Bodrum Gündem

Karşı Çıkanların Kişisel Çıkarları Var

Karşı Çıkanların Kişisel Çıkarları Var
24.03.2015
0
A+
A-

res_bodrum_basın_mensupları_buluşması (3)

Bodrum’da iki farklı noktaya yapılması planlanan Rüzgar Elektrik Santrali (RES) için, firma yetkililerince basına yönelik bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Rüzgar Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürü Bertan Korkmaz, RES’e karşı çıkanların kişisel çıkarları olduğu iddia etti.

Bodrum Gündem Haber

Bitez’de bir otelde düzenlenen bilgilendirme toplantısına, Rüzgar Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürü Bertan Korkmaz ile firma yetkilileri ile çok sayıda basın mensubu katıldı.
Korkmaz, yapacakları enerji yatırımını tanıtmak ve kamuoyunu doğru bilgilendirmek için basın mensuplarıyla bir araya geldiklerini söyledi. İklim değişikliğinin küresel ölçekte karşılaşılan en büyük sorunlarından birisi olduğunu ifade eden Korkmaz, “Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için, küresel ölçekte başlayan yeni büyüme modeli arayışları arasında en fazla ‘yeşil büyüme’ öne çıkıyor” dedi.

KARŞI ÇIKANLARIN, KİŞİSEL ÇIKARLARI VAR…

Kalkınmadan vazgeçmeden, insanlığın geleceğini kurtarmasının en önemli yolunun yenilenebilir ve temiz enerji olduğuna dikkat çeken Korkmaz, şunları söyledi:
“Türkiye de temiz enerji kullanmak zorunda. Temiz enerji içinde ön plana çıkan bir enerji modeli var ki, bu da rüzgar enerjisi ve biz bu konuda ülke olarak çoğu ülkeden daha şanslıyız. Çocuklarımızın geleceğini ilgilendiren konularda, gerçekten samimi ve gerçekçi olmalıyız. Bununla da kalmamalı, icraat yapmalıyız. ‘Biz temiz enerjiden yanayız, RES’leri destekliyoruz’ deyip sonra kişisel çıkarlarla ‘ama’ ile başlayan cümlelerin, ya da ‘Biz temiz enerjiden yanayız ama gidin başka yerde üretin, biz de bundan faydalanalım’ gibi görüşlerin ne kadar samimi olduğunu takdirlerinize bırakıyorum.”
Bodrum’da yapılması planlanan yatırıma bazı çevrelerin kişisel çıkarlara bağlı olduğunu iddia eden Korkmaz, Ülkelerin temiz enerji kullanma konusunda birbiriyle rekabet ettiğine vurgu yaparak, “Çin, geçen yıl rüzgâr ve güneş enerjisine 90 milyar dolar yatırarak dünya birincisi oldu. Almanya sadece 2014 yılında 1766 adet rüzgar türbini dikti. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği gibi tüm uluslararası örgütlenmeler hızla temiz enerjiye doğru adım atma kararı aldı” diye konuştu.

res_bodrum_basın_mensupları_buluşması (7)

BODRUM ELVERİŞLİ BÖLGE…

Korkmaz, Türkiye’de rüzgara elverişli bölgelerin saptandığını ve bu bölgeler arasında Bodrum’un da olduğuna değinerek, “Bodrum’da rüzgarın hızı, devamlılığı, radikal iniş çıkışları olmaması, elektrik üretimine uygun koşulları yaratıyor. Bu durum, resmi ölçümlerle saptanmış durumda” dedi.
Korkmaz, Bodrum Yarımadası’nda lisans, yer tespiti ve izinlerle ilgili olarak 1999 yılından bu yana bir süreç yürütüldüğünü, bu sürece kendilerinin de dahil olduğunu anlatarak, Bodrum bölgesinde iki rüzgar elektrik santrali lisansı edindiklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
“Bodrum’un kayalıklarında, Türkiye’nin elektrik sistemine entegre edilecek biçimde elektrik üreteceğiz. Bu elektrik, doğrudan Bodrum’a verilecek. Bodrum’un elektrik ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayacak. Üreteceğimiz elektrik miktarını yeterli bulmayanlar olabilir ama bir de, şu açıdan bakalım; biz bu elektriği rüzgardan üretmezsek, fosil kaynaklardan üretilecek elektriğin yaratacağı kirliliği; karbon salınımını ancak 90.000 ağaç temizleyebilir. Yani biz her yıl Bodrum’a 90.000 ağaç dikmiş gibi olacağız”

