Bodrum Gündem

PROF. DR. EROL MANİSALI İLE 15 TEMMUZ’A DAİR ÖZEL RÖPORTAJ….

Kendini ulusalcı olarak tanımlayan Türk iktisatçı, akademisyen ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Prof.Dr.Erol Manisalı, Ergenekon Soruşturmalarından 9 yıl hapis cezası almıştı. Prof. Manisalı 15 Temmuz başarısız darbe girişimi ve sürece dair dikkat çeken açıklamalarda bulunurken, iktidar ve muhalefetin birlik içinde hareket etmelerinin çok önemli olduğunu söyledi.

Fatih Bozoğlu/Bodrum Gündem

Ergeneokon soruşturması kapsamında 9 yıl hapis cezası alan Akademisyen ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Prof.Dr.Erol Manisalı ile Bodrum’un sanat ve kültür merkezi haline gelen Dibeklihan’da gündeme dair görüşlerini sorduk. Oldukça dikkat çeken ve özellikle 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin ince ayrıntılarını ve Fettullahçıların da ABD tarafından bir maşa olarak kullanıldıklarını ifade etti.

erol-manisalı-röportaj-8Son dönemde herkesin kafasının karışık olduğu, olayları ve gelişmeleri değerlendirmekte zorlandığı, 15 Temmuz’u nasıl değerlendirmek lazım şeklindeki sorumuza şu yanıtı verdi;

“Aslında ilk bakışta karışık gibi görünüyor, ama her şey çok net. Aynı bir otomobili inceler gibi. Bir otomobilde 40 bin parça vardır. Minik parçalara ayırırsanız. Ana dişliler vardır. Motor, aktarma organları, diferansiyeller vs. Ana dişlileri görmek lazım Türkiye meselesinde ve Orta Doğu meselesinde. Ana dişli nedir? Ana dişli 90 sonrasında Türkiye’de ve bu coğrafya da sınırların ve rejimlerin değiştirilmesidir. Doğrudan doğruya Türkiye’yi ilgilendiren boyutunda Lozan’ın ortadan kaldırılması ve Kürdistan’ın kurulması.”

Suriye’de Işid meselesine bakıldığında Kuzey Suriye’de bir Kürdistan çıktığını kaydeden Prof.Dr.Manisalı “Irak’ta baktığınız zaman 91 yılında Çekiç Güç anlaşması ile İncirlik Üssünden kalkan İngiliz ve Amerikan uçaklarının Kürdistan’ı kurdurması yatıyor.” dedi.

erol-manisalı-röportaj-6ORTA DOĞUDA SUNNİ BİR OTORİTE ABD’NİN İŞİNE GELMEDİ…

Türkiye’de iç savaş çıkartılıp Kürdistan’ın daha kolay ortaya çıkması için uğraş verildiğini iddia eden Prof.Dr.Manisalı bu günlere nasıl gelindiğine dair söylemine şöyle devam ediyor; “97’de Erbakan indirildi Amerika tarafından. Hem de TSK’ya indirtildi. Niçin? Erbakan Anti Amerikan olduğu için. Onun yerine uyumlu İslâm adı altında, Amerika’nın bölgedeki taleplerini karşılayacak, işbirliği yapacak İslâmcılar tercih edildi. Yeni Türkiye başlığı ile o proje başlatıldı. Ancak Türkiye içindeki İslâmcı çevreler Orta Doğu’da sünni odaklı bir siyasal otorite kurmak istemeleri İsrail ve Amerika’nın işine gelmedi. Hayır dediler, seninle bu oyunu oynamak istemiyoruz. Senin biraz başını ağrıtalım. Fettullah’ı ortaya çıkardılar. Fettullah zaten 70’li yıllardan beri hazırlanmaktaydı. Yedek bir güç olarak. Çünkü Amerika, İngiltere gibi güçler bir ata oynamazlar. Onlar 3-4 ata birden oynarlar. Fettullah Gülen atlardan bir tanesiydi. Konjonktör şimdi gerekti ve ona darbe yaptırıldı. Orduyu ve bürokrasiyi böldüler. Bölmedikleri şey kalmadı Türkiye’de. Bunları parça parça bölelim ki, Türkiye’nin de bölünmesinin yolu açılsın diye bakmaya başladılar. Dolayısı ile 15 Temmuz’da yaşadığımız olaylar, 90 sonrası bütün bölgede, Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da, Libya’da olagelen hadiselerin bir parçası. Onlar kendilerine göre Arap Baharı demişlerdi, herhalde bize de Türk Baharı deyip Türkiye’yi parçalama yolundalar.”

