BODRUMLULAR KÜLLİYEYE KÜLLİYEN KARŞI

 Bodrum Kent Konseyi , yarımadada yapılmak istenen İslam Tanıtım Merkezi ve TOKİ konutları ile ilgili olağan üstü genel kuruluna yaklaşık 500 kişi katıldı. Toplantıda ağırlıklı olarak Ortakent’te yapılması gündemde olan külliyenin tamamen iptal edilmesine yönelik fikirler ağırlıkta oldu.

Çiçek Bozoğlu/Bodrum Gündem

Bodrum Belediyesi Nurol Kültür Merkezinde konsey başkanı Hamdi Topçuoğlu başkanlığında yapılan toplantıya Bodrum Kent Konseyi bileşenlerinin yanı sıra CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen, belediye meclis üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan toplantının işleyişi ile ilgili bilgilendirme yapan Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Rüştü Tezcan, 30 yıldır Bodrum’da nüfus artışı ve rant savaşlarının giderek ivme kazandığını ve bunun sonucu olarak da bugün Bodrum’u tehdit eden pek çok sorunla karşı karşıya gelindiğinin altını çizdi. Tezcan “Ortakent’te 20 dönüm bir arazide toplu konut yapılması girişimi söz konusu. Burada yapılabilecek ev sayısı 25 bine kadar artabilecek. Bu Bodrum Yarımadasının sadece o toplu konutta 45-50 bin kişi daha artması demek. Dini merkez kurulması ne demek? Bodrum kimliğinin değişmesi, yaşam tarzının farklı şeylere doğru kayması demek. Bu gelişmeleri olumlu da olumsuz da bulabiliriz. Bunun çok ciddi tartışılması gerekiyor. Bu sadece bir başlangıç olabilir” dedi.

Cevat Kalfa “Biz Bu Projeye Talibiz”…

Mimarlar Odası adına söz alan Bodrum Şube Başkanı Cevat Kalfa, 2013 yılından bu yana yaşanan süreçle ilgili açıklamalarda bulundu. Kalfa, İlçe müftülüğü tarafından meclis gündemine aldırılan ve iki defa yerel belediye tarafından reddedilen planın daha sonra yine müftülük tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına götürüldüğünü ve onayın bakanlık tarafından verildiğine dikkat çekti. Cevat Kalfa sözlerine şöyle devam etti “Bakanlık bu planı onaylıyor. 2014’te Muğla’da askıya çıkarıyor. Plana Mimarlar Odası ve Bodrum Belediyesi itiraz etti. Bakanlık itirazları reddediyor ve planı onaylıyor.” İki kurumun seçim arefesinde olmasından dolayı işi takip etmediğini ve plana dava açılmadığını kaydeden Kalfa “Plana maalesef dava açılmadığı için plan yürürlükte kalıyor. Diyanet İşleri plan doğrultusunda proje hazırlatıyor ve belediyeye müracaat ederek 2015’te ruhsat başvurusu yapıyor.” dedi. Devamındaki süreçte Belediyenin projede dört noktada hata tespit ettiğine vurgu yapan Cevat Kalfa “Belediye Dört hatalı nokta buluyor ve projeyi reddediyor. Müftülük tarafından Bakanlığa götürülen proje ve onaylanıyor, inşaat ruhsatı veriliyor. Projede cami yapısı ve diğer tesis yapılarında bölge mimarisine uymayan unsurlar var. Projede tek imza var. TMMOB olarak çalışmalarımız bittikten sonra ruhsatın iptali için mahkemeye gideceğiz. Bir dini tesis yapılabilir, biz karşı değiliz. Bu tür yerler ayrılmak zorundadır. Ama bu yapıların Bodrum ekolüne aykırı olmayan şeyler olması lazım. Biz bu konuda çalışmalar yapıyoruz. Biz bir yarışma düzenlenmesini ve Bodrum’a uyan bir yapı inşa edilmesi için projenin Bodrumlulara emanet edilmesini istiyoruz. Biz bu projeye talibiz” dedi.

