Bodrum Gündem

VATANIN KUTSALLIĞI… Yücel Ziylan Yazıları…

22.12.2015
0
A+
A-

yücel-ziylan-bodrum-gündem-yazıları                Bodrum’da ve diğer kentlerde Suriye’deki savaştan kaçıp da memleketimize sığınan insanları gördükçe dedelerimizin çektiği eziyetleri, bizlere anlattıklarını ve hatırlayabildiklerimi düşünüyorum. cheap Viagra

Girit 1663 yılında Osmanlı topraklarına katıldı. Adet olduğu üzere, yeni fethedilen yerlere Anadolu’dan Türk ailelerini gönderiliyordu. Fakat bu aileler gelişigüzel seçilmezdi. Ahlaken üst düzeyde insanlardan oluşuyordu. Böylece giden aileler Yunanlı olsun, Bulgar olsun, Yugoslav olsun, yeni komşularına Türk kültürünü (hoşgörüsünü, çalışkanlığını ve dürüstlüğünü) tanıtıyorlardı.

1522 yılında Kanuni’nin Rodos’u almasıyla, Konya’nın Karaman Beldesi’nden gönderilen ailelerden, her iki cemaatten olumlu izlenimler duyulunca, bu sefer Girit’e Konya’nın merkezinden aile göndermişler. Benim dedelerimin Girit’e varışı 1750 senesinde olmuş.

girit mübadele 16Konya’daki kara iklimi ve coğrafi yapı ile Girit’in Akdeniz iklimi ve ovası olmayan kıraç dağları farklı bir yaşam biçimine adapte olmaya zorlamış. Bir nesil sonra çok büyük kısmı denizle barışık insanlar haline gelmişler ve bir kısmı da zeytin ve üzümden ibaret tarıma adapte olmuşlar.

Aileler birbirleriyle iyi geçinirlerken, delikanlılar kahvelerde arasıra kapışırlarmış. O yüzden kahvede otururlarken ekseriye sırtlarını duvara dönük otururlarmış.

Birlikte yaşamak 1897 senesinde kabusa dönüşmüş. Statü gereği her iki cemaat silah bulundurmamışlar. Fakat Yunanistan o sene Osmanlı’nın zayıflığından istifade ederek tam teçhizatlı bir tabur asker çıkarmış. Bir taraftan askerler, bir taraftan ayranı kabaran Yunanlı komşular Türkleri kaçmaya zorlamışlar. Bu kaçış düzenli bir göç olmadığı için, yanlarına birikmiş paraları varsa alabilmişler, onları da yollarda Yunanlı eşkıyalar soymuş.

girit mübadele 9Girit’teki Türkleri bir kısmı doğrudan Bodrum’a gelmişler. (Nalbandakiler, Dinçberkler gibi) Bir kısmı adaları tercih etmişler. (Benim ailem gibi)

Ailem İstanköy’de parasız pulsuz yeni hayat mücadelesine başlamış. Bir kısım aileler de erkeklerinden yoksun olarak bu sıkıntıya katlanmak zorunda kalmışlar, çünkü Yunanlılara karşı direnişte erkeklerin bir kısmı hayatlarını kaybetmiş.

Strattera without prescription girit mübadele 10 where to buy Indocin Dedem Girit’ten İstanköy’e ailesini kendi balıkçı teknesi ile getirmiş. Buralarda balıkçılık yapıp zar zor geçimini temin etmeye çalışırken be sefer de 1914 yılında 1. Dünya Savaşı başlamış. Biz Almanlarla aynı cephedeydik ama Yunanlılara savaş açmış Almanlar İstanköy’ü bombalamaya başlamışlar. Karaya çıkarılan askerler Türk deyince bir şey yapmıyorlarmış ama etraf harabeye dönmüş.

