Bodrum Gündem

YAŞAMSIZLIK / Dr.Metin Aycıl Yazıları…

metin-aycıl-bodrum-gündem-yazıları

Herkes kendisinin hammaddesidir.

Yaşam, bu hammaddeyi işleyiş biçimimizdir…

Yazıma, ‘Yaşamsızlık’ diye başlayıp, hemen altında, yaşamı tarif etmeye kalkışmam belki biraz çarpıcı gelebilir. Neden böyle bir yazı yazma gereğini duydum; paylaşmak istiyorum.

Geçenlerde yine toplu taşıma araçlarından birindeydim. Çok sık toplu taşıma aracı kullandığım için, oradaki konuşmalardan da oldukça besleniyorum, esinleniyorum. Bu yazım da söz konusu esinlenmelerden bir tanesi.

Vapur mu? Metro mu? Metrobüs mü? Unuttum. İki genç arkadaş sohbet ediyorlardı. Sohbet pek de olumlu içeriğe sahip değildi ve umut da vadetmiyordu.

Ortak noktaları, nelere sahip olmadıkları ve başkalarının nelere sahip oldukları üzerine idi. Bu konuda kendilerince oldukça somut örnekler verdiler; ancak konunun özünü bulandırmamak için o detaylara girmek istemiyorum. Neticede konuşmadan almak istediğimi aldım ve sizlerle de paylaşıyorum.

“Nelere sahip değilim ve başkaları nelere sahip”. Bu cümle bana çok çarpıcı geldi; söyle bir düşündüm: Her iki seçenekte de bende olana değil, bende olmayana odaklanıyorum; yani işin içinde ‘Ben’ yok. Sonra da bu yokluğun ya da boşluğun adına ‘Yaşam’ diyorum. Düşündüm ki, bunun adı ‘Yaşam’ değil, olsa olsa ‘Yaşamsızlık’ olur. Ne kadar üzücü ki, yaşamsız yaşam sürenlerin sayısı hiç de azımsanmayacak kadar çok. “Bunu nereden biliyorsun?” diyebilirsiniz belki. Bunu bilmek ve görmek o kadar zor değil. Yakın çevremize şöyle bir bakalım, o kadar yakınımızdalar ki. Başta da söylediğim gibi, toplu taşıma araçlarını çok kullanıyorum; orada da tanık oluyorum yaşamsız yaşamlara. Hele genç insanlardan bu tür sözler duyduğumda, gerçekten çok üzülüyorum. Hayallerine ve umutlarına sarılmak yerine, yaşamsızlığa sarılmak neden ki? Yaşamsız yaşam sürdürdüklerinin kısa zamanda farkına varmalarını diliyorum.

Yaşamsız yaşam sürdürenlerin çok sık kullandığı bir söylemin de şu olduğuna tanık oluyorum: “Hiç şansım yok ki, şanssız adamın biriyim.” Bunun da kendi içinde tutarlı olduğunu düşünüyorum; zira her şeyi kendi dışımızda arıyorsak, kendi dışımızdan ve kendi çabamız olmaksızın, olmasını beklediğimiz her şeyi de ancak şans olarak tanımlayabiliriz. Kendimizin olmadığı bir oyunda, olumlu sonuç beklemek de, iyimserlik olsa gerek.

Şu itirazları duyar gibiyim: “Çalışıyorum, çabalıyorum olmuyor, olmuyor.” Ben de diyorum ki, her çiçeğin açma zamanı, her ağacın meyve verme zamanı var. Zamanı geldiğinde çiçeğin açması, zamanı geldiğinde ağacın meyve vermesi; varoluşlarının kaçınılmaz zorunluluğudur. Bizlerin yazgısı ya da döngüsü bundan farklı olamaz. Çabalarımızın sonuç vermediğini düşünüyorsak, henüz zamanı gelmemiştir. Biz umudumuzu koruyarak çabalarımıza devam edelim. Zamanı geldiğinde, belki de bizim beklemediğimiz bir anda, karşımıza çıkacak ve hatta ayağımıza dolanacaktır, çabalarımızın meyveleri.

Yaşamdan yaşamsızlığı kaldırmak için neler yapabiliriz? Doğaldır ki, buna herkes kendisi karar verecek ve yolunu da kendisi bulacak. Yararı olması umuduyla, haddimi de aşmayarak, düşüncelerimi kısaca paylaşmak isterim:

Varlık nedenimizi aramak ve bulmak çok değerli bir uğraş ve de eşsiz bir yolculuk. Kolay mı? Bilmem, bazılarımız için kolay, bazılarımız için daha zor olabilir. Önemli mi? Hiç önemli değil bence; önemli olan yolda olmak, kendi yolumuzda.

Bir de diyorum ki; bir cümle yazsak, bizi ifade eden. Bunu bir soruyla daha iyi anlatabilirim belki: “Başkaları, beni bir cümleyle anlatmak isteseler, bu cümlenin ne olmasını isterdim?” Ya da; kendimi üç özelliğimle ifade etsem bunlar neler olurdu?

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Oya dedi ki:

    Sn.Dr Metin Aycıl,
    Net ifadeniz ve görüşleriniz için sizi tebrik ediyorum. Sevgiler

    1. Metin Aycıl dedi ki:

      Çok teşekkür ederim.
      Sevgilerimle.