“Bodrum Plajlarında Böyle Dini Bir Tesis Sosyal Çatışmayı Kaçınılmaz Hale Getirir”…

ODTÜ Mezunları Derneği adına konuşan mimar Murat Artu “ Projeye denizden bakıldığında Mimar Sinan’ın tüylerini ürpertecek bir görüntü vermektedir. Yapının içinde 11 dükkan, 11 derslik, iki toplantı salonu, iki kafeterya, iki ofis, mutfak ve idare olmak üzere 3 bin 84 metrekare kullanım alanı var. Eğitim verecek hocalar için bir yer yok. Buna karşılık 9 bin 8 metrekarelik bir inşaat alanıyla karşı karşıyayız. Dolgu meydan alanları, yükseklik katsayısı buna dahil değildir. Bu projenin bu haliyle uygulama olanağı yok. Ancak ısrarla uygulanmak istenirse, bütçesinin 90 milyona çıkarılması ve İslam’ın dünyaya rezil edilmesi göze alınmalıdır. Yapı kompleksi 5 değil 8 katlıdır. Bu projenin bu haliyle inşaası mümkün değildir.” Dedi. Artu, Ortakent sırtlarındaki bu alana bu bütçe ile daha nitelikli kültür merkezi için bir çalışma yapılabileceğini belirtirken şunları söyledi “Yahşi’de denize yakın parselde, Suriye’den kaçarak burada ölen mülteciler için bir anıt park, yola yakın parsele ise terör kurbanları için bir anıt park yapılabilir. Artan 15 milyon lira ile de Bodrum’da tüm dünyaya örnek olacak, yarımadanın arkeolojik kültür hazinelerinin ve bilgi birikiminin paylaşılacağı, enstitüler içeren bir Kent Müzesi inşa edilsin” dedi.

Konuşmasının son bölümünde plaja bu kadar yakın bir yere böyle bir tesisin yapılmasının ardından sosyal bir çatışmanın kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken mimar Murat Artu şunları söyledi “Bodrum’un en cazip plajına bir İslam merkezi yapmak, sosyal çatışmalara davet çıkarmaktan başka bir şey değildir. Buraya yapılacak merkezin sosyal ve kültürel tehlikesi vardır. Çünkü burada eğitim alanlar bikini ile denize giremeyeceklerine göre, çıplak dolaşanlar ve denize girenler arasında sık sık kültürel ve sosyal çatışmalar ve kamplaşmalar başlayacaktır. Bu durum Bodrum tarihinde yaşanmayan çatışmalara neden olacaktır” dedi.

“Hiç Görülmedik İmar Emsalleri Vaad Edilerek Vatandaşlarımız İkna Ediliyor”…

Karaova-Der adına konuşan Bodrum Belediyesi meclis üyesi Ali Öztürk, yereldeki yönetimlerin ellerinden alınan yetkiler nedeniyle bu ve benzeri problemleri yaşamaya devam edileceğine dikkat çekerek Mumcular ve çevresinde yapılması planlanan TOKİ konutlarına karşı olduğunu dile getirdiği konuşmasında şunları söyledi ” Uzunca bir zamandan bu yana Bodrum maalesef bir rant kavgasına konu edilmektedir. Bodrum herkesin zannettiği gibi sıradan bir kasaba değildir. Bodrum’un geleceğini planlarken mutlaka geçmişine bakmak gerekir. Ayrıca Ortakent – Bitez ile Yahşi – Gürece sırtlarında Bodrum yarımadasının tarihinde hiç görülmedik imar emsalleri vaad edilerek vatandaşlarımız ikna edilmeye çalışılmaktadır. Buralarda 1/100 000 planlarda değişiklikler yapılmadan sanki yapılacakmış gibi hareket edilmekte ve hatta Bodrum belediyesinin hiç bir yetkisinin olmadığı cömertçe söylenebilmektedir. Gerisini bodrum halkının takdirlerine sunuyorum. Bodrum kültürel değerlerine saygılı, tarihini, doğasını turizmini ön plana çıkaran planlamalar yapmış ve dünyanın gözde turizm merkezi haline gelmiştir. Kendine özgü turizm modelini yaratırken, bir anlamda çekirge sürüsü gibi Bodruma’ hücum eden yatırımcı kılığındaki al satçıların pençesine terk edilmiştir.” Dedi.

