Bodrum Gündem

AP AK (BEMBEYAZ) HOROZUN HAZİN SONU / Fikret Karataş BG DERGİ yazıları…

AP AK (BEMBEYAZ) HOROZUN HAZİN SONU / Fikret Karataş BG DERGİ yazıları…

whiteseramaccklgreybackground

1970’li yılların başında, bir basamak yükselmem nedeniyle Milas’a atandım. Rahmetli avukat Suphi Beyin Hacı İlyas Mahallesinde, güzel bir bahçe içinde zevkli yapılmış, bol odalı evini kiraladık.

Kışın orada, yazları Bodrum’da.

Nüfusumuz üç kişi.

Eşim, ben ve kızımız.

Kızımızın bazı besin ve polenlere karşı alerjisi var. Bu nedenle Adana’daki doktorumuzla sürekli iletişim halindeyiz.

Kiraladığımız ev cadde üzerinde ve caddede fazla yapılaşma yok. Evler yan yana ve tek sıra.

Yapılaşmanın fazla olmaması nedeniyle, nispeten kırsallığını korumuş bu alanda akrep var. Akrebi evde, hem de çocuğun yatağının yanında yakaladık.

Adana’ya izine gittiğimizde, doktorumuzdan serum istedik.

“Olmaz!” dedi.

Alerjik bünyede serum kullanmak ölüm nedeni olarak kabul ediliyormuş.

Umarını sorduk.

-“Oradan kaçın veya tavuk besleyin, tavuk akrebin bir numaralı düşmanıdır” yanıtını aldık.

Doktorun tavukla ilgili bilgisi, tıbbın dışında Adana köylüsü olmasından kaynaklanıyordu. Mesleğine İsveç’te başlamış köylü. Bilgili, başarılı sakin ve alçak gönüllü.

Evin bahçesinin bir köşesinde 15 tavuğun rahat barınabileceği bir kümes vardı. Ev sahipleri de tavuk besliyorlarmış da ondan.

On kadar tavuk ve bir de horoz aldık. Beslemesi de zevkli oluyordu. Aralıklı da olsa, akrep görünmesi seyrekleşti.  Tavuk, şüphelendiği veya akrebi gördüğü kovuğa arkasını dönüyor, tüyleri terden ıslanıncaya veya oradan bir şeyler çıkarıncaya kadar tüm gücüyle eşeleniyordu.

Tavukların başına aldığımız horoz, gün be gün palazlaşıyor, irileşiyor ve tavukların hatırını sormayı hiç aksatmıyordu.

Hırslı ve güçlü…

Horoz cinsmiş meğer. Aslı (Ligorn), nesli dışarılı cinslerden. Bacaklar kalındı. Boyun kalınlaştı, gaga olabildiğince sertleşip keskinleşti, ibik ile gerdan kırmızısı koyulaşıp kan kırmızısı oldu.

Dağdan gelen horoz, ovada gördüğü ilgi nedeniyle imparatorluğunu ilan etti.

Tavuklar mutlu.

Horozun keyfi yerinde.

Akrebi göremez olduk artık.

Derken…

Her gün dayılanan horozun sesi ve hareketinin kesilmesi dikkatimizi çekti.

Bir sabah baktık ki…

Horozun bacakları çalışmıyor, sesi kesilmiş. Tavuklar birer, birer yanaşıp sırtını acımasızca gagalıyorlar. Sırtında tüy bırakmamışlar. Sarı sular akıyor tüysüz deriden.

Horozu çıkarıp kümesten, bir ağacın dibine bıraktım. Ayakları çalışmadığından, ulaşabileceği yakınlığa yem ve suyunu koydum önüne.

Orada belki canlanır, aklı başına gelir hatasını anlar diye düşündüm.

On, on beş gün kadar geçti. Bir sabah ayaklanmış halde gördüm onu. Bir, iki gün sonra hiç göremedim. Etrafta tilkiler dolaşıyordu, kapmış olabilirler diye değerlendirdim.

Bir sonraki sabah, bir horoz sesi duydum. Güçlü ve uzun, uzun ötüyordu erkenden. Ses, dibine bıraktığım ağacın dalından geliyordu ve imparator eda içerikliydi yine.

Birkaç gün sonra, horozu tavukların yanına salıverdim. Görüntü enteresandı ve seyretmeye de değerdi doğrusu.

Bir süre sürdü horozun horozluğu, “Ufak tepeleri ben yarattım, büyüklerine karışmam.” edasıyla.

Tavukları akrep savaşçısı olarak her gün salıveriyoruz bahçeye, ihmal etmeden.

Rutinleşmiş eylemi yinelemek için kümese uğradığımızda yine bir gün, horozu bir köşede büzülmüş, tavukların da hırsla onu gagalar halde bulduk. Sırtındaki tüysüz alan epeyce genişlemiş,

Sarı sular akıyor, tavuklar ise gözümüze baka, baka gagalamayı sürdürüyorlar, zevk aldıklarını belli ederek.

Horozu alıp kümesten yokladım. Eti, budu, tavı yerinde. Artık iflah olmayacağa benziyor. Atsan atılmaz, satsan alan olmaz.

Horoza tencerenin yolu göründü gibi. Birkaç gün besledik, dinlendirdik.

4,5 kiloya ulaşmış “Ligorn” cinsi   horoz. Aslını, imparatorluğunu,  cakasını, afisini, tavuklara karşı hoyratlığını gerilerde bırakıp, horozlanmanın karşılığını,

Ocakta kaynayan tencerede buldu.

Altı saatte anca pişti.

Biri çocuk, üç kişinin birkaç günde yiyip bitirmesi olanaksız elbet.

Gereği yapıldı.

Konuklar ve komşularla paylaşıldı.

Horoz efsanesi, böylece sona erdi.

Ne zaman bir babaç, beyaz horoz görsem o bizim horozu anımsarım sevgi ve biraz da üzüntüyle.

Duyurulur tüm horozlara…

Ayrıca da horozlananlara…

Efsane horoz ve ocakta kaynayan tencere…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.