erol-manisalı-röportaj-5DÜN ATATÜRK’ÜN RESMİNİ ASMAYANLARIN, BU GÜN ASMASI ÖNEMLİDİR…

Prof.Dr.Manisalı 15 Temmuz’dan sonra, içerde ilginç bazı şeyler de gözlemlenmeye başlandığını ifade ederek açıklamalarına şöyle devam etti; “Biraz önce anlatmaya çalıştığım tehdidi, büyük dişlilerin dönüşünü eskiden görmemezlikten gelen içimizdeki odaklar, galiba bizim de kellemiz gidecek, artık bunu görelim ve bir şeyler yapalım demeye başladılar. İşte Türk bayrakları yeniden öne çıkarıldı. Atatürk yeniden öne çıkarıldı. İlk bakışta biçimsel de olsa, Türkiye’nin kuruluş felsefesine zıt olmayan, daha yumuşak, daha yakınlaştırıcı ögeler ön plana çıktı. Bunu desteklemek lazım. Yani dün Atatürk’ün resmini asmayanların, bu gün asması önemlidir. Ben dün asmıyorlardı, bu gün niye şeklinde sorgulamıyorum. Bu gün asıyorsa iyidir. O da kabulüm. Demek ki değişmiş hatasını görmüş diye bakıyorum. Çünkü karşımızda küresel güçler olduğu için, aramızdaki bu tür farklılıkları biraz ikinci plana itmemiz gerekiyor. Sorunun temelinde demokratik bir Türkiye, din devleti olmayan laik bir Türkiye. Bu asgari müştereklerde  birleştiğimiz zaman, diğer sorunları çözebiliriz. Yeter ki iktidarı elinde bulunduranlar ve Türkiye iç dinamiklerini oluşturan diğer güçler, bunun farkına artık varsınlar. Son bir yazımda dedim ki; Artık muhalefet ile iktidarda 15 Temmuz darbesinden sonra işbirliği yapamıyorsa, yarınki kaosun en büyük sorumlusu ve nedeni hem muhalefet, hem de iktidar olacaktır diye yazmıştım. Bu görüşümde de ısrar ediyorum.”

erol-manisalı-röportaj-3AYRILIKLARI ÖNE ÇIKARTACAK LÜKSÜMÜZ YOK…

Prof.Dr.Manisalı özellikle 15 Temmuz’dan sonra birlik ve beraberliğin çok önemli olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi; “Bu gün doğru noktaya gelinmişse dün böylelerdi demek istemiyorum. Bu gün geldikleri nokta önemlidir. Toplumlar da, insanlar da değişebilir. Makine değiliz. Bu değişime olumlu bakmak gerekir. Artık Türkiye’nin aramızdaki bu tür ayrılıkları öne çıkaracak lüksü yoktur. Bunun farkında olmamız gerekir.”

erol-manisalı-röportaj-4ULUSALCILIK ANLAYIŞIM, İÇERİDE VE DIŞARIDA DENGEYE DAYANIYOR…

