Bodrum Gündem

MUĞLA CHP ÖRGÜTÜ DE TAKSİM’DE…

chp muğla örgütü taksimde (4)

CHP’nin çağrısıyla düzenlenen “Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi” için Tünel, Tepebaşı, Beşiktaş ve Şişli’de bir araya gelen vatandaşlar Taksim Meydanı’na adeta aktılar. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu meydan toplanan kalabalığa hitap ederken, miting için Ak Parti’den bir heyet katıldı.

Fatih Bozoğlu/Bodrum Gündem

CHP’nin çağrısıyla Taksim Meydanı’nda gerçekleşen mitinge Muğla ve ilçelerinden de yoğun bir katılım oldu. Başta Muğla Milletvekilleri Akın Üstündağ ve Nurettin Demir olmak üzere Muğla İl Başkanı Mürsel Alban ve yönetim kurulu üyeleri, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr.Osman Gürün, Milas İlçe Başkanı Suat Özcan, Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Muğla Gençlik Örgütü Başkanı Tufan Erkan Yakar, Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen ve yönetim kurulu üyeleri, geçmiş dönem Bodrum İlçe Başkanı Dr.Kerim Cangır ve Muğla ve ilçelerinden CHP üyeleri katıldı.

1977 yılında gerçekleşen 1 Mayıs mitinginden sonra, en kalabalık miting olarak değerlendirilen Cumhuriyet ve Demokrasi mitinginde yüzbinlerce yurttaş darbeye karşı olduklarını haykırırken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 10 maddelik Taksim Manifestosunu okudu.

chp muğla örgütü taksimde (12)KILIÇDAROĞLU’NDAN 10 MADDELİK “TAKSİM MANİFESTOSU”

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Taksim meydanındaki yüzbinleri selamlayan Kılıçdaroğlu, “Hepinize en içten saygılarımı sunuyorum. Sevgili vatandaşlarım gün birleşme günüdür. Gün dikta yönetimlerine ve darbelerine karşı direnme günüdür. Gün halkın sesini dinleme günüdür. Bugün Taksim’deyiz, birlikteyiz. Bizim için hepimizin tarih yazdığı bir gündür. Biz Taksim’e niçin geldik, Taksim’de ne yapacağız, hedefimiz ne? Bütün bunlara yanıt vermek için bir Taksim Manifostosu hazırladım.” dedi. Kılıçdaroğlu bu 10 maddeyi Cumhuriyet ve Demokrasi mitingine gelen yüzbinlerce yurttaş ile paylaştı.

chp muğla örgütü taksimde (5)TAKSİM MANİFESTOSU:

1) 15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış; ama bombalar altına parlamento görevini yapmış ve darbeyi püskürtmüştür. Bu darbe girişiminin sorumlularını iç ve varsa dış destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz.

2) Bütün siyasal partiler, darbe girişimine karşı çıkmış demokrasi konusunda Türkiye’de tartışmasız bir ortak payda oluşmuştur. Bu ortak tutum ve anlayış, siyasette uzlaşma kültürünün güçlenmesine de katkı vermek zorundadır.

3) Her türlü darbeye ve parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayete karşı çıkmak tüm demokratların, demokrasiden yana olanların bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman ne darbe, ne dikta; yaşasın tam demokrasi demeliyiz ve söylemeye devam etmeliyiz.

4) Demokratik parlamenter sistemimize karşı yapılan darbe girişimi halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam ve boyut kazanmıştır. Direnme hakkı demokrasiyi korumanın meşru bir yolu olarak ortaya çıkmıştır.

5) Demokrasimizin teminatı olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin Türkiye için ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti bizi çağdaş uygarlığa taşıyacak olan en temel anahtardır.

6) Bu darbe girişimi Anayasa’da, yasama yürütme ve yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin demokrasideki denge ve denetleme işlevinin güvencesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur

7) Balyoz, Ergenekon ve Casusluk gibi davalarda mağdur edilen insanların itibar ve haklarının iadesi kaçınılmaz olarak bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır.

8) Bu darbe girişimi devlet yönetiminin liyakata dayanması gerektiğini çok açık bir biçimde ortaya koymuştur. Devletin yapılanmasında siyasal yandaşlık, akrabalık, cemaatçilik tarikatçılık değil; bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır.

Bir başka anlatımla devleti yönetme yerine, devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz. Bu bağlamda devletin yeniden inşası zorunludur.

9) İnancı, kimliği yaşam tarzı ne olursa olsun bu ülkenin güzel insanları; bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında, meydanlarında, parklarında özgürce gezebilmedir. Hiç kimse unutmasın 15 Temmuz darbe girişimi 3. sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur. Bu ülkenin insanları 3. sınıf demokrasiye değil, özgürlükçü demokrasiye yani tam demokrasiye layıktır. Türkiye tümüyle darbe hukukundan ayrılmalıdır.

10- Devlet, kinle öfkeyle ön yargıyla yönetilmez. Darbe girişiminde bulunanlar hukuk içinde yargılanmalıdır. Devletin vakarı bunu zorunlu kılmaktadır. İşkence, kötü muamele, tehdit devleti darbecilerle aynı duruma düşürür. Buna izin verilmemelidir.

24 Temmuz Basından sansürün kaldırılışının 108.yılını da kutlayan Kılıçdaroğlu “15 Temmuz darbe girişiminin yenilgiye uğramasının ana unsurlarından birisi medya özgürlüğüdür. Medyanın açık ve net darbeye karşı olmasıdır. Dün medya özgürlüğüne karşı çıkanlar, bugün yaptıkları hataların inşallah farkına varırlar.” dedi. CHP lideri konuşmasının devamında ise şöyle konuştu; “Eğer demokrasi tarihini yazacaksak, bizi iyi dinlesinler. Gelin dördüncü güç olarak medyayı da anayasamıza açıkça yazalım.”

Yıllardır yasak olduğu için miting yapılamayan Taksim Meydanında, yüzbinlerce darbe karşıtı insan tarihi bir ana tanıklık yaparken, Cumhuriyet ve Demokrasi mitingi olaysız bir şekilde sona erdi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.