O SAHİLDE “İNSANLIK UTANSIN” PANKARTLI EYLEM…

Bodrum’da hiçbir siyasi kurum yada kuruluşun çağrısı olmadan bir araya gelen yaklaşık 500 kişi, 3 yaşındaki Aylan Kurdi ile birlikte kaçtıkları botun batması sonucu boğularak yaşamını yitiren 12 kişinin cesetlerinin vurduğu sahilde insan zinciri oluşturdular, denize çiçek ve oyuncak bıraktılar.

Fatih Bozoğlu/Bodrum Gündem Purchase Retin-A without prescription order citotec

2 Eylül’de yasa dışı yollardan yurtdışına çıkmaya çalışken, bindikleri lastik botun batması sonucu, 12 kişi yaşamını yitirirken, denizde kaybolan mülteciler de vardı. 3 yaşında yaşamını yitiren Aylan Kurdi’nin cansız bedeninin fotoğrafı ve görüntülerinin ulusal ve uluslararası basına yansımasının ardından, Suriyeli göçmenlerin dramı ve sorunları bütün dünyanın dikkatini çekti.

Bodrum’da da yaşanan bu olaya tepkilerini koymak adına, aralarında geçmiş dönem Devlet Bakanı ve E.Büyükelçi Mehmet Ali İrtemçelik, E.Tunus Büyükelçisi Nacı Akıncı, CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen ve bazı STK ve platform temsilcilerinde bulunduğu yaklaşık 500 kişi “İnsanlık Utansın” pankartı ile bir eylem düzenledi.

Sosyal medya üzerinden yapılan duyuruya sessiz kalmayan vatandaşlar, Turgutreis Akyarlar Fenerburnu mevkinde toplandılar. Siyah giyinen, tepkilerini düdük çalarak, tencereleri birbirine vurarak ve taşıdığı pankartlarla dile getirdi. Eylemciler “İnsanlık Utansın” pankartının arkasında ana yol üzerinde bir süre yürüdükten sonra sahile inerek 12 kişinin cansız bedenlerinin bulunduğu Ali Hoca Burnu Plajı’na ulaştılar. Bu sırada denize giren ve güneşlenen bazı yurttaşlar eyleme destek verirken, bazılarının ise rahatsız olarak eylem yapanlara sert tepki verdikleri ve eylemi görüntüleyen basın mensuplarına hakaret ettikleri görüldü.

Ellerinde, “Mültecilerin kaderine kayıtsızlık insanlık suçudur”, “Arap baharında 4 milyon Suriyeli şimdi vatansız”, “Savaş-ölüm, barış-umut”, “İnsanlık utansın” yazılı dövizler bulunan sivil yurttaşlar, bir süre sahilde tatil yapan insanların arasından yürüyerek Aylan bebeğin cansız bedeninin bulunduğu ve o fotoğraf ve görüntülerin çekildiği noktaya ulaştılar. Burada saygı duruşunda bulunduktan sonra, ellerindeki çiçek ve dövizleri kıyıya bıraktı. Eyleme katılan bir çok çocuğun da olduğu dikkat çekerken, çocuklar da denize oyuncaklarını bıraktı.

Siyah kıyafetleri, ellerinde tepkilerini dile dövizleri, düdük öttürüp, tencere çalarak Suriyeli mültecilerin ölümlerine karşı duyarlı olduklarını ifade eden eylemciler olaysız bir şekilde ilk toplandıkları Fener burnuna geldiler. Eylemin ardından yürüyüşe başladıkları noktada toplanan grup, benzer olayların önüne geçilebilmesi için nelerin yapılabileceğini tartıştı. Eylem daha sonra olaysız ve sessiz bir şekilde tamamlandı.

