Bodrum Gündem

CUMHURİYETE GİYDİRİLEN GÖMLEK

11.10.2013
0
A+
A-

         On yıldır iktidar koltuğunda oturan AKP ve O?nun Başbakan?ı, partilerini kurarken; ?biz üzerimizdeki gömleği çıkarıp yeni gömlek giydik? demişlerdi? Çıkardıkları gömlek, AKP?lilerin hocası olan Erbakan?ın gömleğiydi. O Erbakan ki, İslami yönetimin ?kanlı mı olacak, kansız mı olacağını? şimdilik bilmediklerini açıkca ifade etmişti. Bu söylem toplumda gerginlik yaratmış ve büyük tepki almıştı. Üstelik bu söylem, Erbakan Hoca?nın başbakan olduğu döneme aitti. Ve yine aynı Erbakan, Libya?yı ziyareti sırasında Kaddafi?nin çadırında ?ben İslam ordusunun ikinci komutanıyım? diyerek uluslar arası İslam?ın bir parçası olduğunu ?örgüt olduklarını ? açıklamıştı. Böyle ifadeler iktidarını sarsmış ve REFAH-YOL iktidarına bir vesile ile son verilmişti. Giderek Refah Partisi kapatılmış, bunun çıkmaz sokak olduğunu görenler, hocalarını arkadan vurarak, yeni parti kurmuşlardı.

         Başta R.T. Erdoğan olmak üzere Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Abdüllatif Şener üzerlerindeki Erbakan Hoca?nın dikip giydirdiği gömleği çıkararak, yeni gömleklerini giyip, siyaset meydanına çıktılar. Bu süreçte toplumun tüm siyasal görüşlerine yanaşarak, sağdan soldan topladıkları ile eklektik bir kadro oluşturdular. Çok demokrat görünerek içeriye ve dışarıya mavi boncuklar dağıtarak,  insanlara şirin gözükmeye çalıştılar. Bu arada uluslar arası küresel sermaye ile söz ve işbirliği ederek ülkeyi pazarlama vaadinde de bulunuyorlardı.

         Ecevit?in son hükümeti döneminde dünya kapitalizmi yeni bir krize girmiş, kriz ülkemizi de ekonomik olarak çökertmişti. Sokaklar o güne kadar görmediği manzaralar yaşıyor, esnaf meydanlara iniyordu. Amerika?dan ithal edilen İMF temsilcisi Kemal Derviş hükümette Maliye Bakanı oluyordu. Sıkı ekonomik politikalarla, zaten krizle yoksullaşan halk daha da fakirleşiyordu. İşte bu kargaşa içerisinde hükümet ortağı Devlet Bahçeli Bursa?dan tarih de vererek erken seçim çağrısı yapıyordu. İktidar karışmış, DSP allak bullak olmuştu. Kemal Derviş öncülüğünde DSP parçalanmış, yeni bir parti kurulmuş, buna rağmen ne hikmetse Derviş bu yeni partiye dahil olmamıştı. Bahçeli?nin diretmesi ile Kasım 2002 de seçim yapıldı. Tüm o günün iktidar partileri baraj altında kaldı. Bu sayede de AKP aldığı yüzde 37 oyla, T.B.M. M.de yüzde 65 lik bir çoğunluk elde etti.

