Bodrum Gündem

HERKES KONUŞUYOR?

Farkında mısınız? Ülke ve Bodrum siyasetinde sadece CHP konuşuluyor. Başbakan Erdoğan önce hayal, sonra gerçek olan her projenin ve gündeme düşen her haberin ardından CE HA PE şöyle CE HA PE böyle diyerek başlıyor yada bitiriyor konuşmalarını. En kötü olasılıkla arlara sıkıştırıyor CE HA PE?yi.

*****

AKP basın toplantısı yaparak başkan ve meclis aday adaylarını tanıtıyor, açıklamanın ardından ilk soru, CHP ve Mehmet Kocadon?un adaylığı. Başkan Demiröz kibarca savıyor soruyu. Sorudan hoşnut olmadığını da yüzüne yansıtıyor.

******

MHP basın toplantısı yaparak başkan ve meclis aday adaylarını tanıtıyor, açıklamanın ardından ilk soru, CHP ve Mehmet Kocadon?un adaylığı. Örneğin Bitez?in geçmiş dönem ANAP?lı Başkanı Remzi Güngör?ün MHP?ye katılma töreninde, aynı partiden başkan seçilen Ali Server Yazgan ile ilgili değerlendirme yapması istenmiyor. Oysa ANAP?lı iki başkandan biri MHP?li olurken, diğeri AKP?li oluyor. Bu neden dikkate alınmıyor da CHP ve Mehmet Kocadon soruluyor.

******

Çarşamba kahvaltısı grubunu Bodrum?da hemen herkes bilir. 25-30 kadar ak saçlı 20 yıldan bu yana kesintisiz her hafta Çarşamba sabahları buluşur, kahvaltı ile birlikte biraz ülke gündemini, ama çoğunlukla Bodrum gündemini evire çevire konuşur, tartışırlar. Son yıllarda, en azından 2013 başından bu yana, muhabbete CHP ile başlanır, Kocadon ile bitirilir. Birazıcıkta AKP ve Erdoğan muhabbeti girer araya. Necdet Çelikhan hararetli bir şekilde ülke gündemine dair görüşlerini paylaşırken, Muzaffer Dağgez araya fıkralar serpiştirerek yükselen tansiyonu düşürmeye çalışsa da konu dönüp dolaşıp CHP yada Kocadon?a gelir. Muhabbet hararetlenir yeniden. Geçenlerde Dr.Kerim Cangır ?Sadece CHP konuşuluyor, birazda AKP, MHP konuşulsun? diye bir laf attı ortaya. Bir anda sessizlik oldu. Birkaç cümle kuruldu sonra. Mehmet Tosun ve Ali Server Yazgan?a dair, üç beş cümle edildi. Laf daha köşeyi bile dönemeden, Mehmet Kocadon ve CHP?ye döndü yeniden.

******

DSP?nin çiçeği burnunda ilçe başkanı Feridun Katar?da verdiği ilk demeçte DSP adayının kim olduğunu ve projelerini anlatmak yerine “Diğer partilerle ilgili yorum yapmak bir şeyler söylemek bize göre etik değil ama?? diyerek CHP?nin aday belirleme yönteminin yanlış olduğunu söyleyiverdi. Başkan Feridun Katar etik değil dedi, lakin cümleyi bitirmeden de CHP?ye yol gösterdi. Başkan Katar CHP?nin seçim yöntemini doğru bulmayarak ön seçim yapmasını öneriyor da DSP?nin, yani Rahşan Ecevit?in seçim yöntemini ilkokuldaki çocuklarımız bile biliyor. Devamında ise “Hızlanan bir siyasi çalışmalar var Bodrum Yarımadasında. DSP olarak almamız gereken rol neyse alacağız.? Şeklinde bir cümle sarf ediyor.