Premarin Fast shipping EYFEL KULESİNE BİLE RÜZGAR GÜLÜ KONULACAK…

Korkmaz, ilk olarak Yalıkavak Geriş mevkiine 13 türbine sahip bir rüzgar elektrik santrali, ardından da Akyarlar mevkiine 12 türbinlik bir santral kuracaklarını belirterek, santrallerin yerleşim merkezlerine uzaklığının ise uluslararası kabuller düzeyinde olduğunu kaydetti. Paris Belediyesi’nin caddelere, Eyfel Kulesi’ne rüzgar gülleri yerleştirmeye hazırlandığını öne süren Korkmaz, “Boğaziçi Üniversitesi elektriğini kampüs içine kurduğu rüzgar güllerinden üretecek. Sadece bu örnekler bile, ‘böyle bir yatırıma destek verilmesi gerektiğini ortaya koyuyor’ diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

purchase Fluoxetine res_bodrum_basın_mensupları_buluşması (6)

ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR…

where can i buy Plavix Açıklamalarının son bölümlerinde yatırıma yönelik tepkilerini ortaya koyan çevreci grupların iddialarını yanıtlayan Bertan Korkaz, yatırım için 38 ayrı kurumdan 70 ayrı uygundur raporu aldıklarını tekrarladı. Projeyle ilgili ekolojik, jeolojik, arkeolojik olarak tüm açılardan defalarca inceleme yapıldığını ve olumlu görüş bildirildiğini ifade eden Korkmaz, 50 megavatın altındaki santraller için ‘ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR’ raporu verildiğini belirterek “Bu rapor, ÇED’e ihtiyaç olmadığının en önemli göstergesidir ve sadece bizim için değil, tüm rüzgar enerjisi şirketleri için uygulanmaktadır” dedi.
Yatırıma karşı çıkan grupların yaptıkları çeşitli toplantılarda ‘afaki ve akıl dışı’ açıklamalar yapıldığını iddia eden Bertan Korkmaz, dile getirilen iddiaları madde madde şu sözlerle yanıtladı;
“Yatırım alanlarımızla ilgili son derece ‘afaki ve akıl dışı’ açıklamalar yapıldığı için bu konuda da, ‘doğru’ verileri tekrarlamak istiyorum.
•Rüzgar santralleri için kullanılacak alan iddiaların çok altındadır. Örneğin Geriş santralinin tümü 318 dönümdür. Geriş Projesinde kamulaştırılan şahıs arazisi 28 dönümdür. Rüzgar santralleri kurulum tamamlandıktan sonra kullanılacak olan türbin alanları ise her iki projede sadece ve sadece toplam 10 dönümdür…( İddialarda yer alan 14 milyon metrekare, yönetmeliklerce, bölgedeki rüzgar rejiminin ölçüldüğü santral sahası olarak adlandırılan genel alandır ve kullanılan alan ile bir ilgisi yoktur)
•Tüm kamulaştırılan alana yüzlerce rüzgar gülün dikileceği konusundaki iddialar da, tamamen asılsızdır. Çünkü hem topoğrafya hem de rüzgar rejimi açısından uygun değildir ve rüzgar güllerinin sayısı hiçbir şekilde artmayacaktır.
•Yol alanları toplamı ise şu anda kullanılan mevcut yol alanları dahil olmak üzere Geriş projesi için 118, Akyar Projesi için 145 dönümdür.
•49 yıllığına alınan lisanslar çerçevesinde, kuracağımız rüzgar güllerinin ekonomik ömrü 25 yıldır. 25 yıl sonra ömrü dolan mekanik parçalar,yenilenecektir.
•Proje alanlarında yollar doğal haliyle korunacak ve arazi halka açık olacaktır.”
Konuşmasının sonunda santral sahalarının kuş göç rotası üzerinde olmadığının yapılan bilimsel çalışmalarla ispatlandığını söyleyen Bertan Korkmaz, yatırımlarının temiz enerji üretme projesi olduğu kadar çevre koruma projesi olduğunu belirterek, yatırımın gerçekleşmesi durumunda her iki santral sahası içindeki arazilerin imara açılması ve yapılaşmasının 49 yıl boyunca engellenmiş olacağını iddia etti. Korkmaz, yatırım arazisi içerisinde 1. derece Arkeolojik SİT alanı bulunmadığını ve yatırım sırasında ağaç kesiminin söz konusu olmadığını belirterek sözlerini tamamladı. 

Yorumlar

  1. mehmet çilsal dedi ki:

