Bodrum Gündem

YAKIN GEÇMİŞTEN ÇEŞİTLEMELER / Fikret Karataş yazıları…

Fransa’nın yazı da kışı da yoktur. Ahlakı da yoktur. Bunların dışında şahane bir ülkedir. Ve genelde fahişeler tarafından yönetilir.

                                                                                                          Mark Twain

YAKIN GEÇMİŞTEN ÇEŞİTLEMELER…

Bayramdan hemen sonraki çekirge tahribatına benzer ortamla karşılaşacağımız kesin ve bunu anlatmakta boynumuzun borcu olduğuna göre bunu gelecek sayıda yapalım deyip, geçmişin derlemelerini paylaşalım diye düşündük.

Bilmem iyi ettik mi?

İnşallah etmişizdir…

HİCİV…

Aşağıda yazdıklarımız geçmişte yapılmış hicivler. Bugün olsa ne olurdu?

Olacağı belli. Başbakan ve diğer yöneticilerin tazminat gelirleri biraz daha kabarırdı.

Demek ki o devrin yöneticileri daha demokratmış.

Rahmi Kartay’dan

“Pehpehlerle pohpohlarla çok itleri at yaptık,

Uçurdukta göklere alkıştan kanat yaptık.

Hiç yoktan başımıza koca saltanat yaptık,

Üstüne çul vursanız, it onu kanat sanır,

Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.

*          *          *          *

Antalya merhum defterdarı Abdullah Çağlayan da çok güzel saptayıp hicvetmiş.

“Bir soğan soyulurken yaşarıyorsa gözler,

Hazine soyulurken aldırmıyor öküzler…

Hayâdan eser yoktur, beyhude bütün sözler.

Nafile inat etme hemen sallabaşını,

Uslu otur, hoş geçin, zıkkımlan maaşını.

*          *          *          *

TURİZM…

Mevsim bitti. Takke düştü kel göründü. Kelin büyüklüğü geçen yıla göre artmışsa  bunda Sn. Bakanımızın da payını yadsımamak gerekir. Sn. Bakanın da boğaz düğümleri bizlerinkinden farksız ama o, geleni bırakıveriyor. O da aykırılıkları gündeme taşıyor.

Bu yıl Yarımadamızla çok uğraştı.

  • 000 yatağı 40.000 olarak anlatıp imar planına el koymayı gündeme getirdi.
  • Bodrum’u bitirmişler diye boy ,boy ilanlara benzer söylemler sıraladı.
  • “Turşusunu mu kuracaksınız!” söylemiyle Yarımadayı rantçıların hedefi haline getirdi.

 

Bakan Bey bunu sıkça yapıyor, başka yörelerde de aykırı söylemler geliştiriveriyor.

Kendi partisinin Bolu İl Kongresinde de il yöneticilerine “Bu kadar parayı ne yapacaksınız dangozlar!.” deyiverdi.

Bilindiği gibi, dangozun sözlükteki karşılığı öküzün önde gideni, baş öküz, kalın kafalı, gözüne sokulan anlamayan, buna rağmen halinden çok memnun olan kişi olarak belirtilmektedir.

Böyle bir yaklaşımın Bodrum turizmine faydası olur denebilir mi?

CÜBBELİ AHMET VE NEDEN CÜBBE…
Adamın önde gelenlerinden değil de İsmail Ağa Cemaatinin önde gelenlerinden diye tanımlanan cübbeli namıyla maruf Ahmet Hoca. Malta’da kötü yakalandı. Meğer onun dağ sefası merakı da varmış o da çıktı ortaya.

Kitabı sünneti bırakıp adama tapanı akıl fukaralarının parasıyla bir güzel eğlenen Hoca, panikleyince saçmaladı. Aslında panikleyince kendisini anlattı. Yani esas yüzünü. Yaşamını kendilerinin ortaya koydukları ve din zannettikleri kurallara göre ayarlayan Hoca, ayarı bozunca bilgisizliği ve dinsel cehaletini açık ediverdi.

Takvaya göre yanlış yapmış.

Fıkha göre yanlış yapmamış, haram işlememiş.

Bilindiği gibi takva; korkma, sakınma, Allah korkusuyla günahlardan korunmak demektir.

Hoca salt yanlışın dışında bir şey yapmamış, bunun da bilincinde değil.

Allah korkusu yok, kul hakkıyla zevki sefa içinde kuldan utanma yok. 7 yaşından büyük kızını bile öpmeyen hoca göbek resmigeçidinin çaktırmadan seyircisi.

Hoca cemaatten korkmuş anlaşılan. Takva dediği de cemaate karşı aykırı davranmak oluyor zaten.

İnsanın ilkellik sergileyenlere değil de parasal olanaklarını zora sokup bunları destekleyenlere acıyası geliyor.

Yazık. Bunların ve eylemlerinin ıslahı olanaksız. Cübbelerinin kerameti de açıklandı bugünlerde.

Uzun pardösü giymelerinin nedeni; namaza eğildiklerinde arkalarındakilerin aklına “başka bir şey” gelmesini önlemekmiş. Ne garip, ne iğrenç, ne çirkin!…

Demek ki bunların aklından “başka bir şey” hiç çıkmıyor. Önünde namaza cübbesiz eğilen varsa “başka bir şey”le akıllarını bozuyorlar.

Namaz kılan yalın Müslümanların dikkatine!…

Namaza dururken arkanızda bir cübbeli veya uzun pardösülünün bulunmamasına dikkat edin. Öyle bir durum olursa kaçın oradan.

Çünkü orada “başka bir şey” mutlaka vardır ve akıldadır.

Yazanın notu:

2006 yılının bu günlerinde yazılmış ve o zaman köşe yazdığım sitede yayımlanmış bir yazı.

Bu günlerin gündemi 10 yıl önceki gündem.  Bir fark var araya bir Yenikapı ruhu sıkıştırıldı. Buna uymamak ihanet sayılıyor ama ilk aykırılığı Lozan konusunu ortaya getirip Kahramanlarımıza saldırı oldu. Hala iki ayyaşla haşır neşir olunuyor, olunacağa benziyor!

Bizlerin ruhu Kuvva-yı Milliye ruhu ile doldurulmuş. Atatürk’ün Cumhuriyet Halk Partisini yönetenler, Atatürk neden Cumhuriyet Halk Partisi demiş biliyorsunuz elbet (yanaşmalar dışında) . “Benim iki büyük eseri var. Biri Cumhuriyet, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi “

Halk ve Cumhuriyet, işte bu ruh bize yeter

Beni anlıyor musunuz Yöneticiler(!)

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.