Bodrum Gündem

SERDAR ANLAĞAN YAZDI “GÜLÇİN ÇAYLIGİL’İ UNUTMAK MÜMKÜN MÜ?”

purchase Baclofen 10 mg Untitled-1-RecoveredGülçin’le yirmi yıl süren arkadaşlığımızda bir iki kez “Kardeşim!” yediğim olmuştur. Gülçin kızdığında karşısındakine “Kardeşim!” çekerdi. Faşist savcıları ve yargıçları mahkeme salonuna girdiğinde korkudan titreten birinden sert bir “Kardeşim!” işitmek hiç de kolay değildir.

Bir keresinde, açıkça söylüyorum, emperyalizmin Çarlık Rusyası’ndaki devrimcileri yok etmeyi öngörerek saldırdığını düşündüğüm ve bu yüzden haklı bir savunma olarak gördüğüm Çanakkale Savaşı konusunda tartışmıştık. Gülçin, tüm savaşlara karşıydı ve Çanakkale Savaşı’nı da haksız görüyordu. Gülçin, yalnızca eğer mecbur kalırsa bir halkın, faşizme karşı öz savunmasını yapmak için birleşerek direndiği gerilla savaşını haklı görüyordu, İspanya İç Savaşı’ndaki gibi.

Gülçin ile biz aileden gibiydik. Bu erdemli entelleküel ile olan dostluğumda ne benim aklıma Gülçin’e, örneğin : “Marksizm nedir, anlatır mısın bana Gülçin?” diye sormak geldi ne de Gülçin beni karşısına alıp “Teorik Eğitim” verdi. Gülçin’den daha çok, insanı sevmeyi, hoşgörülü olmayı, en zor şartlarda dahi gülümseyebilmeyi, espriyi, dalga geçmeyi, analitik düşünmeyi, kül yutmamayı, insan okumayı, serinkanlılığı, yerinde konuşmayı, yerinde öfkelenmeyi, korkunu kontrol etmeyi ve sorgula(n)ma tekniklerini öğrendim.

Gülçin Çaylıgil, öyle pasifist, sinik, egoist ve korkak birisi değildi, karanlığa karşı aydınlığı savunan ve yıkılmayan bir direnişçiydi.

Bir gün bir tanıdık, faşist bir türk polisinin yazdığı psikolojik sorgulama tekniklerini anlatan bir kitap unuttu bizim evde. Kitabı kısa sürede taradım. Polisin kullandığı çapraz-mapraz sorgulama tekniklerini okudukça, şok geçirdim. Gülçin, yirmi yıl boyunca bana tüm bu teknikleri uygulamıştı. Muazzam bir zekâsı vardı. Sizi farkettirmeden eğitir, size görüşmelerde karşınızdakinin zaaflarını, yalanlarını okumayı, hilelerini açığa çıkarmayı öğretirdi çaktırmadan.

Ama Gülçin’e kızgınım…

Yirmi yıl, tam yirmi yıl…O da biliyor ki çevremdeki tüm ırkçı, faşist, milliyetçi “arkadaş”, “dost”, “akraba” kim varsa, onlara Gülçin gibi çaktırmadan gerçekleri göstermek, onları insancıllığa, akla, eşitlik ve özgürlüğe yaklaştırmaya çalıştım, uğraştım. Konuştum, yazdım, çizdim. Ölümünden kısa bir süre önce, artık ırkçılığından, faşistliğinden tiksindiğim için görüşmediğim bir ortak tanıdık üzerine konuşurken Gülçin :

“Faşistle uğraşma. Onu değiştiremezsin. O yaşa gelmiş biri fikirlerini değiştirmez” dedi.

Bunu neden daha önce söylemedin… Ah! Gülçin…

Irkçılık bu ülkede çocuklara bebekliklerinden başlayarak, anaokulu ve ilkokulda aşılanıyor. Örneğin internette tanıdığınız rasta saçlı, “gezici”, “chapulcu”, hayvansever, çevreci, vegan,  otuzlarında bir kadın karşı-HDP propagandası yapan bir yayını paylaşıp, altına  “…Ortamlarda eyçdipi ye verdim dersin asdkaggah…” diye yazdığında, bunun altında bu zavallımın çocukluğundan beri okuduğu bazı mizah dergilerindeki mizantropik, kinik-sinik propagandanın etkisiyle birleşmiş tipik bir “Beyaz Türk” ırkçılığını örüyorsunuz.  HDP’ye oy vermiyor. Nereye oy verecek, Komünist Parti’ye mi? Sanmam…Ya gidecek paşa paşa CHP’ye oy verecek ya da oy kullanmayacak.

Sanırım otuzları geçtikten sonra faşizmden dönüş yok.

Dijital ansiklopedi’ye göre 7 Haziran 2015 genel seçiminde Türkiye ve yurtdışında oy kullanacak toplam seçmen sayısı 56.632.889. Katılım oranının ve geçerli oyların toplamının % 85 olduğunu varsayarsak bu rakam 48.137.956 eder. Buna göre HDP’nin % 10 seçim barajını aşması için alması gereken toplam oy sayısı 4.813.796 dır.

Selahattin Demirtaş’ın 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı toplam oy rakamı olan 3.958.048 ile arasındaki fark 855.748 eder. Biz buna bir milyon oy diyelim.

buy Lamisil Tayyibin “başkanlık sistemi” ile aramızda yalnızca bir milyon oy var.

Hegel, “Aklî(rasyonel) olan her şey gerçektir ve bütün gerçek aklîdir” diyor. Aklı olan ve kendini milliyetçi olarak tanımlamayan herkes bu seçimde HDP’ye oy verecek.

Emanet, memanet…

Faşist mi?

“Faşistle tartışma, onu ikna edemezsin.”

Straterra online buying Not : Her ne kadar artık otuzunu geçmiş “X Kuşağı’nın tekne kazıntıları”nı aydınlatmak ilgimi çekmiyorsa da, “çıkmamış candan umut kesilmez” hesabı, belki bunların aynaya bakmasında faydası olur diye düşünerek ama daha çok “Bizim arkadaşlar”a bilgi olsun diye -eleştirilerimi saklamakla beraber- Ali Şimşek’in  “Yeni Orta Sınıf – Sinik Stratejiler”inin okunmasında fayda var diye düşünüyorum.

 

ETİKETLER:
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.