OYLARIMIZIN RENGİNE BAKILMADAN HİZMET ALACAĞIMIZ GÜNLER OLSUN…

Yurdum insanı bu küçük kasabayı havası, suyu, denizi, sıcakkanlı ve misafirperver insanları nedeni ile sevip yerleştiler yıllar boyu. Yurt edindiler bu güzel toprak parçasını.

Bu güzel toprak parçasını severken hor kullandılar el birliği ile hem Bodrumluyum diyen, hem de dışarıdan gelen. Ona ne yakışır diye değil, bize ne yakışır, Bodrum’un kimliğinin korunması için neye ihtiyacı var diye değil, benim hangi ihtiyacımı karşılar diye kullanmaya da devam ediyorlar, ediyoruz. Dağını taşını yağmalıyoruz.

Hırslarımızın kurbanı ediyoruz Bodrumumuzu.

Çölümüzden çöpümüzden dağlar yaratıyoruz. Torba çöplüğünün Bodrum’un tepesine yıkılacağı günler yakındır. Yangınlar ha bugün, ha yarın başladı başlayacak çöplükte.

Ne olacak Bodrum’un bu çöp meselesi diye vallahi başlamayacağım. Onun sonu gelmez. Muğla Büyükşehir Belediyesi elinde her türlü onayı alınmış bir proje ile yol almaya çalışıyor çöp depolama tesisi diye.

Her ne hikmetse iktidarın Muğla milletvekili Nihat Öztürk, bu tesisin yapılmaması için adeta kendini paraladı geçtiğimiz haftalarda. Yağmur çamur demedi, tesisin yapılacağı Akdam’dan ayrılmaz oldu. Bi o gidiyor bi ilçe başkanı…

-Yahu siz bu projeyi yeni mi duydunuz da can havliyle ağaçlara sarılır oldunuz? Sizin hükümetinizin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vermedi mi bu ÇED raporunu? Sizin Orman Bakanlığınızın değil mi, orada kaç ağaç kesileceğine karar veren? Kaldı ki bu ağaçlar zaten sizin bakanlığınıza ait değil mi?

Bu da yetmezmiş gibi sevgili vekilim, siz partinizin Muğla il başkanıyken 2013 yılında yine o dönem partinizin vekili olan Yüksel Özden’le birlikte aynı köye Akdam’a bu proje için olur verip, protokole imza koyup, basın önünde mutluluk resmi vermediniz mi?

Eeeee… Ne oldu? Ne değişti de siz attığınız imzayı inkar eder oldunuz?

Yer aynı yer, köy aynı köy…

Dün imzaladın, bugün unuttun…

Olmadı sayın vekil, hiç olmadı…

Madem karşıydınız bari bir dik duruş sergileyeydiniz de, o zaman da karşı geleydiniz “ağaçlar kesilecek, yapmayın, kıymayın efendiler” diye feryat edeydiniz…

Dün Kent Konseyi bu konu ile ilgili bir toplantı düzenlemiş, kalktık gittik. Ortalık yangın yeri. Bir yanda CHP’liler, diğer yanda AKP’liler. MHP’liler bir köşede sessizce beklemekte, ama sadece onlar susuyor, geri kalan herkes aynı anda birbirine yüklenip duruyor.

AKP’liler belli ki dersine çalışmış da gelmiş Allah için. CHP’lilerin bazıları konunun detaylarına vakıf, bazıları da aman gelmişken iki bağırıp bu AKP’lileri susturayım derdi içinde. Büyükşehir’den gelen konunun muhatabı hanım da eğer AKP’li ve CHP’lilerden fırsat kalırsa proje ile ilgili sorulara cevap vermeye çalışmakta.

Yazık ki, ne yazık…

Toplantının sonuna doğru AKP saflarından ilçe teşkilat başkanı olan Yener Çelik’in Muğla Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Aylin Giray’a “Biz aslında projeye karşı değiliz.” dediğini de duydum ya gülelim mi, ağlayalım mı çıkamadım işin içinden. Acaba Yener Çelik, projeye olur veren kurumların kendi saflarındaki isimler olduğunu, ancak anladı da ondan mı bu cümleyi kullandı bilemeyeceğim. AKP’lilerin “aslında orası vahşi depolama alanıymış” yalanı, bu toplantıdaki bilgilerden sonra suya düştü, onu fark edip de ondan mı çark ettiler o da bilinmez tabii.

Ben dün gittiğim toplantıda şunu anladım; Bu projenin yeri en az 15 yıl önce Mumcular dönemin belediye başkanlarınca onaylanmış. Daha sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Muğla valiliği bu projeye her türlü desteği de vermiş.   Muğla Büyükşehir Belediyesi de kendi parasıyla bunu Katı Atık Tesisi olarak yapmanın derdinde düşmüş, çünkü devletin bu işi yapması için verdiği süre dolmakta.

Bir vatandaş olarak isterdim ki orası sadece depolama değil, bertaraf ünitesinin de içinde yer aldığı bir tesis olsun. Kim bilir belki sevgili hükümetimizin ilgili birimleri maddi destek verirler de bu projenin bir ayağı da bertaraf ünitesi olur…

Oylarımızın rengine bakılmadan hizmet alacağımız aydınlık günler diliyorum…