Bodrum Gündem

TÜRKAN SAYLAN’LA YÜRÜMEK

TÜRKAN SAYLAN’LA YÜRÜMEK

hatice-yücel-bodrumgundem_yazilariDüşlerim gerçek oldu. Otuz yıl ÇYDD’de başlattığımız yol arkadaşlığımızı 19 Mayıs 2009’da kaybetmek ne kadar acıysa 15.02.2017 günü büstünün Bodrum’un gözde noktası Tepecik Meydanına dikilmesi ve isminin verilmesi de o kadar mutluluk ve onur vericiydi. STK’ların öncü, örnek, örgütçü, aydın bilim kadını artık Bodrum’da da el verecekti her şeye. Dişi şehre ne kadar da yakıştı. Başta Belediye Başkanı, öğrencim, Mehmet Kocadan’a, Meclis üyelerimize, Taner Uslu’ya, ÇYDD’ye gönül ve emek verenlere, Zafer-Derya atölyesine, Bodrum halkına teşekkürler. Bu az bulunan sağlık ve eğitim gönüllülerinin diğer belediyelerce de örnek alınmasını dileriz. O’nunla bir olmanın sorumluluğunu da bilerek.

Kim demiş “Mart ayı dert ayıdır, kazma kürek yaktırır.” diye. Doğa bizden iştahlı uyanmaya. Kışın zorluklarını yenebilen erik-badem ağaçlarının kara kuru dalları beyaz çiçeklerle donandı. Anlaşılan acelesi var arıların bal almaya. Güneş ısısını yaymış cömertçe. Pan nefesini salıvermiş tepelerden. Gök, Adalar Denizi birleştirmiş mavisini. Öyle bir coğrafi güzellik içindeyiz ki cennet bizimle bilene. Bilmeyenlerse, gölge etmesinler yeter!

Tepecik kahvesinden çocuk Neyzen Tevfik’in üflediği neye, “Hayat çatlak bardaktaki suya benzer. İçsen de tükenir, içmesen de. Bu yüzden hayattan tat almaya bak! Çünkü yaşasan da bitecek yaşamasan da.” sözü eşlik ediyor. Ekmeğini denizden çıkaran balıkçılar örüyor ağlarını, kaderlerini. Yakında sefere çıkacaklar. Halikarnas Balıkçısı uzanmış hasırına, açmış radyosunu onlara Ege’nin düşlerini hem anlatıyor hem yazıyor. Köşedeki fırından ekmek, kahveden ada çayı kokusu yayılıyor iştah açıcı. 250 yıllık Tepecik Camisi’nden saygılı ezan sesiyle toparlanıyor yaşlılar. Kıyıya paralel caddede in-cin yok, bizim gibi Cumhuriyet Okuluna giden çocuklarından başka. İşte bugün bu kahvenin yerinde Türkan Saylan var. Buranın adı da Türkan Saylan Meydanı. Sırtını kendi gibi verimli zeytin ağacına dayamış, karayla denizin dostu. Ege’yle Akdeniz’in el sıkıştığı bu beldede barış kadını bizi izliyor.

Esas heyecanlandığım an, bu yıl Dünya Emekçi Kadınlar bildirisi burada okunup yürüyüş buradan başlayacak. Bir tarafım kış, bir tarafım bahar sanki. Türkan Saylan’ın ardından; yokluğu, yoksulluğu, şiddeti gören binlerce kadınla, kardelenlerle, çocuk gelinlerle, şiddete uğrayanlarla, cumhuriyet anneleriyle, yargılanmadan tutuklananlarla yürüyoruz. Eşitliğin, özgürlüğün, emeğin adına yürüyoruz. Sağlığı ve eğitimi sermayeye satanlara inat yürüyoruz. Yarınlar, çocuklar adına yürüyoruz. Çünkü burası bahar ülkesi. Ege’yle Akdeniz’in el sıkıştığı mavi şehir. Burası Heredotlar, Artemisler, Turgutreisler şehri. Gerekirse saçlarını kesip sevdikleri için savaşanların şehri. Burası sanat-kültür, harikalar diyarı.

O, “Ben Türkan Saylan olarak gökten inmedim. Sadece gizil güçlerimi keşfettim. Yapacaklarımı düşledim, sevdim, planladım, savaştım ve başardım.” diyor. Biz de öyle yapacağız. Değil mi ki bugün sen de bizimle Tepecik meydanındasın… Bir yanımız Ege, bir yanımız Anadolu. Sen yine önümüzdesin, işaretini bekliyoruz. “HAYIR” mı diyorsun? Biz kadınlar da “HAYIR”larla yürüyoruz geleceğe.

Hatice YÜCEL/Eğitimci

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.