Başkan Katar?ın ?ROL? derken ne demek istediğini de tam algılayamadık. Lakin algıladığımız kadarı ile yorumlamak hakkına sahip olduğumuzu düşünüyorum. Umarım etik (!) bir durumdur.  Algımız şu şekilde; Mehmet Kocadon?un Belediye Başkan Adayı olarak atanması ile CHP?nin küskünlerinin bir kısmı, DSP çatısı altında toplanacak. Çatının altına girmeyen küskünler ise 2014 Yerel Seçimlerinde başkanlık için zaten boş atacakları oylarını DSP?ye kaydırıverecekler. (Sadece ben değil, sokakta böyle algılamış. Bu açıklamayı okuyan herkes aynı senaryoyu (pardon rolü) anlatıyor.)

******

Bu arada bir sürü enteresan senaryolarda (pardon roller) üretiliyor. Aciclovir creme

En çarpıcı olanı; Mustafa Saruhan DSP?den Belediye Başkan adayı olacak ve seçimlerde CHP?den kendisini aday göstermediği için hıncını alacak hikayesi. Mustafa Saruhan için daha önce de MHP?ye geçerek Mehmet Tosun?un birinci sıradaki meclis aday olacağı söylenmişti.

Başkan Saruhan CHP?den birinci sıra meclis adayı ve başkan yardımcısı olacağı kesinken, neden MHP?den birinci sıra meclis adayı olsun. Ya da neden DSP çatısı altına girerek neden kaybetsin.

İki kere en çarpıcı olanı; DSP Bodrum?da hiç yokken bir anda AKP?nin yöneticiliğini yapmış bir isim DSP?yi toparlamak üzere görevlendiriliyor. AKP içinde Mehmet Tosun?u destekleyen bir grup, DSP?yi küskünlerin sığınağı haline getirip CHP?nin oylarını bölerek Mehmet Tosun?un şansını artırmak için bir ?ROL? üstlenmesini istemiş olabilirler. Bu senaryoda çok inanılır gibi değil doğrusu. Çünkü AKP 2014 yerel seçimlerinde önemli bir varlık göstermek için yoğun bir çalışma içinde. Birinci parti olamasa da CHP?nin ardından ikinci parti olmak için yoğun bir çalışma yürütüyor. AKP genel seçimlerde yüzde 22 oy oranına sahip, üstelik iktidar partisi Bodrum?u es geçmez.  

Bodrum?da da her birimiz CHP ile ilgili yorumlar, değerlendirmeler yapıyoruz. CHP?nin yol haritalarını çiziyor, her yaptığını eleştiriyor, her yaptığına bir kulp buluyoruz. İnanıyorum CHP temayül yoklaması yapsaydı da küsecektik, ön seçim yapsaydı da küsecektik. Atama yaptı gene küstük.

CHP öyle yada böyle her zaman Bodrum?da en çok konuşulan kurum olacak, ardından da Mehmet Kocadon geliyor. Lakin Kocadon?un yanındakiler CHP ve Kocadon kadar konuşulmaya başladılar, hemen arkalarındalar ve yetişmek üzereler. Üstelik çok azimli ve çok hırslılar.

Böyle giderse CHP ve Kocadon gölgede kalacak, onlar daha çok konuşulacak.

.

ETİKETLER: , ,
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Fatih kardeşim,

    Yazının başlığı ve içeriği konusunda bir ekleme yapma ihtiyacı duydum.

    Artık karışık beyinlere özgürlük gelmek zorundadır,şöyleki;

    Resmi yada gayrı resmi parti üyelerinin ?kol kırılır yen içerde kalır?,?partimize ait problemlere dışarıdan kimsenin müdahale hakkı yoktur.Biz kendi problemlerimizi kendimiz çözeriz? gibi küflü görüşleri bu asırda da savunanları sıklıkla duyarız:

    Parti mensubu ya da değil,oyunu kullanan her seçmen,herhangi bir partinin üzerine söz söyleme,tenkit etme,beklentilerini dile getirme doğal hakkına sahiptir.Aksini savunanlar RTE?nin yaptığı gibi ?benim valim,benim bakanım,benim partim,vs gibi komik saplantı sahipleridir.Yönetim biçim,sistem ve de kişileri üzerine her vatandaşın söz söyleme hakkını inkar etmek bu devirde artık sadece komiktir!Hiç bir parti kimsenin mülkü değildir!Aslında mevcut problemler, bu sakat düşünce tarzının sahipleri artık sistemin dışında kalmadığı sürece çözülemeyecektir!

