Bodrum Gündem

NE MUTSUZ TÜRKÜM…

fluconazole without prescription treatment of mania ali_dizdar_bodrum_gundem Phenergan online Morali düzgün olan var mı?

İnsanlar barış istiyorum diye haykırırken öldürülüyor…

Kan emiciler ölümlerden besleniyor…

Genelde gelecekten umudumuzu yitirmek üzereyiz…

Yerelde sorunlar içinde boğuluyoruz…

Savaşlardan para kazanan silah tüccarlarını lanetlemiyor muyduk?

On kişilik lastik botlara kırk kişi binip boğulacaklarını bile bile göçmenlere bu botları üretip satmıyor muyuz? Kişi başı 6.000 dolar alıp küçücük teknelere, botlara tıka basa göçmen doldurup ölürlerse ölsünler deyip denize salmıyor muyuz? Tonla paralarını alıp, göçmenleri kaçacakları noktaya taksilerle taşımıyor muyuz?

Can yeleği satarak mı günah çıkartıyorsunuz?…

Sahil Güvenlik ve Arama Kurtarmada görev yapanların psikolojik durumları allak bullak durumda. Denizden ölü ve boğulmak üzere insan toplamayı ne sanıyorsunuz?

Kaçaklardan para kazanma yollarını sonuna kadar kullanan nasıl insanlarız biz. Sonra da plaja vuran ölü çocuklara ağıtlar yakıyoruz.

Hükümet edenler, Avrupa’nın “göçü durdurun” diye göndereceği sözcüsü Almanya Başbakanı ile Türk insanına vizeyi kolaylaştırın pazarlığı içine gireceğine hazırlandığını duyuyoruz. Ne yani bu ölümleri engellemek için vize kolaylığı isteriz yoksa bırakırız denizde boğulsunlar mı demekteyiz.

Nasıl insanlarız biz hiç düşünüyor muyuz?

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği bu yıl şimdiye kadar Akdeniz’de hayatını kaybedenlerin sayısının 1.776 olduğunu duyurmuş ve bu açıklamadan sonra daha nicelerinin öldüğünü ve devam ettiğini biliyoruz.

Akdeniz’de geçen sene hayatını kaybedenlerin sayısı ise 3.279 olarak kayıtlara geçmiş.

Bu insanların nasıl öldüklerini, bu ölümlerden nasıl para kazanıldığını bal gibi biliyoruz. Özgürlüğe ve yaşanabilir bir hayata kaçanlardan beslenenlerin (üstelik birçoğunun öleceğini bile bile) silah tacirlerinden ne farkı var…

Ankara’daki katliamı yazan Fatih Bozoğlu köşesindeki yazısının sonunu  “Sonuçta bizim insanımız ve terör saldırısı sonucu haince öldürülmeleri değil mi önemli olan.” diye yazmış. Gayri ihtiyari ya da içgüdüsel böyle mi düşünüyoruz? Bizim insanımız olmayınca önemsemiyor muyuz?

Yardım edersek, rahat ederlerse burada kalırlar kaygısıyla yardım etmemeyi seçen yöneticilerimiz ve vatandaşlarımız yok mu? Bereket versin içerisinde insan sevgisi taşıyan sivil toplum örgütlerimiz var da insanlığımızı ayaklar altından bir nebze kurtarıyorlar… Vatan, toprak, bayrak sevgisi diye yanıp tutuşup insanlık sınavında sıfır almaktayız.

Türk Milli takımı Avrupa Kupasına katılacak lotoyu tutturdu diye OLEY sevinç naraları atmadık mı?

“Katılmıyorum Lan!.. Yüzlerce insanım bombalarla öldürülüyorken binlerce göçmen denizde boğuluyorken coğrafyamda savaşılmadık gün yokken, Yemişim Lan Sizin Kupanızı!… Katılmıyorum Lan Katılmıyorum!…” deyip dünyayı sarsmadıktan sonra Ne Mutlu Türküm Diyene sözü neye yarar.

Ölümlerin ardından BAŞIN SAĞOLSUN diyoruz. Yakınlarının, milletin, camianın yani herkesin Başı Sağ olsun… Yani diyoruz ki Onlar öldü bizler sağız şükürler olsun. Öldürmemeyi öğütleyen söylemleri içimize sindirmiş değiliz.

Yaşamaya devam etmek üzerine kurgulanmış insanoğlu barışı, sevgiyi, uyuşmayı, paylaşmayı, yaşatmayı içine sindirmesi için daha kaç bin yıl gerekiyor. İnsan olma evrimini tamamlayamadan yok olup gideceğiz. Dünyayı ne hale soktuğumuz ortada.

İĞNEADA LONGOZU’na nükleer santral yapmak isteyen yöneticilerimiz var desek ne kadar vahim bir durumda olduğumuz şıp diye anlaşılır. Hala bu adamlara oy vermek isteyenler artık uyanmalıdırlar. Bu ülkenin yeni bir yönetime ihtiyacı acildir, hem de çok acil…

Yerel yönetim şeklen berbat durumda, bu sorunlar nasıl çözülür bilen yok. Yetki karmaşası bir yana sorunlara kalıcı çözümleri becerecek yetenek ve vizyon sahibi yönetici açığımız da vahim durumda.

Umudumuzu haydi hayırlısı diyerek seçimlerden sonraya nişanladık. Bekleyerek kaybettiklerimiz için çok dövüneceğiz ancak nafile…

Yerel sorunlarımız üzerine kafa yorup duruşumuz, herkes kapısının önünü temizlerse temiz bir ortam sağlayabiliriz öngörüsü nedeniyledir. Global sorunlardan arıtılmış değiliz.

Bodrum’un bir dolu sorununu yazmak üzere başlamıştım ki bir türlü sıra gelmedi. Vazgeçmiş değilim, bir sonraki seferde görüşmek üzere, uzun sürmesin diye “Mutlu Türk” olmak için uğraşıyorum…

Saygılarımla  Ali Dizdar 16 Ekim 2015

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Sevil aka dedi ki:

    Sevgili ali dizdar herzamanki gibi ulkemiz gerçeklerini cok güzel dile getirmişsin kalemine yüreğine saglik