Bodrum Gündem

ÇEVRE VE DOĞANIN YANIN DA OLMAK

14.07.2013
0
A+
A-

1/100 bin ölçekli Aydın-Muğla-Denizli Çevre Düzeni Planının “Bilirkişi Raporu” TEMA’yı haklı buldu.

Muğla Bodrum ve yarımadası ve de yakın çevresiyle yaşadığı doğası üzerindeki sorunlar sanki yetmiyormuş gibi, bunların üzerine adeta tüy dikmek istercesine Çevre ve Orman Bakanlığı?nın 2009 yılında onaylayarak yürürlüğe soktuğu 1/100.000 ölçekli Aydın-Muğla-Denizli Çevre Düzeni Planı  ve Plan Raporu  TEMA Vakfı  tarafından incelenmiş ve14.10.2009 tarihinde ayrıntılı bir dilekçe ile plana itiraz etmiştir. Özetle  TEMA Vakfı nın itirazları, bölgedeki  önemli  doğa  koruma  alanlarının ve  tarım alanlarının gerektiği kadar korunmadığı, koruma/kullanma dengesinin her alanda gözetilmediği  ve Plan Raporu ve Plan arasında çelişkiler olduğu tespitlerinden kaynaklanıyordu.

TEMA Vakfı?nın bu itirazlarına cevap verilmemesi üzerine, Plana 10.02.2010 tarihinde kısmi iptal davası açılmıştır.

(Danıştay 6.Daire Esas No:2010/2110) Dava henüz sonuçlanmadan, 1/100.000 ölçekli Aydın, Muğla, Denizli Çevre Düzeni Planı ve Plan Raporunun belirli bölümlerinde tadilat yapılmıştır.

Askıya çıkan plan tadilatına TEMA Vakfı yasal süresi içinde ayrıntılı bir dilekçe ile itiraz etmiştir. Davalı İdare yasal 60 günlük süre içinde cevap vermeyince yine yasal dava açma süresi içerisinde Yürütmeyi Durdurma İstemli dava açılmıştır.

1/100.000 Ölçekli Aydın-Muğla-Denizli Çevre Düzeni Planının Bodrum Yarımadası ayağını ilgilendiren Bitez mandalina bahçeleri, yat limanı, Haremten Mevkiinde imara açılması ve yat limanı, Bodrum merkezde yat limanı. Boğaziçi Sulak Alanı koruma kuşakları içerisinde yapılaşmaya neden olacak gelişme alanları, deltada yat limanı Güllük’te konut dışı çalışma alanları, yat limanı ve depolama alanları, Kıyıkışlacık?ta turizm tesis alanı, golf alanları itiraz dilekçesine konu edilmiştir.

Order Disulfiram İtirazın Üstün Kamu Yararı Açısından değerlendirilmesi sonucunda;

1. Ya yapılan plan, sürdürülebilir çevre ve yaşam ilkesine uygun, tarım ve mera alanlarını koruyan, orman, sulak alan ve kıyılarda kendi mevzuatından da öte korumacı bir anlayışa dayanan ve şehircilik ve planlama hukukuna ve ilkelerine uygun bir plan olacak,

2. Ya da şimdiki gibi sadece arsa üretmek amaçlı ve korunması gereken doğal varlıklara zarar veren, süreçte yapılan önerileri tetkik dahi etmeden, şehircilik ve planlama hukukuna ve ilkelerine aykırı bir plan olacaktır.

Bu iki davranış biçimine ait kamu yararının hangisinin üstün olduğuna da bu yargılama sonucunda ulaşılacaktır.

? Bizim değerlendirmemize göre; sürdürülebilir çevre ve yaşam ilkesine uygun, tarım ve mera alanlarını koruyan, ormanları, korunması gerekli doğal alanları, sulak alanları ve kıyıları kendi mevzuatından da öte korumacı bir anlayışla koruyan ve şehircilik ve planlama hukukuna ve ilkelerine uygun olan bir planda kamu yararı daha üstündür yaklaşımı ile itiraz yasalar çerçevesin de gerçekleştirilmiştir.

Geçen zaman  içinde yasal süreç çalışmış ve T.C Danıştay 6,Dairesi Başkanlığına konu ve itiraz hakkındaki Cheap Aciclovir bilirkişi raporu hazırlanmış ve gönderilmiştir buy Pfizer Viagra online .

Çok ayrıntılı hazırlanan bilirkişi raporunda,keşif ve bilirkişi incelemesi iki ayrı başlık altında değerlendirilmiştir.

A-Alansal İtirazlar(golf sahalarının çevresel etkileri,yat limanlarına yönelik itirazlar bu başlık altındadır)

B-İlkesel İtirazlar (plan uygulamaları  maddelerine yönelik itirazlar,mutlak tarım arazileri, bu başlık altındadır)

Üç kişiden oluşan bilirkişi kurulu yazdığı raporun da; Yapılan itirazların neredeyse tamamın da,

*Orman alanı içersinde önerilen golf alanı kararının planlama ilkeleri ve kamu yararı ilkeleri ile bağdaşmadığı,

*Önerilen golf alanı kararının çevresel sürdürülebilirlik ve planlama ilkeleri açısından uygun bir  karar olmadığı,

*Golf sahası olarak gösterilen alanda henüz yapılaşmaya açılmamış bölümünün ?golf sahası? kullanımından çıkartılması ve doğal niteliğini koruyacak bir şekilde değerlendirilmesinin planlama ilkeleri ve kamu yararı açısından uygun olacağı,

*Sulak alanın hemen bitişiğinde yer alan bölgede verilen yat limanı kararı, söz konusu alanın çevresel ve doğal değerleri göz önüne alındığında doğru bir karar değildir.Söz konusu alanın bölgenin doğal ve ekolojik değerlerini koruyacak şekilde değerlendirilmesinin kamu yararı ve şehircilik ilkeleri açısından daha doğru bir karar olacağı,

*Mutlak tarım arazilerinde, özellikle hayvancılık amaçlı yapılaşma koşullarını düzenlemek amacıyla öngörülen 0.20 emsal değerinin yüksek olduğu ve ülkesel ve bölgesel açıdan büyük önem taşıyan mutlak tarım arazilerinde ziraat dışı faaliyetlere yönelik yapılaşmayı teşvik edeceği,5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu?nda getirilen ilkelerle bağdaşmayan bu hükmün yeniden düzenlenmesi, gibi değerlendirme ve görüş belirtmesi, yapılan itirazın çevre ve doğa adına ne kadar doğru, haklı,yerinde ve zamanında yapıldığının bir ifadesidir.

Bilirkişi raporu yüksek teknik donanımlı, nitelikli ve ayrıntılıdır, yargı süreci devam ettiğinden kısaca rapordan bahsetmek doğru olacaktır.

TEMA Vakfı bu süreci çevre ve doğa kazanacaktır bilinciyle ve önemiyle takip etmektedir.

Örgütlü olmak, şimdi, her zamankinden daha da gerekli.

Örgütlü olmak, yaşam ihtiyacı, toprak,su,hava gibi gerekli.

Haluk ORTAÇ

ETİKETLER:
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.