“Direnen Bir Avuç Çevreciyi Yalnız Bıraktınız”…

Toplantının ikinci bölümünde sivil toplum kuruluşları adına söz alan temsilcilerin konuşmaları yer aldı. Her temsilciye üçer dakikalık konuşma zamanı tanındı. İlk olarak TEMA Bodrum Temsilcisi Haluk Ortaç, salonda bulunan topluluğa hitaben Bodrum’da yıllardır yaşanan yağmalarda bir avuç çevrecinin niçin yalnız bırakıldığını sorarak başladığı konuşmasında şunları söyledi “Daha önce de tespitler yapıldı, uygulayamadık. Bodrum’da yıllarca bir avuç çevreci yalnız bırakıldı. Bugünkü kalabalıkla bu eylemleri yapsaydık, Bodrum’da bugün bunu yaşamazdık. Ne TOKİ ne külliye. Sorun, bu hükümetin ‘Artık Ege’ye girmenin zamanı’ deyip, attığı adımların ilk sesleridir, bu bir ideolojidir. O ideoloji uygulanmaya başlamıştır. Vizyonda, misyonda değişiklikte örgütlenmezsek kaybedeceğiz, herkesin bilgisi olsun.”

“Bodrum’un Bu Hoşgörüsü İstismar Edildi.”

Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi Başkanı Gündüz Nalbantoğlu, bir Bodrumlu olarak yıllardır gösterdikleri hoş görülerinin kurbanı olduklarını dile getirdi. Nalbantoğlu, bir denizci olarak denizden baktığında yapılmak istenen manzarayı görmek istemediğini kaydetti. Nalbantoğlu “Denizden baktığımız zaman bana gösterilmek istenen manzarayı görmek istemiyorum. Bugün Bodrum’un yok edilişini tartışıyoruz. Bodrum’un insanlarının hoşgörülü olmasının acısını çekiyoruz. Bodrum’un bu hoşgörüsü istismar edildi. Yarımada için yapılan imar projelerinin gereği kadar incelenmeden alt yapı sorunları çözülmeden yapılması bugün kenti beton yığınına çevirdi” dedi.

“Bodrum’da İslam İçerikli Din Turizminin Tarihsel Bir Karşılığı Yoktur”…

Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği adına konuşan Naciye Bayır, Bodrum’da her inanç gurubundan insanın yaşadığına dikkat çekerek “ İnançlarını özgürce yaşama hakkı olan bu insanların ihtiyaçlarını, mevcut iktidarın kendine mesele etmediğini biliyoruz. Bodrum’da bu ihtiyacı nasıl , niye ve kimlerle tespit ettiniz? Cehaletin kötü niyetle izdivacıdır bu proje. İnanç turizmi; inancın, tarihin içinden geldiği yerlerde olur. Issız, kağıda tükürükle pul yapıştırır gibi Yahşi’nin dağlarında olmaz. Sonuç şudur ki; Bodrum’da İslam içerikli din turizminin tarihsel bir karşılığı yoktur” dedi.

“Bu İşin Fikir Babası Mehmet Çiçek’tir”…

Ortakent Güzelleştirme Derneği adına bir konuşma yapan Ahmet Aras, projeye Ortakentliler olarak külliyen karşı olduklarını dile getirdiği konuşmasında geçmiş dönemde milletvekilliği ve Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı yapmış olan Mehmet Çiçek’in bu işin mimarlarından olduğunu iddia etti. OYDER başkanı Ahmet Aras “Biz tamamen karşıyız, kimse kusura bakmasın. Kesinlikle mimari projesi ile falan uğraşamayız. Böyle bir kararı alacak hiçbir güç Ortakent’e bunu yaptıramaz. Biliyoruz ki bu tamamen bireysel bir çaba ile oluşmuş. Biz bunu biliyoruz. Bu şahısın orada bir evi olduğu için ve oradaki insanlara bunu dayatmaya çalıştığı için bu projeyi zorla onaylatmış. Eski milletvekili Mehmet Çiçek’in bireysel çabalarıyla bunu onaylatmış.Hiç bir alt yapısı olmayan bu projeye izin vermişler. Biz bunun yargıdan döneceğine kesin gözü ile bakıyoruz. Karşıyız, müdahiliz. İşletmeciler olarak şok geçirdik, gereğini yapacağız. Buranın ibadethane olarak onaylanması da bizi çok üzdü. Sanıyorum o arkadaşlar bu işin farkında olmadılar, vicdanları ile hesaplaşacaklardır zamanı geldiğinde. ”.