    1. ayla gürpınar dedi ki:

      ” Hiç bir parti kimsenin mülkü değildir!”
      Bu cümlenize tümüyle katılıyorum

  2. Fatih bey, ‘AKP, CHP’nin ardından ikinci olmaya çalışıyor’ şeklindeki yazınız taraflıdır. Siz seçimi kazanacak partiyi ilan ettiniz bile. Bu gazetecilik değil, yandaş medya tavrıdır.
    Eleştirimi anlayışla karşılayacağınızı umarak iyi çalışmalar dilerim.

    1. Sayın Mehmet Öztürk eleştiriniz bizim için yol göstercidir. Gazetecilik yaparken olabildiğince tarafsız, her partiye ve her görüşe eşit oranda yer vermeye çalışıyoruz. Haberlerde taraflı olarak yer vermediğimiz ve vermeyeceğimiz bir tek terör örgütü vardır. Bu konuda taraflı olduğumuzu da açıkça da ilan ediyorum. Bunun dışındaki yasal olan tüm parti ve görüşler haberlerimizde yer alır ve almaya da devam edecektir. Lakin köşe yazılarımızda doğal olarak kendimize ait görüş ve düşüncelerimiz yer almaktadır. Köşe yazılarımız sadece yazarın görüşlerini içerir ve kendisini bağlar. Yazımda da sokaklardan topladığım bilgiler ve geçmiş dönemde yapılan seçimlerde alınan oy oranlarına göre değerlendirme yaptım. Matematik ve geçmiş istatistikler referanslarımdır. Elbette ki siyaset uzun soluklu ve son sandık açılana kadar sürer.

  3. Fikret Karataş dedi ki:

    Sevgili Fatih Kardeş,
    İki laf da ben edivereyim mi?
    ?Bodrumda her birimiz CHP ile ilgili yorumlar, değerlendirmeler yapıyoruz.? Tümcesi ile başlayan paragraf içeriğindeki yargı karşıt görüştekiler tarafından incitici olarak değerlendirilebilir. Karşıt-Yandaş arasında demokratiklik ve demokrasi öğesi olma bakımından hiçbir fark yoktur ve gözetilmemesi gerekir diye değerlendiriyorum. Bir Genel Başkan demokrasi anlayış ve inançlarının aday belirlemede kullanılacak tek yöntemin ?Üye Bazında Seçim?dedikten sonra beliren niteliksiz resme rıza gösterirse seçmen ve üyeyi karşısında bulması olağandır ve orada bir arıza var demektir. Bize göre bu arızanın nedenini de en iyi Umut Oran, Aydın Ayaydın ve Partinin İl Başkanı bilmektedir. Ufak bir araştırma yaptığında seninde bu bilgilere ulaşacağına inanıyorum Bundan sonra da anılan paragraftaki görüşlerini biraz revize edeceğini biliyorum.
    Başarı dileklerimi ve sevgilerimi yinelerim…

  4. Bülent SEZGİN dedi ki:

    HERKES KONUŞUYOR
    Ülkemizin şu anki durumu göz önüne alındığında parti içindeki dayanışmanın ne kadar önemli olduğu anlaşılmalıdır.Tabii ki sosyal demokrat bir partide merkezden atama yapılması hoş bir davranış değil gibi görünsede Bodrum için normal sayılmalıdır.Tüm seçmen gruplarından oy alabilecek bir adayı yıpratmak yerine bu seçimi yapmış olabilirler.Yinede onaylamadığımı ama gerekli olduğunu söylemek isterim.Türkiye?deki siyasal yaşam vur abalıya şeklindedir ve tabii ki abalıda CHP olmaktadır.Diğer partilerin en iyi bildiği siyaset CHP?yi karalamaktır.1950 den beri toplamda çok kısıtlı bir dönem iktidar olmasına rağmen her türlü müsibet CHP?den bilinmiştir.Şimdiden parti içindeki küskünlerin başka partilere geçmeleri konuşulan bir ortamda biz neleri tartışıyoruz.Arkadaşlar siyaset körü körüne biat etme yeri olmadığı gibi oynamıyorum verin misketlerimi gidiyorum deme yeride değildir.CHP?li olmak başka parti seçmeni olmaya benzemez.Bu bir ideal uğruna memleket için vatan için çalışma yeridir.CHP ?li siyasetçi menfaat uğruna çalışmaz.Biz ATATÜRK?ten İNÖNÜ?den ECEVİT?ten böyle gördük ve siyasetçilerimizin böyle olmalarını isteriz.Özet le gün sen ben günü değil dayanışma ve birlikte olma çalışma günüdür.Küskünler kendilerine yer aramasınlar en güvenli yuva CHP çatısı altındadır.Bu küskünlükler rakiplerin işine yarar ve hepimize zarar verir .Unutmayalım ki başka BODRUM yok başka TÜRKİYE yok

