Bodrum Gündem

İSYAN… KADIN… SEÇİMLER… SİYASET… UMUT…

Nuran Yüksel-Bodrum Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi generic Retin-A Sildenafil

Cumartesi günü Muğla’daydım.

Ortaca da iş çıkışı iki genç erkek tarafından, kendilerine direndiği için hunharca öldürülen ve sonra tecavüz edilen 18 yaşındaki Cansu için tüm ilçelerden, “İSYANIMIZI ÖRGÜTLÜYORUZ” diyerek yola çıkan kadınlarla sınırsızlık meydanında buluştuk.

Bodrum’dan, Milas’tan, Yatağan’dan, Kavaklıdere’den, Ula’dan, Marmaris’ten, Köyceğiz’den, Ortaca’dan, Dalaman’dan, Seydikemer’den, gelen kadınlarla beraber “kadınlar öldürülmesin”, “kadınlar katledilmesin”, “suçlular cezalandırılsın” sloganları ile sokaklar boyunca bağırarak yürüdük. Yürürken; Ne yapıyor bunlar? diyerek bakanlarla, kahveleri dolduranların istiflerini dahi bozmadan gülümseyen yüzlerini ve yine alkışlarla tepkilerini desteklerini ifade eden çok az sayıda da olsa izleyenleri gördük.

“Bu daha başlangıç! Artık bir kişi daha eksilmeyeceğiz!” dedik. Dedik ama biz kadınlar, hala kadınların yanında olmadığımızı, tüm duyarlılığımızla yürürken dahi bir kez daha yine gösterdik.

Katliama dönüşen kadın cinayetlerinden biri daha bu sefer kentimizde işlenmişken, 18 yaşındaki Cansu kızımızı baharında hayattan yanı başımızda koparmışken, isyanımızı yine kadın kenti Muğla’ya, aydınlık Muğla’ya, dünya turizm merkezi Muğla’ya ve kadına yakışan bir biçimde örgütleyememiştik. (aslında genel seçimlerde ve yerel seçimlerde sıfır kadın sonucunu çıkaran siyasi yönetim anlayışlarından farklı bir çalışma beklemek de doğru değildi.) Yaz sıcağında basın açıklaması okunurken, kadınlar arasında çıkan karmaşa sırasında aniden gökyüzünden akan yağmur damlaları, Cansuların, Özgecanların gözyaşları olmuştu sanki. Her bir damla bir ok gibi saplanmıştı yüzüme, kollarıma, vücuduma.

Nasıl ve ne zaman aklımız başımıza gelecek acaba?

Ölümler evimizin içinden çıkana kadar bekleyecek miyiz? Haklarımız, değerlerimiz bir bir yok olana kadar sürecek mi yoksa vurdumduymazlığımız, çokbilmişliğimiz, uzlaşmaz bencil tavırlarımız?

Kadınlar ölüyor…

Kadınlar her geçen gün kocaları ve erkekler tarafından katlediliyor. Kadınların yapılan şiddete karşı sığınabilecekleri hiçbir yer, güvenebilecekleri bir kurum yok benim güzel dünya kenti Bodrum’umda . Yıllarca yerel yönetimlerde seçilmiş bir kadın olarak görev yapmış, “Kadın Yaşam Evinin” önemini dilinden düşürmeyen bir kadın siyasetçi olarak utanıyorum artık bizleri anlamayan anlayışlardan. Bunu bile örgütleyemedik. Kim, ne zaman çözüm üretecek? Verilen sözler ne zaman yerine getirilecek?

Kadınlar isyanda…

Ölüm her geçen gün onlara daha çok yaklaşıyor. Görüyorlar, kadınların isyanı yetmiyor ama. Kadınlar isyanda!

Yerel, merkezi, siyasi yöneticilerimiz, iktidarın yanlış tutumuyla kucağımıza bırakılan mülteci sorununda da illaki bir dahaki parkların işgalinde ve sonunda olacaklardan sonramı cheapest Asacol “çözüm masası” oluşturmayı bekliyor. O kadar çok gönüllü ve STK’ların olduğu kentimizde yapılacak tek şey; planlı bir dayanışma ortamı hazırlayacak ekibi kurmak. Bu kadar mı zor acaba bu kriz masasını kurmak? Çözüm üretecek kabiliyete sahip gönüllü insanların enerjisine ve çabasına destek olup örgütlemek. Bodrum’da daha sağlıklı ve güzel bir yaşam için emek veren, zaman ayıran, bilgisiyle, maddi, manevi değerleriyle yetkililere destek olmaya çalışanlarda kısaca gönüllülerde isyanda.

7 Haziran’da bir seçim atlattık ve bu sefer çok önemli bir değişim yaşandı.

AKP iktidarı artık sona erdi! Derken halkın sandıkta verdiği mesajı yeterince anlamayan ve bu mesajı örgütleyemeyen % 60’lık bir siyasi muhalefeti akıl tutulmasına uğramışlar diyerek şaşırarak, üzülerek izliyoruz.

En önemli değişimlerden biride HDP’nin kadın vekillerinin çokluğu sayesinde mecliste kadın vekil oranının %14 den %18 e çıkmış olması. Elbette bu oran eşit temsil ve demokrasi açısından yetersiz. Ama istenirse 98 kadın vekille de çok şey yapılabilir. Kadın bakış açısıyla siyaset yapmayı kabul edenler, mevcut sorunların çözümünde daha sağlıklı sonuçlara ulaşıldığını da göreceklerdir.

Umut etmek istiyoruz…

Sonuçta, yapılan her şey, yaşanılan her şey, yeterli olsa da olmasa da umudumu asla yitirmemek istiyorum. Aslında umut, zaman zaman karamsar olsak da çok uzakta değil. Avuçlarımızın içinde umut. Yeter ki, doğru insanlarla beraber, doğru çalışmalarda yol alabilelim ve asla vazgeçmeyelim.

Hiçbir iktidar nasıl seçilmişlerse seçilsinler, ülkemizin yaşadığımız toprakların ve çocuklarımızın sahibi olamazlar. Bunun için özellikle kadınların farkındalıklarını isyanlarını sağlıklı ve doğru örgütlemek gibi bir sorumlulukları vardır.

Ne Bodrum’da, ne Muğla’da, ne ülkemde, nede Dünyada, artık kadın cinayetleri olmamalı. Onun için kadınlar ve erkekler olarak isyanımızı, isyanlarımızı sağlıklı örgütlemek için ne gerekiyorsa yapmamız gerekiyor. Eğer şimdiye kadar yaptıklarımızla övünür, yaptıklarımızı çok görürsek ve “mış gibi” yapmaya devam edersek; önce kendimizi, sonra değerlerimizi, şimdiye kadar yapılan tüm emekleri, çabaları ve daha çok Cansuları yitirmeye devam edeceğimizi asla unutmayalım.

Hayatlarının baharında katledilen kadın-erkek tüm çocuklarımız ışıklar içinde uyusunlar. Onları unutmayacağız. Bir can daha kaybetmemek için mücadelemiz sürecek.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.