    yenilenebilir enerji türlerinin “temiz” olması önemli özelliklerinden biridir; ama sadece bu özellik o türü savunmak için yeterli değildir. Nükleer enerji de karbon-fosil kökenli değildir ma gel de savun şimdi.. RES lerin imalat teknolojisi günümüzde epey aşama kaydetmiştir gerçekten ve geçmişteki bazı sakıncalarını gidermiştir.Yine de, RES sendromu gibi giderilemeyen zararlı etkilerini yok sayamayız. Bodrum yenilenebilir-temiz enerjiyi tabii ki istemelidir; ancak, RES tek alternatif değildir. Bodrum’un bir güneş cenneti olduğunu unutmayalım. İlçeyi yönetenlerin bu güne kadar sürdürülebilir kentleşme-gelecek gibi kaygıları olmadığından, bir enerji politikaları bulunmadığından yarımada bu hallere düşmüştür ne yazık ki.Yukardaki açıklamayı yapan firma bazı vaadlerde bulunmaktadır. Ancak, Bodrum ahalisinin vaadlere kanmayacak kadar çok deneyime sahip olduğunu unutmamak lazım.Basın açıklamasındaki RES lerin etki alanına ilşkin mesafe rakamlarını doğru bulmuyorum. Biz de karşıt görüştekiler olarak bir panel yapacağız. Burda lafı uzatmayayım. Bizim argümanlarımızın çok daha fazla olduğunu söylemekle yetineyim. Bodrum, yenilenebilir enerjiye geçiş tecrübesini bu biçimde yaşamamlıydı. Bunun sorumlusu yukarda da değindiğim gibi şimdiki ve geçmişteki seçilmiş yöneticilerdir.

  2. Taşkın Atılgan dedi ki:

    KATILIMCI DEMOKRASİ, ORTAK AKLIN YARATILMASI VE YALNIZ ŞİRKET DEĞİL, KAMU YARARINA RES’LER:

    Çoğunluğu Batı’da olmak üzere, medeni ve katılımcı demokrasiyi kabul etmiş ülkeler, çevreyi ve dünyayı (“küresel ısnma” felaketi gibi) kirletip hızla yaşanmaz hale dönüştüren termik santraller, nükleer santraller, bin yıllık kültürler ve yaşam, insan ve doğa şartları göz önüne alınmadan yapılmış HESler yerine güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilebilir temiz enerji kaynaklarını tercih edip yatırım yapıyorlar.

    Batı’da, örneğin Danimarka gibi ülkelerde, şimdiden, rüzgar enerjisi, enerji ihtiyaçlarının yüzde 25’ten fazlasını karşılıyor ve hedef kısa zamanda yüzde 50lere ulaşmak!
    RESlerin yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmasıyla ortaya çıkan, insan sağlığını ve doğal hayatı kötü yönde etkileyen, gürültü, görüntü kirliliği, doğal hayat üzerine negatif etkileri gibi sorunların giderilmesi için bilimsel araştırmalar yapılıyor (ingilizce yazılmış çok sayıda bilimsel makaleye internetten ulaşabilirsiniz), yerel ve merkezi yönetimler, demokratik katılımlarla, insanın ve doğanın RESlerin kötü etkilerinden korunması için yasal düzenlemeler yapıyorlar ve RES şirketlerinin bunlara uymalarını zorunlu kılıyorlar.

    Mesela, RESlerin insan sağlığını bozan gürültüsünden insanı korumak için, topoğrafik şartlar da göz önünde tutularak, RESlerin yaşam yerlerine mesafesinin en az 1 ile 3 km mesafede olması zorunluluğunu ve çıkardıkları gürültünün de 35-40 desibel den aşağı veya arka planda olan gürültüden en fazla 5 desibel olması şartını yasalaştırıyorlar.
    Yalıkavak ile Gümüşlük arasında kurulması planlanan RESlerin, Geriş ve Eski Karakaya Köy (doğal ve kentsel SİT alanı!) gibi yerleşim yerlerine mesafesi 150-200 metre civarındadır! Bölge halkının sağlığını ve iyiliğini yakından ilgilendiren bir konuda, halkın bilgisine ve rızasına baş vurulmadan, RES şirketlerinin çıkarlarına uygun olarak çıkarılmış bazı keyfi yasaların arkasına sığınılarak, ÇED’e gerek yoktur diyerek, yerleşim yerlerinin yakınlarına, nasıl izin verilebilir? Bu ne insafsızlıktır, halk düşmanlığıdır, aç gözlülüktür?

    RESlerin, son 20-30 yılda, BATI’da yaygın olarak kullanılmaya başlamasıyla ortaya çıkmış sorunlar ve katılımcı demokrasi ortamında bulunmuş çözümler ve çarelere nasıl gözümüzü, kulağımızı ve aklımızı kapatabiliriz. Biz de insanız ve enerji sorunlarımıza çözüm ararken ve bulurken, Batı’da ortaya çıkmış sorunları ve çözümlerini, aynı hataları tekrarlamadan, kamu yararına uygulamaya konulmasını talep edebiliriz. Bu bizim en temel insan hakkımızdır, anayasal hakkımızdır, sağlıklı ve huzur içinde yaşama hakkımızdır!

    Hataları, göz göre göre, RES şirketleri daha yüksek karlar yapsın diye (insan yerleşim yerlerinden uzak yerlere yollar açarak ve üretilen enerjiyi nakil için kurulması zorunlu olan taşıma ağlarının masraflarından kurtulmak için), tekrarlamak ve bu hatalarla yaşamak zorunda değiliz!

    Yani sorun RESlerin yapılıp yapılmaması değil, insan sağlığına ve doğaya uygun yerlere yapılmasıdır!