Bodrum Gündem

CHP 35.KURULTAYININ ARDINDAN…

CHP kamuoyunda kurultaylar partisi olarak anılır. 35. Kurultayda Türkiye’nin belirsizliklerle dolu bir alacakaranlık döneminde sıkıştırılmış ilçe ve il kongrelerinin ardından sonucu belli olan şekliyle gerçekleştirilmiştir.

Bugün ülkemiz adım adım Ortadoğu bataklığına doğru sürükleniyor. Türkiye son dönemde yaşanan katliamlarla ve baskı ile korkuya esir düştü.

1 Kasım’da iktidar kendisinin bile düşünemediği bir oy oranına ulaştı. 7 Haziran’da yenilgiye uğrayan iktidar, 1 Kasım’da korkuya ve muhalefete olan güvensizlikle halk tarafından tek başına iktidarı kazandı.

Her gün şehit haberleri alıyoruz…

Her gün çocuklarımız ölüyor…

Ülkemizde adı konulmamış bir iç savaş yaşıyoruz…

Bugün iktidarın beceriksizliği, basiretsizliği ve tutarsızlığı ortadadır. Herkes bu görüşlerde hem fikir. Farklı düşünmüyoruz. Türkiye böyle yönetilemez diyoruz. Her an “Bugün bomba nerede patlayacak” korkusuyla insanlar dışarıya, meydanlara çıkamaz duruma geldi.

CHP’nin kongreleri ve kurultayları, bütün bu konuların örgütçe değerlendirildiği alanlar olmalıydı. Yapılabildi mi acaba ?

Sonucu belli olan bir kurultay sürecini yine de büyük bir merak ve heyecanla bekledim. Çünkü ülkemin ve insanlarımın artık kaybedecek zamanları yoktu.

Türkiye’nin CHP’ye ihtiyacı vardı.

CHP kendi içindeki değişimi mutlaka sağlamalıydı.

Bu kurultayda sorunların, parti politikalarının görüşülmesi ve netleşmesi şarttı…

CHP Cumhuriyeti kuran partidir. Kökleri Sivas kongresine dayanır. Ancak bugün tabanın ve halkın görüp anlamak istediği; CHP’nin 21.Yüzyılın ikinci yarısında, sorunlara nasıl baktığıdır.

CHP Kürt sorununu, Alevilerin sorunlarını eğitim, adalet, sağlık gibi konulardaki net tavırlarını tabandan gelen örgütlü gücün kararıyla ortaya net olarak ancak kurultaylarda koyabilir. Hedefimiz sürekli olarak (halkında bilip gördüğü) iktidarı eleştirmek değil, kendi gücümüzü ortaya çıkarmak ve somut çözüm önerileri olmalıdır.

Cumhuriyetin temel değerlerini, kazanımlarını bir bir yok eden iktidar partisinin gücünün azalmasını beklemek yerine, kendi öz gücümüzü ortaya çıkarmak için ne yapılması gerektiği bugün CHP’nin karar vericilerin en öncelikli konusu olmalıdır.

Kurultayın ardından genel merkez ve muhaliflerin değerlendirmelerinde, CHP’nin 35. Kurultayına belediye başkanlarının darbesinin damga koyduğu ifade ediliyor…

Kurultay sürecinin işleyişinde sadece seyirci olan birisi olarak, yerel yönetimlerde yıllarca seçilmiş bir siyasetçi olarak, yıllardır örgütlerin “belediyeci siyaset” anlayışından kurtulması gerektiğini kurullarımızda yazılı ve sözlü olarak ifade etmeye çalıştım. Yerel yönetimler siyasetin geliştirilip yaygınlaştırıldığı, halkla örgütün iç içe kaynaştırılabildiği en özel alanlardır. Bu alanları sağlıklı, akılcı değerlendirmek örgütlerin önceliği olmalıdır. Ancak bu alanlardaki çalışmalar bireysel çıkarlar için değil, toplumsal çıkarlar adına yapıldığında, örgütlenildiğinde siyaset güç kazanır. Asıl olan bireyleri değil, toplumu ve örgütü güçlü kılmak olmalıdır.

order methotrexate KONGRELER VE KURULTAYLAR PARTİ İÇİ İKTİDAR VE GÜÇ HESAPLARIYLA YAPILMAMALIDIR… Retin-A no prescription

CHP’yi sokakta ve yaşamda örgütleyecek kadroları harekete geçirmek üzere çaba sarf etmelidir. Hayatları boyunca hiçbir toplumsal veya siyasal mücadele içinde olmayan kişileri, çeşitli bağlantılar ve hesaplarla yönetimlere taşımak ülkenin ve çocuklarımızın geleceğinde söz sahibi kılmak, partinin gelişme alanlarını kilitlenmesini sağlamak, mutlaka önlem alınması gereken alanlar olmalıdır.

Yıllardır kurultayları dikkatle ve heyecanla izleyen bir parti üyesi olarak diyebilirim ki; bu güne kadar yapılan en coşkusuz, en heyecansız, en paramparça bir kurultaydı. Umarım her şeye rağmen 35. Kurultayda partisini ve ülkenin gerçeklerini net olarak görebilen, samimi, cumhuriyetçi, demokrat, özgürlükçü kadrolar yönetimlere ve karar organlarına taşınmıştır.

Muğla’ya gelince, geçen kurultayda adını daha önce hiç duymadığımız, örgüt çalışmalarında hiç karşılaşmadığımız, parti meclisine aday olduğunu bile son anda genel başkanın listesinden öğrenen,   kurultay delegelerinin şaşkınlığına rağmen PM’ne giren ve Muğla’yı temsil eden genç bir arkadaşımız vardı. Sonuç sürpriz olsa da hem genç, hem kadın oluşuyla umutlanmış ve çok mutlu olmuştuk.

  1. Kurultayda Muğla bölgesinden hiç kimse PM sine girememiştir. İl başkanımızın divan başkan yardımcılığı önemli bir görevdir. Ama Muğla’ya yetmemiştir. Türkiye’de aldığı oy oranıyla sıralamaya girmekle, kale olmakla öğünen örgüt yönetimleri oturup çok ciddi bir biçimde bunun değerlendirmesini yapmak zorundadır. CHP’nin Muğla’da ki geleceği ancak bu gerçeği görmekle mümkündür.

Aslında söylenecek çok söz var.

Ama ne olursa olsun önümüze bakmak zorundayız. Kurultay sonuç bildirgesinde de açıklandığı gibi CHP tarihsel geçmişiyle, Türkiye’nin dönüşümlerinde her zaman öncü olmuştur. İçinde bulunduğumuz karanlıktan da yine CHP’nin inançlı ve yurtsever kadrolarıyla çıkılacaktır. Yeter ki; kendi içindeki demokrasiyi güçlendirsin, değişimi sağlayabilsin.

CHP içindeki güç ve halkın harekete geçirilemeyen umudu devreye girsin. Parti içindeki adalet, samimiyet, vefa ve güven duygusu geliştirilsin.

Nuran Yüksel/21-01-2016-Bodrum Natrexone without a prescription

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.