Bodrum Gündem

UZUN LAFIN KISASI…

Seçim bitti, millet güven, huzur, adalet istiyor. Geçmiş dönemin yaralarının sarılmasını, yanlışların düzeltilmesini, yolsuzlukların üzerine gidilmesini, hayat şartlarının düzeltilmesini talep ediyor. Uzun lafın kısası, sandıktan çıkan mesaj budur.

Lafı eğip bükmeye, eveleyip gevelemeye gerek yok. Halkın yüzde 60’ı iktidardan memnun değil ki; tek başına yönetimi durdurdu. Başkanlığa izin vermedi. AKP’yi silkeledi sonuçta.

Bu demek değil ki, Recep Tayyip iktidarı çökertildi. Silkelemek ayrı şey, düşürmek yada çökertmek çok ayrı şeyler. Adamların hala yüzde 40 oyu var. Bunca yanlışa, devlete verilen bunca zarara rağmen, hala yüzde 40 oy çıkıyor sandıktan. Bu küçümsenemez.

Ama bu yüzde 40’la eskisi gibi, Türkiye ile oynanamaz, devlete daha büyük zararlar verilemez, Anayasa devamlı çiğnenemez, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin üstü örtülemez. Bunu herkesin bilmesi lazım. Artık Cumhurbaşkanı meydanlara inemez, toplumu dilediği gibi geremez, gündemi istediği şekilde değiştiremez. Yaparsa ne olur dediğinizi duyar gibiyim. Kendisi için iyi olmaz, Meclis ve muhalefetle devamlı çatışır, bütçesi ve imkanları kısıtlanır, sinirleri darmadağın edilir ki; buna uzun süre tahammül etmesi beklenemez.

Şimdi gelelim madalyonun öbür yüzüne. Oyların yüzde 60’ını kazananlara da büyük görevler düşüyor. Düşünüp taşınmadan konuşmaya, kimseye danışmadan peşin kararlar vermeye ve kapıları baştan kapamaya son vermeliler. Liderler kendilerinin, partilerinin ve seçmenlerinin çıkarlarından çok, Türkiye’nin menfaatlerini öne çekmek ve düşünmek zorundalar.

Millet bölündü, kurumlar zedelendi, bürokrasi siyasallaştı. Anayasa’nın değişmez maddeleri bile zorlandı. Devletin memurları, iktidar yandaşı haline getirildi. Dış politikadaki yanlış kararlar, Türkiye’nin başına telafisi çok güç belalar açtı. Eğitimimiz 50 yıl geriye gitti, milliliği filan kalmadı, imam hatip fabrikası haline getirildi. Devletin, ordunun ve polisin yetişmiş kadroları dağıtıldı. Güvenlik sistemimiz, yeni Türkiye safsatası ve senaryosuyla çökertildi adeta. Bu durumdan AKP yandaşları memnun olabilir ama, karşısındaki yüzde 60 bunları düzeltmekte kararlı…

Erken seçim demeyin, milletin asabını daha da bozmayın. Liderler sandıktan çıkan mesajı değerlendirmek ve gereğini yapmak yerine erken seçimden medet umarlarsa, dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan da olurlar. Bakın CHP’nin yerinde saymasına, MHP’nin HDP’den daha fazla mebusa sahip olamamasına şimdilik kimse sesini çıkarmıyor. Hükümet kavgasız gürültüsüz bir an önce kurulmaz ve Türkiye kargaşa ortamına mahkum edilirse, önceliği liderlerin kaderi alır ki, o zaman önümüzdeki Temmuz ve Ağustos’taki parti kongreleri çok şeyi çözebilir.

Şimdi kavga, siyasi hesaplaşma, eski defterleri karıştırma zamanı değildir. Partiler süratle anlaşmak, hükümeti hemen kurmak ve kapımıza yaklaşan krizleri önlemek zorundadırlar. AKP-CHP hükümeti olabilir, CHP-MHP-BDP hükümeti denenebilir. AKP-MHP-BDP modeli düşünülebilir. Olmazsa bu senaryolara dışarıdan destek beklenebilir. Başarı şansı olabilir mi böyle koalisyonların? Belirsizliğe sürüklenmek yerine, tüm senaryoların süratle değerlendirilmesinde fayda var. Millet hükümeti bekliyor, erken seçimi değil. Elmayla armut bir araya gelir mi? Türkiye siyasi meyve salatası gibi yönetilebilir mi? Neden olmasın, geçmişte merhum Ecevit’le merhum Türkeş aynı hükümette görev yapmadılar mı? Ateşle barut gibiydiler ama ülkeyi yönetimsiz bırakmadılar işte. DYP’li Tansu Çiller’le rahmetli Erbakan örneğini de yaşamadık mı?

Böyle modeller, olmaz gibi görülen senaryolar, geçmiş iktidardan çok daha iyi sonuçlar alabilir. Yeter ki, liderler kavga yerine, Türkiye’nin özlediği huzuru, refahı ve aydınlığı getirme hedefinde birleşsinler. Önce huzur ve güven, iş ve aş, sonra siyasi hedeflere yürüyüş. Türkiye bu ortak akılda zor da olsa buluşursa, üzerindeki kara bulutları yavaş yavaş dağıtmaya başlar. Milletin moralini düzeltmek, artık liderlerin elindedir. Ya bu görevi yapacaklar yada koltuklarına tez zamanda veda edecekler…

Bilmem anlatabildim mi? Cialis online Buy Toradol Fluoxetine no prescription

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.