  5. Bülent Sezgin bey bu gazetede ?klasik sevenler ülkesi ? başlıklı yazıyı okur ise muhtemeldir ki tekrar düşünecektir.Konu yerel veya kişilikler değildir.Konu bana ?hizmetkarınım? dedikten sonra beni yani seçmeni aptal yerine koymaktır.Konu bu algıya alışkanlığın sürgit yanlışlığıdır ve de konu yıllardır ?şimdi birlik olma zamanıdır? ile yinede ve hiçbir zaman iktidar olamayan anlayışa artık dur deme ve ve bir sistem algısıdır.İktidar yada onu eleştirmek ise varsın ondan beklentisi olanlar tarafından yapılsın.Ben onu def edecek parti ile ilgiliyim vede bir seçmen olarak kimse bana bu hakkı kullanamıyacağımı söyleyemez!
    Saygılar.

    1. Bülent SEZGİN dedi ki:

      Sayın Necdet Bey ;Tavsiyeniz üzere yazıyı bir kez daha okudum ve yazılanların hepsine
      harfiyen katılıyorum.Maalesef siyaset dediğimiz kurum insanları kandırma aldatma yalanı üzerine kurulmuştur.Bizlerin iç sesi-vicdanı bu olguyu tamamen red ediyor tabii ki;Fakat Bazı durumlarda oyunu kuralına göre kurmak gerekiyor.Bizlerin istemiş olduğu temiz yönetim şeklini, çoğunluğu yakalayamadan yapmak maalesef çok zor.Yazıda da belirttiğiniz gibi CHP müzmin muhalefet rolünü sevmiş görünüyor , parti merkezinden bunun aksini ispat edecek siyasi manevraları yeterince göremedik geçen seneler içinde ve dolayısı ile hem parti seçmeni içerisinde hemde kararsız oy seçmeninde bir umut olmaktan uzak oldu.Durum böyle iken tamamen meydanın boş bırakılmaması gereklidir.Bunları yaparkende oyununun kuralına göre oynanması lazım gelmektedir.Bunun içinde her zaman savunduğumuz temayül yoklası bazen gözardı edilmesi gereklidir.Bu işlem parti için Bodrum için daha iyi olacaksa ki öyle gözüküyor yapılmalıdır.Bizler gerçekten CHP ye gönül vermiş kişilerin mantığı bu şekildeki oldu bittileri kabul etmiyor,Böyle iken göz göre göre başkanlığın elden gitmesini seyir mi edeceğiz.Sayın KOCADON?un zaten CHP kökenli bir aileden gelmesi sebebi ile Bodrum?a ve partiye en iyi şekilde hizmet edeceğine inanıyorum.İç çekişmeler ile Bodrum?un yönetimini kazanamamak ne diğer adaylara nede partiye bir fayda sağlamaz. Parti içindeki muhalefet seslerinden tabiiki bende kendimce çok memnunum bu parti içinde tam olmamak ile beraber bir demokrasinin olduğunu ve üyelerinin bireysel düşünce sahibi olduklarını, aksi düşüncelerinde açıkça ortaya konup tartışıldığını gösterir.Bu düşünce ayrılıklarının farklı bakış açıları içerdiği için bizlere doğru adımları atma konusunda yardımcı olacağını düşünmekteyim. Önemli olan her kesimden oy alabilecek bir adayımız olduğunu kabul edip bu doğrultuda çalışmalarımıza devam etmektir. Partimizi hep birlikte çalışarak halkımıza anlatmalıyız.Halktan gelen geri dönüşleride çok iyi okuyup ona göre çalışmaları düzenlemeliyiz.Tüm ülke genelinde başarılı olmak içinde doğru programlar yapıp bunları yapabileceğimizi halka anlatabilmeli ,yönetime hazır olduğumuzu ve göreve layık olduğumuzu göstermeliyiz.
      Sonuç olarak
      Nuran YÜKSEL ?Gün, Koltuk Kavgasının Yapılacağı Gün Değildir?
      Ayla GÜRPINAR?bireysel tepkileri bir kenara bırakıp, dayanışma içinde birlik olunmalı?
      İki siyasetçimizin dediği sözler klasik durumu kurtarma davranışı gibi dursada şu an için ve her zaman yapılacak en doğru davranıştır.Bu bizim birlikteliğimizi kuvvetlendirir,daim kılar.Seçimi her kesimden oy alarak kazanabilecek belediye başkanımıza sahip çıkarak destekleyelim.Bunun aksi çalışmaların vebali altına ne ben girerim nede başka bir gerçek CHP?linin girebileceğini düşünmüyorum.Bölücü olmayan tüm sesler bizim zenginliğimizdir,bizler hep berabergüçlüyüz daha da güçlü olacağız.
      Çalışmalarınızda başarılar diliyorum saygılar

