Bodrum Gündem

YURTTAŞ OLMAK / Meral Saraçbaşı yazıları…

YURTTAŞ OLMAK / Meral Saraçbaşı yazıları…

meral_saracbasi_ogrencileri

Mustafa Kemal ATATÜRK, 1 Kasım 1925 günü TBMM’nin İkinci Dönem Üçüncü Yasama Yılı’nı açarken “genel hayatımızı yeni baştan düzenleyecek yasalar“ın haberini veriyordu.

Hükümetin “Adli Reformlar” konusunda hazırladığı tasarı, 24 Aralık 1925’te TBMM’ye sunuldu. Ve bu tasarı 17 Şubat 1926 tarihinde “Türk Medeni Kanunu” adıyla TBMM’de kabul edildi. 4 Ekim 1926’da yürürlüğe girdi. Her şey 11 ay 3 gün gibi kısa bir sürede oldu, tasarı gerçekleşti.

Türk Medeni Kanunu ile:

Ailede kadın-erkek eşitliği sağlandı.

Evlilikte resmi nikah zorunluluğu getirildi.

Erkekler için tek eşle evlilik esası getirildi.

Kadınlara, istedikleri mesleğe girebilme hakkı tanındı.

Mahkemelerde tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadın-erkek eşit hale getirildi.

Patrikhane’nin din işleri dışındaki yetkileri kaldırıldı.

Ve Türk Medeni Kanunu’nun doğal sonucu olarak, kadınlara siyasal alanda haklar tanındı:

1930’da belediye seçimlerine katılma hakkı.

1933’te muhtarlık seçimlerine katılma hakkı.

1934’te milletvekili seçme ve seçilme hakkı.

Benim ekleyecek bir şeyim yok! Ama bir sorum var: Ruh ve kafa sağlığı yerinde bir kadın, kendisini esaretten kurtaran bir yasa yapan Cumhuriyet’e nasıl karşı olur?

Böyle bitiriyor Özdemir İnce 17 Şubat 2009 tarihli yazısını

Hep düşünmüşümdür gerçekten neden özellikle kadınlar bu hakları onlara kazandıran Cumhuriyet’e karşı olabiliyorlar.

Acaba kazanımlarının yaşamlarında neleri değiştirdiğinin farkındalar mı?… Bu hakları kullanabilmeleri için yeterli fırsatları olmuş mu?

Demokrasi bir yaşam biçimi. Yurttaş olmanın özgür aklını kullanmanın, hakkını hukukunu aramanın bilgiyle, bilinçle doğrudan ilgisi var. Yıllardır yoksullaşan,  bilgiye ulaşması giderek zorlaşan, sosyal yaşamdan dışlanarak kapalı topluluklarda sanal mutluluk düşleriyle hedefleri şaşırtılan kadınların, erkeklerin yurttaş olma talebi ne olacaktır.

Zor koşullarda yaşamını sürdürüp, çocuklarına ekmek götürmekten başka bir şeyi düşünemez hale gelmiş insanlar,  kendilerine dayatılan her şeyi kabullenmek yerine gerektiğinde “hayır “ diyebilmeyi nasıl başaracaktır.

Demokrasi bir yaşam biçimi. Sadece belirli kişilere sunulmuş bir armağan değildir. Yaşamın her alanına yaygınlaştırmadıkça, var olan hakların yaygın kullanımı için fırsatlar yaratmadıkça, toplumun önündeki kişilerce örnek davranışlar sergilenmedikçe yurttaşlar yasası sözde kalacaktır. Demokrasiyi istemek için, özgürce düşünebilmek, yurttaş olabilmek için yokluğunda ne olacağını bilmek gerekir.

Bu günün yıldönümünde öncelikle hukukçularımızdan bekleriz bu yasanın getirdiği özgürlüklerin önemini vurgulamayı.

Bir anma mesajı ile geçiştirilemeyecek bu devrim niteliğindeki yasanın önemini vurgulamaları, anlatmaları, yaşama geçirebilmek için çabaları  Yerel ,Genel Yönetimlerden , Sivil Toplum Kuruluşlarından bekleriz .

Bir dizideydi sanırım. Erkek kıza bakar “Bugün çok güzel görünüyorsun. Yüzün Cumhuriyet’in ilk yılları gibi”der.

Yeniden gülen yüzlerimizle özgür yurttaşlar olarak yaşayabilmek için Cumhuriyet’in İlk Yıllarına bakmak ve tüm kazanımları insanımıza yeniden özenle ve sabırla anlatmak ve yaşatmak gerek

17 Şubat 1926 da Kadın erkek eşitliğine ve onların dayanışmasıyla gelişecek bir topluma , güzelleşecek bir yaşama inanmış Mahmut Esat Bozkurt gibi devlet adamlarını saygıyla anıyor her kesimden günümüz siyasetçilerinin 91 yıl önceki ileri görüşlülüğünden ilham almalarını diliyorum.

Meral Saraçbaşı/17 Şubat 2017

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.