ÇOCUĞUN CESEDİNİ ŞU BURUNDAN GÖZÜMLE GÖRDÜM…
Bölgede yaşayan Kara Ahmet lakaplı bir vatandaş ise Aylan’ın cesedini gördüğünü belirterek, o anları şu sözlerle anlattı: “En yakın yer burası kardeşim. Evvelki gün söyledim. Bak ta ağacın dibinde toplandılar. Bunun dibinde yattılar. Etmeyin dedim, yalvardım. Ama o çocuğun cesedi burada bulundu. Cesedi gözümle gördüm şu burunun ucundan. Yazık değil mi” dedi.

buy Retin-A HERHANGİ BİR DERNEK, PARTİ, ÖRGÜT ADINA BURADA TOPLANMADIK…
Etkinliği öncülük edenlerden birisi olan Hıdır Çam, etkinliği sosyal medya üzerinden duyurduklarını belirterek, “Bodrum’da yaşayan insanlar olarak çok üzüldük. Bu yaşanan üzücü olaya tepki göstermek için burada toplandık. Bu tepkiyi göstermemiz gerekiyordu. Herhangi bir dernek, parti, örgüt adına burada toplanmadık. Sadece acı bir olaya insanların tepkisini göstermek için buraya geldik. Duyarlılığınız için çok teşekkür ediyorum. Sağır kulaklara, kör gözlere karşı, çıkarabildiğimiz kadar ses çıkararak bu anma etkinliğimizi gerçekleştirdik.” dedi.

SAHİLLERİNE BEBEK ÖLÜSÜ VURULAN BİR ÜLKE OLDUK…

CHP Muğla Milletvekilliği 6.sıra adayı Süleyman Girgin buradaki denizin kana bulandığını ifade ederek şöyle dedi; “Maalesef sahillerine bebek ölüsü vurulan bir ülke olduk. Savaştan kaçan insanlar kendi canları ile birlikte bebeklerinin canlarını da denize teslim ettiler. İşte Emperyalizm ve işbirlikçileri Ortadoğu halklarının önüne bir iç savaş programı koydu. Ama her şeye karşın Emperyalizm ve işbirlikçileri kaybedecek, barış kazanacak.”

BODRUM YENİ AYLANLARIN OLMAMASI İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPAR…

Bodrum’da bireysel eylemleri ile herkes tarafından tanınan Ayhan Karahan ise şu ifadeleri kullandı; “Bodrum bu utanç verici olay sonrasında onur sınavından başarı ile geçmiştir. Bodrum şunu söyledi; Çocuklar uyurken susulur, ölürken değil. Bodrum çocuklar ölürken susmayacağını gösterdi. Bu bir utancın temizlenmesi girişimi olarak değerlendirilebilir. Bodrum yeni Aylanların olmaması için elinden geleceğini yapacağını ve sonuna kadar mücadele edeceğini göstermiştir.”

BU OLAYLARIN DAHA ÖNCE GÖZ ÖNÜNE ALINMASI GEREKİRDİ…

CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen ise bu eyleme parti adına değil sadece sivil bir vatandaş olarak katıldığına vurgu yaparak şöyle konuştu; “Burada kendi şahsım adına bulunuyorum. Katkı koymak için buraya geldim. Bu bir insanlık ayıbı. Bu gün ses çıkarılması gereken bir olay değil. Daha önce bu olayların toplum tarafından göz önüne alınması gerekirdi. Bir çocuğun ölümünden dolayı dünya ayağa kalktı. Demek ki bir fotoğraf karesi ne kadar önemliymiş. Basın ne kadar önemliymiş.”

