Bodrum Gündem

EY TÜRK GENÇLİĞİ!

EY TÜRK GENÇLİĞİ!
11.07.2013
0
A+
A-

?Birinci vazife?nizi unutmadığınız; iktidarın sözde ileri demokrasisine anlamlı bir biçimde HAYIR! Dediğiniz; Atatürk?ü, cumhuriyeti ve gerçek demokrasiyi içlerine sindiremeyenlere, özgürleştirici bilimsel eğitim yerine bağnaz koşullanmaları getirmeye çalışanlara, laik cumhuriyeti yüceltip yaşatacak güce ve kararlılığa sahip olduğunuzu kanıtladığınız; devrimlerin başladığını ama bitmediğini ?rüzgar ekenlerin fırtına biçeceklerini? bütün dünyaya gösterdiğiniz; ?ateşe ve ihanete? meydanlarda yanıt vererek, emanete canınız pahasına sahip çıktığınız; temel hak ve özgürlüklerimizi yitirmemek amacıyla başlattığınız, bu görkemli direnişi gerçek demokrasi iradesi, özgürlük ve barış türküleriyle süslediğiniz için; bu güzel ülkenin tüm kadınları (anneleri, ananeleri, babaanneleri) size haklarını helal ediyor ve bu direnişte sonuna kadar yanınızda yer alacaklarını duyuruyorlar. (KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ)

Bende bir cumhuriyet kadını, bir cumhuriyet öğretmeni ve anne olarak, bu güne kadar yetiştirdiğim tüm öğrencilerime ve ülkemin gençlerine onlara olan inancımda beni yanıltmadıkları için hakkımı helal ediyorum.

Bugüne kadar tüm politikacılar adına (tabi onları anlayıp değerlendirebilen ) özür borcumuzun olduğunu söylüyorum. Çünkü bugüne kadar kendilerine ?politikacıyım? diyenlerin gençlerimiz ve onların yarınları adına yaptıkları tek şey, aydınlık yarınlarını çalmak olmuş. Ama artık yeni bir dönem başladı. Geziden önce? Geziden sonra?

Bundan böyle artık ?başka türlü bir siyaset? var artık.

Otuz yıldır savaş içinde yaşayan bir toplumun çocukları, sürekli gerilim içinde büyüyen gençler. Ne olduğunu, nasıl bir süreçten geçtiğimizi bile anlayamadan, adı bile yeten bir barış, çözüm süreci, toplumun demokratikleşmesi ve özgürleşmesi için tünelin sonunda da olsa görülen bir ışık, bir umut; BARIŞ?

İsyanın sebebi elbette birkaç ağaçtan ibaret değildi. ?En iyi rejim, yönetim halklarında zor kullanmadan değiştirebildiği rejimdir? diyor Carl Poper, açık toplum kitabında ve biz bu rejime ?demokrasi? diyoruz. Tüm siyasi aktörler artık bilmelidir ki; Türkiye Mustafa Kemal?in yolundan ve ışığından asla sapmayacaktır. Artık hiçbir siyasi aktör, tek başına insiyatif kullanamayacaktır. Hiçbir siyasi otorite en fazla oyu ben aldım diyerek sistemle oynayamayacaktır. Toplumu laik-islamcı ikilemine indirgeyemiyecektir.

Ancak siyasi otorite hala bazı şeyleri ve gençlerimizi anlamamakta ısrar ediyor. Bazı siyasi gruplar geziden oy çıkarma arayışlarını sürdürüyor. Seksen darbesinin ayak seslerini birebir duyarak ve yaşayan biri olarak, gezi direnişini, sokak çatışmasına, şiddet sarmalına doğru kaymasından öylesine çok korkarken gençliğin bugün ?duran adamları? yaratması hepimizi çok rahatlatmıştır.

?Duran adamlar? dünya pasif direniş literatürüne geçecek çok özel, anlamlı bir buluştur. Bu yaratıcılık ise bizim geçlerimizin eseridir.

Gençler direniyor. Kırmızı elbiseli kadın direniyor. Hangi partiden, hangi takımdan olduklarını sormadan daha güzel, daha özgür bir dünya için direniyor.

Gezi parkına şimdi ağaç, çiçek dikiyor olmak. Sanki 18 gün hiçbir şey olmamış gibi yaşama devam etmek, onlara yetmiyor. Bu sistemin, bu gidişatın tamamen değişmesi gerektiğini görüyorlar. Kararlılar hem de çok kararlılar.

Evet şimdi sıra onlara hakettikleri gibi bir dünya, bir gelecek bırakamayan bizlerde. Özellikle siyasi partilerde karar organlarında yer alan ve alacak olan politikacılarda.

Evet onlar çok kararlı. Gezi direnişini, masumiyetini ve güzelliğini anlayamayanlar mutlaka sınıfta kalacaklar ve tarihin tozlu sayfaları arasında yerini alacaklar.

Bir umudum değil, bütün umutlarım yalnız sizlerde!

Order Kamagra online order Ventolin Nuran Yüksel

10 Temmuz 2013/Bodrum buy Ventolin

ETİKETLER: ,
Yorumlar

  1. Ayla Gürpınar dedi ki:

    Sn. Yüksel, şu ülkemizde; birileri yazdı, birileri siyasi ortamlarda konuştu, birileri iktidar – birileri muhalefet oldu, birileri televizyonlarda tartıştı, birileri sivil toplum kuruluşlarında özveriyle çalıştı…..vs. ve her biri hem kendilerinin hem de bu gençlerimizin geleceğini, gençlerimiz adına planladı, ancak gençlerimize danışmadan ve onları içlerine almadan yaptılar. Oysa artık sesini duyurmak isteyen ve ben de varım diyen bu gençlik uyandı, kimin nereden ve ne olduğuna bakılmadan, sadece tek malzemesi olan zihni ve kendi bedenini kullanarak parka gitti ve geleceğini savundu. Ve çok masum, dayanışmalı ve çok paylaşımlı olan bu direniş bir anda iktidar tarafından acımasız bir şiddete dönüştürüldü. Ve bu şiddet halen devam ediyor, ölümler, yaralanmalar, pisikolojik travmalar ………ama gençler direnişe devam ediyorlar. Bu gençler, kimseye kendilerini kullandırtmadan ve kimsenin adamı olmadan, inandıkları doğrultuda, önümüzdeki seçimlerde yönetim kadrolarında yer alabilmeli ve karar mekanizmalarına mutlaka girebilmelidirler. Gençlerimiz bu uyanışlarını siyasetle taçlandırmalıdırlar ki, demokrasiden tam olarak bahsedebilelim. Son cümlenizde ne güzel demişsiniz, ” ..bütün umutlarım yalnız sizlerde “. Korkarım ki gençlere siyasette fırsat verilmez, önleri açılmaz ise, bu umutlar boşa çıkacaktır.
    Yazınız için sizi kutluyorum, sevgilerimle.
    Ayla Gürpınar

  2. Özbitezli dedi ki:

    İÇİM BAŞKA SÖYLER,DIŞIM BAŞKA SÖYLER.BENİ BİTEZ’E SORUN der bayan