Bodrum Gündem

BODRUM’DA TOKİ ve KÜLLİYE!!! YA  ÇÖPLÜK..! Haluk Ortaç Yazdı…

haluk_ortac_bodrum_gundem

Bu günler de hatta bu saatler de Bodrum Yarımadasının birçok yerin de çok haklı nedenlere dayanan;

“ Bodrumlular Bodrum a Sahip Çıkıyor”

başlığı altında imza kampanyası halen devam ediyor. Şimdi den binlerce de imza toplandı, toplanacak da.

İmza toplanma nedenleri belli, basın bildirisi ile de açıklandı. İmza metnin de, Anayasa’nın 56. Maddesi’ne (Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir) dayanarak;

1) Kamuya, hazineye ve yerel yönetimlere ait doğal varlıkların (orman, mera ve makiliklerin; sulak alanların, kıyıların; doğal ve tarihi SİT alanlarının;  kurum ya da kişilere tahsis edilmesine,  imara açılmasına karşıyız.

2) İmara açılmış alanlarda, imar planlarında belirtilen kurallara ve notlara harfiyen uyulmasını, her ne sebeple olursa olsun değişiklik yapılmamasını istiyoruz.

3) Yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının iradesine rağmen; siyasi iradelerin kent kimliğini değiştirecek planlama ve girişimlerde bulunmasına karşıyız.

4) Ortakent-Yahşi Yalısı Mevkiinde Dini Tesis ve Kültür Merkezi ile Karaova’da yapılması planlanan TOKİ konutlarını istemiyorum.

mumcular katı atık tesisi (1)“BODRUM,DÜNYANIN ORTAK KÜLTÜREL, TARİH VE DOĞAL DEĞERİDİR VE ÖYLE KALMALIDIR” açıklamaları yer alıyor.

Bodrum Kent Konseyi çatısı altın da ve bileşenlerinin üzerinde mutabakat sağladıkları anlaşılır bir doğru metin. Katkı sağladık destekledik ve hep birlikte imza topluyoruz.

İmza toplanan günlerde, hatta saatlerde bir toplantı yapıldı Mumcular da.

Muğla Büyükşehir görevlileri yapılacak “katı atık depolama” tesisleri için özellikle yöre yaşayanlarına ve katılımcılara tesis hakkın da bilgi verdi, bilgilendirdi.

Pahalı fakat modern, güvenilir bir tesis olacağından hiç kuşkum yok. Bu tesis ile Bodrumun yıllardır kanayan bir yarasına da çözüm getirileceği adeta bir utancımızdan kurtulacağımız çok açık. Yapıldığın da çok yönlü örnek olabilecek bir katı atık depolama tesisi olacağına inancım da tam.

Ama bir itirazım var, o da yerine. Yeri tam ormanın ortası.

Gittim gezdim, gördüm ormanın tam ortası. 25-30 yıllık çam ormanının ortası. Genç ve sağlıklı ağaçların ve bitki örtüsünün ortası. Kesilecek ağaçlar orman  idaresi tarafından işaretlenmiş bile. Ve Bodrum’un geleceğine yön vereceğine inandığımız, bağbozumu festivalleri düzenlediğimiz, değerlerimizi ortaya koyduğumuz Karaova’nın kucağı. Ve bu tesisin yapılabilmesi için kesilmesi gereken binlerce ağaç. Muğla özeli için söylenecek hiçbir neden, sebep, özellikle “Muğla’nın %65’i” orman alanı başka yer bulamadık demek asla kabul edilir gibi değildir.

Yılların Bodrum’a taşıdığı, bu ayıptan bir an önce kurtulma isteminin içine düştüğü çözümsüzlük ve aczin başka bir ayıbıdır bu yer.

İmza metninin birinci maddesin de yazan ;

“Kamuya, hazineye ve yerel yönetimlere ait doğal varlıkların(orman, mera ve makiliklerin; sulak alanların, kıyıların; doğal ve tarihi SİT alanlarının;  kurum ya da kişilere tahsis edilmesine,  imara açılmasına karşıyız.” haklılığı ile imza isterken, aklıma Karaova’da orman içinde yapılacak çöplük geliyor.

Canım sıkılıyor.

İnsanların ihtiyaçları ve inançları tartışılabilir. Yaşama baktığı yere göre değişkenlik ve çeşitlilik gösterebilir. Bu tercihler ekonomik, kültürel, dini bazen de politik olup tercih sayıları arttırılabilir. Yaşam tarzına bile dönüşebilen bu tercihlere saygı duyulması gerekir. Önemli olan bir diğer yaklaşımda bu değerleri öncelik sırasına göre düzenleme yanlışına düşmemektir.

mumcular katı atık tesisi (6)Doğaya sahip çıkmak ise tüm bu tercihlerin, ihtiyaçların, inançların önünde gelir. Çünkü doğa yaşatandır. Önce yaşayacağız ki sonrasında bu yaşamı değerlerimiz ile süsleyebilelim.

Bu çelişkili durum canımı sıkıyor, bahane yaratmak imkansızlıklar ile haklılık kazandırma istemi canımı yakıyor.

Üzülüyorum…

Bu çelişki bizlere şimdiye kadar bir türlü alamadığımız yeni –farklı bir ders mi veriyor?

Çuvaldız ancak kendimize batana, mağdur olacağımız ana kadar ilgisiz kalmak, başka yöreler de ama benzer sorunlar için koşturanları görmezden gelmek ve sorun geldiğin de yalnız kalmak. Gerçi buna alışığız yadırgamıyoruz artık, sonuçlarına da katlanıyoruz unutuyoruz. Mağdur olanın cephesi genelde böyle iken, bir de mağdur edenin bir cephesi var. Cephelerin ortak paydası ise siyasi tercihlerin örneğin seçimlerde aynı görüş de birleşmesi. Yeni-farklı olan bu.

Mumcular da yapılan bilgilendirme toplantısında, aynı takımın iki farklı tribünü. Tesis yapılsın diyenleri alkışlayanlar ve yapılmasın diyenleri alkışlayanlar. Bu demokrasinin güzelliği mi? Yoksa ilgisiz, ama mağdur olan yöre halkını zamanın da yeteri kadar bilgilendirme, ikna becerisini gösteremeyen ve ormanın  “ta orta yerine” tesis yapma kararı veren (TOKİ-Külliye imza kampanyasına hak da veren) büyük yerel yönetin yarattığı kargaşa mı?

Ortakent-Yahşi Yalısı Mevkiinde Dini Tesis ve Kültür Merkezi ile Karaova’da yapılması planlanan TOKİ konutlarını istemiyorum için imza toplarken, her atılan imza da “ormanın” ortasına yapılacak çöplük aklıma geliyor.

Ben Bodrum a sahip çıkmaya çalışırken, “Hazine Arazilerine TOKİ,KÜLLİYE istemiyorum!”, “Orman arazilerine ÇÖPLÜK de istemiyorum!”

Her atılan imza da canım sıkılıyor, üzülüyorum, yüzüm kızarıyor.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.