  6. ayla gürpınar dedi ki:

    Esasında CHP nin konuşulmasından doğal bir durum yok.
    Ülkemizde demokrasi var mı? Cevap. Yok.
    Mevcut iktidar demokrasinin ne olduğunu biliyor mu? Cevap. Hayır
    Mevcut siyasi partiler içinde demokrasiyi savunan siyasi parti hangisi? Cevap: CHP
    Peki Türkiye’de demokrasinin olması isteniyor mu? Hayır

    O zaman kimi bölmek isterler ve güçlenmesini engellerler? CHP yi

    Ben eğer mevcut iktidarda rejim değişikliğine doğru bir çalışma görüyorsam bana göre ciddi bir “sorun” vardır, sesimi çıkarırım ve bu durumdan rahatsızlık duyan herkesin de aynısını yapmasını beklerim.

    Birbirimizle değil esas “sorun” ile kavgalı ve savaşıyor olmamız gerekir, derim.
    Bu da güçlenmek için bütünleşmek demektir.

    Söz verildi ama atama oldu!
    Bodrum’da birden bire DSP ortaya çıktı!
    AKP içinden gizli destek Mehmet Tosun yani MHP ye!
    Başkan yardımcısı olması önerilen Saruhan kararını veremiyor!
    Diğer belediye başkan aday adaylarının henüz pek sesi çıkmıyor!

    Genel başkan dahil, tüm CHP liler ve CHP sempatizanları Türkiye Cumhuriyeti rejiminden memnunuz, her birimiz ülkemize demokrasinin gelmesini istiyoruz ve demokrasiyi savunuyoruz ve devam da edeceğiz.

    Bu durumda ülkesini sevenler konuşacak, siyaset üretecek, eylem yapacak ve örgütlenecektir.

    Tersi durum ise başka boyutlardır. Yani bireysel çıkarların ağır basması, bencillik , hep bana – hep banacılık, bugün CHP de yarın bir başka siyasi partide….!
    Bunun sonu var mı? Hayır, yok.
    Dünyanın gelişimini Türkiye’den ayrı tutarak mucizelerin olmasını veya birinin gelip bizleri kurtarmasını beklemek ise en büyük yanılgıdır.

    Uşak mı olacağız, Ulus mu?

    Bunun kararının bizler adına kimse veremez.
    Herbirimiz birer kurtarıcı ve yapıcıyız.
    Her bir birey kendi sorumluluğu ve yapabilirliği içerisinde elinden gelenin en iyisini yapmak zorundadır.

    Bazıları kritik etmiş ama gene yineliyorum;
    Anahtarımız birlik ve beraberliktir.
    Küskünlüklerin unutulduğu, kırgınların kucaklandığı bir dönem bizleri bekliyor.