Bodrum Gündem

Vatandaş Haykırıyor!

Vatandaş Haykırıyor!
10.01.2014
0
A+
A-

SEÇENEKSİZLİKTEN DEĞİL, GERÇEKTEN İSTEDİĞİM İÇİN CHP SEÇMENİ OLMAK İSTİYORUM…

Yaklaşık 30 yıldır oy kullanıyorum. Bugüne kadar CHP’den başka hiçbir partiye oy vermedim; ne ben, ne ailem. Çünkü, Atatürk ilkelerine, Cumhuriyet devrimlerine ve kazanımlarına sonuna kadar bağlı ve savunan bir aileden geliyorum. Ama bu durum benim kör, fikri olmayan, verdiği oyu takip etmeyen, kısacası yalnızca oy kullanıp köşesinde ne yapılırsa yapılsın karşı koymaksızın kabul eden bir seçmen olduğum anlamına da gelmiyor elbette.

Malum, seçimlere 3 aydan kısa bir zaman kaldı. Vaatler havalarda uçuşuyor, sanki koskoca 5 yıl üzerlerinde ölü toprağı vardı herkesin ve şimdi bir sihirli değnek değdi, ‘’Amerika yeniden keşfediliyor.’’ Haydi, bunlara alıştık, daha doğrusu alıştırıldık diyelim. Haydi, bunlar seçim propaganlarında normaldir, diyelim. Ya Ata’mın partisine ne oluyor ? Hani, içinde ‘’Cumhuriyet’’ ve ‘’Halk’’  kavramlarını barındıran CHP’ye ?

İlk önce, belediye başkan aday adayları sahneye çıkmaya başladığında adayların ‘’sandıkla’’ belirleneceği söylendi, alkışladık. Son derece demokratik bir tavırdı. Ne oldu ? Hoooop,

atamayla belirlenmiş bir başkan adayımız oldu ! Atamayla ! Hatta öyle ki, bu aday belirlendiğinde daha CHP’ye üye dahi değildi. Demokrasi ayaklar altında ! Ben, bir CHP seçmeni olarak kendine güvenen tüm aday adaylarının bağımsız olarak bu yarışa devam edebilmelerini dilerdim.

Haydi, mevcut sistem buna pek olasılık tanımıyor diyelim, yani aldık-kabullendik. Ya sonrası? Halka hizmet etmek için yarışa girenleri halkın içinde ve halka yönelik projelerini açıklarken görmek istedim. Ama, o da yok !

İnternet çok ilginç bir dünya, her şeyi gözünüzün önüne seriveriyor. Sosyal paylaşım sitelerine bir girin bakalım CHP Gençlik Kollarının, Kadın Kollarının, yani başkan adayının en büyük destekçisi olması gerekenlerin verdikleri fotoğraflara.Ya da gazetelerde yayınlanan haberlere. Kadın Kollarının hep kendi kendilerine toplantı yaparken, ya da Ankara’dan gelenleri alkışlarken, ya da yemek masalarındaki fotoğraflarından başka bir şey görmüyorum. Var da ben bilmiyorsam, hepsinden özür dileyeceğim. Şimdi merak ediyorum, örneğin özellikle varoş kabul edilen yerleri ya da köyleri gezip oralardaki kadın seçmenin nabzını alıyorlar mı ? Ama öyle öğretmen parmağı edasıyla değil, pahalı giysileriyle değil, gerçekten onları ezmeyecek şekilde. Gidip yalnızca ‘’Atatürk’’ söylemlerini anlatarak değil, nutuklarla değil, gerçekten sorunlarla ilgilenerek. Ya da ne bileyim, bu kadınların, örneğin devlet kapısında bir işi varsa onunla gidip yol gösteriyorlar mı? Sorunlu aileler için bir araştırma yapıp çözüm üretmeye çalışıyorlar mı ? Maddi-manevi desteğe gereksinimi olanları belirlemişler mi ? Kadınlarla ilgili projelerini yalnızca büyük salonlarda değil buralarda anlatabiliyorlar mı ? Bunlar yapılıyorsa neden bizim haberimiz yok ?

Geçen gün basından Gençlik Kollarının Trafo Kafe’de bilmem kaçıncı kez tanışma ve dayanışma toplantısını yaptığını gördüm. Bırakın artık orada-burada toplanmayı ve zaman kaybetmeyi. Bodrum’da onca genç insan varken onlar için ürettiğiniz bir proje var mı ? Neden sizleri bu projelerinizi anlatırken değil de sürekli birbirinizle ‘’dayanışırken’’  görüyoruz ? Örneğin, Bodrum’da kaç gencin okula gittiğini, kaç gencin işsiz olduğunu, onların okullarda, işyerlerinde ya da evlerinde karşılaştıkları sorunları hiç araştırdınız mı ? Sorunlar için herhangi bir çözüm üretmeye çalıştınız mı ? Hiçbir şey yapamasanız bile bu sorunları duyurabilmek için basında yer almasını sağladınız mı ? Dediğim gibi, internet uçsuz bucaksız bir derya. Ben neden genç arkadaşları hiçbir Bodrum’lu gençle oturup sohbet ederken değil de içki masalarında poz verirken görüyorum sürekli ? Gençliği yalnızca kendi çevreleri mi sanıyorlar ? Büyüklerinden gördükleri ve duyduklarını tekrarlamaktan öte gitmeyen bir gençlik politikası mı olur ? Hala, ayakkabı kutularını baz almış konuşmaları yapan gençliği ben somut projelerle ve Bodrum’lu gençliğin içinde görmek istiyorum.

