susalım mantığı ile bakmadık. Türkiye?de bir düzen değişikliği olsa, bu iktidar yıkılsa ve Alevilerin doğrudan iktidar olduğu bir yapı gelse bütün camileri yasaklasa ve her tarafa cem evi gelse, bu bütçenin yarısı kadar bile para verse ilk Aleviler olarak biz karşı çıkarız. Çünkü kendine hoş gelmeyeni başkasına yapmama düsturu ile yetişmişiz. Dolayısıyla diyanet denen kurumun kaldırılması gerekir. Belediyelere gelince, belediyeler halkın belediyesidir. Orada yaşayan toplum eğer Alevi toplumuysa belediye camiden su parası almıyorsa, cem evinden de almaması çok doğaldır, anormal bir durum değildir. İktidarın bu konuda tavrı açık ve net, Alevileri yok sayıyor.  Alevilerin ibadet evlerini yok sayıyor, hatta cümbüş evi tanımlaması yapıyor. Yine de ilerleme var. Başbakan başta cümbüş evi dedi, sonra ucube dedi, en son da kültür merkezi dedi, yakında cem evi de diyecek inşallah.

Başbakanla Cumhurbaşkanının Alevilere Bakışı Aynı mı? Siz Cumhurbaşkanı İle Bir Araya Gelip Konuşma İmkanı Buldunuz…

Cumhurbaşkanı Muharrem ayında bizi beş yıldızlı bir otelde iftara davet etmişti. Muharrem orucu, yas matem orucudur. Dolayısıyla beş yıldızlı otellerde görkemli kutlamalarla öyle bir oruç açılamaz. O yüzden katılmadık ve katılan arkadaşları da uyardık.  Cumhurbaşkanının bizi kendi evine, köşküne çağırmasına gelince; köşk gibi bir yerde sade bir yemekle orucumuzu açtık, sonuçta orası kendisinin eviydi. Cumhurbaşkanının başbakanla arası iyi olmamış olabilir, kötü oldukları için farklı davranmış olabilir. O, onun niyetidir. Biz niyet okuyucu değiliz. Ama doğru bir davranışı kim gösteriyorsa, cumhurbaşkanı da olabilir. Biz icabet ederiz ve doğru düşüncelerimizi de paylaşırız. Yanlış gördüğümüzü de kim olursa olsun, bizim için fark etmez başbakan ya da cumhurbaşkanı olması gerçekleri dile getiririz. Bunu da kendi lisanımız ve üslubumuzla yaparız.

Premarin Fast shipping DİN TÜCCARLARINDAN ÇEKİNDİĞİMİZ İÇİN, BÜTÜN EKSİKLERİNE RAĞMEN CHP?Yİ DESTEKLİYORUZ

Seçimlerinde Belediye Başkanlığına Aday Olanlar Alevi Vatandaşları Kendi Saflarına Çekmek İçin Çeşitli Faaliyetler İçinde Olurlar…

Türkiye?de siyaset iki yapı etrafında şekillenir. Birisi AKP, iktidarda şu an. Birisi de CHP. MHP barajı aştı aşacak pozisyonunda. Doğal olarak Aleviler; şeriattan, bu tür din tüccarlarından, dini siyasete alet etmiş insanlardan çekindiği için haklı olarak bütün eksiklerine rağmen Cumhuriyet Halk Partisini desteklemeye devam ediyorlar. Burada AKP?nin Alevileri kazanmak gibi bir derdi yok. Başbakan bunu geçen referandum döneminden bu yana açık olarak gösterdi. Bir sünni blok oluşturdu Türkiye?de. Aleviler de CHP içinde parçalanmadan bir blok oluşturmaya çalıştılar. Ama şu da bir gerçek; Türkiye?de siyaset etnik ve inançsal kökenlere göre yapılmamalı. Türkiye bunun faturasını ödüyor. Türkiye?de Alevi partisi olmasa bile kurulan yeni bir iki partinin de önünü çabuk kestiler. Kürtler parti kurabiliyor, bir taraftan da eline silah alıp dağa çıkabiliyor. Aleviler bunu yapmamasına rağmen CHP?nin genel başkanının Alevi olmasından dolayı partiye Alevi yaftasını yapıştırdılar. Ama kimse Baykal varken sünni partisi demedi CHP?ye. Refah Partisi?ne  Erbakan?a rağmen sünni, Yezid partisi denmedi. Bu da Türkiye?deki çarpık, kötü ve bizi tedirgin eden zihniyetten kaynaklanıyor. Bu zihniyetin değişmesi gerekir. Bu zihniyette değişiklik olmazsa ana yasalarla bir şey değişmiyor. Yeni ana yasa çalışmaları var, başkanlık sistemi olsun veya olmasın. Alman ana yasasında Yahudilerin bütün hakları vardı, Hitler geldi ve hepsini fırınlarda yaktı. Yani yasalar ve ana yasalar o insanları kurtarmadı. Bu zihniyet değişmedikçe Alevilerle ilgili ana yasadaki bir madde bizi kurtarmaz.  Zihniyetin değişmesi lazım.

KILIÇDAROĞLU?NA PARTİ İÇİNDE DARBE YAPILIRSA ALEVİLER CHP?DEN SOĞUR Cheap Albendazole

Aleviler Adı Alevi Olan Bir Parti Çatısı Altında Toplanıp Siyaset Yapabilirler Mi?

Bunu zaman ve CHP?nin yapacakları gösterir. Örneğin Kılıçtaroğlu?na karşı parti içinde bir darbe girişimi yapılsa Aleviler bu partiden çok ciddi oranda soğur. Bu güne kadar soğumamışlar ama bu ciddi bir handikaptır. Bunu zorluyorlar, deniyorlar. Alevilerin tek başlarına bir parti kurmalarının Türkiye açısından çok ciddi bir yarar getireceğini düşünmüyorum. Ama Alevilere Türkiye?deki aydın, demokrat, ilerici kesimden destek gelir ve Alevilerle bir bütünleşme olursa ki bunun da siyasi alt yapı koşullarının oluşması gerekir o zaman bir mana ifade eder. Yoksa biz alışmışız insana hizmet, Hakka hizmet düsturundan hareket etmeye. Onlar da diyor ki siz hizmetçisiniz, hizmet edeceksiniz. Dolayısıyla seçilme hakkınız yok, seçme hakkınız var anlayışı geliyor. Bu tabii Alevileri çok ciddi rahatsız ediyor.

.

ETİKETLER: ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.