Bodrum Gündem

ORTAK AKIL VE SES YÜKSELTME GEREĞİ…

 Teröristler bazı yerlerde idareyi ele alıyor, yolları kesiyor, kontroller yapıyor, Güneydoğu’nun bazı ilçelerinde adeta harp havası estiriyor, işyerleri açılmıyor, insanlar evlerinden çıkmaya korkuyor. Purchase Retin-A get Paxil

Peki devlet nerede?

Parlamento’su tatilde, meşruiyeti tartışılan bir hükümet yok gibi, yetkili kurumların sesi çıkmıyor ama bombalar patlıyor, PKK şehirlere indi, şehit cenazeleri gelmeye devam ediyor.

Peki kim boğuşacak bu hainlerle?

Anayasa her gün ihlal ediliyor, Cumhurbaşkanı suç üstüne suç işliyor, Hükümeti kurma görevini keyfi olarak Kılıçdaroğlu’na vermiyor, Davutoğlu’nun varlığı ile yokluğu arasında bir fark görülmüyor, herşey tek adamın dudakları arasında.

Böyle devlet olur mu?

Sorumsuz ve duyarsız Parlamento Türkiye’ye sahip çıkmayacaksa, milletvekilleri ne diye oturuyorlar koltuklarında, ne diye milletin parasını çalışmadan ceplerine indiriyorlar? Cumhurbaşkanı Anayasa’yı ve yasaları filan takmadan her aklına eseni dilediği şekilde yaparsa, buna dur diyecek kimse yok mu? Eğer yoksa, o demokrasinin de bir kıymeti harbiyesi yok. Sandıktan çıkan aklınca yönetecekse ülkeyi, tüm kurumları etkisiz hale getirecekse, herkesin gözünü korkutacaksa, uçuruma sürüklenme tehlikesi geçiren güzelim ülkemizi kim kurtaracak?

Biri bana söylesin, bu akıl tutulmasını nasıl durduracağız?

Ülkeyi 13 yılda rezil edenler, Türkiye’yi yangın yerine çevirenler, teröristleri şımartıp bazı il ve ilçelerde ‘’özerklik ilanına’’ sebep olanlar, şimdi kalkmış yenilenecek seçimde halktan oy istiyorlar. Sınırlarımız kevgir gibi, giren çıkan belli değil, 2 milyondan fazla Suriyeliyi kontrol edemiyoruz. Kim kimdir bilemiyoruz, PKK havan toplarıyla sağa sola saldırıyor. Kız teröristler bile korku salıyorlar şehirlere. Bu tabloları yaratanlar, yani devleti idare edenler oy avına çıkmışlar. Cumhurbaşkanı muhtarlara nutuk atıp duruyor. Terörden şikayet ediyor.

Yahu terörü bu hale getiren kim?

Kürtleri bu derece azdıran, şımartan kim?

Türk düşmanlarına kapıları açan, onlara silah veren, eğitip donatan kim?

Kimliğini hepimizin bildiği kişiyi durduracak, Türkiye’yi çökertme planını engelleyecek, parçalanmamızı önleyecek bir gücümüz yok mu? Yoksa bu toplum bitmiş, milli değerleri yok edilmiş demektir ki, böyle bir sonucu kabullenmemiz mümkün değildir.

Kim ne derse desin, yönetim şeklinin değişmesi hikayedir. Farklı bir Cumhurbaşkanı olmak iddiası da hikayenin bir başka sayfasıdır. Cumhurbaşkanının nasıl olacağı ve neleri yapabileceği Anayasa’da açıkça bellidir. Anayasa’nın ihlalinin cezası da hem biliniyor, hem de geçmişteki acı örnekleri, henüz hafızalardan silinmiş değil. Kefenimizle geziyoruz diyenlerin, korkudan binlerce koruma polisiyle gezdiklerini hepimiz görüyoruz.