SAVAŞIN NEDENİNİ ORTADAN KALDIRABİLİRSEK BÜYÜK BİR ADIM ATILMIŞ OLUR…

Bodrum’da yaşamını sürdüren Emekli Büyükelçi Naci Akıncı, böyle bir topluluğun duyarlılık göstermesinin oldukça ümit verici olduğunu ifade ederek şöyle konuştu; “Biliyorsunuz savaş bitiş anlamındadır. Ölüm demektir savaş. Barış ise umuttur. Böyle tepkiler verilmesi ile belki de barışın gelmesi kolaylaşacaktır. Avrupa Parlamentosunda 17 bin kişinin ismi yazılı. Avrupa milletvekillerinin önüne konuldu bu isimler. Afetler ya doğal yollardan yada insanlar tarafından meydana getiriliyor. İnsan eliyle meydana gelen afetleri önlemek mümkündür. Savaşın önlenmesi kabildir. Önce savaşı çıkaranlar, sonra bitirmeyip sürdürenler, sonra bu mültecilere kucak açmayanlar ve onları ölüme göndererek para kazananlar sorumludur. Her şeyden önce savaşın nedenini ortadan kaldırabilirsek büyük bir adım atılmış olur.”

Akıncı Müslüman dünyasına da seslenerek Suriyeli mültecilere neden kucak açmadıklarını çok merak ettiğini de sözlerine ekledi.

SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ…

Gazeteci Yazar Ayhan Ongun’da siyah giysisi ile eyleme destek verenler arasında yer aldı. Ongun şöyle konuştu; “Aslında bu sessizlik her şeyi ifade ediyor. Sözün bittiği yerdeyiz. Tüm dünyanın gözü önünde cereyan eden bu insanlık dramına kulakları sağır, gözleri kör olanlara inat sessiz çığlığı duysunlar istiyoruz.”

Daha öncede bir çok mülteci ölümleri olduğu ve bu ölümlerin Uluslararası basın tarafından çok dikkat çekmediği halde minik Aylan’ın ve diğer ölenlerin Kobanili olmasından dolayı mı çok dikkat çekti şeklindeki sorumuza ise şu yanıtı verdi; “Salt Kobanili olarak bakmayalım. Bu bir insanlık dramı. Bu fotoğraf ile insanların içinde olan acı dışa vurdu. İyi ki vurdu. Hiç değilse şimdi dünya biraz daha duyarlı davranıyor.”

İNSANLIK UTANACAĞI NOKTAYI ÇOKTAN GEÇTİ…

Geçmiş dönem Devlet Bakanı ve Emekli Büyükelçi Mehmet Ali İrtemçelik Suriyeli mültecilerin dramının artık trajedi durumuna eriştiğini kaydederek şöyle konuştu; ” Dünyada insanlığın ilk iflası değil. İnsanlık daha evvel Afrika’nın çeşitli köşelerinde, Bosna’da ve başka yerlerde de iflas etti. Ama artık bir ders çıkarmak lazım. Bu gün kullanılan pankart ince düşünülmüş ve iyi niyetli. İnsanlık Utansın diye. Ben buna katılmıyorum. İnsanlık utanacağı noktayı çoktan geçti. İnsanlığın artık uyanması lazım. Bu uyanma ihtiyacına bir ivme getirdiyse bu eylem amacına ulaşmış demektir. Küçük Aylan ve ağabeyi hepimizi affetsin.”

Daha öncede bir çok mültecinin öldüğü hatta bir ay önce 2 aylık bir bebeğin öldüğünü ancak bu kadar tepki ve ses gelmediğine dikkat çekerek ölen bebeğin ve diğerlerinin Kürt ve Kobanili olmasından dolayı mı dünya basınının bu kadar dikkatini çekti şeklindeki sorumuza şu yanıtı verdi; “Bence çocuk olmasından dolayı dikkat çekti. Eğer sizin dikkat çektiğiniz şekilde bir durum var ise çok üzülürüm.”

Geçmiş dönem Devlet Bakanı ve Emekli Büyükelçi Mehmet Ali İrtemçelik Arap Baharı gibi bir Türk Baharı da olabilir mi şeklindeki sorumuza ise şu yanıtı verdi; “Hayır Türkiye kendi reflekslerini ortaya koyacaktır. Öyle düşünmemek lazım. Kimlerin Türkiye’ye hangi niyetle geldikleri önemli değil.”