SERBEST ÇAĞRIŞIMLI NOTLAR:

cheap Fluoxetine

…Erkeklerin tanrısı öküzdür, boynuzlu tanrı, oğuz da öküz demek (Bkz.İ.Z.Eyuboğlu), Oğuz Türkçesi yazıp konuşuyoruz, demek ki buy Colchicine cheap Colchicine türkçemiz de aslında öküz türkçesi demek, demek öküz kavramı ile daha da bir içiçeyiz. Kadın ve erkek eşit, bu insan. İnsan kadın ve erkek diye ayrılmıyor, çocuk ve yetişkin diye ayrılıyor. Sağlıklı ve hasta diye ayrılıyor.
…İşlere bakarken, en basitinden konuşma dinlerken acaba kavram, toplumsal yani septik durumdan da değerlendiriliyor mu diye soruyoruz. Çünkü eğer o işte sınıf mücadelesi, fiziki ve manevi evrim yok ise diyalektik de yok demektir. Ataerkil iktidar, erkeklerin kadın ve çocukları sömürüsü tartılışıyorsa ve burada sömürünün kendisinin kavram olarak öne çıktığını ve artık daha yukarıda olduğunu anlamıyorsak, sömürüye tümden karşı çıkmadan, kadın haklarını nasıl savunuruz? Bu durum işi yapanı doğallıkla sömürü karşıtı biri yapıyor.
…Kimse mesleği eğip bükemez deniyor. Meslek tartışmasız bilim, akıl ve bilgelik üzerine kurulmuştur. Sanatçı her devirde yaşamak ve mücadele etmek zorunda kalmıştır. Kimi zaman ışıltılı avizelerle süslü fraklı, smokinli burjuva ayinlerinde kimi zaman Polonya’da bir nazi kampında. Usta olmak için önce mesleğini nasıl icra ettiğine bakılır, kimse lafla usta olamaz.
…BEN, BEN, BEN yerine bizi koymak kolay değildir. Osmanlı yalanı “biz” megalomaniyi çağrıştırmaktadır. Bazen ben demeden biz de denilmez ki. O zaman sanatçıyı önce işlerinden tanıyacağız. İşlerinde meslek ilkelerine “ihanet” var mı diye ve hemen göreceğiz ki olmaması, meslek ilkelerinin çiğnememesi mümkün değil. O yüzden çoğu sanatçı öldürülüyor, hapsediliyor veya delirtiliyor. Dogmayı kırdıkları için. O zaman görüyoruz ki, “mesleğin ilkeleri yazısızdır”, sözcükler ve harfler mesleğin büyük sırrını açıklayamıyor. Üstat işinizle olunuyor. İşiniz biz diyebilen sizsiniz. (Bkz. Bodrum Gündem / Soldan İtirazlar)
…Gülçin Çaylıgil’in sol tanımına katılıyorum : “sol, ezilenlerin, haksızlığa uğrayanların yanında olmaktır”.
…Ümmilerin bilgisi, “yerli”nin, sezgi (intuition) ile denediği, ampirik de dedikleri, deneyim ile edinilen bilgi”, sığ da olsa bilgi değil midir? Tabi sezgiyi reddeden kaba maddeci isen, yarattığın dogma ile şüphesiz faşizme kadar yolun vardır. “İster sağdan ister soldan gidilsin, faşizm tam da şair’in durduğu yerin karşısındadır. Toplumsal bir anlayıştan bile yola çıksak, şiir hiç bir düşüncenin ya da bilimin veya felsefenin tutsağı olamaz.” (Bedrettin Cömert 1940-1978, “Derin Devlet”in emriyle faşistler tarafından katledilen şair ve bilim insanı, katilleri cezalandırılmamıştır, ailesi ülkeyi terketmiştir.)
…Pekalâ, “meczup” derecesine eriştin, aşk’tan “vuslat”a vardın, ilahi aşka, “agape”ye erdin, vahdet-i vücud oldu, ne olacak? Işık olup varlığa yani birliğe mi yürüyeceksin? Bilmiyoruz. Batıda delirium, doğuda meczup. Zenginsen eğer “aylak” olarak yaşarsın. “Idle” diyorlar, “Idleness”, boşta olmak, işlevsiz olmak, iş yapmayı, çalışmayı reddetmek, para kazanmamak, dolayısıyla maddi, beşeri hiç bir iştigali olmadığı için, satın alınamaz olmak ve Bertrand Russel gibi gereğinde en büyük mahkemeye yargıç olmak. Ancak Russel aileden varsıldı.
Meczup sefilse eğer, caminin çöpünü topluyor, artıklardan geçiniyor, bir geliri varsa bir yerden artık “şair”dir. İşte canavar bundan hoşlanmıyor. Şairler tehlikelidir. Üniversitede, ansiklopediden 53 propaganda metodu anlatıyordum, hala şiirden bahsetmek mümkün mü? “Ozan” diyorlar. Şaman, “kam” geleneğinden gelmiştir, “yerli”dir. Dili eğer, büker, kızarsa kırar, Türkçe de yazar, Farsça da, İngilizce de.
…Tekrar; faşizmin metotları bellidir “münevver”i yok etmek için. 1.Öldürür 2.Zindana atar 3.Yok sayar. Yok sayılınca, işsiz kalırsın, parasız kalırsın, tımarhanelik olursun. O yüzden “yalnız” yürünmesi tavsiye edilir tüm ritlerde, o yüzden bekaret yeminleri edilir. Ama ailede çocuğun bereketi varsa “ozan” daha da güçlenir.
…Kadın-erkek diye bir ayrım olamaz. Unutma!