GÖREVDEN ALINDI MI?

Bir Fransız kanalının gizli kamera çekimi ile yaptığı haber nedeniyle, Fransa’nın Bodrum Fahri Konsolosu Francoise Olcay’ın görevinden alındığı iddiaları gündeme bomba gibi düştü. Olcay, kendilerine İstanbul Başkonsolosluğundan görevden almaya dair herhangi bir tebliğde bulunulmadığını ve şuanda görüşmelerin devam ettiğini belirterek Salı günü bir basın açıklaması yapılacağını kaydetti. 
Selçuk Şimşek/Bodrum Gündem
Fransız kanalında yayınlanan haberde, Bodrum’da yaşanan göçmen kaçakçılığı olaylarında, Fahri Konsolosun göçmenlere can yeleği ve bot sattığı iddia edildi. Yayınlanan haber üzerine Olcay’ın Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından görevden alındığı duyuruldu. Fransa’dan gelen muhabirler Francoise Olcay ile yaptıkları görüşmeleri gizli kamera ile kayıt ettiği iddia ediliyor.
Yaklaşık bir yıl önce Fransa Fahri Konsolosluk görevine getirilen Francoise Olcay’ın, eşinin işlettiği yapımarket ve deniz malzemeleri satan işyerinin bir bölümünde, iş yerinden bağımsız olarak konsolosluk işlerini yürüttüğü bir ofisi olduğu öğrenildi.
Eşi Francoise Olcay’ın mağazayla hiçbir ilgisinin bulunmadığını belirten iş yeri sahibi Engin Olcay, basında yer alan konunun da firmalarıyla alakalı olmadığını, konunun tamamen Fransız Konsolosluğu ile Bodrumdaki Fransız Fahri Konsolosluğu arasında olduğunu, eşinin de bu olaylarla uzaktan yakından alakası olmadığını kaydetti.

Eşi için bir yıpratma kampanyası başlatıldığını iddia eden Engin Olcay; “Bu arada da yıpratma kampanyası içerisine giren ve de her türlü yasağa rağmen Fransız diye yardımcı olamaya çalıştığı 2 tane gazetecinin habersiz bir vaziyette gizli kamerayla çekmiş olduğu görüntüler sonucu bu olay kaynaklanıyor. Hanımefendi uzaktan yakından, bu işle alakalı değil. Onun şirketimizle bir bağlantısı yok” diye konuştu.
Olcay, kendilerine İstanbul Başkonsolosluğundan görevden almaya dair herhangi bir tebliğde bulunulmadığını ve şuanda görüşmelerin devam ettiğini belirterek Salı günü bir basın açıklaması yapılacağını da kaydetti.
SENELERDİR TEKNE MALZEMESİ SATIYORUZ…
Göçmenlere satış adı altında özel bir satışlarının olmadığını da vurgulayan Engin Olcay; “Burada senelerdir tekne malzemesi satan insanlarız. 35 bin çeşit malzeme var ve bu malzemelerden bir tanesi can yeleğidir, öteki bottur. Bunu şuanda Bodrum’da satan benim dışımda onlarca firma varken bunun dedikodusunun çıkması bizim firmamızı karalama kampanyasından başka bir şey değildir. Çünkü biz, gelen insanları bu mültecidir, bu Bodrumludur, bu Türktür diye ayırt etmeyiz. Rakamı kaç paraysa, fiyatı etiketin üstünde, aynı fiyatla sattığımızdan ve bunların hesaplı ve düzgün malzeme olduğundan dolayı gelip alıyorlar. Bunun içinde benim bir organizasyonum da yok, tanıdığım tek bir tane organizatör de, Suriyeli’de yok. Adam burada kimliğiyle veya devletin verdiği oturma belgesi gösteriyor faturasıyla malzemesini alıyor çıkıyor. Bunu vermediğimiz zaman gidiyor bir tane Türk buluyor onun üstünden alıyor. Biz bunu da denedik, vermeyelim dedik gidip birine 100 lira verip aldırıyor” dedi.
KEŞKE ALAN ve KARDEŞİNİN ÜZERİNDE DE CAN CELEĞİ OLSAYDI… Toradol online
“Keşke Aylan ve kardeşinin üstünde de can yeleği olsaydı” diyen Olcay, göçmen kaçakçılığını önlemek için can yeleği satmamanın çözüm olmayacağını ifade etti. Engin Olcay “Bence bu adamlara can yeleği satmayı önlemek yerine doğru dürüst birşeyler verip ölmesini önlemek lazım. Bunların yurt dışına kaçmasını önlemek can yeleği satmamakla değil, başka politikalarla olması gerekmektedir. Keşke geçen gün ölen o küçücük çocuğun üzerinde can yeleği olsaydı, o çocukta kardeşi de bugün ölmemiş olacaktı. Ama o can yeleği olmaması, o çocuğu öldürdü. Biz bunları anlatmaya uğraştıkça sansasyon olsun, reyting olsun diye başka başka yerlere çekiliyor işler. Onun için bizde bundan muztaribiz” dedi.

ÜRÜNLERİMİZ FATURALI ve KALİTELİ…
Engin Olcay, firmalarında faturalı ürün sattıklarını ve sürekli denetlendiklerini de vurgulayarak, konuşmasını şu sözlerle tamamladı; “Bizim 30 liraya sattığımız can yeleklerini insanlar 300-350 liraya satıyorlar. Satılan can yeleklerinin içerisinde görüyoruz kartondan dolgu malzemeleri çıkıyor. Biz böyle bir şeyi ne sattık, ne de böyle bir şeyin peşinde oduk. Sattığımız her ürün büyük firmalardan faturalı olarak alınmış olan malzemeler. Bunları da bence göğsümüzü gere gere satmamızda bir sakınca yok. Zaten rafa koyduğumuz malzemeyi satmamak suç. Bu malzemeleri kimseye satılmazlarsa bizde satmayız o zaman. Meyve veren ağaç taşlanır. Bizi bir şekilde bu yaptıkları kampanyayla yıpratmaya çalışıyorlar. Bir günah keçisi arıyorlar o da biz olduk. İnsanlar gerçeği anlayacaktır ama anladıktan sonrada inşallah zaman geçmiş olmasa”