Bodrum Gündem

UMUTLAR SÖNMESİN -2- NASIL MI?

UMUTLAR SÖNMESİN -2- NASIL MI?

Nuran Yüksel / 30 Haziran 2016

“UMUTLAR SÖNMESİN- 1-“ başlıklı geçen yazımda farklılıklarımızdan güç almayı beceremediğimiz sürece başımızdakilerin içte ve dışta uyguladıkları yanlış politikalar ve güç sarhoşlukları ile daha çok acıları görürüz demiştim. Nitekim geçen gün ki ATATÜRK havalimanındaki terör eylemi, hükumet sözcüleri tarafından tüm dünyada yaşanan terör olayları gibi görülmesi ve kanıksanması gereken sıradan bir terör eylemi olarak ifade edildi. Son derece yanlış olan bu düşünceye eğer halk olarak alışırsak  bilmeliyiz  ki  terör ve şiddet giderek artar. Sonunda Türkiye bir Ortadoğu ülkesine dönüşür.

Türkiye laik ve demokratik rejimiyle İslam âleminde bir kutup yıldızıdır. Toplumsal yapımızdaki farklılıklar Cumhuriyet ve devrimlerle beraber her zaman zenginliğimiz olmuştur. Ne acıdır ki AKP iktidarıyla beraber gerek iç, gerekse dış politikalardaki acemice, cahilce, yapılan yanlış davranış ve öngörülerle terör adeta güçlendirilmiştir. Bugün ise içinden çıkılamaz bir duruma gelmiştir.

ABD başta olmak üzere emperyalist batılı güçler önce Sovyetlere karşı oluşturdukları İslam örgütlerini bu kez Ortadoğu da ki oyunlarına alet ederek kullandılar. Böylece İslam kimlikli terör tekrar dünyada sesini duyurmaya başladı.

Acımız, öfkemiz, isyanımız çok büyük. Bugün gelinen sonuç ortadadır. Yürütülen politikalar gerek iktidar cephesinde, gerekse muhalefet cephesinde iflas etmiştir.

Peki ne olacak? Ne yapılmalı diye sorduğumda asıl sorunun sistemin kaynağın da, sistemin yapısın da olduğunu görüyoruz.

Sorunun kaynağı asıl siyasi kurumlar da.

Sorun sadece iktidarda mı?

Hayır. Asıl sorun temel ortak değerlerde dahi bir araya gelemeyen muhalefette.

Bu gün Türkiye siyasetinin yanlışlarını ve eksiklerini görmeden sadece güvenlik güçleriyle terörü sonlandırmak mümkün değildir. Özellikle siyasi partilerin iç politikalarını doğru yönlendirmesi şarttır. Bugün toplumun en geniş demokratik birlikteliğinin sağlanması ve teröre karşı birlikle mücadele edilmesi için gereken buluşmanın tartışmanın ve konuşmanın yapılması elzem ve acil olan birinci iştir.

Siyasetçiler, özellikle muhalefet (CHP, MHP, HDP) ve iktidarın sağduyulu, yurtsever siyasetçileri bu acılara son vermek için bir araya gelmelidirler. İktidar olma kaygısından ziya de, barış ve demokrasi için çocuklarımızın geleceği için öncelikle teröre karşı el ele, omuz omuza bir demokrasi cephesi oluşturmak zorundadırlar.

İçim çok acıyor. Bu ülke, bu topraklar kolay kazanılmadı. On yıllardır verilen, verdiğimiz demokrasi mücadelesi bir hiç olmamalı, yok olmamalı.

Hangi görüşten, hangi partiden olursa olsun milyonlar artık teröre karşı tek bir cephe oluşturmalıdır. Siyasi kurumlar bunun örgütlenmesini acilen yapmalıdır. Yoksa halk günümüz siyasetçilerini asla affetmeyecektir. Aslında siyasi kurumlar bu değişimi sağlayabilecek potansiyele ve güce sahiptirler. Eğer bu güç oluşturulamazsa ülkemizin ve hepimizin daha çok kaos ve acılar yaşaması kaçınılmazdır.

İnandığım ve söylemekten asla vazgeçmeyeceğim düşüncelerimi bir kez daha söylüyorum.

Günümüz siyasetini yönetenler eğer, teröre karşı ortak bir görüşte buluşabilmeyi ve halkın güvenini kazanmayı beceremedikleri takdirde bizlerin ve çocuklarımızın vicdanlarındaki yargılanmadan asla kurtulamayacaklardır.

Bayram sevincini doyasıya yaşayabileceğimiz nice bayramlar dileğiyle bayramımız kutlu olsun…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.