İBRAHİM ETHEM SAĞAT / Fikret Karataş yazıları…

Birkaç ay önce Bodrum beyefendilerinden Ömer Aras’ı, ardından da geçen hafta Ethem Bey’i yitirdik.  Yani hakka ve ölümsüzlüğe yürüdü…

İkisinin de müşterekleri oldu; 90 yaşını devirdiler. Bodrum için ürettiler ve güçten eksilinceye dek eylem, biraz atıl hale gelince de fikren destek olmak suretiyle katkıda bulundular. Bir diğer anlatımla ölünceye dek ürettiler.

İkisi de Bodrum efendisiydi…

Ethem Bey’i çalıştığım banka Bodrum’a açıldığında tanıdım (1969)  O zaman PTT’de, yanılmıyorsam şefti. Ağabeyi rahmetlik Mustafa abi de PTT memuru idi.

Manuel telefon ve  mors alfabesi kullanılarak yazılan telgraflar, tık, tık taka tık ve memur ne olduğunu yazar gider alırsınız veya dağıtıcı aracılığı ile gelir. Banka ile PTT arası zaten 30-40 adım.

Özellikle para içeren ve anlatılan telgraflar çok önemliydi. Çünkü havale işlemi, ödendi bildirisi v.s olduğu için şifre kullanılıyordu.  Eğer telgrafı yazanın yazısı zor okunuyorsa şifrenin teyidini telefonla almak gerekirdi ki o da hem israf hem de zaman kaybına neden oluyor bu aşamada müşteri ile banka arasına soğukluk giriyordu.

Telgrafları özellikle hizmet ve posta görevi yapanlar alıyordu ama onların dışındaki memurlar da alabiliyor veya görevlendiriliyordu.  Telgrafı almaya giden ile geldiğinde işleme koyacak, her seferinde: “Teli inşallah Ethem Bey yazmıştır.” mırıldanmasıyla yöneliyordu PTT’ye…  Bunun nedeni ise, rahmetliğin yazısının çok işlek, akıcı güzel ve okunaklı olmasından kaynaklanıyordu.

Ethem Bey’le zaman, zaman bir araya geliyorduk.

Bacanağı rahmetlik Ünal Abdullah Çabuk’un teknesiyle Mavi Tura çıktık (Göovaya) . İkindiye yakın Çatı’ya demir attık. Bu arada Ethem Bey çorapları filan çıkarıp aşağıya abdest almak için indi. Su kenarına gelir gelmez önünde bir ahtapot beliriverdi.  Ayağını soksa saldıracak sanki. O ayağını sokmaya çalışırken ahtapot iyice yaklaşıp kafasını çıkarıyor ve kara gözleri dikiyordu.  Baktı ki olmayacak çıkıp tekneye aldı abdestini.

Sağlıklı bir görüntüsü vardı.  TMT oteli sahibi ona boş gezme olanağı tanımadı. Otelin para işleri ile banka ilişkilerini bir süre yürüttü.  Ben emekli olup başka bir bankanın Bodrum şubesini oluşturunca, Ethem Bey oraya yönlendirdi işlerini.

Vefalı ve dost insan olduğu için geldi elbette.

Yiyecek içecek söyleşisi yaptığımız zamanlar, yağın çok ta zararı olmadığına örnek olarak kendisinin kuyruk yağını kavurup bolca yediğini anlatırdı.  Ona dokunmuyor ve yapısı güçlüydü.  Öyle de olmasaydı 90’ı aşamazdı belki de…

TMT işini yorgunluk nedeniyle bıraktı ve torunlarının okuması sürecinde onlara İzmir’ de eşlik etti…

Ilımlı, Onurlu, Dost Dürüst insandı.

Yaratıcı indinde itibarlı olacağını düşünüyorum, öyle olmasını diliyorum!…

BESİAD (Bodrum Sanayici ve İş Adamları Derneği)

Geçen Pazartesi günü, BESİAD yeni yönetiminin basınla tanışma kahvaltısı vardı. Gittik, gördük, tanıştık.

Tanıştırılırken yönetim kurulu üyelerine baktım, bir iki orta yaş ve ya o tarafa yönelmişin dışında hepsi genç.  O gençlerin bir kaçının ya babası ya da dedesi ile zamanında ve bir konuda ilişkilerimiz olmuş.  Büyük bir olasılıkla da banka aracılığı ile iş ilişkisi.

Toplantının en yaşlısı bendim elbet.  Fatih ve Çiçek kardeşimizin fotoğraf saptamalarında da   “ayan beyan” görünüyor zaten. Böyle olunca da özel olarak çağırıldığım belli oldu.  Emre Köroğlu Başkanın telefonu da bunu anlatmış oldu sanki.  Ne ise çok mutlu oldum. Teşekkür ve başarı dileklerimi yineliyorum.

Bu seferki yönetim çok değişik ve çok cevval görünüyor. Umarım hizmet aşamasında bu görüntü egemen olur.

Geçmiş yönetimler zamanında BESİAD’la ilişkilerimiz oldu. Onların çalışmalarını izledim, gözledim zaman, zaman da yazdım. Şimdi de öyle olacak. Gerektiğinde övgü, gerektiğinde eleştiri, gerektiğinde de destek sunacağız BODRUM  için.

Kendilerine öneride bulundum. Buradan da yineliyorum: Bodrum bu yıl 1970 in ortalarında yaşadığı olguyu yineledi. Bunu salt 15 Temmuzla anlatmak biraz eksik ve kandırıcı olur.

Önemli ekonomik, sosyal, yapısal değişimler oldu.  Bunlar da elbette onaylanıp geçilecek gibi değil.

1987 yılında bu yana ekonomik yapı hakkında pek konuşan ve yazan olmadı.  Bu yılla ilgili, bu konularda hazırlanacak raporlar gelecek ve sonraki yıllara rehber olabilir.  Yüzde kırklara ulaştığı var sayılan kayıpların nasıl onarılacağının iyi saptanıp anlatılması Bodrum için yaşamsal bir konudur.

Bu görevi en iyi yapacak kuruluşun da şu aşamada BESİAD olabileceği en güçlü olasılık.

Eminiz ki, yapılırsa böyle bir hizmet çok önemli ölçüde kabullenilecektir.

29 EKİM!..

Cumhuriyet Bayramımız nedeniyle TV’de her program değişim anında sanatkar sesleniyor : “Bir başkadır benim memleketim.” Tümcenin içinde, hayranlık, mutluluk, sevgi barış, uygarlık ve benzer değerler dolu.

Gel gör ki, gün geçtikçe bir başka olan memleketimiz “ başkalaştırılma” saldırısına uğruyor.

Ulusal bayramlarımızı meczupların, dincilerin, cemaatçilerin, tarikatçıların, mezhepçilerin ve ehli la dinilerin saldırılarına karşın kutluyor olduk. Bu ortam sürdükçe durumun daha da vahim olacağını söylemek için kahin olmaya gerek kalmayacak gibi.

Komiser Mutlu Çelik’e ait olduğu genel kabul gören şiirinden  alınan iki dörtlükle  bitirelim yazımızı:

“Behey dürzü!

Esir iken mümkün müdür ibadet,

Yatıp kalkıp ATATÜRK’e dua et.

Senin gibi dürzülerin yüzünden,

Dininden de soğuyacak bu millet.

İşgaldeki hali sakın unutma,

ATATÜRK’e dil uzatma sebepsiz

Sen anandan yine çıkardın ama,

Baban kimdi bilemezdin şerefsiz!…”

Tüm halkımızın Cumhuriyet Bayramını içten duygularımla kutluyorum!…