Bodrum Gündem

İNANDIĞINI GÖRENLER: MASARU IBUKA (1908 – 1997) KİMDİR?

Masaru Ibuka Japon iş adamı

Masaru Ibuka 1950’li yıllarda bir şeyler söylemiş, ülkesine atom bombası atılmasının üzerinden de henüz çok fazla zaman geçmeden. Neler demiş Masaru İbuka? Söylediklerinden bazılarını aktaralım, belki kendisini anlamamıza yardımcı olur:

“Biz, dünyada yaygın kanı olan ‘Japon malları kalitesizdir’ imajını değiştiren şirket olacağız ve dünyanın her yerinde aranan ürünler yaratacağız… ABD pazarına ilk giren ve doğrudan satış yapan ilk Japon şirketi olacağız. Biz, yenilik ve yaratıcılık (inovasyon) yoluyla, ABD şirketlerinden daha başarılı olacağız… Bugünden elli yıl sonra, bizim markamız, dünyanın en iyi bilinen markası olacak. ‘Made in Japan’ denince, artık akıllara iyi ve güzel şeyler gelecek……Biz öncüyüz ve asla başkalarının takipçisi olmayacağız. Her zaman bilinmeyeni araştıracağız…..Temel prensibimiz, bireye saygı, onu cesaretlendirmek ve onun, yaratabileceğinin en iyisini yaratabilmesine yardımcı olmaktır. Bu bizim en canlı gücümüzdür.”

Masaru Ibuka ne dememiş?

“Kahrolsun Amerika… Katil Amerika…” türünden söylemler hiç kullanmamış; ülkesini yerle bir eden, radyasyon nedeniyle, gelecek nesilleri ipotek altına alan ülke olmasına rağmen.

Böyle bir ortamda, bu söylenenleri dinleneyenler, herhalde Masaru Ibuka’nın aklından şüphe etmişlerdir. Ancak onun hayalleri inanılmaz büyüktü; adeta kayaları delen kardelen çiçekleri gibi, yıkıntılar arasından filizleniyordu.

Kimdi Masaru Ibuka? Şimdi kendisini daha yakından tanımaya başlayalım (tabii ki tanımayanlar için):

Kendisi daha önce elektronik yan sanayi alanında faaliyet gösteren ve savunma sanayine destek veren bir fabrikasının sahibi ve yöneticisiydi. Onun bütün çabası “daha önce hiçbir firmanın yapmadığını yapmak” idi.  Masaru Ibuka bir ‘elektronik laboratuvar’ denebilecek bir işletme kurmak amacıyla bir grup mühendisi bir araya getirdi.

Tüketici pazarı için ilk icadı, elektrikli pilav pişiricisiydi; fakat satışı başarılı olamadı.  Zira pilavın dibi yanıyor, üstü ise iyi pişmiyordu; ancak pes etmedi.

Masaru Ibuka Japon iş adamı 1“Düşmek başarısızlık değildir, kalkmamak başarısızlıktır.”

Daha güçlü bir nakit akışı sağlamak ve gelecekteki gelişmeleri destekleyebilmek için savaş zamanındaki radyoların tamir işine başladı. Şirket, voltmetre gibi elektronik araçlardan kar sağlıyordu.

Şirketini kurulduktan kısa bir süre sonra Masaru Ibuka II. Dünya Savaşı zamanındaki yakın arkadaşı Akio Morita ile işbirliği yaptı. Ibuka’nın keşif yapmaya tutkulu biri olmasına karşılık, Morita daha gerçekçi bir işadamıydı; finans ve pazarlamadan anlıyordu. İki arkadaşın birbirini tamamlayan değerli özellikleri olduğu ortaya çıkmıştı.

1946 yılında Akio şirketin ortağı oldu. Şirket biçimsel olarak, bir Telekomünikasyon Mühendisliği Şirketi olarak kurulmuştu ve adı TTK idi.

Masaru Ibuka’nın tüketici ürünü alanında gerçekleştirdiği ve patentini aldığı ilk ürün TTK markasıyla anılan teyp oldu.   1949 yılında pazara sunulan ilk teybin ağırlığı 45 kg idi. Ancak birkaç ay sonra bir İngiliz lokaline (pub) bir adet satılabilmişti. Gerçekten de cihaz çok ağır, çok büyük ve çok pahalıydı.  Onlar pazarın neden yavaş ve kararsız olduğunu çabuk anladılar. Ibuka ve arkadaşları hem ağırlığın hem de boyutların küçültülmesine odaklandılar ve maliyeti yarıya indirmenin yollarını aradılar. Yine umutsuzluk yok, yine vazgeçmek yok. Ne demiştik:

“Düşmek başarısızlık değildir, kalkmamak başarısızlıktır.”