         Küresel sermayenin hık deyicisi AKP ve O?nun başı artık düşlerinde kurduğu ?Cumhuriyet ile hesaplaşma?yı gündemine almıştı. Önce devlet kadrolarını hallaç pamuğu gibi attı. Yandaşlarını devletin önemli köşe noktalarına yerleştirdi. Bu arada demokrasi, özgürlük ve insan hakları gibi kutsal değerleri kullanarak sol entelleri yandaş yapıp, insanların beyinlerini çağdaşlaşma adı altında yıkamaya başladı. AB değerlerini (Kopenhag kriterleri) paketler açarak topluma benimsetmeyi hedefledi. Müzakere görüşmeleri için AB?den tarih aldığında, ülkeyi bayram yerine çevirdi. Gündüz gözüyle havai fişekler atılarak kutlanan AB?ye sözde giriş, gün geçtikçe unutulacak,  kafalarında yıllarca oluşturdukları düzen topluma dayatılacaktı. İlk iş olarak, ordunun gücünü azaltarak toplum nazarında itibarsızlaştırma gerçekleştirilecekti. Bunun için emekli bir astsubayın Ümraniye?deki evinin çatı aralığında el bombaları bulunacak ve bunlar kısa bir süre sonra imha edilecekti. Cumhuriyet tarihi geriye doğru işletilerek ahiret soruşturması Ergenekon adı altında yürütülecektir. Arkadan, bir harp oyunu olan toplantı, ihtilal ve darbe tartışmaları adı ile balyoz gibi ordunun üst düzey komutanlarından en alt rütbeye indirilecektir. Medya çalışanları ve patronları maddi çıkar veya mali denetimle sıkıştırılacak sular hep AKP değirmenine akıtılacaktır. Eğitimden yaşam tarzına kadar her tür insanlık değerleri ve bireysel özgürlükler İslami form altına konulacaktır. Çıkardıkları kirli gömlek bu kez Cumhuriyete giydirilerek, ülke Orta Doğu?nun yaşam biçimi ile şekillendirilmeye yöneltilecektir. Bu yönde bölgemizdeki mezhep ayrılıkları kışkırtılarak kavga etmediğimiz komşu ülke kalmayacaktır. Yıllarca bölgemizde en gelişmiş olan ve sosyal olarak çağdaşlaşma yolunda ilerleyen Türkiye, Suudi Arabistan?ı örnek alır konuma indirgenecektir. Günah ve sevapları ile bir batılılaşma yaşayan ülke, bir taraftan yoksullaştırılarak sadakaya muhtaç edilirken, bugün, ilköğretim çağındaki binlerce çocuk camilerde toplu namaz kılmaya götürülmektedir.  Karanlık günler lambalar teker teker söndürülerek geri gelmektedir. Gerek sosyal, gerekse ekonomik olarak açmazlara sürüklenen toplum, baskı ve şiddetle dinsel bir faşizmin şemsiyesi altına alınmaktadır. Kürt sorunu çözüm paketleri ile uyutulurken, Güney Doğu şeyh ve ağaların denetimine alınmak istenmektedir. Sol gelenekten gelen Kürt siyasal hareketi, böyle bir Başbakan?dan umar beklemektedir. Kendilerine verilen umut, dilerim ülkeyi yakın gelecekte ateş çemberi içine almaz?

         90 yıllık Cumhuriyet AKP kadrolarının çıkardığı kirli gömlekle sarmal altına alınmış bulunmaktadır. Bu sarmaldan kurtulmak için henüz zaman geçmiş değil. Tez elden siyasal ve bireysel çıkarları bir kenara bırakarak AKP?ye karşı dayanışmak gerekmektedir. Aymaz sol, dinin El Kaide ve El Nursa?da olduğu gibi bağnazlık yanını görmeli ve demokratik toplumun kurulması için AKP?den desteğini çekmelidir. Cumhuriyet ve devlet düşmanlığı dünyanın hiçbir yerinde solun önünü açmamıştır; açamaz da? Demokrat olmanın tek yolu, aklın hakim olduğu aydınlanma yolunda ilerlemektir. AKP?nin kirli gömleğine bürünmek kokmaktan ve bitlenmekten başka yarar sağlamaz.

Bugünden yarına, gezi parkı gençleri gibi karanlığa baş kaldırarak direnip çağdaş aydınlık günlere ilerlemelidir. Herkes ve her kesim bir mum yakarak karanlığın boğulması için çalışmak zorundadır.

UMUT İNSANIN GÜCÜNDE YEŞERİR.     

.

ETİKETLER: ,
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.