“Biz Hiçbir Şeye Hazır Değildir. İşgal Edildik”…

70 yaşındaki emekli öğretmen Hatice Yücel, Gerence sokakta atalarından kalan mandalina bahçesinde yer alan evinde değerlerine sahip çıkma savaşı verdiğini, Bodrum’un kadını olarak konuştuğunu belirtti. Yücel “Bodrum’un kadını olarak konuşuyorum, erkeği değil. Çünkü bu toplum erkekçe yönetildiği için bugün bu durumda. Öyle sokağa bir tane ağaç dikmekle çevre koruması olmaz. Bodrum dişi şehir diyoruz. Kadınsız bir kültür, ki Bodrum şu anda kadınsız bir kültürdür. Bu nedenle bu noktaya gelir. Bu ilk değil. Bodrum’da daha önce yedi defa bu tarz istilalar yaşanmış. Kooperatifler yapılırken ne oldu, Bodrum’u starken ne oldu, Bodrum’un bilmem ne kadar yüksek ve geniş yollar yapılırken ne oldu, turizm geliyor dedikleri zaman ne oldu? Biz hiçbir şeye hazır değildir. İşgal edildik. Kafa olarak, fiziksel olarak ve parasal olarak hazır değildik. Nerede boşluk varsa sermaye doldurur. Önce sağ sermaye doldurdu, sonra yabancı sermaye ve şimdi de dini sermaye dolduruyor. Artık Bodrum’un kimliğini yok eden, beni de yok edecek artık. Çok tehlikeli bir şeyle karşı karşıyayız. “ dedi.

“Buraya Dini Tesis Yapmak Tamamen Bir Tavırdır”…

Eski bir gazeteci olan Bank Ev Kooperatif Başkanı Esin Şahin “Aldığım haber burada çok yüksek bir nüfusun yaşadığı ve dini alan olmadığı için dini alanın özellikle burası seçildi gibi bir ifade kullanıldı. Bu dini alanın yakınındaki kooperatifte 236 mesken yaşar. En dolu oranı yaz aylarındadır, 600 evi geçmez. En yoğun olduğu dönem Şeker ve Kurban bayramıdır. Dolayısı ile şunu söylemek istiyorum; kesinlikle böyle bir dini alan ihtiyacı yoktur. İhtiyaç, coğrafi konum ve ulaşım çok önemli böyle bir durumda. Burada hiçbir faktör göz önüne alınmamış. Camel beach e kadar bir alanı kapsayan yere dini tesis yapmanın tamamen bir tavır olduğunu, dayatma olduğunu ve bu dayatmaya hiç birimizin evet vermeyeceğini burada ifade edeyim site olarak. Burada üst bölümde kahinlerin yaşamış olduğu atik bir şehrin kalıntıları var. M.Ö 300 den kalma eski Roma mezarları var. Burada bir etüt yapılmadan burada yapılan işlemin iptali için Bank Ev olarak dava açacağız.” Dedi.

CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen, yaptığı konuşmada bu oluşumun bir parti çatısı altında olmasını doğru bulmadıklarını belirtti. Seymen, söz konusu durumun partiler üstü bir nitelikte olmasından dolayı Bodrum Kent Konseyi çatısı altında olmasının daha doğru olacağını düşündükleri için parti olarak öne çıkmadıklarını ifade etti.

Bodrum Kent Konseyi başkanı Hamdi Topçuoğlu örgütlü toplumların sorunlarını konuşarak ve yasal yollarla çözdüğünü dile getirdiği konuşmasında “Bizim temel hedefimiz kentin tüm bireylerini aktif hale getirmektir. Değişimi biz yönetemiyor isek yönetilen olmayı, değiştirilen olmayı peşinen kabul etmiş oluyoruz. Bodrum Bodrumlulara sorularak yönetilecektir. Fikirler çarpışmadan gerçeğe ulaşmamız mümkün değildir. Kent Konseyinin görevi ortak aklı yaratmaktır.” Dedi.

Yaklaşık 20 kişinin konuştuğu toplantıda ağırlıklı olarak TOKİ ve Külliye yapımının tamamen iptal edilmesine yönelik görüşler yer aldı. Toplantı sonunda, İslam Tanıtım ve Bilgilendirme Merkezi Projesi’nin ve TOKİ yapılaşmasının iptali için bir çalışma gurubu oluşturulmasına karar verildi. Çalışma gurubuna çok sayıda kişi ve kurum temsilcisi müracaat etti.