Bodrum Gündem

ERKEN ALINMIŞ, “YENİ YAŞ” KARARLARI…

O doğduğunda, ben ilkokul birinci sınıftaymışım. (Okula erken başladım ).

Kırk dört ay önce, bir sesi ve davranışı takip etmeye başladım… Son yirmi yedi aydır da açık açık duyuyor, dinliyorum. Zaman içinde, söylediği hemen her sözün notunu aldım. Kimi felsefi terimler, filmler, diziler, kitaplar, yazar abiler, ablalar,  vb. Ufak ufak içime sızmaya başlayan bilgilere, bir süre sonra kapılarımı ardına kadar açtım. İyi de ettim. Soru sormadan önce, düşünmeyi öğrendim mesela ki; O, çikolataya gugu derken, ben sular seller gibi okuyordum .

Ülkede ilân edilen durumun, süresi dolduğunda (!), ben yepyeni bir yaşa gireceğim.

Fırsat bu fırsat deyip, mevcut durumu lehime çevirmeye karar verdim.

Bundan çok seneler önce, “vay bee!..” diyerek okuduğum kitapları sehpanın üzerine koydum. Bende olmayanları da, dosttan temin ettim. Bugünkü kafayla ve bilişle yeniden okunacaklar. Başka satırların altları çizilecek muhtemelen, çizilemeyeceklerden de notlar alınacak. Eski ve yeni filmler var izlenmesi gereken ve bir o kadar da, adını bugüne kadar hiç duymadığım ama başlayınca, bir solukta on üç bölüm birden izleyebildiğim dizilerin linkleri, bilgisayarımda kayıtlı. İzlenecekler sırayla.

Erken uyanıyorum da, bir de erken kalkabilirsem, sonu denizde bitecek yürüyüşler yapmak var listede. Hedef üç ay sonra, okuduklarından, izlediklerinden bilgilenmiş, gözleri ışıltılı; yürüyüş ve deniz sayesinde daha sağlıklı bir bedene sahip olmak. Nerden aldığımı bilmediğim beş kiloyu vermek, kendimi daha güzel hissetmemi sağlamaz mı? Sağlar elbette.

Maddi manevî tüm zararı kendimden başka kimseye olmayan yığınla hatalarım oldu. Yalanlar söyledim mesela, “aman kırılmasın, üzülmesin” sahte gerekçesiyle ya da hiç öyle bir şey yokmuş gibi davrandım. Hiçbir zaman, hiçbir borcumu zamanında ödeyemedim ama mutlaka ödedim. Kimilerinin yanlış hatta hayasızca bulduğu hallerim için, hiç bahaneler yaratmadım; hepsini kabul ettim. Buydum, bu kadardım. Amma velâkin, hayatın içinde hep net durdum. Yüzüne bakmaktan utanacağım, yolumu değiştireceğim bir tek insan yok, benim için. Benden gözlerini kaçıran, yolunu değiştiren varsa da, eyvallah!..

Ân itibariyle (bu lafı da sevmem ama…) ben, kendimden ve kendi küçük, sakin dünyamın gereklerinden ve gereksinimlerinden başka, hiç ama hiçbir şeyle ilgilenmiyorum, düşünmüyorum. Kendim dâhil, hiç kimsenin, hayatımı olduğundan daha zor, sıkışık, içinden çıkılmaz hâle getirmesine izin yok gâri. Denk getirebilirsem üç ay sonra yarım yüzyıllık olacağım. Bir bu kadar daha var mı? Sanmıyorum. Olsa da aynı kalitede olmaz herhalde

Gördüm ve anladım ki, varlığımın, olan biten hiçbir şeye faydası olmadı. Bilgimi, görgümü ancak, kendimi sorumlu saydığım kızıma aktarabilirim; O, bunlarla ne yapar bilemem; varlığı işe yarasın isterim.

*************

Sözün özü; memleket meseleleriyle ilgilenmiyorum; zirâ memleketin başlı başına, mesele olduğunu düşünüyorum. Beşerî ilişkilerimi, kendi isteğim ve rıza gösterdiğim şekliyle yaşıyorum.

Ayrıca, zorlama ve yersiz bulduğum “OHAL’de dans… OHAL’de parti…” vb. gibi komiklere de hiç gülmüyorum.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.