GEZİ RUHU GENÇLİKTİR/Nuran Yüksel

31 Mayıs günü Bodrum Gezi parkı dayanışmasının ve CHP’nin çağrısı ve organizesiyle belediye meydanında yine bir avuç insan buluştu. Ankara, İstanbul da olacakların merakı, içme mıh gibi işleyen gencecik yitip giden canlarımızın hüznüyle meydandaydım. Olması gerekenlerin olmadığı meydanda her şeye rağmen yine bir avuç genç insan vardı.

Her şeye rağmen!

Öğretmen Nuran Yüksel olarak, çocuklarıma ve öğrencilerime her zaman insanları daha çok sevmeyi, hayata karşı her zaman dik durmayı, umutlarını asla yitirmemelerini, yaşadıkları ortama ve sisteme eleştirel gözle bakmaktan vazgeçmemelerini, yaşadıkları olumsuzluklar karşısında hiçbir şeyden ve kimseden korkmadan direnmeleri gerektiğini, direnirken ve karşı koyarken asla doğruları ve inançlarını kaba kuvvetle şiddetle değil, empati kurarak, gülümseterek anlatmalarını öğretmeye çalıştım. Bana matematik öğretmem amacıyla verilen 45 dakikalık ders saatinin her 5-10 dakikasını, onları korumak için önce çevreyi ve insanları anlamaya çalışmalarını, anlamaları içinde doyasıya hayatı yaşamaları gerektiğini anlatmaya çalıştım. Hep güvendim onlara. En tembeliyle en çalışkanını, en uslusuyla en yaramazını, hiç ayırt etmeden sevdim, anlamaya çalıştım ve çok güvendim.

O yüzden usta ozan Ahmet Arif in dizelerini hiç aklımdan çıkarmadım;

Dayan kitap ile tırnak ile diş ile-dayan rüsva etme beni-gör nasıl yeniden yaratılırım, namuslu genç ellerimle-kızlarım oğullarım var gelecekte-her biri vazgeçilmez birer cihan parçası- kaç bin yıllık hasretimin goncası-bir umudum değil, bütün umutlarım yalnız onlarda.

Yıllarca kimliksiz, bencil, apolitik diye nitelendirilen gençlerimize hep güvendim. Çocuklarımızın yarınlarını çalan politikacıların ve siyasetlerin karşısında oldum. Bizler yarım kalan devrimi başaracağız diye devraldığımız yolda aydınlığa çıkamamıştık. Yıllar geçmiş kendimize göre bir şeyler yapmıştık ama halkı bir türlü uyandıramamıştık. Her geçen gün daha karanlık oluyordu ve ben yorulmaya başladığımı hissediyordum artık. Omuzlarım düşmüştü sanki.

Yıllarca askeri darbelerle şekillenen ulusalcı, yasaklı politikalardan bir türlü kurtulamıyorduk. Ülkemizin ve insanlarımızın gerçek bir demokrasiyle ancak yükselip gelişebileceğini söylesek de bir türlü hayata geçiremiyorduk. Tüm siyasi partiler ve siyaset yapanlar sınıfta kalmışlardı. Çözümün siyaset olduğuna inanan bir avuç idealistinde artık direnci kırılmıştı.

İşte ne olduysa 2013 yılının Haziran ayında oldu.

Üç, beş çapulcunun birkaç ağaca sahip çıkması ile başlayan pırıl pırıl çok zorlu ve acı bir süreç başladı. Yalnız bana göre değil tüm dünyanın gördüğü Türkiye’nin kararan umutlarının üzerine “GEZİ RUHU” bir güneş gibi doğdu.

Bugün aradan bir yıl geçti. Belki yeni bir hayatın henüz görünen yüzü yok. Ancak “GEZİ RUHU” ile artık kendine güvenen, dimdik duran, yarınlarını çalan politikacılardan hesap soran bir gençlik var. GEZİ RUHU artık tüm zihinlere ve yüreklere işlemiştir. Umut vermiştir. Bu karanlık günlerde geçecek biliyorum. Çünkü inanıyorum ve güveniyorum. Bu gençlik, bu halk asla boyun eğmeyecektir. Artık hiçbir şey GEZİDEN  ÖNCEKİ gibi olmayacaktır.

Benim için GEZİ PARKI RUHU GENÇLİKTİR.

GEZİ PARKI RUHU PIRIL PIRIL BİR GELECEKTİR.

GEZİDE YİTİRDİĞİMİZ CANLAR, ARTIK BİZİM CANLARIMIZDIR.

Nuran Yüksel Order Clonidine Online misoprostol buy online buy cytotec

Eğitimci/CHP Bodrum Belediyesi (1999-2009 Dönemi)Meclis Üyesi