İngiltere Başbakanı uçakta ekonomi sınıfında seyahat ediyor, Alman Maliye Bakanı işe bisikletle gidip geliyor. Yunanistan’ın yeni (istifasını veren) Başbakanı, başı belada olmasına rağmen yürüyerek gidiyor makamına.

Peki bizim kefeniyle gezenler ne yapıyor? Özel uçakların, özel helikopterlerin, son model kurşun geçirmez arabaların, sarayların, yalıların haddi hesabı yok. Bunlardan sadece Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar filan değil, ailelerinin tüm mensupları da yararlanıyor.

Böyle rezalet olur mu?

Merak ediyorum Türk halkı, bunca rezaletin hesabını artık sandıkta soracak mı? Türkiye’nin yangın yerine dönmesinin, bazı şehirlerin teröristlerin eline geçmesinin, yönetimin ve milli eğitimin imamlaşmasının faturasını artık, “kefeniyle gezenlere’’ kesecek mi?

Merak ettiğim bir başka şey daha var; Korkutucu gelişmeler sürerken, teröristler rahatça şehirlere inerken, şehit cenazeleri gelmeye devam ederken, seçimlere kadar kazasız belasız gidebilecek miyiz acaba?

Güneydoğu’da kardeş kardeşi vurmaya başladı. Bazı il ve ilçelerde devlete açıkça baş kaldırılıyor. Teröristlere prim vermeyen Kürt çoğunluk korkuyor artık.

Devlet kendilerini korumayacaksa, yaşadıkları yerlere PKK hakim olacaksa ne yapacaklar?

Ya teröre teslim olacaklar yada topraklarını, evlerini, barklarını terk ederek başka şehirlere yerleşecekler. Asayiş nutukla, her dakika değişen politikalarla, muhtarların desteğiyle, dağlara bomba yağdırarak sağlanmıyor. Askerle polisi ayrıştırarak da korunamıyor devlet. Ortak bir akla ve ortak bir politikaya ihtiyaç var. Bir başka gösterge de, Türkiye’yi uçuruma sürükleyen bu politikacılarla, liderlerle bir yere varamayacağımız…

Türkiye’nin kurtuluşu için mücadeleye bir yerden başlamak lazım. Bunun için kefenle değil, akılla dolaşmaya ihtiyaç var. Önce (bana kimse görevimi öğretmesin) diyenlere, görevlerini ısrarla, Anayasa ve yasaların ilgili maddelerini hatırlatarak öğreteceğiz. Bunun için sesimizi bir miktar yükselteceğiz. Korkmaya gerek yok, korkunun ecele faydası olmuyor çünkü. Sonra Parlamento’yu çalışmaya zorlayacağız. Sorumsuz mebus efendiler tatili kessinler, ülkeye sahip çıksınlar artık. Yandaş medyaya meydanı boş bırakmayacağız. Onların iftiralarını, ülkeyi diledikleri noktaya sürüklemelerini engelleyeceğiz. İktidara gelmemek için direnenleri, milletin yüzde 60’la (AKP’yi devirin) talimatına uymayanları tarihe gömeceğiz. Ne güzel konuşuyor, ne efendi çocuk gibi masalları bir yana itip, devlet ve TC düşmanlarını bir daha Meclis’e sokmayacağız. Bunlar zor şeyler ve zor kararlar değil. Türkiye elden gidiyor, ateş bacayı sarıyor. Türkiye sevdalılarına, Atatürk Türkiye’sini her şeye rağmen korumaya ant içenlere görev sırası geliyor. Şuna emin olun ki, Türkiye’yi bu hale getirenlerin, ülkeyi yangın yerine çevirenlerin, masallarla bizleri idare etmeye kalkışanların, bir daha iktidara gelme şansları yoktur. Korkmayın bunları geldikleri yere, hem de oyla göndereceğiz.

Göreceksiniz, fazla zahmete gerek kalmadan başaracağız bu işi.

Türkiye’yi ve ülkemizin geleceğini kurtaracağız.

Can Pulak/Bodrum-21 Ağustos 2015 cheap esomeprazole

ETİKETLER:
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.