Kemalist ve Atatürkçü kodlara geri dönüldüğüne inandığını belirten Prof.Manisalı görüşlerini anlatmaya şöyle devam etti; “Buna sımsıkı sarılmaları gerekiyor. NATO içindeki konumlarını değerlendirmeleri gerekiyor. Ben Türk dış politikası olarak, bu son 40 yıl içinde ulusalcı bir çizgideydim. Benim ulusalcılık anlayışım, içeride ve dışarıda dengeye dayanıyor. İçerde denge; bireyin çıkarları ile toplumsal çıkarlar arasındaki uyum. Dışarda denge; diğer devletler ile karşılıklı ulusal çıkarlara dayalı denge. Bu ikisini yaptığınız zaman demokrasiyi de getirmiş olursunuz. Kendi ulusal çıkarlarınızı Lozan’ı bozmadan getirmiş olursunuz. Yeter ki iktidar gücünü elinde tutanlar bunun idraki içinde olsunlar.”

erol-manisalı-röportaj-2BASIN 15 TEMMUZ’DA İLK DEFA DOĞRU BİR NOKTADA BİRLEŞTİ…

Prof.Dr.Erol Manisalı “15 Temmuz’da Türk basını önemli bir sınav verdi. Sağcısı, solcusu, yandaşı, candaşı birleşti ve bu sınavdan başarıyla geçti. Medya ile ilgili nasıl bir değerlendirme yapacaksınız? şeklindeki sorumuzu da “İlk defa doğru bir noktada birleştiler.” dedi.  20 yıldır bire bir görüşmeler yaparak, yazıları ve konferansları ile herkesi uyardığını kaydeden Prof.Dr.Manisalı açıklamalarını şu sözler ile tamamladı;

“Tehlikenin büyük olduğunu, görmediler demiyorum, görmemezlikten geldiler daha önce. Medyanın da içindeyim, üniversitenin de içindeyim. Buna hayret ediyordum, son 20 yıl içinde yazdığım kitaplarda da belirtmiştim. “Bu tehlikeyi göremezseniz, sizin de başınız belaya girer.” diye. Bunu ben sermaye gruplarına söyledim, üniversitelilere söyledim, hükümettekilere söyledim, siyasi parti liderlerine söyledim. Son 20 yılda bütün parti liderleri ile görüşmelerim oldu. Bunu ısrarla söyledim. Sonunda da ben haklı çıktım. Kendileri de sonunda bu noktaya yavaş yavaş gelmeye başladılar.”

erol-manisalı-röportaj-9PROF.DR.EROL MANİSALI KİMDİR?

1940 yılında İstanbul’da doğan Türk iktisatçı, akademisyen, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Prof.Dr.Erol Manisalı, Vefa Lisesi mezunu olup, ulusalcı düşünceleriyle tanınıyor. Küreselleşme ve Avrupa Birliği politikalarına da karşı görüşlerini her platformda dile getiren Prof. Dr. Erol Manisalı, halen İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde Öğretim Üyeliği yapmaktadır ve aynı kurumun Avrupa ve Orta Doğu Araştırmaları Merkezi’nin de başkanıdır.

İngiltere, ABD, Japonya, Almanya, İsviçre, Hollanda, Belçika, Avusturya, Norveç ve Mısır’da çok sayıda konferans vermiş ve uluslararası konferanslarda aktif katılımcı olarak bulunmuştur. Türk ekonomisi ve AB ilişkileri içeren raporları bulunmaktadır.

13 Nisan 2009’da, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan Prof.Manisalı tutuklanarak cezaevine kondu. Avukatlarının sağlık sorunları nedeniyle tahliye talebini değerlendiren 11. Ağır Ceza Mahkemesi, soruşturma savcısının da olumlu görüşü üzerine Prof. Dr. Erol Manisalı’nın tahliyesine karar verdi, ancak 5 Ağustos 2013’te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında ise 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Yorumlar

  1. Sabahattin EFE dedi ki:

    Fatih beyi böyle önemli bir röportaj için kutlarım, değerli hocamız 15 gündür bir sürü sivri zekalı açıklamalara noktayı koyan tarihsel bir tespit yapmış, Türkiye üzerine oynanan oyunları , yaptığı uyarıları da açıklamış.