1922 yılında 22 gün ve gece süren Sakarya Meydan Muharebesi İstanköy ve Bodrum’da ilgiyle takip edilmiş. Muharebe Yunanistan’ın zaferiyle sonuçlansaydı, tekrar bir katliam bekleniyordu. Fakat öyle olmayınca İstanköy’deki Türkler bayram yapmışlar ama olgunluklarını korumuşlar.           Bodrum’daki Yunanlılar ise bizim teknelerimizle adalara gitmişler. Çoğu da Girit’i tercih edip orada bir Halikarnas Mahallesi oluşturmuşlar. (İraklion’da)

girit mübadele 111924 senesinde her iki hükümet mübadeleyi kabul etmişler ve İstanköy başta olmak üzere adalardan gelen Türkler Yunanlıların boşalttığı evlere yerleşmişler. Sosyal statülerini burada da korumaları için, adalarda iken ellerinde bulunan tapular kadar emlak verilmiş. Benim dedemin bir evi, bir de balıkçı kayığı olduğu için, Halikarnas Disko’nun karşısındaki Mavi Bar olan evi vermişler. Buna ilaveten de Dirmil’de 17 dönüm tarla vermişler.

Girit’ten gelip yerleşenlerin çoğu kaptan, gemici ve balıkçı olduğu için, tarlalardan istifade etmesini bilmiyorlardı. Girit’te balıkçılıkla uğraşan dedem İstanköy’de de aynı işi yapmış. Bodrum’a geldiklerinde Güvercinlik Körfezi’nde çalışmaya başlamışlar. Balık tutmasını iyi bilen Giritliler tuttukları balıkları satma ortamı bulamamışlar. Ahtapot ve kalamar mekruh olduğu için (kansız olduğundan) yenmezmiş. O yüzden köylere kadar giderek takas usulü (incir, yumurta, zeytinyağı) balık satmaya gayret ederlermiş. Türklerin Yunanlılar kadar deniz ürünü tüketimi yokmuş. (Halen de öyle) Bu sefer fukaralık balıkçının kaderi haline gelmiş. Ama fakir de olsalar, huzurlu bir vatanda olmanın şükrü içinde yaşamaya devam etmişler. Dağdaki otların yenebilecek olanlarının hepsini pişirmeyi bilmeleri de fakirliktendi. Bizim nesil bu zorlukları yaşamadığı için, Çanakkale gibi savaşları “Vatan – Millet – Sakarya” diye hafife alıyoruz. Oysa kıymetini ne kadar takdir etsek azdır. Allah kimseyi vatanından etmesin…

Yücel Ziylan/Bodrum

22 Aralık 2015

Yorumlar

  1. Yücel Bey, yazınızı bir solukta okudum. Kaleminize sağlık. Kısa bir bilgi ekleyeceğim izninizle. Şu Karamanlı ailelerin geçmişte Girit’e, Kıbrıs’a vb özellikle gönderilmelerinin en önemli 2 sebebi vardı.
    1-Karamanoğulları, Osmanoğullarını en çok uğraştıran, en zor beylik devletiydi. Bu yüzden en geç onlar Osmanlı toprağına Fatih Sultan Mehmet tarafından ilhak fethedilerek katılmıştır. Sonraki yıllarda da Sofu Beyazıt ve Yavuz Selim zamanında sık sık isyanlar vb yoluyla dert açmışlardır. Bu yüzden, ahalisi oraya buraya adeta sürülmüştür.
    2- Karamanlılar has ve öz Türkçe konuşurmuş ve devlet de ahali de yazı dili olarak eski Grekçeyi kullanırmış. Yani diyarı rum’un(Anadolu) en kadim halkıymış. Zaten Osmanlı arşivlerine bakılırsa, şimdiki İç Anadolu yazışmalarda Rum Eyaleti olarak geçer. 1400-1600 yıllarında Ege adalarının çoğu yerel ahali RUM olsa da Venediklilerin elindeydi. Osmanlı tarafından fethedildikten sonra oralara çeşitli yerlerden nüfus gönderilmiştir.
    Velhasıl, Karamanlıların Girit, Kıbrıs gibi yerlere kolay uyum göstereceği düşünülmüştür…

    Bilgilerinize…

    MEHMET ÇİLSAL

    1. Yücel Ziylan dedi ki:

      Sayın Mehmet Bey,
      Detaylı bilgilendirmeniz için teşekkür ederim.
      Ecz. Yücel Ziylan

      1. Erol korkmaz dedi ki:

        Yeni yılınızı kutlarım

  2. AYŞENUR AYMAN dedi ki:

    Sevgili Yücel Bey, çok güzel hazırlanmış ellerinize sağlık…..Sevgiler…….