Bodrum Gündem

HAVA İLE BOŞLUK / Dr.Metin Aycıl Yazıları…

metin-aycıl-bodrum-gündem-yazıları

İnsanlar başaklara benzerler, içleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler.

MONTAIGNE

Çok da uzak olmayan bir geçmişte İstanbul’un bilinen bir otelinde bir iş toplantım vardı. Toplantıya öğlen yemeği nedeniyle ara verilmişti. Ben de fırsattan yararlanıp saç tıraşı olmak üzere, otelin berberine gittim. Bilindiği gibi berberler aynı zamanda muhabbet mekânlarıdır. Bu berberde de durum farklı değildi. Gördüğüm kadarıyla bu otel berberinin de müdavimleri, yani sürekli müşterileri vardı. Nitekim ben de sonra gitmeye başladım, ancak mesafe ve İstanbul trafiği nedeniyle devam ettiremedim. Saçlarımın da çok mesai gerektirmemesi, bu kararı almamı kolaylaştırdı. Söylediğim gibi, oraya gelenlerin muhabbetleri benim ilgimi çekmişti.

Bir keresinde, diğer koltukta tıraş olan kişinin pilot olduğunu süregelen muhabbetten anladım. Sohbete katılanlardan birisi, uçağın hava boşluğuna düşmesi konusunda soru sordu pilota. Pilot ise sanki az da olsa kızgın ama gülümseyen bir ifadeyle ve adeta anlaşılmasını istercesine, kelimelerin üzerine itinayla basarak, ağır ağır anlattı:

“Hava boşluğu diye bir şey olmaz. Hava zaten boşluğa dolar, boşluğun olduğu yerde hava olur” dedi.

Onu tıraş eden berber de kendince bir yorum yaparak şunları söylemeye kalktı: “Abi sürekli yeni gelişmeler oluyor, bununla ilgili yeni bir şey çıkmış olamaz mı?” Pilotun cevabı son derece kısa ve netti: “Saçmalama!”

Pilotun ilk yaptığı açıklama beni çok düşündürdü, daha doğrusu beynimde şimşek çaktı ve konuya farklı açıdan bakmaya başladım. Vardığım sonucu paylaşmak istiyorum:

Havanın boşluğa dolması, ya da boşluğu havanın doldurması gerçekten çok anlamlı. Bunu gözle görmek ve elle tutmak pek mümkün değil. Bunun somut biçimini, ya da ete kemiğe bürünmüş halini nasıl ve nerede görebiliyoruz?

Şimdiye kadar gördüğüm bütün havalı insanların boş insanlar olduğunu gördüm. Pilot o cümleyi sarf ettiği andan itibaren, hayatımda rastladığım havalı insanlar gözlerimin önünden film şeridi gibi geçmeye başladılar. İstisnasız hepsi boş insanlardı.

Söz konusu kimseler, hava ile kendilerini dış dünyadan gizliyorlar aslında; aynı hava yastığının darbeyi hafiletmesi gibi, bu tür insanlar da, yetersizliklerinin izdirabını bu yolla minimuma indirmeye çalışıyorlar sanki. Çoğu bunu o kadar içselleştiriyor ki, gösterdiklerinin ya da sunduklarının, gerçek değil de rol olduğunun kendileri farkında değilller.

Vitrini süslü dükkanlara benzetiyorum havalı insanları: Vitrin güzel; ancak içeri girdiğinizde bir şey yok. Ben şahsen içine girmiyorum bu tür dükkanların. Kendisi içeride değil ki ben neden gireyim.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Oya dedi ki:

    Sevgili Metin,
    Keyifli yazilarini okuyabilmek bir ayricalik bence. Ellerine saglik

    1. Metin Aycıl dedi ki:

      Çok teşekkür ederim Sevgili Oya.