Bodrum Gündem

ÖZGÜR DEĞİL, ÖZEL’Dİ… Halil Eğriboyun Yazdı…

ÖZGÜR DEĞİL, ÖZEL’Dİ… Halil Eğriboyun Yazdı…
25.12.2015
0
A+
A-

CHP İl Kongresi geçen hafta Pazar günü yapıldı. Bu yazıyı birkaç gün önce yazmalıydım. Bugüne kısmetmiş.

CHP Muğla il kongresinde iki aday vardı. Mürsel Alban ile Süleyman Uslu. Her ikisi de İl başkanlığı yapabilecek bilgi birikimine ve siyasi deneyime sahipti. Sandıktan Alban çıktı. Mürsel Alban’ı kutluyorum. Bu zorlu görevinde başarılar diliyorum.

CHP’de sorun, Alban ya da Uslu sorunu değil.

CHP’deki sorun başka. Başta parti içi demokrasi sorunu var. İlke ve çizgi sorunu var. Çarpık örgüt yapı sorunu var. İlçe kongreleri, çoğu bu sorun yumağı içinde genel seçim sarmalında yangından mal kaçırır anlayışı içinde yapılmıştır. Belirlenen il delegelerden parti içi sorunlarını tartışılması ve çözüm önerisi getirilmesini beklemek anlamsız olurdu diye düşünüyorum. CHP Muğla İl kongresinin sonucunu bilmek için medyum olmaya gerek yoktu. İl kongresinin sonucu delege yapısıyla önceden belliydi. Parti içi demokrasi mi? CHP, parti içi demokrasinin olmadığını kanıtlamak için, ne kadar daha delege belirlemesi yapsın? CHP’de Delege seçimi yok, delege belirleme var. Delegeler, seçilmece değil, seçmece yöntemle listelere yazılıyor. Yani, CHP’de örgütlenme tabandan tavana doğru değil, tavanın talimatları ve isteği doğrultusunda şekilleniyor.

CHP Genel Merkez adına katılan CHP Manisa Milletvekili CHP Grup Başkan vekili Özgür Özel divan başkanıydı. İl delegesi Dursun Kaplan söz aldı. Kaplan’ın gerek Genel Merkeze, gerekse yerel yönetimlere yönelik eleştirisi üzerine Divan Başkanı Özgür Özel sinirden köpürdü. Kaplan’a uyarıda bulundu.

Özel; “Burası parti içi sorunlarının konuşulacağı yer değil. Bu sorunlar il danışma kurul toplantılarını basına kapalı bölümünde tartışılır.” dedi. valacyclovir online treatment with Viagra

Bu sözler “aba altında sopa” gösteren sözler. Ne yani? Partiye yönelik eleştirileri, kahve köşelerinde mi yapsın partili? Partiliye, sonuçları olumsuz etkiler diye seçim sürecinde eleştiri yasağı getiriliyor. Partili Kongrelerde “basın var” gerekçesi öne sürülerek susturuluyor. Danışma kurullarında söz hakkı verilmiyor. Sonra da parti içi demokrasiden söz ediliyor.

CHP Muğla İl kongresini bu noktadan değerlendirelim;

“Özgür değildi. Özeldi.”

Öyle anlaşılıyor ki; Genel Merkez ve milletvekilleri, kongrelerin sadece başkanların, yönetim kurulu üyeleri ve diğer kurul üyelerinin seçiminden ibaret olduğunu sanıyorlar. Oysa; Kongreler, sadece seçimlerden ibaret değildir. Kongreler, sorunların tartışıldığı çözüm noktalarının arandığı toplantılardır. Peki, her parti de böyle olmalı mıdır? En azından Diflucan cheap “merkez solu temsil ediyorum” diyen partilerde böyle olmalıdır. Aksi halde, demokrasi, hukuk ve barış mücadelelerini inandırmakta güçlük çekerler.

Dilerim, Kurultay, partinin tüm kanatlarını içine alan toplantı, Parti sorunlarının tespit edildiği ve çözüm noktalarına ulaşıldığı bir kurultay olur.

Biz de diliyoruz işte…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.