Ben bir vatandaş olarak, bir derdimi aktarmak için mevcut belediye başkanının kapısına her gittiğimde yerinden dahi doğrulmayı düşünmeden beni ‘’karşılayan’’ ve önüme set koyan birini istemiyorum. Elbette, başkanlık makamı her isteyenin istediği zaman girip çıkacağı bir yer değil. Randevu talep ediyorum, aldığım yanıt ‘’başkanın ne zaman burada olacağını bilemem, uygun olduğu zaman sizi ararız ‘’ oluyor. Sekreteryanın görevi işleri kolaylaştırmak, yapılacak işleri planlamak ve bir düzene koymak değil mi ? Programsız, rüzgara göre nasıl çalışılır ? Randevu veremeyen ve karşısına geleni kaşının biri havada karşılayan bir sistemde ‘’halka’’  nasıl kaliteli hizmet verilecek ?

CHP’yi eleştirmeye kalktığım zaman vebalı muamelesi görmek istemiyorum. Daha önce bana söylenen gibi ‘’ CHP’yi eleştirerek başkalarının ekmeğine yağ sürüyorsunuz. Ne olursa olsun desteklememiz lazım’’  diyen bir zihniyetle CHP nereye kadar gidebilir ?

Halkın içinde olun. Kalkın artık birbirinizi ağırladığınız yemek masalarından. Kendi kendinize yapılan toplantılarda kendinizi alkışlamayı bırakın. Verilen hizip görüntülerine son verin. Fotoğrafta kendinizi değil, halkı görmeye çalışın. Eleştiriye açık olun ve bunları değerlendirin. Sizleri yalnızca alkışlayanlarla nereye kadar ? 29 Ekim Cumhuriyet Balolarını bile ‘’cumhursuz’’, yalnızca ‘’kendi’’ aranızda yaparsanız, proje üretmek ve uygulamak yerine rakip partilerin her söylediğine laf yetiştirmeye çalışırsanız kaybeden siz değil biz oluyoruz. Yerelde kazanılan başarılarla yetinen bir Cumhuriyet Halk Partisi yalnızca kendini kandırır.
İşte tüm bunlar yüzünden diyorum ki BEN MECBUREN DEĞİL, GERÇEKTEN BİR CHP SEÇMENİ OLDUĞUM İÇİN CHP’YE OY VERMEK İSTİYORUM.

İmza

Gerçek bir CHP’li

 

 

 

 

 

 

  get Valtrex buy Ventolin no prescription order Proscar

ETİKETLER: ,
Yorumlar

  1. Merhaba dedi ki:

    Sizi takdir ettim. Kendi iç eleştirinizi yapabiliyor olmanız çok güzel. Ancak şunu da bilmeniz gerekiyor; Sizin verdiğiniz oylar ne olursa olsun CHP demeniz bizi de etkiliyor. ve ben bir Bodrumlu olarak randevu bile alamadığım, sürekli kendi taraftarını belediyeye sokmaya çalışan bir belediye başkanı istemiyorum. Hizmet edebilecek biri varsa o geçsin. Ne olursa olsun CHP demek saçma… Bu halk Kocadon’ un bir dönem daha etrafta gezerken ki havasını, hizmet bekleyen sokakların içler acısını durumunu çekmek istemiyor! Ne olursa olsun CHP yerine, hepimiz için HİZMET (!)

  2. Oğuzhan Türk dedi ki:

    Arkadaşlar kusura bakmayın hepiniz pırıl pırıl gençlersiniz fakat bulunduğunuz siyasi parti tam bir rezalet. Hele hele Kocadon gibi başarısız bir insanı bu kadar şişirmeniz komedi. Hepinizden çok biz tanıyoruz sn. kocadon’u. Bodrum’u mahvetti ve en az 20 sene geri götürdü. İktidar destekli bir belediye olmadığı sürece Bodrum hiçbir zaman kalkınmayacaktır. Bu sebepten dolayı 30 mart günü siyasi irademizi Akp’den yana kullanacağız Bodrum’da. Sizi de doğru olan tercihe davet ediyorum.. Artık laiklik ve atatürkçülük kimliğine sığınmaktan vazgeçin. Atatürkçülük ülkeyi muhasır medeniyet seviyesine yükseltmekle olur önce. Ve ne acıdır ki Sn. Kocadon 30 mart günü hüsrana uğrayacaktır.. Oylar akp’ye artık.

    1. deniz ataman dedi ki:

      cok dogru yazmıssınız oylar ak partıye artık bodrumda hızmet görsun ıstıyoruz bu ıdeolojik baskıdan kurtulup bodrum sokaklarında ınsan gıbı gecmek ıstıyoruz bunuda herkezın görmesını arzuluyorum