Masaru Ibuka 1952 yılında, kendisinin küçük ve ucuz teyp cihazı için yeni pazar olanaklarını araştırmaya ABD’ye gitti. Bu seyahatinde, transistorların gelecekteki potansiyelleri konusunda somut araştırmalar yapmaya başladı. Geri döndüğünde mühendislerine transistoru radyolarda kullanacaklarını anlattı. Söz konusu radyolar, kişisel kullanım için olacak, kolayca taşınabilecekti. Kullanım için elektriğe ihtiyaç duyulmayacaktı.  O dönemdeki taşınabilir modeller tipik bir zarf büyüklüğündeydi, ağırlıkları 4,5 kg’dı ve kullanılan pillerin bir-kaç saat sonra değiştirilmesi gerekiyordu. Ibuka bir cep modeli geliştirdi ve teknoloji çıtasını yukarı çekti

TTK 1955’de küçük portatif radyo pazarında gözükmüştü; ölçüleri 20x10x3cm idi. Ibuka’nın ekibi daha küçük bir model yapmaya odaklandı. Üstelik boyutların küçülmesinin sesin kalitesini olumsuz etkileyeceği konusunda yoğun eleştiriler bulunmaktaydı. Bu çabalar Mart 1957’de, TTK’nin cep radyosuyla pazara ilk giren olmasıyla ödüllendirilmiş oldu. Bunun ardından TTK daha değişik sürümleri pazara sunmaya başladı.

Bu başarının ardından şirketin ismi de ses (sound) anlamına gelen ve hepimizin bildiği  SONY olarak değiştirildi. Ibuka ve Morita bu ismin kolay tanınabilir ve birçok dilde kolay söylenebilir olduğuna inanıyorlardı. Sony ismi hızla, transistörlü radyo konusunda jenerik olmuştu ve 2-3 yıl içinde teknolojik liderliği elde etmişti.

Sony transistoru yeni tüketici ürünlerinde kullanmaya başladı. 1959 yılında dünyada ilk olarak transistörlü TV’yi pazara sundu. 1961 yılında dünyada ilk transistörlü videoteyp ve 1962 yılında ise ilk mikro TV’yi pazara sundu.

1960 yılında Sony ABD’de ilk şirketini kurdu ve Akio Morita ailesiyle birlikte New York’a taşındı.   ABD’deki Sony şirketi (Sony Corporation of America) gösterdiği gelişme sonucu ABD’deki en kaliteli şirket konumuna yükseldi.

1960’lı yılların ortasında ABD’de renkli TV pazara girdi. Bu RCA şirketinin öncülük ettiği standart bir teknolojiydi. Sony bu standart teknolojiyi kopya etmek istemiyordu. Bu konudaki odak noktasını TV tüpüne yöneltmişti; ancak ilk denemeler başarılı değildi. Birkaç hatırı sayılır hayal kırıklığından sonra 1967 yılında Sony’nin yeni ‘Trinitron’ sistemi hazırdı.   Renk üretimi açısından sağladığı rekabet avantajı, RCA’nın çok ilerisindeydi. 1968 ilkbaharında Sony TV’ler mağazalardaydı. Bir yıl içinde Trinitron, Japonya’da küçük ekran pazarının lider olmuştu. ABD’deki başarı, dünyanın diğer ülkelerinde sistematik ve kaçınılmaz olarak izleniyordu.

1980 sonlarına doğru Sony high-definition TV standartları geliştiren ilk şirket oldu. Bu inovasyon Avrupa’da korumacı bir tepkiyi harekete geçirdi ve Avrupa Komisyonu karşı standartlar oluşturmak amacıyla bir konsorsiyum oluşturdu.

Walkman muhtemelen Sony’nin en iyi bilinen ürünüydü ve 1979 yılında piyasaya çıktığında Sony’nin itibarının ve inovasyon konusundaki liderliğini haber veriyordu. Walkman müzik dinleyen insanların yaşamına yeni bir boyut getirmişti ve bir neslin yaşam tarzını değiştirmişti. İlk on yılda 50 milyonun üzerinde satılmıştı. Walkman sonraki süreçte daha da gelişme gösterdi ve farklı modelleri piyasaya çıktı.

“Bugünden elli yıl sonra, bizim markamız, dünyanın en iyi bilinen markası olacak” demişti Masaru Ibuka. Oysa Sony bu başarıyı elde ettiğinde, daha elli yıl olmamıştı.

Masaru Ibuka, birçok insana göre başarısızlıkla başlamıştı iş yaşamına; ancak tutkuları korkularından çok daha büyüktü. O yılların Japonyası’na baktığında hüzünle değil, umutlarıyla ve hayalleriyle besleniyordu.

Masaru Ibuka’nın inanılmaz hayalleri ve güçlü vizyonu, onun duruşunu şekillendiriyor ve başta belirttiğim söylemde yaşam buluyordu; kısacası: Masaru Ibuka inandığını görmüştü.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Bilal Erdoğan dedi ki:

    Klavyenin azizliği güzel yerine yanındaki h çıkmış ve hüzel olmuş. Fevkalade güzel çok güzel bir başarı hikayesi yazısı. Tebrikler.

    1. Metin Aycıl dedi ki:

      Teşekkür ederim sevgili Bilâl.