Bodrum Gündem

GEOCOSMO ARAŞTIRMA MERKEZİ / Ronald Karel Yazdı…

afad 1

ABD’nin bilim merkezi olan Silikon Vadisinde yer alan NASA Ames Research Park ta 55 m2 lik ofisimizi aldık. GeoCsomo Araştırma Merkezi sadece ABD de değil ayrıca Büyük Britanya (İngiltere) de iki ayrı bağımsız araştırma şirketi olarak Araştırma ve Eğitim üzerinde çalışmalara başlıyor. Başkanımız Dr.Freund ün başkanlığında ve benim de yine Başkan yardımcısı olarak yer aldığım araştırma ve eğitim şirketleri bu yıl sonunda faaliyete geçeceklerdir.

GeoCosmo Araştırma Merkezi UK, ayrıca Büyük Britanya da yaşayan iş adamları ve diğer ‘’Charity’’ organizasyonlarından da bağış alabilecek duruma geldi.

GeoCosmo Koleji ise 2016 yılının sonunda bilim dallarında yeterli İngilizceye sahip olmayan talebelere ‘’Bilimsel İngilizce’’ ve 2017 yılının sonunda da ‘’Yer Bilimleri’’ üzerinde derslere başlayacak. Lakin bizim diğer kolejlerden farkımız ise çok önemli.. Bizler her yer bilimi dersi arkasından o derse bağlı olarak ilaveten ‘’deprem ön sinyallerini’’ öğreteceğiz.. Örneğin jeoloji dersini her klasik üniversite dersi gibi öğrettikten sonra deprem ön sinyallerinin jeolojiye giren bölümünü de derslerimize ilave edeceğiz. Buna de örnek verelim.. Radon yerden yükselen bir gazdır ve jeolojik bir olaydır.. Meteoroloji dersini öğretirken, her üniversite gibi klasik bilinen ders öğretildikten sonra örneğin ‘’iyonize bulut – sis’’ konusu da öğretilecektir.

Bu konudaki gelişmeleri gelecek makalelerimizde sizlere aktaracağız.

5 Mayıs 2016 tarihinde Karabük Üniversitesinin hazırladığı 7 nci Uluslararası Bilimtey Sempozyumunda aşağı yukarı 500 kişi önünde gerçekleştirdiğim konuşma ardından AFAD beni Ankara ya davet etti.

Öğlen saatlerine kadar devam eden sempozyumun ardından AFAD ın deprem bölümü başkanı ve ekibiyle ayrı bir toplantı gerçekleştirdik. Böylelikle gayrı resmi de olsa AFAD ile temasa geçmiş olduk. Bundan sonraki süreçte GeoCosmo merkeziyle AFAD arasında umarım ilişkiler devam eder.

KODİAK_Ronald Karel_yazıları

Gerek Karabük Üniversitesi ve gerekse AFAD merkezinde yaptığım konuşmalarda Deprem Ön Sinyallerinin ne derece önemli olduğunu, bugün sözü geçen Erken Uyarı sistemiyle alakası olmadığını elimden geleni kadar anlatmaya çalıştım.

Çünkü Erken Uyarı Sisteminde depremler zaten olmuştur. Yani P dalgaları hızla yayılmaya başlamıştır. Burada önemli olan P dalgaları ile arkasından takip eden S dalgaları arasındaki aşağı yukarı 10 saniyelik bir zaman dilimi içerisinde vanaların, nükleer reaktörlerin ve elektriklerini kapatılması söz konusudur.

Halbuki bizim ‘’deprem kestirme’’ çalışmalarımızda depremleri 3-7 gün önce haber verme şansımız olacağını elimden gelen kadar anlattım.

Bizim ön sinyal çalışmalarımızda ondan fazla parametreler yer almaktadır. Bu yüzden gerçekleştirmekte olduğumuz yer istasyonlarındaki aletler birçok bilim dalındaki anormallikleri inceleyecek ve kaydedecektir. Yer istasyonlardaki aletler mülti disiplin bilim dallarını ilgilendiren aletlerdir. Yani sadece sismologlar ve yer bilimcilerin kullandığı sensörler olmayıp, meteoroloji, oşinografi, jeofizik, atmosfer fiziği, kimya ve daha birçok sismik olmayan bilim dallarını da konuya dahil etmektedir.

Gerek yer istasyonlarından gerekse uydulardan elde edilecek sonuçlar Dokuz Eylül üniversitesi tarafından toplanıp CERN’deki büyük bilgisayarlara gönderileceklerdir daha sonra veriler Zurich’teki ETH’da arındırılacaktır. Netleşen veriler ile ‘’deprem ön kestirme’’ çalışmaları başlayacaktır.

Gerek Peru’nun Lima şehrinde, gerek Alaska’nın Kodiak şehrinde yapılan deprem ön kestirme çalışmaları o derece başarıyla devam etmektedir ki, Kodiak’taki lise talebeleri bizler için yer istasyonlarının bir kısmını da inşa etmektedirler.

afad 6

NASA AMES LABORATUVARLARINDA DENENEN İONİZASYON TEORİSİ GERÇEK OLDU

Tektonik güçler yeryüzündeki levhaları veya levha parçalarını birbirlerine ittikçe, kayaların bazı kısımlarında stres oluşturuyor. Bu itmeler eğer sabit hızda olursa, stres doğrusal olmayan şekilde artıyor; yani bir yerden sonra aşırı derecede artıp depreme sebep oluyor. Fakat depremi oluşturan bu geri dönüşümü olmayan noktaya gelinmeden önce, kayaların stres altındaki yerlerinde “positive hole charge carrier” denilen, kayaların içinde rahatça dağılabilen elektronik şarjlar ortaya cikiyor.*

Bu parçalar yüzeye geliyor ve yer yüzeyinde çok yüksek elektrik alanı oluşturuyorlar. Bu yüksek elektrik alanlarının yüksek voltaj yüklü alanlar ile ayni olmadığını belirtmek lazım.

Çünkü elektrik alanını hesaplamak için, voltajı uzaklığa bölmek gerekiyor. Voltaj sadece birkaç volt olsa bile, uzaklık kısa olursa (mesela birkaç nanometre kadar), oluşan elektrik alanı santimetre başına bir milyon volt’a eşit oluyor. Bu miktar, havanın yeryüzüne elektron vererek iyonize olmasını sağlamak için yeterli bir miktar. Pozitif yüklü iyonlar havaya karışıyor, ve sürüklenerek veya konveksiyon ile atmosferde yukarıya çıkıyor. Bu iyonlardan her birinin üzerinde bir su taneciği yoğunlaşabilir. Fay hattı üzerinde bulutların oluşup oluşmayacağını, nerede ve ne zaman oluşacağını belirleyen çok önemli bir kriter, havanın yüksekliğe bağlı olarak nemi ve sıcaklığı.

* ( “positive hole”, elektronların eksilmesi ile oluşuyor. Elektron eksikliği, eklenmiş bir pozitif şarj ile ayni etkiyi yapıyor ve bu “delikler” elektrik alanlarında pozitif şarjlar gibi davranıyor).

karabuk

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.