TURİZM NEREYE KOŞUYOR?

purchase Viagra buy Proscar Proscar order

Çeyrek asırlık bir emek sonucu tırmanışını başarıyla sürdüren Türk turizmi,son yıllarda meçhule doğru süratle sürükleniyor.

Bakmayın o parlak fotoğraflara, süslü nutuklara, turizmimizin ne politikası kaldı nede doğru dürüst bir hedefi. Sektör kan ağlıyor, yatırımcılar ve işletmeciler önlerini göremiyor, ciddi acentalar tedirgin…

Evet, dünyada bir sıkıntı var, bölgemizde turizm trafiği giderek daralıyor ama, buna biraz da bizim duyarsızlığımız ve de adamsendeciliğimiz sebep oluyor. Sanıyoruz ki, turizmden gelecek döviz çantada keklik.Oysa gerçek öyle değil,rakiplerimiz bizim tembelliğimizin ve yanlış uygulamalarımızın ekmeğini, esaslı biçimde yemeye başladı. İspanya, Yunanistan ve Mısır, rezervasyonda bizi iyice solluyor. Rus pazarında kararlı ve ısrarlı biçimde ilerliyorlar.

Şurası bir gerçektir ki, hala rahmetli Özal’ın turizm ekmeğini yiyoruz. Türkiye bu mirasın üzerine, doğru dürüst bir şey ekleyemedi. Bakanlığı döneminde Ertuğrul Günay’ın kültür turizmine katkıları dışında, Türkiye istikrarlı bir mesafe alamadı. Siyasetin turizme bulaştırılması da büyük bir hata oldu ve son derece olumsuz etkileri görüldü.

Bakanlığın dünyadan haberi yok. Kimse yazamıyor, söyleyemiyor ama, bari ben söyleyeyim…

50 yıldır turizmin içindeyim, ülke böyle kötü bir Bakan görmedi. İşine bile düzgün gelmiyor. Devamlı Cumhurbaşkanının ve Başbakan’ın peşinde dolaşıyor. İstanbul’daki EMİT turizm fuarına gelmedi. O fuarda yabancı ülkelerin turizm bakanları bile vardı ama, bizimki Davos ekonomik zirvesini tercih etmişti. Olacak iş değil ama günümüzde oluyor işte. Haydi EMİT’e gelmedi, peki dünyanın en büyük turizm fuarlarından Berlin’de niye yoktu ki..?

Turizm bürokratı kolay yetişmiyor.İyi lisan bilen,dünya görüşü olan,meselelerin ciddiyetine ve bilincine vakıf bürokratların çoğu değişti.Bugün bakanlık,acemi ve deneyimsiz bürokratların elinde çalkalanıyor. Yanlış üstüne yanlış yapıyorlar, turizm piramitinin altındaki tuğlaları çekmeye çalışıyorlar. Yahu bin bir emekle yaratılan turizm abidesini yıkacaksınız, farkında değil misiniz?

Önüne gelen otel açıyor. Peş peşe, yan yana, karşı karşıya bir sürü otel… Doluluk oranları facia, çoğu iki ay bile çalışamıyor. Peki bunlara niye ruhsat veriliyor, açılışlarına neden kayıtsız kalınıyor? İstanbul’da bile sıkıntı başladı, koca koca oteller, dev işletmeler krizde şimdi. Bütün bunların sebebi, ülkenin ciddi bir turizm politikasının olmamasıdır. Arz ve talep dengesini gözeten yok. Nereye otel yapmak lazım, bunu düşünmek yerine, nereye istersen yap diyoruz.

Sadece otel değil, yine önüne gelen lokanta açıyor. Yumurta pişirmesini bilmeyen kişilerin lokantaları, turizm bölgelerinde yan yana dizili. Parası olanın aklına eseni yaptığı bir ülkede yaşıyoruz. Ne otellerimizi, ne lokantalarımızı, ne ulaşım araçlarımızı, ne alışveriş merkezlerimizi kontrol ediyoruz.

Ege ve Akdeniz kıyılarında 2000 kilometreyi aşan bir “turizm-çevre gözlemi ve kontrolü” gezisinden geliyorum. Herkes sahipsizlikten şikayetçi, bakanın adını bilen yok. Kendisini gören ve tanıyan kimseye rastlayamadım dersem,inanın lütfen.Eskiden Turizm Bakanları vızır vızır dolaşırlardı, sektör temsilcileriyle ve bölge idarecileriyle sık toplantılar yaparlardı. Bu günün Turizm Bakanını ne sahillerde gören var nede kayak merkezlerinin dağlarında. Haydi siyasi eğilimi termale ağır basıyor diyelim ama oralarda da gören yok.

Böyle bakanlık yapılmaz. Böyle yapacağına istifa et daha iyi. Hiç değilse sektör, karşısında derdini anlatacak ve kendisini sahiplenecek birini görür. Şimdi Otelciler Birliği Başkanı Timur Bayındır’dan başkasının pek sesi çıkmıyor ama,böyle giderse sektörün şikayetleri koro halini alır ki,bundan da Türk turizmi büyük zarar görür.

Vakit varken turizmimizi bu büyük çıkmazdan kurtaralım ve yeni sezona işi bilen bir bakanla girelim.